Örgütsel iletişimde aksaklıklar

Örgütsel iletişimde aksaklıklar

Örgütsel iletişim ; bilgisel olarak işlenmesi gereken bir konudur . Örgüt , bir grup psikolojisi konusudur . Bir araya gelen insanlar grup oluştururlar . Grup olmak bazı şeyleri beraberinde getirir . Grup olan bir kişi topluluğu normlarını kendisi koyar .

Grup normları , sözlü olarak işlenirler . Normları olayların gidişatı belirler .

Bilgisel olarak örgüt , bir gruptur .

Grup psikolojisi , örgüt psikolojisini etkiler .

Psikoloji , ruhu işler . Fakat , ruhun belirtilerini davranışlardan ve tutumlardan çıkartır .

Tutum , psikolojide karmaşık bir yapının sonucunu gösterir . Çünkü içinde bilgi , inanç , değer , düşünce , duygular ,…vb. etkenler tutumu belirler .

Örgütte çarpışma , iyiye doğru bir gidişat sağlarsa olumlu olabilir . Ast ve üstlerin çıkar çatışmalarıyla dolu bir çarpışma havası örgüte zaman kaybettirir .

Örgüt , toplumsal psikolojiden de etkilenir .

Kısaca örgüt , bir amaç için oluşturulmuş bir gruptur . Ve bu amaçlar ekonomik anlamlıdır .

Örgüte can katan  bir çalışma grupları anlayışı örgütü ileri götürür .

Gruplar ; çalışma başarılarının sonuçlarını görmelidirler .

Gruplar farklı şekilde takım olarak çalışırlar . Takımlar gruptur ama çalışma şekilleri farklıdır . Daha düzenli ve sistemli bir çalışma ruhu taşıyan grup ; takım adını alır .

Örgütün en önemli yanı ekonomik anlamda değer yaratan bir normlar zincirine sahip olmasıdır .

Örgütsel psikolojinin en önemli yanı takım psikolojisini de işlemesidir .

Ast ve üstler birlikte dikey iletişimde bulunurlar .

İletişimsizlik , örgüt sorunlarının sonuçsuzlaşmasına neden olur .

Örgütsel iletişim insan isteklerinin nereye ulaştığını görmemize neden olur .

20.10.2010 saat 19.16

yazan : Tarık Tümlü

dussunce@yahoo.com

Read More

OLİGOPOL PİYASALARINA BİR BAKIŞ

Konu : Oligopol piyasalarında az sayıda satıcı ve çok sayıda alıcı vardır . Firmalar homojen ya da farklılaştırılmış mal üretebilirler . Ve de firmaların piyasaya girişini azaltan etkenler bulunur .

OLİGOPOL PİYASALARINA BİR BAKIŞ

Ekonomide piyasaların adları değişik şekillerde anılırlar . Tam rekabet piyasaları gerçekte görülmesi mümkün olmayan bir piyasa türüdür . Tekel piyasalarında doğal tekel ve yasal tekel olarak bir ayırım vardır .

Tekelci rekabet piyasaları ise tekel piyasaları ile tam rekabet piyasaları arasında kalan bir niteliğe sahiptir .

Oligopol piyasaları ise saf oligopol ve benzeri isimlerle gruplandırılırlar .

Tam rekabet piyasaları varsayımsal bir niteliğe sahiptir .

Tam rekabet piyasalarında mallar homojendir . Halbuki tekel piyasasında mallar homojen olmak zorunda değildir . Aynı ürünlerin değişik versiyonlarını da tekel piyasası sunabilir .

Tam rekabet piyasalarında çok sayıda alıcı ve satıcı vardır . Ve bu piyasalarda firmalar fiyat kabullenici olmak durumundadırlar .

Tekel piyasalarında doğal tekel ve yasal tekel olarak bir ayırım vardır . Yasal tekel ; devletin kural koymasıyla ve örneğin demiryollarında TCDD ‘ de ve posta hizmetleri eski adı PTT olan kurumda olmak üzere gerçekleşebilir . Doğal tekel ise yasayla ilgili değildir . Kendiliğinden ve de firmaların az üretim için çok maliyet harcama zorunluluğundan doğar . Bu yüzden adı da doğal tekeldir .

Homojen mal satmak tam rekabet piyasalarında olan bir şeydir . Bütün firmalar aynı kalitede ürün satarlar . Tam rekabet piyasasının bir diğer özelliği de alıcıların tam bilgiye sahip olmalarıdır .

Oligopol ise tam rekabet piyasasının şartlarındaki eksikliklerden doğar . Oligopol piyasalarda az sayıda satıcı ve çok sayıda alıcı mevcuttur . Firmalar homojen ya da farklılaştırılmış ürün sunabilirler . Ve de piyasaya girişi zorlaştıran etkenler bu piyasalarda mevcuttur .

Oligopol piyasalarının saf oligopol ve benzeri isimlerde grupları da mevcuttur .

Tekel piyasalarında tek satıcı vardır . Çok sayıda alıcı mevcuttur . Mallar homojen olmak zorunda değildir . Ve de piyasaya girişi zorlaştıran etmenler bulunur .

Tekelci rekabet piyasalarında ise yine tam rekabet piyasasının varsayımlarından eksikler vardır . Tekelci rekabet piyasaları tam rekabet piyasalarıyla tekel piyasalarının arasında kalan bir renktedir .

Günlük yaşamda oligopol piyasalarına daha çok rastlarız .

26.06.2012 14:44:19

Yazan : Tarık Tümlü adlı bir delikanlı .

E – postam : dussunce@yahoo.com

Read More

NAMAZ SURELERİNİ OKUMANIN SÜNNİ MEHZEPLERDEKİ DURUMU

Sünni mezheplere göre namaz sureleri hangileridir ? : Felak , Nas , Fatiha , İhlas , Kureyş , ..vb. sureler namazda sünni mezheplere göre okunmaktadır . “ Tebbet yeda ebilehebin “ , “ İzacaenasrullahi velfeth “ , “ Eraeytellezi yükezzibü biddin “ , “ İnna âtayna kelkevser “ , “ Kulya eyyühel kafirun “ surelerini de namazlarda okumak mümkündür . Bu surelerde mesela İhlas ‘ ta “ Tanrı doğmamıştır , doğurmamıştır . Eşi , benzeri yoktur . “ gibi ifadeler yer alır . Ayrıca bu saydığım surelerde şöyle ifadeler de geçmektedir : “ Rabbin için namaz kıl ve kurban kes . “ , “ … hasedçinin şerrinden … Rabbine sığın . “ , “ Kureyş … Allah ‘ a ibadet etsinler . “ ..vb.

Arapça olarak birtakım sureleri okumak Arapça ‘ yı dinlemeyi de gerekli kılmaktadır . Çünkü Türkçe söyleyişler , Arapça ile bir değildir . O yüzden imkan varsa hatim setleri ya da kasetleri gibi Kur ‘ an ‘ ın Arapça söylenişi ile okunduğu öğrenme imkanlarını elde edip Kur ‘ an ‘ ı Arapçasından dinlemekte fayda vardır . Sünni mezheplere göre namaz surelerini yeterli oranda ezberlemek şarttır . Bu mezheplere göre hareket edenlerin bu sureleri Arapça söylenişleriyle öğrenmeleri faydalı olacaktır .

2009-09-06

Yazan : Tarık Tümlü adlı bir bilimci .

Read More

NAMAZ NEDİR ?

Namaz ; müminin miracıdır .

Bir ayete göre “ Namaz insanı çirkin işlerden alıkoyar . “

Yalnız şunu söylemelidir ki “ biçimsel namaz “ ve hakiki namaz olarak iki tür namaz vardır .

Hakiki namaz ; bir hedef dahilinde hareket etmektir .

Müminin miracı olan hakiki namaz bu tanımdaki namazdır .

Hz. Peygamber , önceleri güneşin doğuşundan ve batışından sonra olmak üzere iki kez namaz kılardı .

Miraç gecesinde beş vakit namaz farz kılınmıştır .

Miraç ; Medine ‘ ye hicretten önce olmuştur .

Kur ‘ an ‘ a göre “ Namazı gereği üzerine yerine getirmek “ bir emirdir .

Tanrı ; kuluyla hakiki namaz sayesinde bağ kurar .

On yaşına gelmiş bir çocuk , hakiki namaz kılmıyorsa çocuğa azarlamadan üç kere hafifçe vurmalıdır .

Namaz ; biçimsel namaz olarak kılınıyorsa o da huzuru sağladığı için bir ibadet sayılır .

Hakiki namaz kılmamanın cezası acıklı bir ahiret hayatıdır .

Önceki ümmetler de hakiki namaz kılardı .

18.11.2011 06:13

Yazan : Tarık Tümlü adlı bir sevdalı .

E – postam : dussunce@yahoo.com

Read More

BİÇİMSEL NAMAZ HAKKINDA BAZI DEYİMLER

1.       Salât : Sözlükte dua manasındadır . Din deyiminde ise bilinen biçimsel namaz anlaşılır . Namaz kılana “ müsalli “ denilir .

Ayrıca salât Hz. Peygamber ‘ e “ Allahümme salli ve sellim alâ seyyidina  Muhammedin ve alâ ali seyyidina Muhammed “ ( Allahım ! Hz. Muhammed ‘e ve ailesine selamet ve ihsan buyur ! ) şeklinde dua etmek anlamına da gelir . Bu da biçimsel bir harekettir ve Hz. Muhammed ‘ e saygı ve bağlılığı bildirmek için yapılır .

2.       Tekbir : “ Allahü ekber “ demektir .

3.       Kıyam : Namazda ayakta durmaktır .

4.       Kıraat : Namazda Kur ‘ an ‘ dan bir miktar okumaktır .

5.       Rüku : Sözlükte eğilmek demektir . Namazda ise kıyamdan sonra sırtı eğilerek düz hale getirmektir .

6.       Secde : Rükudan sonra yüzü yere Allah ‘ a saygı için yere koymaktır . İki secdeye “ secdeteyn “ denilir .

7.       Rekat : Namazda bir kıyam , bir rüku ve iki secdeden oluşan bölüme rekat denilir .

İki rekatlı bir namazda iki kıyam , iki rüku ve dört secde vardır .

8.       Kade : Namazın sonunda “ Ettehiyyatü “ yü okuyacak kadar oturmaktır . İki oturuşlu bir namazda ilk oturuşa “ Kade – i Ûlâ “ , ikinci oturuşa “ Kade – i Ahire “ denilir .

9.       Şef : Çift demektir . İki rekatlı bir namazda iki rekata “ Birinci şef “ , üç veya dört rekatlı bir namazda ise üçüncü veya son iki rekata da “ İkinci şef “ denilir .

24.12.2011 23:39:21

Yazan : Tarık Tümlü adında bir bilim adamı .

Read More

MUTLAK SULARIN HÜKÜMLERİ VE ÇEŞİTLERİ

Mutlak sular tahir ve mutahhir ( temiz ve temizleyici ) olup olmamalarına göre beş kısma ayrılır :

1.        Rengi , tadı , kokusu bozulmamış sulardır . Bunlar temizlikte kullanılabilir ve içilebilirler .

2.        Evcil bir kedinin ya da çaylak , doğan gibi yırtıcı bir kuşun veya bir farenin içtiği sulardır . Bu suları kullanmak mekruhtur .

3.        Abdest aldıktan sonra veya Hz. Peygamber ‘ in sünneti gereği elleri yıkadıktan sonra biriken sulardır . Bu sularla temizlik yapılmaz .

4.        İçine bir necaset ( pislik ) düşen ve büyük su hükmündeki sulardır . Bu suların rengi , tadı , kokusu değişmedikçe bunlar pis sayılmazlar .

5.        Merkeplerin ve katırların artığı olan sulardır . Bu sular da içilmez , temizlikte kullanılmaz .

Bir kişi abdestli iken tekrar abdest alır da bu suyu kullanılacak olursa bakılır ; bu su kullanılmaz .

Mutlak suya ( tabii suya ) kullanılmış su eklenirse bu suyun miktarı kullanılmış suyun iki katı ise bu suyla abdestsizlik hali giderilebilir . Yok kullanılmış su iki katı veya ikisinin de miktarı eşitse o zaman bu su kullanılmaz .

12.12.2011 06:18

Yazan : Tarık Tümlü adlı bir bilim adamı .

Read More

Müslüm Gürses , sadeliği neden tercih ediyor ?

Konu : Müslüm Gürses , sadeliği neden tercih ediyor ?

MÜSLÜM BABA İLE BİRLİKTE

Müslüm Gürses kimdir ? Bunu , onu tanıyanlar çok iyi bilirler .

O bir ekoldür . Bunu , onu tanıyanlar elbette bilirler .

Babasını terk etmiş fakat onu unutmamıştır . Ne demek bu ? Babası , Müslüm Gürses için “ İyi bir evlattır . “ diyor . Müslüm Gürses , babasını fazla sevmiyor . Ama ona düzenli olarak nafaka gönderiyor . Ailevi bir meseleden ötürü maalesef  baba – oğul araları iyi değil .

“ Müslüm Baba “ derler ona . Niye acaba ? Onun çok sempatik biri olduğuna inanmış insanlar böyle düşünüyorlar .

Müslüm Gürses , eşiyle arasında bir problem pek yaşamamıştır . En azından basından böyle bir şey duymadım . Bir gün bir röportajda kendisine şöyle sorulmuştu : “ Eşinizle nasıl geçiniyorsunuz ? “ Cevap şöyle oldu : “ Nasıl olacak tabii ki sevgi ve saygı ile .” Demek ki Müslüm Baba , hayatta değer verdiği insanlara böyle davranıyor .

“ Dünya tersine dönse vazgeçmem … “ diye giden bir şarkıyı söylemiş biri o .

Evet ; o , hayattan vazgeçmiyor …

Müslüm Gürses , hayatta fazla bir kavgası olan biri değil .

Kendisinin sevmediğim yönü şu idi : “ Konserlerinde kendilerini kesen insanlar vardı . “ Müslüm Baba , “ Yapmayın , yanlıştır . “ demedi . Ama şunu ekleyeyim ki şu anda o tür hareketler konserlerinde görülen bir şey değil .

Kendisi , şov programlar yaptı . Yunus Bülbül ile şarkı şov programları yaptı . Ben açıkçası o programları çok sık seyretmiş değilim . Ama kendisinin hayran kitlesi için iyi bir buluşma noktası idi o programlar .

Benim anlamadığım şey şudur : “ Neden konuşurken sözlerini çok iyi telaffuz edemiyor ? “ Yani diksiyonunu neden ilerletmiyor ? Halbuki o , diksiyon konusunda başkalarına ders verebilecek biri olmalı , öyle değil mi ?

Müslüm Gürses , hayata karşı olumlu bakabilen biri . Çünkü bunca yıldır hayranlarıyla buluşabiliyor ve hâlâ ayakta .

Kendisinin çıkardığı bir albüm vardı . Ve Tarkan ‘ ın “ İkimizin yerine “ şarkısını da söylemişti . “ Sen üzülme , gülüm incinme / Canımın içi iki gözüm sakın küsme / Bana hediye bırak bütün kederleri / Ben ağlarım ikimizin yerine … “ diye giden bir şarkıydı o .

Son çıkardığı albümlerini hayranları tatmin edici bulmamıştı . Çünkü arabesk söylememişti o albümlerde . Bir kısım hayranlarına göre yaptığı albümler “ entelce “ idi .

Müslüm Gürses için aslında yazılacak çok şey var . Şarkılarının çok sıkı bir takipçisi değilim . Yani bir Müslüm Gürses fanatiği değilim . Ama yaptıklarını takdir edebilen biriyim .

Müslüm Gürses , entel bulunan albümlerini eleştirenlere “ Entel olmak kötü bir şey mi ? “ diyordu .

Arabeskte ekol olmuş isimler vardır : “ Orhan Gencebay , Ferdi Tayfur , ….vb . “ Müslüm Gürses de Hakan Taşıyan gibi takipçileriyle ekol olabilmiş biri .

Kendisini basında aşk dedikodularıyla göremiyorum . Halbuki başka bir pop yıldızı olsaydı durum böyle olmazdı .

Müslüm Baba ‘nın , eleştirmeye değer bulduğum noktaları elbette var . Şu ana kadar bu yazıda yazdıklarım bu noktalar arasında sayılabilir .

30.12.2008 23:44

E –postam : dussunce@yahoo.com

Yazan : Tarık Tümlü adlı bir magazinci .

Read More

MUKAYYED SULARIN HÜKÜMLERİ

Mutlak ( tabii ) sular içilebilir , temizlikte kullanılabilir , bunlarla abdest ve boy abdesti alınabilir . Mukayyed sularla boy abdesti ve abdest alınamaz , bu sular temizlikte kullanılamazlar .

Mukayyed sular , hakiki necasetlerin ( pisliklerin ) giderilmesinde kullanılabilirler .

Mukayyed suların kimisi içilebilir , yemeklerde kullanılabilir .

Mutlak sular , içine bir şey düştüğünde mukayyed su olur .

12.12.2011 21:14

Yazan : Tarık Tümlü adlı bir bilim sevdalısı .

Read More

Konu : Mirkelam , koştuğu klibiyle meşhur olmuş ve de “ Her gece “ şarkısı dillere düşmüştür . Ardından  “ Ah bir joker “ şarkısıyla ününü devam ettirmiş ve birçok şarkısıyla gönüllerdeki yerini korumuştur .

MİRKELAM İLE KISA BİR YOLCULUK

Mirkelam kimdir ? Fergan Mirkelam asıl adı olan , Kayahan ve İskender Paydaş ile tanışıklığı olan bir kimse .

O klibi olmasaydı o kadar üne kavuşur muydu o ? Tartışılır … Ancak kendisini büyük bir üne kavuşturduğu kesin .

“ Bu yüzden her gece ben / Her gece üzülmüşüm / O yüzden her gece bu / Aşkın diline düşmüşüm “ nakaratı vardı “ Her gece “ isimli çıkış şarkısının .

Sanat müziği melodileriyle süslü şarkıları vardır onun .

“ Her gece “ şarkısının aranjörü İskender Paydaş ‘ tı . “ Tavla “ şarkısı da dillere düşmüştü .

“ Ah bir joker “ şarkısını yaptığı albümde de İskender Paydaş vardı .

Şarkıları kadar sesi de güzel bir şarkıcı kendisi .

Eşi Arzu Mirkelam … Kendisine albümlerinde yardımcı olan biricik eşi .

Fergan Mirkelam , “ Tavla “ şarkısında “ Tavla , tavla beni tavla / Salla pulları zarları / Salla , salla beni salla / Vallahi geldim oyuna “ diyordu .

Kayahan ile de tanışıklığı olan biridir kendisi .

Albümlerinde Türk Sanat Müziği tınıları kokan bir sanatçı o .

“ İçimdeki olanlardan / En iyi bildiğim dertlerim / Anlatamam belki ama / Çok iyi şarkı söylerim “ diyordu o bir şarkısında . Demek ki şarkı söylemek ona göreymiş , öyle değil mi ki ?!...

23.04.2012 00:09

Yazan : Tarık Tümlü adlı bir eleştirmen .

E – postam : dussunce@yahoo.com

Read More

Konu : Mehmet Akif Ersoy , edebiyat tarihimizde ayrı bir yeri olan bir şairimizdir . Kendisi bir İslam yenilikçisi olarak tanınır . Bu yönüyle örneğin Tevfik Fikret ‘ i fikirleri açısından eleştirir . Batıcılara , Türkçülere fikir bakımından karşı durur . Yazdığı bütün eserlerini ilk kitabının adıyla aynı adı taşıyan “ Safahat “ adlı eserinde toplamıştır .

MEHMET AKİFİM BENİM

Mehmet Akif Ersoy !!! Kimdir bu adam ? İstiklal Marşı ‘ nın şairi … Ama başka yönleri de olan bir kişi o ...

Edebiyatta Ahmet Haşimler , Cenap Şahabettinler , Ömer Seyfettinler ve daha birçoğu derin bir iz bırakmıştır . Şairler gelmiştir , nesir yazanlar vardır ve bu kişiler edebiyatımıza katkılarda bulunmuşlardır . Mehmet Akif de şiirleriyle edebiyata ayrı bir hava vermiştir .

Meşrutiyetten sonra Batıcılar , Türkçüler ve İslamcılar ve hatta Turancılar genel fikir sahipleriydi . Osmanlı ‘ nın kurtulmasını Batıda arayanlar da vardı aramayanlar da …

Mehmet Akif Ersoy , bunların içinde İslamcı kesime mensuptu . Yani bir İslam yenilikçisiydi . Türkçülere ve Batıcılara karşıydı . Batıcı bir kişi olan Tevfik Fikret ‘ i bile fikirleri sebebiyle eleştirmekteydi .

Küçüklüğünde iyi bir din eğitimi almış bir kişiydi . Arapça , Farsça ve Fransızca öğrenmişti . Yani İslam kültürünün içinde yetişmesi onun İslamcı kesimde olmasının bir nedeniydi .

Mehmet Akif Ersoy , İstiklal Marşı ‘ nı para istemeden yazmıştı . Meclis , para ödülü koymuştu o zamanlar . Bunu istemedi . Kendisine bu para ödülünü almayabileceği telkin edildi . Ve o da bunu kabul etti ve bir gece çok duygulu bir saatinde bu şiiri yazdı .

Mehmet Akif , bazı şiirlerinde Osmanlıca kelimeler de kullanmıştır . Osmanlı kültürünün izlerini onun şiirlerinde görebilirsiniz .

“ Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak …” diye giden dizeleri her okulda öğretirler aslında . Bu bakımdan Mehmet Akif , tanıdık bir şairdir .

İlk kitabının adı “ Safahat “ idi . Bu , bir şiir kitabıydı . Safahat adlı son kitap ise bütün şiirlerinin bir derlemesi olarak yayımlanmıştır .

Mehmet Akif , Meşrutiyetten sonra yaşamış bir şairdir . Meşrutiyet , 1908 ‘ de ilan edildi . Osmanlı ‘ da 2 meşrutiyet dönemi vardır . 2. Abdülhamit , ilk meşrutiyeti bir savaşı bahane ederek iptal edince aydınlar baskı yaptılar . Meşrutiyet , özgürlük getirecekti . Ve de öyle oldu . 1908 ‘ den sonra sansür kalktı ve Mehmet Akif gibiler için seslerini duyuracak bir özgür ortamın yolu açıldı . İşte bu ortamda Mehmet Akif de kendi üslubuyla edebiyatı etkileyebildi .

29.12.2009 15:28

E – postam : dussunce@yahoo.com

Yazan : Tarık Tümlü adlı duygulu bir adam …

Read More