Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

COĞRAFYA DÖNEM ÖDEVİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
COĞRAFYA DÖNEM ÖDEVİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

ETKİNLİK SAYFA 75 LİSE 9.SINIF COĞRAFYA KİTABI LİSE 1.SINIF

ETKİNLİK SAYFA 75 LİSE 9.SINIF COĞRAFYA KİTABI LİSE 1.SINIF

Sınıfın en fazla 30 öğrenci alabilmesi MAKSİMUM NEM
Sınıfın öğrenci kapasitesinin arttırmak için genişletilmesi HAVANIN ISITILMASI
Sınıfta var olan 24 öğrenci MUTLAK NEM
Sınıfın %80 lik doluluk oranı BAĞIL NEM
30 Kişilik sınıfa 33 kişi gelmesi BAĞIL NEMİN %100 AŞMASI VE YAĞIŞ OLUŞUMU
Sınıftaki %20 lik boş sıra NEM AÇIĞI

COĞRAFYA 9 DERS KİTABI
COĞRAFYA 9 DERS NOTLARI
COĞRAFYA 9.SINIF DERSİ ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI
COĞRAFYA 9.SINIF DERSİ ÖLÇME DEĞERLENDİRME VE TEST SORULARININ CEVAPLARI
COĞRAFYA 9.SINIF ÖDEVİ
COĞRAFYA LİSE 1.SINIF DERSİ ÖLÇME DEĞERLENDİRME VE TEST SORULARININ CEVAPLARI
COĞRAFYA LİSE 1.SINIF DERSİ ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI

İKLİM ELEMANLARI : NEMLİLİK VE YAĞIŞ LİSE 9.SINIF COĞRAFYA KİTABI LİSE 1.SINIF

İKLİM ELEMANLARI : NEMLİLİK VE YAĞIŞ LİSE 9.SINIF COĞRAFYA KİTABI LİSE 1.SINIF
Nemliliğin oluşumu ve yeryüzündeki dağılışında etkili olan faktörler nelerdir?
Nemliliğin ve yağışın kaynağı sudur. Sıcaklığa bağlı olarak su, buhar ve buz hâline dönüşebilir. Su olmasaydı, yeryüzünde yaşam olmazdı. Atmosfer içerisinde su; buhar, sis, bulut ve yağışlar şeklinde kendini gösterir. Atmosfere teması olan sular, Güneş’ten aldığı enerji ile birlikte buharlaşarak nemli bir hava tabakası oluşturur. Su buharı yükseldikçe yoğunlaşarak, yeryüzüne yağmur, kar ya da dolu şeklinde geri düşer. Atmosfer içerisindeki su buharı nem olarak ifade edilir.

Mutlak nem: 1m3 hava içerisinde bulunan nemin gram (gr/m3) cinsinden değerine mutlak nem denir. Mutlak nem miktarı Ekvator’dan kutuplara, denizlerden, karaların içlerine doğru gidildikçe ve yeryüzünden yukarıya çıkıldıkça azalır. Mutlak nem miktarı sıcaklıkla doğru orantılıdır. Hava sıcaklığı arttıkça havanın taşıyabileceği nem miktarı da artar. Tersi durumda ise azalır.Havadaki nem miktarı higrometre (nem ölçer) denilen bir aletle ölçülür.

►Denizden uzaklaştıkça, yerden yükseldikçe, kutuplara gidildikçe mutlak nem azalır.

►Sıcaklık arttıkça havanın su buharı alma yeteneği artar yani mutlak nem artar.

►Mutlak nem ; gündüz çok gece azdır. Yazın çok kışın azdır. Ormanda çok stepte azdır.

Buharlaşma arttıkça, mutlak nem de artar. Buharlaşmayı etkileyen faktörler şunlardır:

Sıcaklık: Sıcaklıkla buharlaşma doğru orantılıdır. Yani sıcaklık arttıkça buharlaşma artar.

Nem Açığı: Havadaki nem oranı da buharlaşmayı etkileyen faktörlerdendir. Nem oranı az olan havada buharlaşma şiddeti artar. Buna karşın nem açığı az olan hava kütlesinde buharlaşma şiddeti azdır. Başka bir ifade ile bağıl nem arttıkça buharlaşma şiddeti azalır.

Hava Hareketleri, Rüzgarlar: Durgun bir hava ortamında buharlaşma şiddeti azdır. Yatay (rüzgâr) ve dikey (konveksiyonel) yöndeki hava hareketleri buharlaşma şiddetini arttırır.

Hava Basıncı: Basınçla mutlak nem arasında da doğru orantı vardır. Basınç arttıkça mutlak nem artar, basınç azaldıkça mutlak nem de azalır.

Buharlaşma Yüzeyinin Genişliği: Özellikle buharlaşmanın büyük oranda gerçekleştiği deniz ve göllerin yüzeyi arttıkça buharlaşma şiddeti de artar.

Yükselti: Yükseltiye bağlı olarak sıcaklık ve basınç azalacağından buharlaşma da azalır.

Toprak Özelliği: Koyu renkli topraklarda sıcaklık daha çok artar. Buna bağlı olarak buharlaşma şiddeti de artar. Açık renkli topraklarda ise buharlaşma şiddeti daha düşüktü. Geçirimli topraklara buharlaşma oranı daha fazla olur.

Bitki Örtüsü: Bitkiler topraktan aldıkları suyun bir kısmını terleme yoluyla havaya verirler. Yoğun bitki örtüsünün bulunduğu yerlerde nem miktarı nispeten daha fazladır.

Okyanus Akıntıları: Sıcak su akıntılarında buharlaşma oranı fazladır. Dolayısıyla geçtikleri kıyılarda nem miktarını arttırırlar. Soğuk su akıntılarında ise durum bunun tersinedir.

Bu bilgiler ışığında, yeryüzünde mutlak nemin en fazla olduğu yer Ekvator ve çevresi olurken; en düşük kutuplarda görülür. Çünkü Ekvator’da hava sıcak olduğundan, daha, fazla su buharı alabilir. Kutuplara doğru hava sıcaklığı azaldığından, nem alabilme yeteneği azalır. Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe mutlak nem azalır.

1m3 havanın belli bir sıcaklıkta taşıyabileceği en yüksek nem miktarına maksimum nem (DOYMA MİKTARI) denir. Örneğin, 1m3 havanın -10° C sıcaklıkta taşıyabileceği en fazla nem miktarı 2 gr/m3 iken, 0° C’ ta 4.8 gr/m3′ tür. Havadaki nem, doyma noktasını aşarsa o havada yağış meydana gelir.

Bağıl nem: Havadaki mutlak nem miktarının, doyma noktasına oranına bağıl nem (nisbî nem) denir. Bağıl nem oranı yüzde (%) olarak ifade edilir. Bağıl nem miktarı % 100′e ulaşırsa havadaki nem doyma noktasına ulaşmıştır ve o havada yağış meydana gelir. Bağıl nemi hesaplayabilmek için şu formül uygulanır:

Mutlak Nem

Bağıl nem (nisbi) = ־־־־־־־־־־־־־־־־־־־־־־־־־־־ • 100

Maksimum Nem


Bağıl nem ile mutlak nem doğru orantılıdır. Mutlak nem, arttıkça, bağıl nem de artar; azaldıkça bağıl nem de azalır.

Bağıl nem ile doyma miktarı (maksimum nem) arasında ters orantı vardır. Maksimum nem arttıkça bağıl nem azalır.

Bağıl nem ile sıcaklık arasında da ters orantı vardır. Sıcaklık arttıkça bağıl nem azalır.

Bağıl nem, maksimum nemin az olduğu, kara içleri ve çöl bölgelerinde azdır. Buna karşın, mutlak nemin fazla olduğu Ekvatoral bölgelerde ve deniz kıyılarında fazladır.

Havadaki mevcut nem miktarı (mutlak nem) ile doyma miktarı (maksimum nem) arasındaki farka nem açığı denir. Nem açığı ne kadar az ise bağıl nem o oranda fazla olur.

Mutlak nem ile maksimum nem (Doyma miktarı) eşit olduğunda, bağıl nem %100 olur ve hava doyma noktasına erişmiş olur. Bu, aynı zamanda yoğunlaşma noktasıdır.


Not : Bağıl nem ; ekvatorda, denizlerde fazladır.
• Gündüzden → Geceye Artar
• Yazdan → kışa Artar
• Deniz seviyesinden yükseldikçe Artar
Çöllerde, kıtaların iç kesimleri (yaz) Bağıl nem azalır.
Not : Mutlak nem miktarı maksimum nem miktarına eşit olursa, hava doyma noktasına ulaşır ve nisbi nemi %100 olur.

Yoğuşma, sis, bulut: Su buharı (atmosfer içerisinde) yükseldikçe soğuyarak yoğuşur. Yoğuşma yükseklerde olursa bulut, yeryüzüne düşerse yağış ve yeryüzüne yakın yerlerde olursa sis oluşturur. Bulutların, sirüs (tüy bulut), kümülüs (küme bulut), stratüs (katman bulut) ve nimbüs (yağmur bulutu) adları verilen dört tipi vardır.

Yüksek bulutlar (Sirüsler): Saçak, tüy, ya da ince iplikler biçimindeki bulutlardır. Yüksek bulutlar genelde yağış getirmezler. Bunlar, bir siklonun yaklaştığının ve havanın bozacağının habercisidirler.

Orta yükseklikteki bulutlar (Kümülüsler): Kümeler biçimindeki bulutlardır Genellikle alt kısımları düz ve siyah olur. Alt kısımlarının düz olmasının nedeni yoğunlaşmanın aynı seviyeden başlamasıdır. Siyah olmasının nedeni ise iri su taneciklerinden oluşmasıdır. Bu gruptaki bazı bulutlar yükseklere doğru büyür ve sağanak şeklinde şiddetli yağmurlar getirir.

Alçak bulutlar (Stratüs’ler): Yer’in üstünde, asılı gri bir tabaka gibi duran koyu renkli bulutlardır. Genelde yağışlara yol açarlar.
Yukarıdaki bulutlar ana bulutlardır. Ancak gökyüzünde, özelliklerine göre, sirrokümülüs, kümülonimbus, sirro-stratüs gibi adlarla anılan karma bulutlar da görülür. Ayrıca, yağış bırakan bütün bulutlara nimbus adı verilmektedir.
Belirli bir anda gökyüzünün bulutlarla kaplı kısmının tüm gökyüzüne olan oranına bulutluluk denir. Bulutlu-luk oranı çeşitli aynalardan oluşan ve Nefometre adı verilen bir aletle ölçülür. Buna göre, gökyüzünün oranı 10 kabul edilerek;

0-2 oranı Açık havayı
2-8 oranı Bulutlu havayı
8-10 oranı Kapalı havayı ifade eder.

Sis, ise yeryüzüne çok yakın oluşmuş ya da yeryüzüne çökmüş bulutlardır. Sıcak ve nemli bir havanın daha soğuk bir yerle teması sonucu sis oluşur. Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin karşılaşması da sislere yol açar. Başlıca sis oluşum şekilleri şunlardır:

a. Rüzgar, ılık denizlerden soğuk karaya eserse karada sis oluşur.
b. Rüzgar, sıcak denizlerden soğuk denizlere eserse soğuk sular üzerinde sis oluşur.
c. Rüzgar, sıcak karalardan soğuk denizlere eserse deniz üzerinde sis oluşur.
d. Serin denizler üzerinde alçalan hava kütleleri sis oluşumuna neden olur.

Yağışın oluşumunu sağlayan faktörler nelerdir?

Yağış, su buharının yoğunlaşması sonucu yer çekimine bağlı olarak yeryüzüne katı (kar, dolu) veya sıvı (yağmur) olarak düşmesidir. Yoğunlaşmaya neden sıcaklığın azalmasıdır.

•Yoğunlaşmanın olması için Bağıl nemin %100’ü aşması gerekir.
•Yoğunlaşmayı engelleyen faktör hava sıcaklığının artmasıdır.

Yeryüzüne düşen yağışın miktarı metre kareye (m2) kilogram (kg) veya milimetre (mm) olarak belirtilir. Yağışlar farklı şekillerde oluşur. Yağmur yağışların en büyük bölümünü oluşturur. Yağmur damlaları 0,5 ile 5 mm iriliğindedir. Buna göre çiseleme ve sağanak şeklinde yağarlar. Yağmur yağışları pluviometre (yağmur ölçer) denilen bir aletle ölçülür. Su buharının 0° C altında donarak billurlaşması sonucu kar yağışı oluşur. Atmosfer içindeki su tanelerinin dikey hava hareketi ile aniden soğumasıyla da dolu yağışı meydana gelir. Soğuk ilkbahar gecelerinde havadaki su buharının cisimler üzerinde su damlaları oluşturmasına çiy denir. Sonbaharda açık havada çok soğuk gecelerde havadaki nemin cisimler üzerinde buz örtüsü oluşturmasıyla kırağı oluşur.

YAĞIŞLAR

Havadaki su buharının soğuyarak su haline gelmesidir. Bunun için de havadaki bağıl nemin doyma noktasına ulaşması gerekir. (%100)

Bir hava kütlesi;
Soğuk bir hava kütlesi ile karşılaşırsa,
Soğuk bir bölgeden geçerse,
Yükselmeye uğrarsa,
sıcaklığı azalır ve havanın nem taşıma kapasitesi azalacağından yoğunlaşma meydana gelir.

Yine aynı hava Kütlesi;
Sıcak bir hava kütlesiyle karşılaşırsa,
Sıcak bir bölgeden geçerse,
Alçalmaya uğrarsa,
sıcaklığı artar ve havanın nem taşıma kapasitesi artacağından yoğunlaşma sona erer.

►Havanın yükselerek soğuması = yağış

►Havanın doyma noktasına ulaşması = yağış

Yağış Biçimleri

A) Yerde Yoğunlaşma Biçimindeki Yağışlar

1.Çiy: Havadaki su buharının soğuk zeminler üzerinde, su tanecikleri şeklinde yoğunlaşmasıyla oluşur. Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında görülür.
2.Kırağı: Havadaki su buharının soğuk cisimler üzerinde, 0°C’den düşük sıcaklıklarda kristaller şeklinde yoğunlaşmasıyla oluşur. Sonbahar aylarında ya da kış başlarında görülür.
3.Kırç: Havadaki su buharının çok soğumuş ağaç dalları, tel, saçak, vb. cisimler üzerinde yoğunlaşarak buz tabakası haline gelmesidir. Kırağıdan ayrılan yönü, kristallerin üst üste yığılarak buz tabakaları haline gelmesidir.

B) Havada Yoğunlaşma Biçimindeki Yağışlar

1.Yağmur: Bulutu oluşturan su taneciklerinin büyümesiyle oluşan su damlalarıdır. Yoğunlaşmanın devam etmesi ile ağırlığı artan su damlaları yağış halinde yere düşer.
2.Kar: Su buharının, yükseklerde 0°C altında yavaş yavaş yoğunlaşmasıyla oluşan buz kristalleri yere düşer. Bu tür yağışlara kar denir.
3.Dolu: Hava sıcaklığının birden bire ve büyük ölçüde azalması sonucu yağmur damlaları donarak buz parçacıkları halinde yere düşer. Bu yağışlara dolu denir.


Hava kütlelerinin soğuma ve yoğunlaşma biçimine göre yağış çeşitleri;

1.Yamaç (orografik) yağışları: Bir yamaç boyunca yükselen nemli hava kütlesinin soğuyarak yoğuşması sonucu oluşan yağışlardır. Yamaç yağışları çoğunlukla dağın üst kısmına kar, alt kısmına yağmur hâlinde düşer. Yaz musonları bu tür yağış bırakır. Ülkemizde Akdeniz ve Karadeniz kıyılarındaki dağların denize bakan yamaçlarında da bu tür yağışlar oluşur.Dünya’da en çok, Güneydoğu Asya’da Orta kuşaktaki karaların batı kıyılarında Amerika’da Kayalık Dağları’nda, ve sıcak kuşaktaki karaların doğu kıyılarında görülür. Türkiye’de ise, Toroslar’ın güneybatıya, Karadeniz Dağları ile Istrancalar’ın kuzeye bakan yamaçlarında fazlaca görülür.
Hava kütleleri yamaç boyunca yükselirken en fazla yağışı 500 - 1000 m yükseltiler arasına bırakırlar. Yükselti arttıkça (1000 m’lerden sonra) mutlak nem azaldığı için yağış da azalır.

2. Cephe (frontal) yağışları: Faklı hava kütlelerinin birbirleriyle karşılaştığı sınıra cephe adı verilir. Sıcak ve nemli hava kütlelerinin soğuk ve kuru hava kütlesiyle karşılaştığı alanlarda cepheler oluşur. Sıcak ve nemli hava hava soğuk hava kütlesi üzerinde yükselerek yoğuşur ve ardından yağış bırakır. Ülkemizde kış aylarında, kuzeyden gelen soğuk kuru hava Akdeniz kıyıları üzerindeki ılık nemli havayı soğutup yoğunlaştırarak cephe yağışları oluşturur. Cephe yağışları genellikle orta kuşak ülkelerinde görülür.Dünya’da en çok, Orta kuşakta ve 60° enlemleri civarında görülür. Türkiye’de, özellikle kış mevsiminde görülen yağışların çoğu cephesel kökenlidir.
Kış mevsiminde, kutuplardan kaynaklanan soğuk hava ile Ekvatoral bölgeden kaynaklanan sıcak hava kütleleri Akdeniz üzerinde karşılaşırlar. Böylece Akdeniz tali cephesi meydana gelir. Cephe boyunca da yağışlar görülür. Anadolu üzerinde de, Sibirya yüksek basıncı ile İzlanda alçak basıncı ve Asor yüksek basıncına bağlı cephe yağışları görülür.

3. Yükselim (konveksiyon) yağışları: Alttan ısınan nemli hava kütlesinin dikey yönde hızla yükselmesi sonucu soğuyup yoğuşmasıyla oluşur. Ekvatoral bölgelerde oluşan yağışlar çoğunlukla bu şekildedir. Ülkemizde bu tür yağışlar İç Anadolu’da ilkbahar sonlarında ve yaz başlarında gerçekleşir. Bu yağışlara bölgede kırk ikindi yağışları adı da verilir.

Yağış rejimi: Bir bölgede yağışın yıl içindeki dağılışı yağış rejimi olarak adlandırılır. Yağış rejimi yeryüzünün her yerinde düzenli değildir. Ekvatorda her mevsim yağışlı olduğu için bu bölgenin yağış rejimi düzenlidir. Dönencelerin çevresindeki çöl bölgelerinde ise yağış rejimi çok düzensizdir. Ülkemizde ise, Karadeniz kıyıları yıl içerisinde her mevsim yağış alırken diğer bölgelerde genel olarak yağışlar kış ve ilkbahar mevsimlerinde gerçekleşir. Yağış rejimi; bitki örtüsü, toprak çeşitleri, tarım ürünlerinin verimi ve türü, akarsu rejimleri üzerinde etkilidir.
Yağışın dağılışını yer şekilleri, yükselti, kara ve denizlerin dağılışı etkiler.
Bir alanının (aylık, mevsimlik veya yıllık) yağış dağılışını gösterebilmek için aynı yağış miktarına sahip olan noktalar harita üzerinde birleştirilir ve eş yağış (izoyet) eğrileri çizilir. Böyle haritalara izoyet haritaları denir.

Genel hava dolaşımı, kara ve deniz dağılışı, yer şekilleri yükselti gibi nedenlerden dolayı yeryüzü nün her tarafı aynı oranda yağış almaz.

Yeryüzünün ortalama yıllık dağılışı haritası incelendiğinde şu sonuçlar elde edilir.
Ekvatoral bölge ve çevresi, muson bölgesi ve orta kuşak karalarının batı kıyıları en çok yağış alan
yerlerdir. Bu yerlerde yıllık ortalama yağış miktarı 2000 mm ‘nin üzerindedir.
Dönenceler çevresindeki çöller, karaların iç kısımları ve kutup bölgeleri en az yağış alan yerlerdir. Bu yerlerde yıllık ortalama yağış miktar 250 mm’den daha azdır.
Orta kuşak karalarının denize yakın bölümleri orta düzeyde yağış alan yerlerdir.Bu yerlerde yıllık ortalama yağış miktarı 500-1000 mm arasındadır.

Buharlaşma :
Yeryüzündeki suların belli bir sıcaklıkta su zerrecikleri halinde atmosfere geçmesidir.
Buharlaşmanın gerçekleşmesi için gerekli şartlar ;

1.Sıcaklık : Sıcaklık arttıkça buharlaşma artar.
2.Su Yüzeyi : Su Yüzeyi genişledikçe buharlaşma miktarı artar.
3.Bağıl nem : Bağıl nem düştükçe nem açığı büyür, buharlaşma artar.
4.Basınç : Hava basıncı arttıkça buharlaşma azalır.
5.Hava Kütlelerinin Hareketi : Durgun havada buharlaşma gerçekleşmez. Yükselici havada buharlaşma artar. Rüzgarın hızı arttıkça buharlaşma o kadar çok olur.
•Ülkemizde en fazla buharlaşma G.D.Anadolu’da görülür.

HAVA KÜTLELERİ VE CEPHELER
Atmosferin sıcaklık ve nem bakımından aynı özellik gösteren büyük parçalarına hava kütlesi denir.
Hava kütlesinin oluşum alanı, deniz yüzeyine rastlıyorsa, bu hava kütlesine denizel hava kütlesi denir. Kara üzerinde oluşan hava kütlelerine de karasal hava kütlesi denir.
Hava kütleleri oluştukları yere göre de isim alırlar. Başlıcaları tropikal ve kutup hava kütleleridir. Hava kütlelerinin yer değiştirmesi hava durumu bakımından önemlidir.
Örneğin, Tropikal bölgede oluşmuş bir hava kütlesi Türkiye’yi kapladığı zaman sıcaklık yükselir. Kuzey kutup bölgesinden gelen bir hava kütlesinin yayılmasında ise Türkiye’de sıcaklık azalır.
Farklı özellikteki hava kütlelerini birbirinden ayıran sınıra ise cephe denir. Cephelerde çeşitli atmosfer olayları meydana gelir. Cephe boyunca karşılaşan iki hava kütlesinden, sıcak olan soğuk olanın üzerinde yükselir. Yükselme soğumaya, bulutların oluşmasına, sislere ve yağışlara neden olur.

COĞRAFYA 9 DERS KİTABI
COĞRAFYA 9 DERS NOTLARI
COĞRAFYA 9.SINIF DERSİ ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI
COĞRAFYA 9.SINIF DERSİ ÖLÇME DEĞERLENDİRME VE TEST SORULARININ CEVAPLARI
COĞRAFYA 9.SINIF ÖDEVİ
COĞRAFYA LİSE 1.SINIF DERSİ ÖLÇME DEĞERLENDİRME VE TEST SORULARININ CEVAPLARI
COĞRAFYA LİSE 1.SINIF DERSİ ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI

ETKİNLİK SAYFA 74 LİSE 9.SINIF COĞRAFYA KİTABI LİSE 1.SINIF

ETKİNLİK SAYFA 74 LİSE 9.SINIF COĞRAFYA KİTABI LİSE 1.SINIF

2-Büyük sahradan Kuzey afrika ve İtalya’ esen SİROKKO

3-Büyük Sahra’dan Mısır ve Libya’ya esen HAMSİN

4-Fransanın iç kesimlerinden rhone vadisine ve Akdenize esen MİSTRAL

5-Balkanlardan Adriyatik Denizine esen BORA

6-Romanya’nın iç kesimlerinden Karadenize esen KRİVETZ

COĞRAFYA 9 DERS KİTABI
COĞRAFYA 9 DERS NOTLARI
COĞRAFYA 9.SINIF DERSİ ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI
COĞRAFYA 9.SINIF DERSİ ÖLÇME DEĞERLENDİRME VE TEST SORULARININ CEVAPLARI
COĞRAFYA 9.SINIF ÖDEVİ
COĞRAFYA LİSE 1.SINIF DERSİ ÖLÇME DEĞERLENDİRME VE TEST SORULARININ CEVAPLARI
COĞRAFYA LİSE 1.SINIF DERSİ ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI

ETKİNLİK SAYFA 71 LİSE 9.SINIF COĞRAFYA KİTABI LİSE 1.SINIF

ETKİNLİK SAYFA 71 LİSE 9.SINIF COĞRAFYA KİTABI LİSE 1.SINIF

Rüzgarın özelliği Rüzgarın adı

30 Derece enlemlerindeki dinamik yüksek basınç alanlarından Ekvatordaki Termik alçak basınç alanlarına doğru esen rüzgarlardır.

ALİZE RÜZGARI

30 derece enlemlerinden 60 derece enlemlerine doğru eser.

BATI RÜZGARI

Kuzey Yarım Kürede güneybatıdan Güney Yarım kürede kuzeybatıdan eserler.Yönleri oldukça değişkendir.

BATI RÜZGARI

Denizden karaya estikleri için orta kuşak karalarının batı kıyılarına bol yağış bırakır.

BATI RÜZGARI

En düzenli ve sürekli esen rüzgarlardır.Okyanus akıntılarının yönlerine etki eder.Başlangıçta kurudur denizden aldığı nemi ekvator çevresindeki karaların doğu kıyılarına yağış olarak bırakır.

ALİZELER

Kutuplardan 60 derece enlemlerine esen soğuk kuru rüzgardır.

KUTUP RÜZGARI

Ekvator’dan 30 derece enlemlerine doğru üstten esen rüzgarlardır.Her yerde her zaman görülmez .Yeteri kadar sürekli ve güçlü değildir.

TERS ALİZELER


COĞRAFYA 9 DERS KİTABI
COĞRAFYA 9 DERS NOTLARI
COĞRAFYA 9.SINIF DERSİ ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI
COĞRAFYA 9.SINIF DERSİ ÖLÇME DEĞERLENDİRME VE TEST SORULARININ CEVAPLARI
COĞRAFYA 9.SINIF ÖDEVİ
COĞRAFYA LİSE 1.SINIF DERSİ ÖLÇME DEĞERLENDİRME VE TEST SORULARININ CEVAPLARI
COĞRAFYA LİSE 1.SINIF DERSİ ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI

ETKİNLİK SAYFA 65 LİSE 9.SINIF COĞRAFYA KİTABI LİSE 1.SINIF

ETKİNLİK SAYFA 65 LİSE 9.SINIF COĞRAFYA KİTABI LİSE 1.SINIF

2-Yeşil vadi daha uzun ,Çardak vadisi daha kısadır.İki vadinin başlangıç ve bitiş noktaları arasında basınç farkı aynı olmasına rağmen rüzgar Çardak vadisinde daha hızlı eser.
SEBEBİ:Basınç merkezleri arasındaki uzaklık

3- İlkbaharda odamızın penceresini açtığımızda dışardan içeriye doğru akın eden havanın hızının daha az iken kışın daha fazladır.
SEBEBİ:Basınç farkı

4-Azami hızları ve gidecekleri mesafe aynı olan iki araçtan biri düz iri asfaltta ,diğeri engebeli bir arazide ilerlemektedir.İki araçtan engebeli arazide hareket eden hedefe geç ulşamıştır.
SEBEBİ:Sürtünme

RÜZGAR HEP AYNI YÖNDENMİ ESER ETKİNLİK ÇALIŞMASI
1-Dünyanın kendi ekseni etrafında hareketinden dolayı ortaya çıkan coriolis kuvvetiyle sapmaya uğrar verilmiş.
2-Yerşekillerinin uzanışı
3-Basınç merkezlerinin konumu

COĞRAFYA 9 DERS KİTABI
COĞRAFYA 9 DERS NOTLARI
COĞRAFYA 9.SINIF DERSİ ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI
COĞRAFYA 9.SINIF DERSİ ÖLÇME DEĞERLENDİRME VE TEST SORULARININ CEVAPLARI
COĞRAFYA 9.SINIF ÖDEVİ
COĞRAFYA LİSE 1.SINIF DERSİ ÖLÇME DEĞERLENDİRME VE TEST SORULARININ CEVAPLARI
COĞRAFYA LİSE 1.SINIF DERSİ ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI

İKLİM ELEMANLARI: BASINÇ VE RÜZGÂRLAR LİSE 9.SINIF COĞRAFYA KİTABI LİSE 1.SINIF

İKLİM ELEMANLARI: BASINÇ VE RÜZGÂRLAR LİSE 9.SINIF COĞRAFYA KİTABI LİSE 1.SINIF
Bütün cisimler gibi, havanında bir ağırlığı vardır. Gazların bu ağırlığı yeryüzünde basınç olarak hissedilir. Dünya’nın her yerinde hava basıncı aynı değildir. Basınç; yükselti, sıcaklık, enlem ve dinamik etkenlere bağlı olarak değişir.

Yükselti: Atmosfer içerisinde yer alan farklı özellikteki gazlar, yerçekimi nedeniyle ağır olanları altta, hafif olanları ise üstte olmak üzere sıralanır. Bu nedenle atmosferin yoğunluğu ve ağırlığı alt kısımlarda daha fazla, üst kısımlarda daha azdır.Yükseldikçe havanın kalınlığı ve yoğun gazların miktarı azaldığı için basınç azalır. ( 10,5 metrede 1 mm düşer )

Enlemin etkisi: Kutuplar Dünya’nın merkezine daha yakın iken Ekvator daha uzaktır.Bu nedenle yerçekimi kuvveti Ekvator’dan kutuplara doğru gittikçe artar. Yerçekimindeki bu değişikliğe bağlı olarak hava basıncı da enlemlere göre değişiklik gösterir.
Sıcaklık etkisi: Isınan hava genleşir. Genleşen hava hafişer ve yükselir. Böylece hava kütlelerinin yoğunluğu ve ağırlığı azaldığı için alçak basınç alanı oluşur. Soğuyan hava sıkışarak, ağırlaşır. Ağırlaşan hava yer çekimi etkisiyle aşağıya doğru çöker. Böylece hava kütlelerinin yoğunluğu ve ağırlığı arttığı için yüksek basınç alanı oluşur. Ekvator yıl boyunca sıcak olduğu için sürekli olarak termik alçak basınç alanıdır. Kutuplar ise yıl boyunca soğuk olduğu için sürekli olarak termik yüksek basınç alanıdır.

Dinamik etkenler: Dünya’nın kendi ekseni çevresinde dönüşü sonucunda rüzgârların yönlerinde sapmalar olur. Sapmalar sonucu hava kütleleri 30° enlemlerinde yoğunlaşarak alçalır ve bir yüksek basınç alanı, 60° enlemlerinde ise seyrelerek yükselir ve bir alçak basınç alanı oluşturur.

Hava basıncı ilk kez 1643 yılında Toriçelli Mercury tarafından cıvalı barometre ile ölçülmüştür. Standart hava basıncı 45° enlemlerinde, deniz seviyesinde (0 metre) ve 15 °C sıcaklıkta 1 cm2′ye etki eden havanın basıncıdır. Standart hava basıncı 1 cm çapındaki cam tüp içerisindeki civanın 760 mm (76 cm) yükselmesidir (1 cm3 cıva 13.6 gr ağırlığında olduğuna göre 76 cm3 civa x 1.6 = 1033.6 gr’dır). Diğer bir ifade ile standart hava basıncı 1 cm2′ lik yüzeye 1033,6 gr ağırlık yapmaktadır. Hava basıncı, daha sonraki yıllarda CGS (santimetre/gram/saniye) ölçü sisteminin kuvvet birimi olan din kullanılarak milibar (mb) olarak ölçülmeye başlanmıştır. Bu ölçüye göre standart hava basıncı 1013 mb kuvvettir (760 mm cıva sütunu = 1033,6 gr cıva ağırlığına o da eşittir 1013 mb kuvvete). Ancak bir yerin alçak basınç alanı mı yoksa yüksek basınç alanımı olduğunu belirlemek için o yerin ve çevresindeki alanların basınç değerlerine bakılır. Örneğin bulunduğumuz yerde basınç 850 mb, başka bir alanda 700 mb ise bulunduğumuz yer yüksek basınç (antisiklon), diğer alan ise alçak basınç (siklon)merkezidir. Basıncın dünya üzerinde dağılışını gösterebilmek için eş basınç eğrileri (izobar) yöntemi geliştirilmiştir. Eş basınç en eğrileri ile çizilen haritalara izobar haritaları adı verilir.
RÜZGAR NASIL OLUŞUR?

Hava kütleleri ısınmaya bağlı olarak yer değiştirirler. Soğuyarak ağırlaşan hava kütlesi yüksek basıncı, ısınarak yükselen hava kütlesi alçak basıncı oluşturur. Eğer bu iki basınç alanı birbirine yakın ise, yüksek basınç alanında ağırlaşan hava, alçak basınç alanında yükselen havanın boşalttığı yere doğru hızla hareket eder. Bu rüzgârdr. Rüzgârın hızı, basınç farkının az veya çok olmasına bağlıdır.
Rüzgârın oluşumunu ve yönünü etkileyen faktörler vardır. Bunlar; basınç merkezlerinin yeri, Dünya’nın kendi çevresindeki dönüşü ve yerşekillerinin doğrultusudur.
Yüksek basınç merkezi güneyde, alçak basınç merkezi kuzeyde ise rüzgâr güney yönünden kuzeye doğru eser.

Dünya’nın kendi çevresinde batıdan doğuya doğru olan dönüşü nedeniyle rüzgârların yönlerinde sapmalar medyana gelir. Bu sapmayı oluşturan coriolis (koriyolis) gücüdür. Coriolis gücü nedeniyle, rüzgârlar Kuzey Yarım Küre’de sağa, Güney Yarım Küre’de sola doğru saparlar. Alçak basınçlarda hava akımı çevreden merkeze, yüksek basınçlarda merkezden çevreye doğrudur. Dağların, boğazların ve vadilerin doğrultuları rüzgârların yönlerini etkiler. Özellikle yeryüzüne yakın esen rüzgârlar, bu tür yerşekillerinin uzanış doğrultusuna kanalize olurlar. Rüzgârlar taşıdıkları havanın özelliklerini gittikleri alanlara götürürler. Eğer rüzgâr sıcak bir alandan kaynaklanıyorsa ulaştıkları yere bu sıcaklığı taşır. Bu nedenle rüzgârlar estiği yerlerin hava sıcaklığını artırır ya da düşürür.

Bilgi Notu: Rüzgâr meydana getiren hava kütlesinin hareket hızına rüzgâr hızı denir. Bir rüzgânn hızı yüksek ve alçak basınç merkezleri arasındaki basınç farkına (basınç gradyanı) ve basınç merkezlerinin yakınlığına bağlıdır. Basınç farkı ne kadar çok ve mesafe ne kadar yakın olursa rüzgâr hızı artar. Basınç farkı ortadan kalkarsa rüzgâr da durur. Rüzgânn hızı anemometre denilen aletle ölçülür. Rüzgâr hızı saniyede metre (m/sn) ya da saatte kilometre (km/saat) olarak ifade edilir. Rüzgânn hızını hiç bir alet olmaksızın, cisimlere yaptığı etkilere bakarak saptayabiliriz. Bunun için Bofor (Beaufort) ölçeği geliştirilmiştir. Bu ölçek 0′dan başlayarak 12. basamağa kadardır. Örneğin, çizelgenin 4. basamağındaki rüzgâr denizde köpüklenme yapar. Karada tozlan ve kâğıtları havalandırır, küçük dallan sallar. Bir rüzgânn hangi yönden ne kadar süreyle ve kaç kez estiğini ifade edebilmek için rüzgânn esme sıklığı (frekansı) kavramı kullanılır. Rüzgâr frekansı gün, ay ve yıl olarak tespit edilir. Elde edilen veriler bir rüzgâr gülü diyagramı ile gösterilir.

Rüzgârlar; oluşumlarına ve sürekliliklerine göre üç ana gruba ayrılır :
1)Sürekli rüzgârlar:
Yeryüzünde termik ve dinamik basınç merkezlerine bağlı
olarak oluşan, yıl içerisinde devamlı esen ve yönleri değişmeyen rüzgârlardır. Bunlar:

a)Alizeler: 30° kuzey ve güney enlemleri üzerinde oluşan dinamik yüksek basınç
merkezlerinden, Ekvator’da oluşan termik alçak basınç merkezine doğru esen
rüzgârlardır.
Genel olarak kuru karakterlidirler. Alize rüzgârlarının üzerinde ters yönde
esen rüzgârlara ters alizeler veya üst alizeler adı verilir.
Ters alizeler, kuzey ve güney
yönünden gelerek Ekvator’da buluşan alize rüzgârlarının karşılaşıp yükselerek tekrar
30° paralellerine yönelmeleri sonucu oluşur.

b)Batı rüzgârları: 30° kuzey ve güney paralelleri üzerinde oluşan dinamik
yüksek basınç merkezlerinden 60° kuzey ve güney paralelleri üzerinde oluşan dinamik
alçak basınç merkezlerine doğru eserler.
Orta kuşak karalarının batı kıyılarına bol yağış
bırakırlar.

c)Kutup rüzgârları: Kutuplar üzerinde oluşan termik yüksek basınç
merkezlerinden 60° kuzey ve güney paralelleri üzerinde oluşan dinamik alçak basınç
merkezlerine doğru eser.
Bu rüzgârlar soğuk alanlardan geldikleri için geçtiği alanların
sıcaklığını düşürürler. Kuru karakterli rüzgârlardır.

2)Devirli rüzgârlar: Kara ve denizlerin farklı ısınmalarına bağlı olarak oluşurlar.
Yaz mevsiminde denizlerden karalara, kış mevsiminde ise karalardan denizlere doğru
eserler.
Bu rüzgârların en çok bilineni muson rüzgârlarıdır. Kış musonları kuru ve
soğuk karakterli rüzgârlardır. Yaz musonları okyanusların üzerinden geldiği için
nemlidir. Bu nedenle ulaştıkları kıyılara bol yağış bırakırlar .

A.YAZ MUSONU B.KIŞ MUSONU

MUSON RÜZGARLARI
A)Yaz Musonu:
Yazın karalar çabuk ısınır. Alçak basınç alanı ile kaplanır. Denizler de daha serin olduğu için yüksek basınç alanı durumundadır. Rüzgarlar böylece denizlerden karaya eser. Bu nedenle yaz musonu estiği karaya yağış bırakır.
B) Kış musonu:
Kışın karalar daha soğuk YB alanı, denizler serin AB alanı durumundadır. Bu nedenle rüzgarlar karadan denize doğru eser. (Endonezya, Japonya, Filipin ada.) Yağış bırakır.
Not: 6 ayda bir yön değiştirir.
3)Yerel rüzgârlar: Bu rüzgârlar günlük basınç farklılaşmaları sonucu oluşur.

a)Sıcak yerel rüzgârlar: Bu rüzgârlar Kuzey Yarım Küre’de genellikle güneyden
eserler. Akdeniz çevresinde etkili olan sıcak rüzgârlar sirikko, hamsin, sam, lodos ve
föndür.

Fön rüzgârı taşıdığı nemli hava kütlesini bir dağ yamacı boyunca yükselirken
bırakır, diğer tarafta kuru olarak geçer. Nemli iken yükseldikçe her 100 metrede 0,5° C
soğur. Fakat kuru iken aşağıya doğru indikçe her 100 metrede 1° C ısınır. Alp
Dağları’ndan inen bu sıcak rüzgâra İsviçreliler föhn adını vermişlerdir.
Ülkemizde ise
bu rüzgar yaz mevsiminde, Batı Torosların İç Anadolu’ya bakan yamaçlarında, kış
mevsiminde ise Doğu Karadeniz Dağlarının kıyı kesimlerinde etkilidir.
b)Soğuk yerel rüzgârlar: Kış mevsiminde kuzey, kuzeybatı ve kuzeydoğudan
esen soğuk ve kuru rüzgârlardır. Akdeniz çevresinde etkili olan soğuk yerel rüzgârlar
karayel, poyraz, bora ve mistraldir.
Ekvator ve çevresinde basınç ve sıcaklık farklarının yüksek olmasından dolayı oluşan yerel rüzgârlar da vardır. Asya ve Avustralya’nın Büyük Okyanus kıyılarında oluşanlara tayfun (typhoon) denir. Atlas Okyanus ‘u ve Antil Adalarında oluşanlara Horikeyn (Hurrican), daha küçük çapta olanlarına hortum adı verilir. Bu rüzgârların hızı 300-500 km/saat’e ulaşabilir, can ve mal kayıplarına yol açabilir.

•Sirokko : Cezayir, Tunus, İspanya ve İtalya’da
•Hamsin : Mısır ve Libya’da
•Samyeli (Samum) : G.doğu Anadolu’da
•Lodos : Ülkemizde güneybatıdan eser.nemlidir.(Anadolu’da kışın soğuk, kuru)
•Kıble : Ülkemizde Güneyden esen sıcak rüzgarlardır.

c) Meltemler: Bu rüzgârlar, günlük sıcaklık farkları sonucu oluşurlar. Meltemler etki alanları dar olan ve sıcak mevsimlerde ortaya çıkan rüzgârlardır. Kıyılarda kara ve deniz arasında, dağlık alanlarda ise dağ ve vadi arasında ortaya çıkarlar. Ege kıyılarında bu rüzgâra imbat adı verilir.

Deniz meltemi:

Kara meltemi:

Deniz ve Kara Meltemleri : Gündüz karalar erken ısınır ve AB alanı olur, denizler geç ısınır ve daha serindir bu nedenle YB alanı durumundadırlar. Bu nedenle rüzgar denizden karaya doğrudur.Buna deniz meltemi denir. Gece bu durumun tam tersidir.Gece karalar erken soğur ve YB alanı olur, denizler geç soğur ve daha sıcaktır bu nedenler AB alanı durumundadırlar. Bu nedenle rüzgar karadan denize doğrudur.Buna kara meltemi denir.

■ Dağ ve Vadi Meltemleri : Gündüz dağ yamaçları erken ısınır ve AB alanı olur,vadiler geç ısınır ve daha serindir bu nedenler YB alanı durumundadırlar. Bu nedenle rüzgar vadiden dağ yamacına doğrudur.Buna vadi meltemi denir. Gece bu durumun tam tersidir.Gece dağ yamaçları erken soğur ve YB alanı olur, vadiler geç soğur ve daha sıcaktır bu nedenler AB alanı durumundadırlar. Bu nedenle rüzgar dağ yamacından vadiye doğrudur.Buna dağ meltemi denir.

Oluşumlarına Göre Basınçlar

Termik Basınçlar (0-90)
  • - Isınma ve soğumayla (dünyanın şekl.)
  • - Termik AB sıcak çekirdekli siklon
  • - Termik YB soğuk çekirdekli antisiklon
Dinamik Basınçlar (30-60)
  • - Dünyanın günlük hareketiyle
  • - Dinamik YB ®sıcak çekirdekli antisiklon
  • - Dinamik AB ®soğuk çekirdekli siklon
Basınç Alanlarının Özellikleri

Hava hareketi her zaman YB’dan AB’adoğrudur

ALÇAK BASINÇ

  • Yükselici hava hareketi vardır.
  • Hava hareketi çevreden merkeze doğrudur.
  • Yıllık yağısı fazla olan yerler.
  • Gökyüzü kapalı-bulutlu
  • Yerin ısı kaybı azdır. Sıcaklık farkı az.
  • Bitki örtüsü gürdür.
YÜKSEK BASINÇ
  • Alçalıcı hava hareketi vardır.
  • Hava hareketi merkezden çevreye doğrudur.
  • En az yağışlı yerler
  • Gök yüzü açık.
  • Yerin ısı kaybı fazla. Sıcaklık farkı fazladır.
  • Bitki örtüsü cılızdır.

Rüzgarın Hızını Etkileyen Faktörler

•Merkezler arasındaki basınç farklılığı ; basınç farkı arttıkça rüzgarın hızı da artar.
•İki basınç merkezi arasındaki mesafe ; mesafe az ise rüzgar şiddetli eser.
•Yeryüzü şekilleri ve sürtünme ; rüzgarlar dağlar arasında, vadilerde ve boğazlarda hızlı eserler.
•Yeryüzünde yükseldikçe rüzgarın hızı artar.

Rüzgarın hızı arttıkça ;

1.Buharlaşma artar,
2.Toprak erozyonu artar,
3.Dalga yükseltisi artar,
4.Nisbi nem azalır.

Rüzgarın Sıcaklığı ve Nemliliği;
•Karadan esenler; Yazın sıcak, kurudur. (bağıl nemi düşüktür)
Kısın soğuk, kurudur.
•Denizden esenler; Yazın serin, nemlidir. (Bağıl nemi artırır)
Kışın ılık, nemlidir.
•Yüksek enlemlerden esenler; soğuk olur
•Alçak enlemlerden esenler; sıcak olur

Rüzgarın Yönü; Bulunduğumuz yere göre rüzgarın geldiği yöne rüzgar yönü denir.

•Rüzgarın Yönünü Etkileyen Faktörler;
1.Basınç merkezinin yeri
2.Dünyanın günlük hareketi
3.Yer şekillerinin uzanışı
4.Dünyanın yörünge hareketi

Tropikal Siklonlar :
1.Tayfun : Asya’da Hint ve Büyük Okyanus kıyılarında
2.Hurricane : Meksika Körfezi’nde
3.Tornade : Orta Amerika’da

TÜRKİYE’DE YEREL RÜZGARLAR

COĞRAFYA 9 DERS KİTABI
COĞRAFYA 9 DERS NOTLARI
COĞRAFYA 9.SINIF DERSİ ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI
COĞRAFYA 9.SINIF DERSİ ÖLÇME DEĞERLENDİRME VE TEST SORULARININ CEVAPLARI
COĞRAFYA 9.SINIF ÖDEVİ
COĞRAFYA LİSE 1.SINIF DERSİ ÖLÇME DEĞERLENDİRME VE TEST SORULARININ CEVAPLARI
COĞRAFYA LİSE 1.SINIF DERSİ ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI

İKLİM ELEMANLARI: SICAKLIK , SICAKLIĞIN DAĞILIŞINDA ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER, YERYÜZÜNDE SICAKLIĞIN DAĞILIŞI LİSE 9.SINIF COĞRAFYA KİTABI LİSE 1.SINIF

İKLİM ELEMANLARI: SICAKLIK , SICAKLIĞIN DAĞILIŞINDA ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER, YERYÜZÜNDE SICAKLIĞIN DAĞILIŞI LİSE 9.SINIF COĞRAFYA KİTABI LİSE 1.SINIF

İKLİM ELEMANLARI
İklimi oluşturan hava etkenlerine iklim elemanları adı verilir. İklimi elemanları üç başlık altında toplanabilir. Bunlar;
A.Sıcaklık,
B.Basınç ve rüzgârlar,
C.Nemlilik ve yağıştır.

Atmosferde gerçekleşen hava olaylarını güneşten gelen enerji belirler. Güneşten gelen enerji sıcaklığı etkiler. Sıcaklık ise; diğer iklim elemanlarının (basınç, rüzgarlar, nemlilik ve yağış) oluşum ve dağılışını kontrol eder.

SICAKLIK

İklim elemanlarının en önemlisi olan sıcaklık, diğer iklim elemanları temelden etkilemektedir. Örneğin yağışın oluşabilmesi için yeryüzündeki suların buharlaşıp yükselmesi ve yoğunlaşması, sıcaklığa bağlıdır.

Basınç ve rüzgarlar da sıcaklığın kontrolü altındadır. Havanın ısınıp yükselmesiyle alçak basınç alanları; soğuyup alçalmasıyla da yüksek basınç alanları oluşur. Oluşan iki farklı basınç merkezi arasındaki hava akımı da rüzgarı oluşturur.Yerin ve atmosferin ısısının kaynağı güneştir.Güneşten gelen ışınlar yerden yansıyarak yerden başlayarak yukarıya doğru atmosferi ısıtır.

***Atmosfer yerden yansıyan ışınlarla ısındığı için alt katları sıcak üst katları soğuktur.Yükseldikçe sıcaklık her 200 metrede 1 derece azalır.

Hava olaylarının oluştuğu ortam atmosferdir. Bu ortamın harekete geçmesini sağlayan temel güç ise sıcaklıktır.En önemli iklim elemanıdır. Diğer iklim olaylarının da oluşmasında sıcaklık etkilidir.

SICAKLIĞIN DAĞILIŞINI ETKİ EDEN FAKTÖRLER

SICAKLIK ETMENLERİ
1)Güneşe Bağlı Faktörler (Dünya’nın Yörüngesinin Etkisi, Güneş Etkisi)
2)Dünyanın Şekli( enlem etkisi )
3)Dünya’nın Günlük Hareketleri
4)Dünya’nın Yıllık Hareketi Ve Eksen Eğikliği (Mevsimlerin etkisi)
5)Yer şekillerinin etkisi
a)Yükselti etkisi
b)Dağ doğrultusunun (vadi ve ovaların uzanışı) etkisi
c)Çanak alanların etkisi
6)Atmosfer’in Nem Derecesi
7)Kara ve Denizlerin Etkisi
8)Bakı Ve Eğim
9)Okyanus Akıntıları
10)Rüzgarın Etkisi
11)Bitki Örtüsünün Etkisi
12)Diğer etkiler

1)Güneşe Bağlı Faktörler (Dünya’nın Yörüngesinin Etkisi, Güneş Etkisi):Yeryüzüne güneşten gelen enerji solar konstant ile belirlenir.Atmosferin üst sınırında 1 cm kareye dakikada gelen kalori miktarına solar konstant yani güneş sabitesi denir.
Güneş sabitesi dünyanın güneşe yaklaşıp uzaklaşmasıyla değişir.Dünya güneşe en yakın olduğu 30 Ocak günü güneş sabitesi artar, en uzak olduğu 4 Temmuz tarihinde güneş sabitesi azalır.Dünya güneşten gelen enerjiden tam olarak yararlanamaz.Bu enerjinin %33′ü bulutlardan ve atmosferden uzaya geri yansır.Buna albedo denir, geri kalan enerji ise yer atmosferinin ısıtılmasına ve aydınlatılmasına yarar.

***Güneş değişken bir yıldızdır. Etkinliği her 11 yılda bir en üst düzeye ulaşır. Etkinlik döneminde Güneş yüzeyinde patlamalar sonucu lekeler oluşur. Bu dönemde Dünya sıcaklığında artış olur.

2)Dünyanın Şekli( enlem etkisi ): Dünya geoid şekle sahip olduğundan, güneş ışınlarının dik ve dike yakın geldiği Ekvator ve çevresindeki noktalarda ısınma daha çok olur. Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe Güneş ışınlarının gelme açıları küçüldüğü için aynı ışın demetinin düştüğü alan genişleyeceğinden, ısınma bu alanlarda daha az olur. Ekvator’dan kutuplara doğru sıcaklığın değişmesi olayına enlem etkisi adı da verilmektedir.
Güneş ışınlarının geliş açısı enleme göre değişir.Ekvator çevresine dik ve dike yakın açıyla, kutuplar çevresine eğik açıyla gelir. Bu nedenle ekvatordan kutuplara doğru sıcaklık azalır.Bu nedenle;
Ekvator çevresinden gelen rüzgarlar sıcaklığı artırırken , kutup bölgesinden gelenler sıcaklığı düşürür.Kutuplara yakın yerden gelen okyanus akıntıları soğuk iken, Ekvatora yakın yerden gelenler sıcak su akıntısı şeklindedir.
Denizlerin sıcaklığı ve tuzluluğu kutuplara doğru azalır.Tarımın yükselti sınırı, Toktağan kar sınırı (Daimi kar sınırı), Orman üst sınırı kutuplara doğru azalır.
Akarsuların donma süresi kutuplara doğru uzar.Bitki örtüsü aralıksız kuşaklar oluşturur.

3)Dünya’nın Günlük Hareketleri:Dünya kendi ekseni etrafında dönerken gece ve gündüzler oluşur. Gündüz ısınan yeryüzü, gece ise ısı kaybeder. Ayrıca enleme göre güneş ışınları sabah vakti dar açıyla geldiğinden ısıtma gücü azdır, öğlene doğru ışınların geldiği açı giderek dikleştiği için ısıtma gücü artar, akşama doğru bu açı giderek tekrar daralır ve ısıtma gücü azalır. Bu durum, gün içinde sıcaklığın farklılaşmasına neden olur.

Güneş ışınlarının düşme açısı günün saatine göre değişir.Sabah ve akşam saatlerinde ışınlar yatık düşer ve atmosferde daha uzun yol (tutulma fazla) geçerek gelirler.Bu yüzden bu saatlerde sıcaklık azdır.Öğle saatlerinde ışınlar dik düşer ve atmosferde daha kısa yol izleyerek gelir sıcaklık yüksektir.Ancak en yüksek sıcaklık Güneş ışınlarının en dik geldiği 12’de ölçülmez.En yüksek sıcaklık enerji birikiminin en yüksek olduğu öğleden sonra (13 – 14) ölçülür.En düşük sıcaklıkta sıcaklık kaybının en fazla olduğu an ise Güneş’in doğuş anıdır. (05-06).Çünkü gün boyunca ısınan yeryüzü gece boyunca sıcaklık kaybeder.

4)Dünya’nın Yıllık Hareketi Ve Eksen Eğikliği (Mevsimlerin etkisi) :Dünya’nın, Güneş çevresindeki hareketi ve ekseninin eğik oluşu nedeniyle güneş ışınlarının bir yere değme açısı yıl boyunca değişiklikler gösterir. Bu değişik açılar aynı yerin aldığı enerji miktarının mevsimlere göre farklılaşmasını sağlar. Ayrıca, kuzey ve güney yarım kürelerde aynı anda farklı sıcaklıklar ve mevsimler oluşur.
Yer ekseninin sağa doğru 23 derece 27 dakika eğik olması Dünya’nın Güneş’e karşı konumunun değişmesine neden olur.Bu nedenle Güneş ışınları 21 Haziran’da K.Y.K , 21 Aralık’ ta G.Y.K dik düşer.Dolayısıyla yarım kürelerde farklı mevsimler ve farklı sıcaklıklar görülür.
Ayrıca sıcaklık gecikmesinden dolayı K.Y.K’da en sıcak aylar karalarda Temmuz Ağustos,denizlerde eylüldür. G.Y.K’ den sıcak aylar karalarda Ocak ve Şubat’tır,Denizlerde mart ayıdır.

Yer’in Güneş etrafındaki hareketiyle birlikte, yer ekseninin eğik olması, gece gündüz sürelerinin mevsimden mevsime uzayıp kısalmasına neden olur. Bu da güneşlenme süresini belirler.

5)Yer şekillerinin etkisi:
a)Yükselti etkisi: Sıcaklığın dağılışında yükseltilerin önemi büyüktür. Yeryüzünden yükseğe çıkıldıkça her 100 metrede hava sıcaklığına yaklaşık 0,5° C düşer .
Atmosfer yerden yansıyan ışınlarla ısındığı için alt katları sıcak, üst katları soğuktur.Çünkü yükseldikçe nem ve yoğunluk azalmaktadır.Ayrıca yüksek yerler alçak yerlere oranla gündüz daha fazla ısınır.


YÜKSELTİ ARTTIKÇA
NEDEN

Sıcaklık azalır.

Troposfer yerden ışıma yoluyla ısındığı için

Yerçekimi azalır

Yerin merkezinden uzaklaştığı için

Atmosfer kalınlığı ve yoğunluğu azalır.

Gazlar yerçekiminin etkisi ile zeminden toplanır

Nem azalır.

Nem ağır olduğu için zeminde toplanır

Basınç azalır.

Atmosfer kalınlığı ve yoğunluğu azaldığı için

Mekanik çözülme artar.

Sıcaklık farkı arttığı için

Sıcaklık farkı artar

Bitki türü azalır

Gazların yoğunluğu ve nem azaldığı için

Sıcaklık ve nem oranın azalması


b)Dağ doğrultusunun (vadi ve ovaların uzanışı) etkisi: Rüzgârlar taşıdıkları
havanın özelliklerini ulaştıkları alana götürürler. Örneğin ülkemize kuzeyden esen
rüzgârlar soğutucu etkiye sahiptir. Kuzey Yarım Küre’de kuzey-güney doğrultusunda
uzanan dağların arasında uzanan vadilerde ve ovalarda kuzeyden gelen rüzgârlar
soğutucu etki yapar. Sivas kuzey-güney doğrultusunda uzanan dağların önünde kurulmuş
olduğundan kış mevsiminde Erzincan’dan daha soğuktur.

c)Çanak alanların etkisi: Dağlarla çevrelenmiş çanak şeklindeki bir alana
soğuk hava çökerse (sıcaklık terselmesi) bu alan aynı yüksekliğe sahip başka bir alandan
daha soğuk olur. Erzurum 2000 m yükseklikte dağlarla çevrelenmiş bir ova üzerinde
kurulmuştur. Kışın sıcaklık terselmesiyle beraber soğuk hava Erzurum şehri üzerine
çökerek bu alanın normalden daha fazla soğumasına neden olur.

6)Atmosfer’in Nem Derecesi: Atmosfer içerisinde nem miktarının normal düzeyde olduğu yerlerde hava kışın fazla soğumaz, yazın ise aşırı ısınmaz. Nem dengeleyici bir
faktördür.
Havadaki nem ısınmayı ve soğumayı azaltır.Günlük sıcaklık farkının fazla olmasının önler.
Nemin fazla olduğu bölgelerde ısınma ve soğuma yavaş, az olduğu bölgelerde hızlı olarak gerçekleşir.Kışın bulutsuz günlerde hava çok soğuk olur.
–Bulutlu günlerde sıcaklık farkları azalır.
–Nemli hava, kuru havaya göre geç ısınır ve geç soğur.

7)Kara ve Denizlerin Etkisi : Birbirinden farklı ortamlar olan kara ve denizlerin ısınmaları da farklıdır. Örneğin su bir kalori (cal) enerji alırsa sıcaklığı 1 derece artar. Bir taş türü olan granit bir kalori enerji alırsa sıcaklığı 5 derece artar. Bu nedenle karalar çabuk ısınır, çabuk soğur. Denizler enerjiyi uzun zaman diliminde alarak hapseder ve geç ısınır ancak ısı kaybı da yavaş yavaş olur bu nedenle geç soğurlar.Karalar denizlere göre daha çabuk ve daha çok ısınırlar ve soğurlar.Denizler ise geç ısınıp geç soğurlar.Bundan dolayı karalarda yazın sıcaklık çok yüksek, kışında çok düşüktür.
Bu durumun nedenleri; kara ve denizin özgül ısı farklılığı,karaların sabit denizlerin hareketli olmaları,kara ve deniz üzerindeki nemin farklı olması ve ışınların karalarda 1 metreye,denizlerde 200 metreye kadar ulaşmasıdır.
Kara ve denizlerin farklı ısınmasının sonuçları:
Denizler geç ısınıp geç soğur,karalar erken ısınıp erken soğur.Bu yüzden karalarda sıcaklık +70, -70 arasında oynarken, denizlerde2,+34 arasında oynar
Karalarda en soğuk ay Ocak iken denizlerde Şubat ayıdır.Karalarda en sıcak ay Temmuz-Ağustos iken denizlerde eylül ayıdır.
Kara ve deniz meltemleri meydana gelir.
Denizler karalara göre kışın ılık,yazın serin olduğundan denizlerden gelen rüzgarlar kışın ılık yazın serindir.
Kuzey yarımküre Güney yarımküreden –2 derece daha sıcaktır.
Kuzey yarımküre’deki sıcak kuşak Güney yarımküreden daha geniştir.Bir bölgenin denize yakın ya da uzak olması (deniz etkisinden faydalanma oranı) iklimini etkiler.Denizler geç ısınıp geç soğur. Çünkü, ısı iletkenlikleri zayıftır. Böylece deniz etkisi altında bulunan (denize yakın) yerlerde de hava geç ısınıp, geç soğur. Bir başka etkisi ise denizden esen rüzgarların kışın ılıtıcı, yszın serinletici etki yapmasıdır.Ilıman şartlar etkili oiur. Oysa deniz etkisinden uzak yerlerde hava çabuk ısınır. çabuk soğur. Çünkü havadaki (atmosferdeki) nem oranı (atmosfer yoğunluğu) düşüktür.
Denizellik ve Karasallığı Belirleyen Özellikler
1.Hava çabuk ısınıp, çabuk soğuyorsa karasal, geç ısınıp geç soğuyorsa denizel iklim şartları etkilidir.
2.Kış erken geliyor uzun sürüyorsa karasal, geç gelip kısa sürüyorsa denizellik etkilidir.
3.Yaz ve kış arasındaki sıcaklık farkı fazlaysa karasal, azsa denizellik etkilidir.
(Karasal ve denizel ortamlar arasında sıcaklık farkı yazın en az, kışın en fazladır.)
4.Yıllık sıcaklık farkı fazlaysa karasal, azsa denizeldir.
5.Atmosferdeki nem oranı fazla ise denizel, az ise karasal’dır.
6.Yıl içindeki yağışlar yaz ve ilkbaharda toplanıyorsa karasaldır.
7.Yıllık ortalama yağış 500 mm kadarsa karasal, 500 mm fazla ise denizeldir.
8.Bitki örtüsünce zengin ise denizel, fakirse karasaldır.
9.Bitkiler geniş yapraklı ve her mevsim yeşil kalabiliyorsa denizel, iğne yapraklı ve bodur ise karasal’dır.
10.Sıcaklık eksi değerlere iniyorsa karasal, eksi değerlere inmiyorsa denizeldir.

8)Bakı Ve Eğim: Eğimin fazla olduğu yerler Güneş ışınlarını daha dik alırken eğimin az olduğu yerler Güneş ışınlarını daha eğik alır. Böylelikle eğimin fazla olduğu yerler fazla ısınırken, eğimin az olduğu yerler az ısınır.
Yer şekillerinin sahip olduğu eğim şartları bakıyı belirler. Yamaçların eğiminden dolayı Güneş’e göre konumuna bakı denir. Bakının sıcaklık üzerinde önemli bir etkisi vardır. Dağların Güneş’e dönük yamaçları, güneş ışınlarını daha büyük açıyla alır. Ayrıca bu yamaçlarda güneşlenme süresi daha uzun olur. Sabah vaktinde dağların doğu tarafı batı tarafından, akşam dağların batı tarafı doğu tarafından daha sıcak olur. Bakı etkisi, yerleşmeler ve ekonomik faaliyetler üzerinde etki yapar.Güneş’e dönük olan yamaçlar daha çok ısınır.
Güneşe dönük yamaçlarda;
1.Güneşlenme süresi daha uzun
2.Sıcaklık daha fazla
3.Aynı tür bitkilerin olgunlaşma süresi daha kısa
4.Ormanın (ağacın) yetişme sınırı daha yüksek
5.Karların erime süresi daha erkendir.
6.Daima (toktoğan) kar sınırı yüksektir

9)Okyanus Akıntıları: Okyanuslarda sürekli rüzgârlar etkisiyle sürüklenen yüzey suları, deniz akıntılarını oluşturur. Bu akıntılar geldikleri bölgenin sıcaklığına gittikleri alanlara taşırlar. Kutuplardan Ekvator’a doğru olan akıntılar soğuk, Ekvator’dan kutuplara doğru olan akıntılar ise sıcaktır. Gulf Stream ve Kuroşiyo gibi sıcak deniz akıntıları geçtikleri yerlerin sıcaklığını ve nemini artırır. Labrodor ve Oyaşiyo gibi soğuk su akıntıları geçtikleri yerlerin sıcaklığını düşürür.Ekvator’dan kutuplara giden akıntılar sıcaklığı arttırırken,kutuplardan gelenler sıcaklığı azaltırlar.Akıntılar sayesinde kıtaların 50,70 derece enlemleri arasındaki batı kıyıları doğu kıyılarından sıcaktır.Akıntılar sıcaklık kuşaklarının genişliğini etkilediği için sıcaklık kuşaklarının genişliği enleme uymaz.
Termik Ekvatorun yer Ekvator’undan sapmalar göstermesinin nedenlerinden biri okyanus akıntılarıdır.
Sıcaksu akıntıları: Soğuksu akıntıları:
–Gulfstream –Labrador
–Alaska –Kaliforniya
–Brezilya –Humbolt
–Kuroşivo –Benguela
–Oyoşivo
60° Kuzey enleminin Ocak ayı ortalama sıcaklığı -16°C iken, Kuzeybatı Avrupa kıyılarının Ocak ayı ortalama sıcaklığı +2, +3 °C dir. Bunun nedeni Golf—Stream sıcak su akıntısıdır. Aynı enlemdeki Kanada’nın doğu kıyılarının Ocak ayı ortalaması -20°C, -25 °C dir. Bunun nedeni Labrador soğuk su, akıntısıdır.

10) Rüzgarın Etkisi: Rüzgârlar oluştukları bölgelerdeki havanın karakterini
estikleri alanlara taşırlar. Kutuplardan esen rüzgârlar ulaştıkları yerlerin sıcaklığını
düşürürken, Ekvator ve çevresinden esen rüzgârlar ulaştıkları yerlerin sıcaklığını
arttırırlar .Enlem faktöründen dolayı K.Y.K’ de güneyden esen, G.Y.K’ de ise kuzeyden esen rüzgarlar hava sıcaklığını yükseltir.Denizden karaya esen rüzgarlar ise yazın serinletici,kışın ılıtıcı rol oynar.

11)Bitki Örtüsünün Etkisi:Bitkiler içlerinde yüksek miktarda su taşıdıkları için bulundukları
alanların nem dengesini korurlar. Dolayısıyla gür bir bitki örtüsüne sahip alanlarda
ısınma ve soğuma yavaş yavaş gerçekleşir. Bitki örtüsünün olmadığı çıplak alanlarda
karasal etkiler ortaya çıkar.Ormanlar yazın serin,kışın ılık olur.
Ormanlar gündüz serin,gece ılık olur.Çünkü orman toprağın nemini korur.Böylece ormanlık alanlarda günlük sıcaklık farkı az,çıplak alanlarda ise çok olur.

12.) Diğer etkiler: Bulutlarla kaplanmış bir gökyüzü bulunduğu alanın sıcaklığını artırır. Kar örtüsü Güneş ışınlarını yansıtır. Bu nedenle karlı kaplı bir alanda sıcaklık normalden daha düşük olur. Koyu renkli toprak örtüsünün olduğu yerlerde ısınma daha fazla olur. Açık renkli taşlarla kaplı alanlarda sıcaklık daha düşüktür.

YERYÜZÜNDE SICAKLIĞIN DAĞILIŞI

Yeryüzünde sıcaklık her yerde aynı değildir.Bunda daha çok enlem,kara ve denizlerin dağılışı ve yükseltinin etkisi vardır.Yeryüzünde Güneş ışınlarının düşme açısına bağlı olarak matematik iklim kuşakları oluşmuştur.Sıcaklık kuşakları ise kara deniz dağılışı,okyanus akıntıları,yükselti,nemlilik gibi diğer etmenlerin etkisiyle oluşmuştur.K.Y.K’de ılıman ve sıcak kuşağın daha geniş yer kaplaması karaların fazla yer kaplamasındandır.
İZOTERM HARİTALARI
Sıcaklığın Dünya üzerinde dağılışını gösteren haritalara denir.İzotermler aynı sıcaklıktaki noktaların birleştirilmesiyle elde edilir.Bunlara eş sıcaklık eğrileri denir.İzoterm haritaları gerçek izoterm ve indirgenmiş izoterm haritaları olarak iki şekilde çizilir.
–Gerçek izoterm haritaları yeryüzünde ölçülen gerçek sıcaklık değerlerine göre çizilir.
–İndirgenmiş izoterm haritaları, yeryüzündeki yükseltiler yok sayılarak elde edilen değerlerle çizilir.(her yer 0 metre) İndirgenmiş izoterm haritasında yükseltinin etkisi ortadan kaldırılmıştır.
–İzoterm haritaları yeryüzünde sıcaklığın eşit olarak dağılmadığını göstermektedir.

Dünya Yıllık İzoterm Haritası İncelendiğinde Şu Sonuçlar Çıkar;
a)Ekvator’dan kutuplara doğru sıcaklık azalır. Fakat yeryüzünün en sıcak yerleri
Ekvator değil dönenceler çevresindeki karalardır.
b)Aşırı soğuklar, kutup bölgelerinde ve özellikle karaların üzerindedir.
c)Kuzey Yarım Küre’de karalar daha çok yer tuttuğu için sıcaklık değerleri, Güney
Yarım Küre’den fazladır.
d)Kuzey Yarım Küre’de yüksek enlemlerde sıcak su akıntıları nedeniyle karaların batı kesimleri, doğu kesimlerinden daha sıcaktır.
e)Yeryüzünde sıcak, ılıman ve soğuk kuşakların oluştuğu görülür.
f)K.Y.K’de sıcaklık daha yüksektir(karalar daha fazla olduğu için) İzoterm eğrileri G.Y.K’de parallere uygunluk gösterir(denizler daha fazla)
g)Termik ekvator daha çok K.Y.K’den geçer.Çünkü kuzeyde karalar,güneyde denizler çoktur.Termik Ekvator en sıcak noktaları birleştiren çizgidir.


Dünya Ocak İzoterm Haritası:
a)Ocak ayında yeryüzünün en soğuk alanları kış mevsiminde bulunan Kuzey Yarım Küre’dedir. En sıcak bölgeler yaz mevsiminde bulunan Güney Yarım Küre’dedir.
b)İzoterm eğrileri Kuzey Yarım Küre’de karalar üzerinde güneye, okyanuslar ve denizler üzerinde kuzeye doğru sarkar. Güney Yarım Küre’de ise bu durumun tam tersi gözlenir. Bu olayın temel nedeni karalar ve denizlerin ısınma ve soğuma özelliklerinin birbirinden farklı oluşudur. Ayrıca okyanuslardaki sıcak su akıntılarının da bu olaylara etkisi vardır.
c)Ocak ayında Kuzey Yarım Küre’de en soğuk bölgeler Kanada, Gröland ve Sibirya’nın kuzey kesimleridir. Bu alanlarda sıcaklık ortalaması -40° C’un altında seyretmektedir
d)K.Y.K’de denizler karalardan daha sıcaktır.

Dünya Temmuz İzoterm Haritası:
Dünya’nın temmuz ayı ortalama izoterm haritası incelendiğinde şunlar görülür.
a)Temmuz ayında Kuzey Yarım Küre yaz mevsimini yaşadığı için en sıcak alanlar buradadır.
b)Kuzey Amerika’nın orta kesimleri, Afrika’nın kuzeyi ile Asya’nın batı ve orta kesimleri en sıcak bölgelerdir.
c)Kuzey Yarım Küre’de karaların iç kısımları aynı enlemdeki okyanuslardan ve kıyılardan daha sıcaktır. Bu durum, karalarla denizler arasındaki ısınma ve soğuma farklılığından kaynaklanır.
d)Güney Yarım Küre kış mevsimini yaşar. Kış sıcaklıkları Kuzey Yarım Küre’den daha yüksektir. Bu durumun nedeni Güney Yarım Küre’de okyanusların karalardan daha fazla alan kaplamasıdır.

e)İzotermlerin uzanışı paralellerin uzanışına daha çok uymaktadır.G.Y.K’de bu durum daha belirgindir.
f)Termik ekvatorun tamamı K.Y.K’dedir.
gK.Y.K’de izoterm eğrileri karalar üzerinde kuzeye denizler üzerinde güneye doğru uzanır(kara ve denizlerin farklı ısınması).

Yıllık Sıcaklık Farkları:
En sıcak ve en soğuk ayların ortalama sıcaklık dereceleri arasındaki farka,yıllık sıcaklık farkı denir.İzoterm amplitüd haritası,
a)En yüksek sıcaklık farkı, orta kuşak karalarının iç kesimlerinde ve çöllerde görülür.
b)En düşük sıcaklık farkı,Ekvator çevresinde ve Okyanuslarda görülür.
c)Orta kuşakta karaların batı kıyılarında yıllık fark az,doğu kıyılarında fazladır.

SICAKLIK ve ISI NEDiR? ARALARINDAKİ İLİŞKİ NEDİR?
Isı ile sıcaklık, çoğu zaman aynı anlamda kullanılan ancak birbirinden farklı kavramlardır. Bir cismin, kütlesi içinde sahip olduğu enerjinin toplam miktarına ısı denir. Isı, cisimlerin bünyesinde sahip oldukları potansiyel enerji olup, doğrudan doğruya hissedilip ölçülemez.

Bir cismin ısısı arttığında, moleküllerin kinetik (hareket) enerjisi, yani titreşimi artar. Artan molekül titreşimleri de elektromanyetik dalgalar halinde çevreye etki yapar. İşte bu etkiye sıcaklık denir. Örneğin kömür bir enerji kaynağıdır. Isı enerjisine sahiptir ancak yanma olmadan etrafına etkide bulunmaz. Kömür yandığında içerisindeki enerji (ısı) miktarına göre çevresine sıcaklık yayar.

Sıcaklık termometreyle ölçülür ve birimi santigrat derecedir (°C). Ancak ısı doğrudan ölçülmez, onun görünümü olan sıcaklık yardımıyla, kalorimetre tarafından ölçülür. Birimi kaloridir (1 gram suyu 1°C yükselten enerji miktarı 1 kaloridir).

Yeryüzünde sıcaklığın kaynağı Güneş’tir. Ay’dan yansıyan, yıldızların yere gönderdiği enerji ve Yer’in iç ısısı hesaba katılmayacak kadar azdır. Örneğin, Ay’dan gelen enerjinin maksimum olduğu dolunay zamanında bile Dünya’ya ulaşan enerji, Güneş’ten gelenin 1/600.000 oranındadır. Ayrıca volkanlar ve sıcak su kaynakları ile yeraltından yeryüzüne gelen sıcaklığın, atmosferi en fazla 0,1°C arttırdığı hesaplanmıştır. Bundan dolayı yeryüzü ve atmosferin ısınmasını sağlayan enerji kaynağının yalnızca Güneş olduğunu söyleyebiliriz. Şayet güneşten gelen enerji olmasaydı yeryüzünün sıcaklığı -273.4°C olurdu.

Güneş’ten gelen enerjinin miktarı, atmosferin dış sınırında 1 cm2 ’lik yüzeye, 1 dakikada, 2 kaloridir. Buna solar konstant (Güneş sabitesi) denir. Ancak Güneş’ten atmosfere gelen bu enerjinin tamamı yeryüzüne ulaşmaz ve atmosferi ısıtmaz.

1. % 25’i atmosferin etkisiyle ve bulutlara çarparak uzaya geri yansır.
2. % 25’i atmosferde dağılmaya uğrar (difüzyon). Atmosferin mavi görünmesini ve gölge yerlerin aydınlanmasını sağlar. Bu ışınların % 9’u uzaya geri yansır, % 16’sı da yeri dolaylı olarak ısıtır.
3. % 15’i atmosfer ve bulutlar tarafından emilir (absorbsiyon).
4. % 8’i yere çarpınca uzaya yansır.
5. % 27’si doğrudan yere ulaşır ve yeri ısıtır.

Görüldüğü gibi Güneş’ten gelen enerjinin % 25’i atmosferin üst yüzeyi ve bulutlara çarparak, % 8’i de yerden yansıyarak, atmosferde herhangi bir etkide bulunmadan, doğrudan uzaya geri döner. Yansıyan bu ışınlara albedo adı verilir.

Atmosferde dağılan (difüzyon) % 25 oranındaki ışınların % 9’luk kısmı dolaylı olarak uzaya geri döner. Geri kalan % 16’lık kısım ise yere dolaylı olarak ulaşarak, ısıtır. Ayrıca yer, atmosferden % 4 oranında uzun dalgalı ışınlar da alır.

Böylece yere doğrudan ve dolaylı ulaşan enerji miktarı: 27+16+4=47 olur. Bu enerjinin % 8’i yine doğrudan doğruya uzaya geri döner. Geri kalan enerji (% 39) atmosferi uzun dalgalı ışıma, buharlaşma ve dokunmayla ısıtır.

Buna göre atmosferin yerden ısındığı enerji miktarı, atmosfer tarafından tutularak (absorbsiyon) ısıtan % 15’lik enerjiden daha fazla olmaktadır. İşte atmosferin alt katmanlarının daha sıcak olmasının nedenlerinden biri budur.

COĞRAFYA 9 DERS KİTABI
COĞRAFYA 9 DERS NOTLARI
COĞRAFYA 9.SINIF DERSİ ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI
COĞRAFYA 9.SINIF DERSİ ÖLÇME DEĞERLENDİRME VE TEST SORULARININ CEVAPLARI
COĞRAFYA 9.SINIF ÖDEVİ
COĞRAFYA LİSE 1.SINIF DERSİ ÖLÇME DEĞERLENDİRME VE TEST SORULARININ CEVAPLARI
COĞRAFYA LİSE 1.SINIF DERSİ ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI