Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

HEMOROİD (BASUR) BELİRTİLERİ VE HEMOROİD TEDAVİSİ

HEMOROİD - BASUR

Hemoroid:Anüs içinde toplardamarlar bulunur ve çeşitli sebeplerden dolayı bu damarların içindeki basınç artar. Damarın yapısı genişlemeye müsaittir. Bu yüzden damarlar artmış basıncı dengelemek için genişlerler ve makat bölgesinden dışarı çıkarlar. Dışarı sarkmış bu damar yumakları kırmızı-mor renktedir. Sık sık kanamaya sebep olur. Kanamanın sebebi bu damarların tahrip olması sonucu delinmesidir.

Normalde doğan her canlıda kalın bağırsağın dışarı açılan en son kısmında damar ağları mevcuttur. Anüs (makat) ve rektumda (kalın bağırsağın en son bölümü) bulunan ve hemoroidal damarlar denilen bu damar ağlarının vücudumuzda çok önemli görevleri vardır.

Aşağıda bu görevler sıralanmıştır;

- Normalde bu damar ağlarında biriken kan anüsün (makatın) tam kapanmasını sağlar. Böylelikle hemoroidal damarlar, kişi istemli olarak anüsü kontrol eden kaslarını kasmadığı halde, dışkılama kontrolünün sağlanmasına yardımcı olur.

- Anüsü çevreleyen kas kitlesinin (sfinkter) üzerinde koruyucu bir yastık tabakası işlevi sağlar. Dışkı anal kanaldan (makat)geçerken bu kasların direkt olarak dışkı ile teması hemoroidal damarlar ile korunur. Böylelikle her dışkılamada bu kasların hasar görmesi engellenmiş olur.

- Dinlenme ve uyku halinde anüsü (makat) tam kapatarak dışkının kilodu kirletmesine engel olur.

Hemoroidal damarlar yerleşim yerine göre eksternal (dış) ve internal (iç) olarak ikiye ayrılmaktadır.


Anal Kanal ve Hemoroidal Damarlar

- Eksternal (dış) hemoroidler anüsün çevresinde gelişir ve ince bir deri ile kaplıdır..

- İnternal (iç) hemoroidler anüsün içinde gelişir.

HEMOROİD HASTALIĞI NEDİR ?

Bazı kişilerde anüs (makat) ve rektum (kalın bağırsağın son bölümü) çevresinde bulunan hemoroidal damarlar aşırı derecede genişler ve anüsten dışarıya taşarlar. Örneğin Kabızlık şikayeti olan bireylerde dışkı sertleşir ve dışkılama işlevi zorlaşır. Birey bu sert dışkıyı boşaltmak için aşırı ıkınma ve zorlanmaya gerek duyar. Bu sırada anal kanalı örten tabaka ve damarlar zedelenir. Bu da damarlarda genişleme ve şişmeye neden olur. Damarlardaki bu genişleme ve şişmeye hemoroidal hastalık ya da kısaca hemortoid denir. Bu durumda damarlar normal işlevlerini yapamazlar ve bazen de ciddi şikayetlere neden olurlar. Bu belirti ve bulgular hangi hemoroidal grup hastalandı ise ona göre farklılık gösterir.


Makat dışına çıkan hemoroid memeleri

Eksternal (dış) hemoroid anüsün çevresinde gelişir ve ince bir deri ile kaplıdır. Eğer bu damarların içinde bir kan pıhtısı oluşursa oldukça ağrılı olur. Hasta, makadının hemen yanında eline sert ve ağrılı şişliğin (memelerin) geldiğini söyler. Yırtıldıkları zaman kanama şikayetine neden olur.

İnternal (iç) hemoroid anüsün içinde gelişir. Ağrısız kanama en önemli belirtisidir. Bazen iç hemoroidler dışkılama sırasında anüsten (makattan) dışarı çıkarlar ve hasta eline bir şişlik geldiğinden şikayet eder. Buna ek olarak dışkılama sırasında dışarı çıkan ve içeri girmeyen iç hemoroidler ağrıya neden olabilir.

HEMOROİDAL HASTALIĞIN NEDENLERİ

Kesin nedeni bilinmemekle birlikte insanın, diğer canlılardan farklı olarak ayakta dik durması, makattaki toplardamarlara (anüsteki venlere) büyük bir basınç ve hacimde kan dolmasına neden olmaktadır. Bu da hastalığın gelişmesini kolaylaştıran bir etkendir.

Önemli diğer bir nedeni, beslenme alışkanlığıdır. Batı toplumunda 20. yüzyıldan itibaren endüstrinin gelişmesiyle beslenme alışkanlığı da değişmiştir. Sonuçta diyetteki lifli (posalı) yiyecekler azalmıştır. Oysa vücutta sindirilemeyen lifler, emilinceye kadar kitlesinin 30 katı kadar su çekmekte böylece bu kitlenin sindirimi zorlaşmaktadır. Böylelikle, kolay, zorlamadan ve ıkınmadan dışkılama yapılabilir. Aksi takdirde ıkınma ve zorlama bu bölgedeki basıncı daha artırır. Bunun sonucunda hemoroidal hastalık gelişebilir. Diyetsel lifli besinlerin kullanılmaması durumunda, hemoroid hastalığının görülme sıklığı da artmaktadır.

Çoğu insan, hemoroidi olmasına rağmen alışkanlıklarını değiştirmemektedir. Dışkılama alışkanlığının düzenli olmaması, dışkının sertleşmesine neden olur. Dışkılama sırasında ıkınma, tuvalette uzun zaman beklenmesi bu damarlardaki genişlemeyi arttırır. Katı ve sert olan dışkının makattan geçmesi sırasında bu damarlarda hasar oluşur. Bu nedenle de ağrı ve bazen de kanama meydana gelir.

Dışkılama alışkanlığını düzenlemede diğer önemli bir etken de içilen su miktarıdır. Günde en az 8-10 bardak su içilmesi gereklidir. Az miktarda su içmek kabızlığa neden olabilir. Kabızlık da ıkınmaya neden olacağı için hemoroide ait şikayetler artabilir.



Buna ek olarak hastalığın şiddetlenmesine neden olan faktörler şunlardır:

- yaş

- kronik (uzun süreli) Kabızlık veya ishal

- hamilelik

- genetik nedenler (kalıtsal)

- dışkılamayı kolaylaştıran ilaçların (laksatiflerin ve lavmanların) sık kullanımı

- dışkılamak için zorlu ve uzun süreli ıkınmalar

- tuvalette uzun zaman oturulması (gazete, kitap okunması, vb)

- ağır yük kaldırılması

- hastalığın şiddetlenmesine neden olan besin maddelerinin tüketilmesi (alkol, baharatlı yiyecekler)

Nedeni ne olursa olsun bu damar ağlarını (makat kanalındaki toplar damarları) destekleyen dokular gerilir ve sonuçta bu damarlar genişler, çevre destek dokusu ve duvarları incelir ve kanama meydana gelir. Eğer gerginlik artar, basınç devam ederse incelmiş olan bu damarlar makattan dışarı çıkarlar.

HASTALIĞIN BELİRTİLERİ NELERDİR ?
Dışkılama (büyük abdest yapma) esnasında kanama

en önemli belirtisidir. Sıklıkla damla damla burun kanaması gibi taze parlak kırmızı renktedir. Dışkının üzerine ve temizlik sırasında kan fark edilebileceği gibi tüm tuvalet kan ile kirlenebilir. Genelde kanama ağrısızdır.

Dışkılama (büyük abdest yapma) esnasında makatın dışarı çıkması, ele gelen şişlikler.

Hasta makattan dışarı doğru çıkan yumuşak bir şişlikten, kitleden şikayet eder. Bazı hastalar bu dışarı çıkan şişliği makat içine doğru içeriye geri itebilirler.

Anal bölgede (makatta) kaşıntı

Hemoroidal damarların normal işlevlerini yapamaması ile makat bölgesinin hijyeni de bozulur. Makatın tam kapanmaması ile dışkı ve akıntı kaçağı olur. Buna bağlı kaşıntı ihtiyacı oluşur.


Ağrı

Hastalar bu şikayetlerini tam olarak ifade edemezler. Sancı, sızlama veya yanma şeklinde bir his olarak tanımlayabilirler. Özellikle dış hemoroidlerin tromboze (damar içinde kan pıhtısı oluşması) olması şiddetli ağrıya neden olur.

Sürekli olarak anal kanalın (makatın) dışında kalan ve dokunulduğunda ağrılı olan şişlikler

İç hemoroidlerin makattan dışarı sarkması sonucu gelişebileceği gibi dış hemoroidlerin tromboze olması ile de ortaya çıkabilir.

Kilodun akıntı , kanama veya dışkı ile kirlenmesi

HEMOROİD HASTALIĞINDA KLİNİK MUAYENE NASIL YAPILIR ?

Anamnez:(hastalık hikayes)i: Doktor hastanın şikayetlerini dikkatle dinler. Bu görüşmenin amacı hastaya ait özellikler ve hastalığın seyrini ortaya koymaktır. Hastanın diyet şekli, dışkılama ve tuvalet alışkanlığı, hastalığın şiddetlenmesine neden olabilecek etkenler ve ailesel hikayesi değerlendirilir.

Muayene: Hastanın utanmasına neden olmayacak bir ortamda yapılmalıdır. Bu muayene sırasında doktor makat bölgesini ve kalın bağırsağın son kısmı olan rektumu da parmakla muayene etmesi gerekir. Bu şekilde ayırıcı tanıda akla gelebilecek diğer hastalıkların varlığı da araştırılır.


Endoskopik muayene (Anoskopi-Rektosigmoidoskopi-Kolonoskopi): Kalın bağırsağın içini örten tabakanın direkt gözle incelenmesine endoskopi denir. Bu işlem sadece makat için yapılırsa anoskopi, rektum ve sigmoid kolon için yapılırsa rektosigmoidoskopi ve tüm kalın bağırsak için yapılırsa kolonoskopi denir.

Dışkıdan kan gelmesi şikayeti olan bir hastada ayırıcı tanı için en az rektosigmoidoskopi yapılmalıdır. Aksi takdirde kanamaya neden olabilen diğer hastalıklar gözden kaçabilir. Örneğin dışkılama sırasında kanamaya neden olan erken evredeki bir kalın bağırsak kanserinin farkına varılmazsa ve hemoroid hastalığı diye yanlış tedavi edilirse, ileride ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle ayırıc tanı için mutlaka endoskopik tetkiklerden yararlanılmalıdır.


Fleksibıl sigmoidoskopi işlemi
HEMOROİD HASTALIĞI HANGİ HASTALIKLAR İLE KARIŞIR ? AYIRICI TANININ ÖNEMİ NEDİR ?

Makattan kan gelmesine neden olan tüm makat ve kalın bağırsak hastalıklarını ayırıcı tanıda düşünmek gerekir.

Bir çok rahatsızlık ilk belirti olarak dışkılama sırasında kanama ile ortaya çıkabilir. Kalın bağırsak kanseri (kolon ve rektum kanseri), kalın bağırsak Polipleri, hemoroidal hastalık (basur mayasıl hastalığı), makat ağzında çatlak (Anal Fissür), iltihaplanma (apse), fistül oluşumu, iltihabi bağırsak hastalığı (Ülseratif kolit ve Crohn Hastalığı), Bağırsak Sarkması (prolapsus), Dışkı Kaçırma (inkontinans), Kaşıntılı Makat hastalığı, irritabıl bağırsak sendromu, Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar ve daha bir çok durum bu bölgeyi etkileyebilir. Bu nedenle ayırıcı tanı çok önemlidir ve uzman bir doktor tarafından yapılmalıdır

HEMOROIDLER KANSERE NEDEN OLURLAR MI ?

Hayır. Hemoroid ve kanser arasında ilişki yoktur. Fakat kanserin belirti ve bulguları hemoroid hastalığının belirti ve bulgularına benzer.

Hemoroid belirtileri, kolon kanserleri ve diğer sindirim sistemi hastalıklarının belirtilerine benzediğinden dolayı şikayetler olduğunda önce bir doktor tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Başkalarının kullandığı ilaçlar veya gelişi güzel doktor kontrolünde olmadan eczanelerden temin edilen ilaçlar zaman kaybına neden olabilir.

HEMOROİDLER NASIL TEDAVİ EDİLİR ?

Tedavinin doktorun önerileri doğrultusunda yapılması gerekmektedir. Aşağıda, hastalığın tedavisinde kullanılan yöntemlerden kısaca bahsedilmektedir.

Tedavi yöntemine karar verirken:

1- Hastalığın etkilediği bölge (iç dış hemoroidal hastalık)

2- Hastalığın evresi

3- Şikayetlerin şiddeti, göz önüne alınarak karar verilmelidir.

İNTERNAL (İÇ) HEMOROİDLERİN TEDAVİSİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER

Hastaya hemoroidal damarlar ve fonksiyonları hakkında bilgi verilmelidir. Daha sonra hastalığın şiddetine ve evresine göre tedavi yöntemlerinden bahsedilir.

Konservatif (Koruyucu) tedavi

Hastaya bazı önerilerde bulunulur. Bu konservatif öneriler ile bir çok hasta herhangi bir girişime veya ameliyata gerek duymadan iyileşir.

- Dışkılama alışkanlığının düzenlemesi

Düzenli dışkılama alışkanlığı tedavi için önemlidir. Tuvalette uzun zaman oturma (sigara içme, gazete okuma v.b.) ve aşırı ıkınmalardan kaçınma. Hemoroidal damarlardaki gerginlik ve basıncı azaltır ve böylece hemoroidlerin makattan dışarı çıkmaları önlenebilir

- Hijyenik şartların sağlanması

Dışkılama sonrası makat bölgesinin tahriş edilmeden temizlenmesi gerekir

- Dışarı çıkan hemoroid memelerinin içeriye geri itilmesi

Dışkılama sırasında makattan dışarıya doğru çıkan hemoroidal şişliklerin (memelerin-pakelerin) tekrar geri itilmesi gerekir. Aksi takdirde dışarıda kalan hemoroidal memeler ağrı, kanama ve iltihaplanmaya neden olabilir.

- Diyetin düzenlenmesi

Yemeklerdeki lifli (posalı) gıda oranlarının artırılması ve düzenli dışkılama alışkanlığı edinilmesi yardımcı olabilir. Yemeklerdeki meyve-sebzelerin arttırılması ve yemeklerin üzerine kepek tozu eklenmesi dışkılama alışkanlığının düzelmesine yardımcı olabilir. Diğer önemli bir konu da yeterli su içilmesidir. Günde en az 10-12 büyük bardak su içilmesi gerekir. Meyve suyu, kahve, çay su yerine geçmez.

- Oturma banyosu

Günde birkaç kez, ılık bir suda 10 dakika oturmak semptomları (belirtileri, şikayetleri) azaltır. Oturma banyosundan sonra makat bölgesinin ıslak bırakılmaması ve kuru tutulması gerekir. Bu tedaviyle en şiddetli hemoroidlerde bile 2-7 gün içinde ağrı azalır ve makat etrafında ele gelen sert şişlikler 4-6 hafta içinde geriler.

- Krem-Pomad uygulamaları

Hemoroidal hastalığın tedavisinde kullanılan bir çok pomad vardır. Doktorunuz hastalığın durumuna göre size bir pomad tavsiye edebilir.

- Flebotropik ilaçlar

Makat bölgesindeki damarların kan akımını kontrol eden ve aşırı şişmesini önleyen, hemoroidal hastalığın kısa zamanda normal hale dönmesini kolaylaştıran ilaçlar vardır. Bu ilaçlar doktor kontrolünde kullanılmalıdır

Girişimsel Yöntemler

Konservatif yöntemlere ek olarak erken evre hastalığı olanlarda girişimsel yöntemlerden yararlanılır.

1) Lastik Bant Yöntemi ile Bağlama ( Band Ligasyon)

İç hemoroidlerin tedavisinde kullanılır. Dışarı doğru sarkan ve kanayan hemoroid pakelerinde uygulanır. Hemoroid pakelerinin (keselerinin) köklerinden bağlanması oldukça iyi bir yöntemdir. Basit bir uygulamadır ve günübirlik poliklinik şartlarında yapılabilir. Hemoroid ve bant birkaç gün içinde kendiliğinden düşmekte ve yara bir iki hafta içinde iyileşmektedir. Bu uygulama sonrası bazı hastalarda rahatsızlık hissi ve kanama görülebilmektedir.


Band Ligasyon Uygulaması
2) Enjeksiyon (Skleroterapi)

Makattan dışarıya çıkmayan ve kanama şikayetine neden olan internal (iç) hemoroidlerin tedavisinde kullanılmaktadır. Hemoroidal damarlar içine bir sıvı (fenol solüsyonu) enjekte edilir. Böylece kanama önlenebileceği gibi damar genişlemesi ve dışarıya doğru sarkması da engellenebilir


Skleroterapi Uygulaması
3) Isı ile Koagülasyon

Makattan dışarıya çıkmayan ve kanama şikayetine neden olan internal (iç) hemoroidlerin tedavisinde kullanılmaktadır. Bir ışık kaynağı yardımı ile şikayete neden olan hemoroidal damarların üzerinde ısı uygulaması ile kanama önlenir ve hemoroidal pakelerin küçülmesi sağlanır.


Isı Uygulaması - İnfrared Koagülasyon Uygulaması

Bu son iki metod ağrısız uygulamalar olup her ikisinin de birbirine üstünlüğü yoktur.

Yukardaki her üç uygulamadan sonra hafif, orta derecede künt bir ağrı olabilir. Bu tedaviler sonrasında tuvalete gitme hissi olabilir. İşlem sonrası ağrı tekrar hissedilebilir. Doktor ağızdan kullanılan ağrı kesici bir ilaç verebilir. Aspirin kanamayı arttıracağı için ilk bir haftalık süre kullanılmamalıdır. Bunun yerine etken maddesi asetaminofen veya ibuprofen olan analjezikler (ağrı kesiciler) kullanılabilir. Lokal etkili anestezik (ağrı giderici) pomadlar da ağrının giderilmesinde yararlı olabilir. Ilık oturma banyosu (10-15dk) rahatlama sağlayabilir.

Bu üç tedavi yöntemi ile her seferinde bir veya iki hemoroidal damar tedavi edilir. 3 5 hafta aralıklarla bir kaç kez daha aynı işlemin yapılması gerekebilir.

Ameliyat ile tedavi

Kanamaya neden olan ve makattan dışarı sarkan pakeler yani ele gelen memeler cerrahi işlem ile çıkarılır veya makat içine tespit edilirler. Uzun süreli ve konservatif yöntemlere cevap vermeyen hemoroid hastalığının tedavisinde en iyi yöntemdir. Hemoroidektomi ameliyatı, şikayetlere neden olan hastalıklı hemoroid pakesinin çıkarılması işlemidir. Hemoroidektomi, anestezi (narkoz) ve hastanede yatmayı gerektirebilir.


Kapalı Hemoroidektomi Uygulaması

Hemoroid pakelerinin (memelerin) açık veya kapalı bir cerrahi yöntemle çıkarılabileceği gibi stapler adı verilen özel bir cihazla da yapılabilir. Bu yöntem açık cerrahi yönteme göre daha ağrısız bir yöntem olup hastaların kısa sürede eski aktiviştelerine dönmelerini sağlar.


Stapler Hemoroidektomi Uygulaması
HEMOROİD TEDAVİSİNDE LAZER İN YERİ

Hemoroid tedavisinde lazerin kullanımının bir yararı yoktur. Aksine maliyeti arttırma gibi bir dezavantajı mevcuttur. Tıpta lazer beyin ve göz hastalıklarının tedavisinde başarılı olarak kullanılmaktadır. Aslında lazer ile hemoroid tedavisi pek yapılmamaktadır. Halk arasında lazer olarak bilinen hemoroid tedavisi aslında ısı (koagülasyon) tedavisidir.

EKSTERNAL (TROMBOZE) HEMOROİDLERİN TEDAVİSİ (İÇİ PIHTI İLE DOLU DIŞ HEMOROİD)

Tromboze (kan pıhtısı ile) eksternal (dış) hemoroid, anüs (makat) kenarında bulunan hemoroid pakelerinden birinin veya bir kaçının içinde pıhtı birikimi ile olur. Bunlar makat (anüs) etrafında cilt altında mavi renkli kabarıklıklar olarak görülür ve elle hissedilebilir. Genellikle orta derecede ağrı, şiddetli ağrı, kaşınma ve rahatsızlık hissine neden olabilir.



Tromboze Eksternal Hemoroid
TEDAVİ

Hastanın şiddetli ağrı şikayeti var ise hemoroid pakesinin içindeki pıhtıyı boşaltmak gerekir. Bu nedenle bölgesel anestezi (lokal anestezi) altında hemoroid pakesi üzerindeki deri kesilip içindeki pıhtı çıkarılmalıdır. Yara açık bırakılabileceği gibi bir dikiş ile de kapatılabilir. Yapılan pansuman ile kanama ve dışarı akıntı önlenir.


Tromboze Eksternal Hemoroid Tedavisi
TEDAVİ SONRASI BELİRTİLER VE KORUNMA

Lokal anestezi sonrası ağrı tekrar hissedilebilir. Doktor ağızdan ağrı kesici bir ilaç verebilir. Aspirin kanamayı arttıracağı için ilk bir haftalık süre kullanılmamalıdır. Bunun yerine etken maddesi asetaminofen veya ibuprofen olan analjezikler (ağrı kesiciler) kullanılabilir. Lokal (yerel) etkili anestezik pomadlar da (kremler) ağrının giderilmesinde faydalı olabilir. Hastanın, günün geri kalan bölümünü dinlenerek geçirmesi uygundur. Aşırı aktivite, şikayetleri artırabilir. Yapılan cerrahi müdahale sonrası, bir miktar kanama normaldir. 12-24 saat sonra pansuman açılır ve ılık oturma banyosu yapılır. Eğer pansumanı kaldırmak ağrılı oluyorsa pansuman ılık suya oturduktan sonra açılır. Eğer yarada hala kanama varsa bir pansuman ile kapatılır ve doktora müracaat edilir. Ilık oturma banyosu günde iki kere 10 ar dakika yeterlidir.Oturma banyosu sonrasında makat etrafını iyice kurutmak gerekir. Havlu veya saç kurutma makinesi kullanılabilir. Fakat bu bölgenin aşırı sıcağa maruz kalmamasına dikkat edilmelidir.

Yaranın iyileşmesi 2-4 haftada olur. Kaşıntı, az miktarda kanama veya akıntı çok fazla değilse dikkate alınmaz. Anal bölge temizliği (hijyeni) önemlidir. Her dışkılama sonrası temizlenmesi gerekmektedir. 7-14 gün sonra yaranın kontrolü için muayene olmak gerekir.

CERRAHİ TEDAVİNİN RİSK VE KOMPLİKASYONLARI (YAN ETKİLERİ)

Hemoroid hastalığında cerrahi tedavi güvenle yapılabilir. Fakat ender de olsa bazı riskler ve kompliklasyonlar görülebilir.

Bunlardan bazıları cerrahi tedaviye bazıları da anesteziye aittir. Anesteziye ait olanlar anestezi doktoru ile konuşarak öğrenilebilinir.

Cerrahi tedaviye bağlı gelişebilenler ise şöyledir:

- Ameliyat sonrası dönemde bir süre dışkılama yaparken ağrı ve batma hissi olabilir.

- Yara yerinden iltihabi akıntı olabilir.

- Ameliyat sırasında veya sonrasında kanama olabilir. Bu kanamaya bağlı tekrar ameliyat gerekebilir.

- Ender olarak ameliyat sonrasında anal kanalda (makat) darlık oluşabilir. Bu durumda hastanın dışkılama zorluğu gözlenir.

- Ameliyat sonrası dışkılama alışkanlığında değişiklik ve dışkı kontrol mekanizmalarında bozulma olabilir. Zaman içinde düzelme gözlenir.

- Hemoroid hastalığı cerrahi tedaviden sonra tekrarlayabilir. Tekrarlamaması için yüksek lifli diyet tercih edilmelidir.

NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR ?

Aşağıdaki sorunlardan biri olduğunda doktora başvurulması gerekir.

- Ağrı kesicilere rağmen geçmeyen ağrı

- Tedavi sonrası artan ağrı

- Ateş, üşüme, titreme

- Yara yerinden iltihabi akıntı (cerahat içeren akıntı)

- Pansuman yapılmasına rağmen durmayan kanama

- İdrar yapmada zorluk

- Üç gün üst üste dışkılama olmaması

- İshal (diyare) : 24 saat içinde 3 den fazla sulu dışkılama

- Bulantı, kusma

HEMOROİDAL HASTALIĞA AİT ŞİKAYETLER NASIL ÖNLENEBİLİR ?

- Kabızlığın önlenmesi

- Bol miktarda posalı (lifli) gıda almak. (aşağıda posalı diyet hakkında bilgi verilmiştir)

- Bol su içmek (günde 8 10 bardak)

- Dışkılama ihtiyacı hissedildiğinde, ertelemeden, dışkılamak. Ertelenmesi ıkınmaya neden olabilir

- Tuvalette çok zaman harcamamak. Uzun süre oturma ve ıkınma, şikayetleri arttırır.

- Düzenli fiziksel aktivite sindirime yardımcı olur

- Tuvalet sonrası anal bölge (makat) temizliğine dikkat etmek. Aşırı temizleme oradaki deriyi tahriş eder. Bu bölgenin nemli ıslak kalmamasına dikkat etmek

FİBER (POSALI YİYECEKLER / LİFLİ GIDALAR) HAKKINDA BİLGİLER

Fiber (lifli ürünler = posalı gıdalar) yemeklerle alınan bitkilerin sindirilemeyen bölümleridir. Diğer gıdaların sindirim sistemi içinde hareket etmesini sağlar ve tuttuğu su ile dışkıyı yumuşatır ve kolay atılımını sağlar.

Fiberler iki yolla vücuda girerler.


1) Çözünebilen fiberler:

Su içinde jelatinöz (jöle kıvamında) bir maddedir. Dışkıyı yumuşatır ve düzenliliği sağlar. Yulaf, fasulye, bezelye, meyve çeşitleri ve psyllium içeren ürünler iyi birer kaynaktır.

2) Çözünmeyen fiber:

Suda çözünmezler ve sindirim sisteminizden hızlı geçerler ve geniş alan kaplar. Dışkının düzenli çıkartılabilmesini sağlar. Kepek unu ve çeşitli sebzeler iyi birer kaynaktırlar

FİBER MİKTARINI ARTTIRMANIN KOLAY YOLLARI


Fiberi arttırmak sanıldığından daha basittir. Burada başlangıç için bazı ipuçları şöyle sıralanabilir:

Düşük fiberli gıdalar (beyaz ekmek, beyaz pirinç, patates, şeker vs) yerine, yüksek fiberli gıdaları (kepek ekmeği veya tozu, kahverengi pirinç, meyve-sebze) tercih etmek.

Daha çok çiğ sebze ve kabuğu soyulmamış taze meyve yemeyi tercih etmek.

Her öğünde yüksek fiberli gıdalar almak. Kepekli ekmek iyi bir başlangıç olabilir. Ama diyette, mutlaka sebze-meyve buğday ürünleri ve fasulye olmalıdır.

Sadece diyetteki fiberi arttırmak yetmez. Bununla beraber alınan su miktarı da mutlaka arttırılmalıdır. Günde en az 8-10 büyük bardak su içilmelidir.

FİBER HAKKINDA SORULAR
Günde ne kadar posa (lif-fiber) ihtiyacım var?

Diyet uzmanları 25-35 gram arası önermektedirler. (listeden gıdaların ne kadar fiber içerdiği verilmiştir)

Fiber alımını arttırmanın en iyi yolları nelerdir?

Çok çeşitli yüksek fiberli gıdaları gün içinde tüketmek, çok sayıda meyve-sebze yemek.

Diyete hangi oranda posa (fiber) eklenmelidir?

Önerilen posa (lif-fiber) oranına ulaşmak birkaç haftayı almalıdır. Kısa sürede çok miktarda posayı (fiberi) diyete eklemek, karında kramplara ve gaza neden olabilir. Bu düzenlemeyi yaparken fazla miktarda sıvı aldığınızdan emin olmalısınız.

PROSTAT BÜYÜMESİ LAZERLİ TEDAVİ GREENLİGHT

Özellikle her prostat hastalığı tanısı konulmuş hastaya yapılabilmesi , BPH tedavisi alan ancak yan etkileri nedeniyle tedaviye devam edemeyen veya fayda göremeyen hastalarda en hızlı ve güvenilir yöntem olarak alternatif tedavi şekli olması , dahili hastalığı bulunan hastalarda rahatça uygulanabilmesi , kanama ve komplikasyon riskinin en aza indirgenmiş olması , hastaya sonda uygulamasının gerekli olmaması , hastanede maximum 1 gün kalacak olması nedeniyle yöntemi tercih etmekteyiz.

*İdrar yapmada zorlanma , geceleri idrara kalkma , gün içinde sık sık idrara gitme ve idrar akım zaafiyeti şikayeti olan genelde 40 yaşın üzerindeki erkeklerde prostat büyümesi , prostat hastalığı başlıyor olabilir. Bu nedenle başvuran hastalara genel tetkikler ( Fizik muayene ,Tam idrar tahlili , PSA – freePSA , İdrar yolları Ultrasonografisi , Üroflowmetri-idrar akım hızı ) yapılır. İdrar zorluğu çeken hastalara idrar yollarının Ultrasonografisi yapılarak ; patolojik bir sorun olup olmadığı kontrol değerlendirilmelidir. Böbrek , üreter , mesane ve prostat incelemesi yapılmalıdır. Burada prostat boyutunun ne kadar olduğu ve idrar yaptıktan sonra mesanede idrar kalıp kalmadığı özellikle bakılmalıdır Üroflowmetri denen idrar akım hızı ölçer cihazla idrar akım kapasiteleri belirlenmelidir. Bu tetkikler sonucunda operasyon olması gereken gruplar için operasyon tipinin kararı verilmelidir. * Bu tetkiklerden en önemlisi kuşkusuz prostat kanserinin hem erken teşhisine yarayan hem de operasyon hakkında tercih yaptıran PSA , dene kan testidir. Sadece alınan bir kan örneğinde bakılabilir ve 2 saat içinde sonucu belli olur. PSA değerleri normal olan idrar zorluğu ( obstrüksiyon ) yaşayan hastalara medikal veya cerrahi yöntemlerden uygun olanlar tavsiye edilip uygulamaya başlanır. *PSA yüksekliği saptanan hastalarda akut-kronik prostatit ön tanısı konulanlar antibiyoterapiye alınarak kontrolleri yapılır. *Fizik muayene de ( Rektal Tuşe ) prostatik nodül saptanan ve / veya PSA yüksekliği olan ve prostatit tedavisine rağmen PSA yüksekliği düşmeyen hastalara TRUS eşliğinde prostat biyopsisi uygulaması yapılır. Biyopsi sonrası patolojisi BPH ( iyi huylu prostat büyümesi ) gelen hastalarda eğer obstrüksiyon bulguları varsa yaşa-hastanın genel durumuna -prostat büyüklüğüne bağlı olarak açık veya kapalı ( TUR ) yöntemlerden seçim yapılır. *Prostat biyopsisi sonrasında prostat tümörü olan hastalara yaşa- biyopsi sonucuna –genel duruma göre cerrahi , radyoterapi veya hormonoterapi yöntemlerinden seçim yapılarak tedaviye başlanır. *PVP veya ( photo-selective vaporization ) BPH ‘nin veya prostat büyümesinin cerrahi tedavisi için geliştirilmiş yeni bir tekniktir. Greenlight PV adındaki bu sistemde , özel tasarlanmış KTP adında yüksek bir güç veya yeşil lazer ışık kaynağı ve fiber optik ulaşım sistemi kullanılmıştır. Bu sistemlerin hepsi Laserscope tarafından üretilmiş olup Mayo klinik araştırmacıları tarafından kontrol edilmektedir. PVP , BPH tedavisinde TUR ( P ) yönteminin güvenliği ve garantisiyle minumum yan etkisi olan ışın tedavisini birleştirerek farklı bir tedavi sunar.Hiç bir klinik yöntem bu kadar kısa sürede tedavi imkanı sunmamaktadır. Diğer BPH tedavi yöntemleri hastanın veya doktorun yapacağı uzlaşmayı gerektirmektedir. PVP'de ise uzlaşma değil sonuç vardır. PVP en az invaziv yöntem olarak ortalama 20-45 dakikada ( prostat büyüklüğüne göre değişebilir ) yapılabilmektedir. Greenlight cerrahi lazer sistemi özel olarak tasarlanmış fiber optik alıcı bir sistem içinden laser ışını uyarıları göndermek için kullanılmaktadır.Bu alıcı cihaz endoskopik bir görüntü altında standart bir sistoskop içine yerleştirilerek kullanılır. Bu ışın uyarıları prostatın dokusuna yöneltilerek çabuk ve nazik bir biçimde dokuyu kansız bir şekilde buharlaştırır. Operasyonun ardından hastalar post-op dönemi kolayca atlatarak normal vücut fonksiyonlarına geri dönerler ve cinsel performansla ilgili sorun yaşamazlar. Greenlight operasyonunun sperm çıkışı fonksiyonuna etkisi yoktur. *Özellikle operasyon süresinin veya kan kaybının çok önemli olduğu KALP-DAMAR SİSTEMİNDEN ameliyat olmuş olan veya BY-PASS lı hastalar , KALP YETMEZLİĞİ , DİABET ( şeker hastalığı ) , HİPERTANSİYON ( tansiyon yüksekliği ) , ASTIM vb KRONİK AKCİĞER HASTALIĞI olanlar , KANAMA EĞİLİMİ olanlar veya ANTİKOAGULAN ( kan sulandırıcı ) kullanan hastalar da , cerrahi girişimlerde YOĞUN BAKIM GEREKLİLİĞİ OLAN hastalarda , yaş nedeniyle operasyon korkusu olanlar , Cinsel aktivitelerinin devam etmesini isteyen ve bu nedenle diğer operasyonları istemeyen hastalar için PVP yöntemi ideal bir yöntemdir. *Ancak bu yöntemi uygularken hasta seçiçiliğine dikkat etmek gerekmektedir. Prostatik büyümenin tümöral olup olmadığı belli olmayan hastalarda yöntemi uygulamanın sakıncaları vardır. Prostat tümörü tanısı konulmuş ancak evresi ileri ve/ veya radikal girişim olamayacak ama idrar zorluğu olan hastalarda TUR girişimine göre daha az zararlı, hastanede kalış süresi daha az ve pratik oluşu nedeniyle PVP – Greenlight yöntemini tercih etmekteyiz

January muscle mix 2011


Roelly Winklaar (Netherlands/Curucao)


Brian Yersky (USA)


Rusty Jeffers (USA)


Marcos Chacon (Spain)



No ID


Gonzalo Hernan Lopez (Argentina)


Yavuz Oymak (Turkey)

PAUL WAGNER 02/02


































Year End Review

I know I am jumping on the bandwagon here, as everyone else is also doing lists of goals, highlights and resolutions, but I just love lists too much to not join in. I am always making lists of things I want to accomplish, places I want to go and things I want to try. So this is not “always” a New Year thing. However, since it is the beginning of a new year, here is a list of my favorite things, places, foods, accomplishments and momentous occasions from 2010.

- Learning a lot about photography. I have found unbeatable resources online and met some great photographers that I couldn't have done without. I did not finish my 365 project, but it was more about lack of computer access than it was about lack of photographs. I had a great time trying and can’t wait to learn more in 2011.

- Running the Jackson Day Race in New Orleans. I have gone back and forth on my running; I like to do it but I admit: I sometimes do not make the necessary time for it. However after barely training, I ran the race on a cold January day in NOLA, by myself. And it was fun. And I didn’t totally suck. My running career is not over. I know I still have more in me.

- Riding a bike around San Diego. There were more hills than I had expected, but I made it all the way from downtown to Castillo point and did not die. Plus, the weather was perfect and I got to see my favorite ocean, the Pacific.

- Participating in the Bay to Breakers. Most of it. I met up with some friends in San Francisco for one of my favorite races and one that I have never run because it is just way too much fun to walk it instead. That way you get to ogle the naked people and laugh at all the drunks and to take photos with the buffalo in the park.  We cut out a half a mile before the finish to go have Pho at 9th and Irving.

- Going to one of my best friend’s weddings in Sacramento. She looked beautiful, it was a nice spring day and I really like her new husband. Triple happiness.

- Getting a chance to read a lot of books. I love to read. Fortunately, I HAVE managed to fit it in this year. I started off in a Meetup group in New Orleans and loved it. I also got some great tips on new books to read! I also polled my friends for some of their favorite books. I also took the list from the Busy Bookworm, but I didn’t read ANY from that list. However, I have plenty of books on my TO READ list. Traveling is great; it gives you plenty of down time (translation: LONG bus rides) in order to work on your reading list. The only drawback is that it is sometimes hard to find books in English, so you read what you can, which is not always good. I need a Kindle.

- Learning how to say “thank you” in a few new languages! A few examples: Arabic - Shokran, Albanian - Falam Nderit, Afrikaans - Dankie.

- Hiking the Himalayas. We had to cut our trip a little short, from 21 days to 12. I loved every minute of the hike and WILL go back to complete the hike. It is beautiful, the food is good and the people are nice. What more can you ask for, except to actually set foot on Mt. Everest, which I DO plan on doing someday.

Okay so really I could list about 100 more things. As I worked on this list I realized I had a great year in 2010. I have learned a lot, traveled to some great places and had a lot of fun in the past year. Here's to 2011!

SİNGER BOB YADA SÜNGER BOB ÇİZGİ FİLM KARAKTERİ



Singer Bob
Televizyonların çocuklar tarafından en çok sevilen çizgi karakterlerinin başında gelen singer bob ve arkadaşları, spounge bob movie herkes kaç yaşında olursa olsun içinde bir çocuk taşır şimdiki çizgi filmler ile 20 yıl önceki çizgi filmler arasında bakıldığında dağlar kadar fark var bence nerde o woltronlar,şirinler,klemantinler onlarında çok ayrı bir tadı vardı

Leticia By The Sea

Leticia By The Sea is not just another resort in Samal Island. Although a string of resorts in Samal and Talicud Island has sprung up over the past few years, there is a unique charm to this resort that will offer you paradise in just an hour away.

Leticia By The Sea is a small and private resort located in Talicud Island owned by the same people behind Casa Leticia, which explains the name. However, when this resort claims to offer a “private” getaway, they literally mean one. The owners of this resort offer visitors and tourists a chance to own the resort for one day, or two (however long you want to stay), by exclusively renting the place. They have an overnight package costing PhP 10,000 that is enough to accommodate 15 people or a maximum of 20 people. This package already includes accommodations and use of resort facilities, such as kitchen and cooking facilities, use of kayaks, kiddie pools and other water sports, resident cook, helper, and boat transfers.

Given the number of people that can be accommodated by the resort and all of the other facilities that you can enjoy, the exclusive rental of this place is definitely affordable and is a great value. And yet, you will be able to privately enjoy the natural beauty and charm of this hidden paradise to get your much needed rest and relaxation. It is no doubt a great choice of destination as compared to other resorts that are flocked by lots of other visitors that it is impossible to truly relax.

What about the resort facilities? Let us start with the accommodation. The cottages at Leticia By The Sea are strategically built in a place at the island wherein you can enjoy a spectacular view of the sea from afar, which is breathtaking with its turquoise color. The cottages in itself are also quite a view, which features a mixture of Balinese and Filipino influence in its design and architecture, which offers that perfect tropical feel to your vacation.

When you step out of the cottage, there are more breathtaking views you can enjoy. The landscape of colorful garden and trees, as well as the crystal clear waters and well preserved marine life, all contribute to that relaxing atmosphere that visitors to Leticia By The Sea rave about. Some of the sports and water facilities that visitors can avail of are jet ski, snorkeling gear, kayaks, inflatable rides, and an aquatic trampoline. In fact, the sheer beauty of the underwater marine life makes it a perfect spot for scuba diving with the dock offering a perfect jumpoff point when you go diving. Unfortunately, the resort does not have its own diving gears, so you can arrange a diving appointment with a diving company to provide your gears for you.

The charm of this virgin island should be hard to resist for anyone who wants a relaxing vacation, or those who simply want to escape it all and be away from the buzz of the city. There are plenty of ways to travel to this resort for an escape. There are five public boats scheduled to travel from Davao to Talicud Island from the Sta. Ana Pier. Boat rides are scheduled in between 10AM to 3PM.

Another option for traveling to Leticia By The Sea is to take a barge from Sasa to Samal, then take a 30-minute ride heading to Kaputian. The final mode of transportation is a banca ride, which normally takes only 10 minutes so you can get to Talicud Island. You can pre-arrange boat charters with the resort officials at Leticia By The Sea to make your travel more convenient.

HAPPY NEW YEAR FULL OF BIG MUSCLES!!!


Jay Cutler (USA)