Ölenin iyiliklerini,ölümünden duyulan acıları anlatan halk şiiri.Biçim bakmından koşmaya benzer.Divan yazınında ağıt ın karşılığı mersiyedir.Ortasya Türkleri de ağıta sagu derlerdi.Ölenin ardından ağıt söylemek ,Türklerde eski bir gelenektir.Bu gelenek ,Anadolu'da bugün de yaşamaktadır.Bir ağıt örneği:
Ya Rab,bu ne ölüm bu nasıl zulüm
Ah edip de ağır başlar ağlıyor
Çiçeği burnunda solan bu gülüm
Toprağa karışan saçlar ağlıyor
******
Can dayanır mı böyle bir zara
Kaldı kıyamete bendeki yara
Dur mezarcı kazma vurma mezara
Sen görmezsiz toprak taşlar ağlıyor
******
Ötme bülbül ötme bağlar yaşlıdır
Bugün Ardamuş'ta çağlar yaşlıdır
Kalan bir Kerem'dir giden Aslı'dır
******
Efkari sen gamsız kalmazsın bir gün
Ortada bir tabut bu nasıl düğün
Her kimin yüzüne baktıysam bugün
Çekilir yürekler içler ağlıyor.
Ağlatı:
Konusunu tarihten ya da mitolojiden alan;kişileri kral,kraliçe,prens gibi soylu kişiler ya da tanrı,tanrıça,yartanrı gibi imgesel varlıklar olan ve acıklı yönü ağır basan koşuk biçiminde yazılmış tiyatro türü.
0 Comments:
Yorum Gönder