EVDA KALÇA BASEN ERİTME
1. Yükselin
Yere uzanıp sağa dönün ve bacaklarınızı gerin. Üstteki ayağınızı, altta kalan ayağınızın önüne getirip zemine yerleştirin. Sağ dirseğinizden destek alın. Kolunuzun alt kısmı öne doğru bakmalı. Vücudunuzun üst kısmını, kalçanızı ve bacaklarınızı vücudunuz düz bir çizgi oluşturuncaya dek yukarı kaldırın. Bu egzersiz, kaslarınızınçalşmasını sağlayacak.
Şimdi bir egzersiz daha yapmanız gerekiyor: Bedeninizi hafifçe alçaltın ve yeniden yükseltin. Her yükselişte sol kolunuzu başınızın üzerine doğru uzatın. Bu egzersizi sol tarafınızla da tekrarlayın.
Neye yarıyor?
Belinizi forma sokuyor, karın kasları ile sırt bölgesini güçlendiriyor.
2. Gergin kalın
Omuzlarınızı bileklerinizden destek alarak yükseltin. Elleriniz öne doğru bakmalı. Ayaklarınızı kalça genişliğinde açarak parmak uçlarınızın üzerinde yükselin. Dirseklerinizi ve kalçanızı hafifçe eğin. Değişimli olarak sol ve sağ kolunuzu ileriye doğru uzatın ve bu sırada beden ağırlığınızı her seferinde diğer yöne kaydırın.
Dikkat! Göbek bölgenizdeki kas gerginliğini mutlaka koruyun. Aksi taktirde çökebilirsiniz.
Neye yarıyor?
Yerçekimine karşı yapılan bu egzersiz karın kaslarını ve omuzları güçlendiriyor.
3. Kayın
Bu kez elleriniz yerine, omuz genişliğinde açtığınız kollarınızdan destek alın. Ayak uçlarınızda yükselin. Leğen kemiğinizi, vücudunuzun üst kısmını, kalçanızı ve bacaklarınızı neredeyse düz bir çizgi oluşturuncaya dek alçaltın. Tüm vücudunuzu yavaşça ve ritmik olarak öne ve arkaya doğru kaydırın. Bu sırada gerginliği hissedinceye dek karnınıza konsantre olun ve içeri çekin.
Neye yarıyor?
Vücudu kendi ağırlığıyla karın ve omuz kaslarını verimli bir şekilde çalıştırıyor.
4. Arkaya esneyin
Egzersiz yaparken dizlerinizin yıpranmaması için yumuşak bir yastık ya da egzersiz minderinden yararlanabilirsiniz. Şimdi diz çökün. Dizlerinizi kalça genişliğinde açın. Poponuzu yukarı kaldırın ve vücudunuzun üst kısmını doğrultun. Kalçanız mümkün olduğunca düz olmalı. Bedeninizin üst kısmını, kalçanızı ve üst uyluğunuzu birkaç santimetre arkaya doğru yavaşça esnetin. Bu pozisyonda kalın. Başınızın üzerinde havaya kaldırdığınız ellerinizi öne ve arkaya doğru sallayın. Bu sırada karnınızı iyice içeri doğru çekin.
Neye yarıyor?
Karın bölgesi ile sırttaki tüm kas sistemini harekete geçiriyor ve üst uyluğu geriyor.
SÜPER EGZERSİZ PROGRAMI
Haftalık olarak uygulanan egzersiz proğramının, genellikle günlerini evde geçiren yaşlılarda düşmeleri önleyebildiği ve vücudu dengede tutabildiği saptandı.
70-84 yaşları arasında bin 90 Avustralyalı denek üzerinde yapılan araştırmada, haftada toplam bir saat egzersiz yapan deneklerin, düşme sorunlarını önleyebildikleri belirlendi. Egzersizin yaşlılarda vücudu daha dengeli hale getirdiği, görme sorunuyla ilgili dikkatsizlikleri azalttığı gözlendi.
Egzersiz proğramını bir yıl uyguyan deneklerde, düşme oranının yüzde 14 azaltığı kaydedildi. Yeni araştırmalarda, 85 yaşın üzerindeki yaşlılarda egzersiz proğramının ne gibi pozitif etkiler ortaya koyabileceği gözlenecek.
Araştırma raporu, British Medical Journal adlı derginin yeni sayısında yer aldı.
Kısır, Kumpir ve Tavuk Göğsü..En lezzetlisi Dostluk :)
Geçtiğimiz Cuma gecesi canım arkadadaşım LaFea ile msn de yazışıyoruz. 'Özledim bir ara görüşelim' dedi, bende 'Yarın ne işin var kuşum' dedim. Yani sizin anlayacağınız gecenin bir yarısında plansız programsız bir buluşma ayarladık. Ne zaman belli ne de mekan. LaFea'm organizasyonu bana bırak dedi. Çünkü fedakar dostum her buluşmada Avrupa yakasına üşenmeden bıkmadan her seferinde geldi. Bu seferki buluşmamızda sözüm 'ASYA' kıtasına geçmemdi.
C.tesi gününün kötü saatleri öğlen saatlerine kadar sürsede keyfim kaçmadı. (Kötü olan saatler işte olduğum zamanı kapsıyor :D ) LaFea'mı aradım, msn de konuştuk ne yapsak nereye gitsek, nerede vakit geçirsek diye. Havanın güzel olmasını göz önüne alarak adalara vapurla geçelim dedim. (Not:Bu planları yaparken diğer cancan dostumuz Rüzigar'ın da bizimle olacağını planlıyorduk) Sonra plan değiştirdik cafeye gidip Turkish Cafe içip fal kapatalım dedik. LaFea'mın Kızsal blogunda paylaştığı 'Elemtere fiş kem gözlere şiş :)' konusundan sonra böyle bir ihtimali göz ardı edemezdik :D Sonra ondan da vazgeçtik hem rahatla konuşabileceğimiz hemde kafa dinleyebileceğimiz bir yerde karar kıldık. Daha doğrusu LaFea'm beni evine davet etmek suretiyle bu belirsiz planımızı bir finale bağladı :D
Yalnız davet dialoğumuz süperdi. Bahsetbeden geçemeyeceğim. İşteyim msn den yazışıyoruz. LaFea'm 'Ya Nefertiti bize gelsene ne güzel olur' dedi. Teklifini de cazip kılmak için 'Kısır da yaparım..vb.' şeklinde cezbedici gıdaları saydı. O sırada çalan telefonum üzerine kendisine bir süre sonra cevap yazdım. 'Tamam gelirim' dememle sanki bilgisayarımdan bir OHHHH sesi yükseldi :D :D Aynı anda LaFea'm 'Ciddimisin. Bir an cevap yazmayınca meraklandım' dedi. Ehuehehueheueheuehue canım sen ne istedin de ben yapmadım. Kore'ye gel desen de gelirdim :D :P
Plan program yapıldı. Neşe içinde işten çıkmadan önce LaFea'mdan -YOL- tarifide aldım ve yola koyuldum. Yol kelimesinin büyük yazmamın sebebi LaFea'm canım hiç yol tarif edemiyorsun :D :D :D Şaka şaka.. 'ASYA' kıtasına geçmişliğim olsa da iç kısımları çok iyi bilmem. Ama cancan dostumun süpper yol tarifiyle nerdeyse kendi evim gibi buldum. ;) Metrobüs sağolsun trafiksiz ve az vesaitsiz bir şekilde rahatlıkla Kadıköy'e gittim. Her zaman diyorum LaFea'mda bana gülüyor. Boğaz köprüsünün bitiş noktasında ki sarı tabelada 'WELCOME TO ASIA' diye yazıyor ya ben accayip bi sevindirik oluyorum. Artık biricik YOO'm ile aynı kıtadayım diye :) :) :)
LaFea'mın evinin önünde semt pazarı kuruluydu. Bu sebeple bakına bakına ilerlerken LaFea'm ileriden 'Sevdaaaa' diye çığırmak suretiyle beni buldu. Zaten bizim sarılma-öpücükleşme-selamlaşma üçlü eylemini gerçekleştirmemiz üzerine insanlar dehşetle sağa sola kaçıştı. :D :D :D Beraberce pazarda alışveriş yaptık. Kesinlikle çok eğlenceliydi. LaFea'm biliyor bu aralar çok kötü bir huy edindim. Sağımda solumda insanlar eğer benim duyabileceğim kadar yüksek sesle konuşuyorsalar ve konuşmada bir soru nidası varsa-yada yoksada ben onlara cevap vermeden duramıyorum. Eğlencelimi çoookkkk.. LaFea'm umarım sende benim kadar eğleniyorsundur :D :D :D
Pazar sefamızdan sonra LaFea'm beni aslanlı yoldan geçirerek evine buyur etti. İtiraf etmeliyim ki ben bile bu kadarını beklemiyordum. Bir an kendimi 26 yıllık hayatım boyunca her günümü orada geçirmişim gibi hissettim. İlk defa karşılaştıkları bir insanı evlerine bu kadar güzel bir şekilde buyur eden, etrafında pervane olan başka insanlar varmıdır bilmem ama ben kendimi kesinlikle bir yabancı gibi hissetmedim. LaFea'mın annesi ve babası en içten şekilde karşıladılar beni. Selamlaşma faslından sonra soluğu LaFea'mın odasında aldık. Kendisi nasıl sade, samimi ve sıcacıksa odasıda aynen kendisi gibi. O kadarki insan hiç çekinmeden odadaki kanepeye uzanıp şekerleme yapmak istiyor. LaFea'm kozmetiklerden bahsetmişti ama ben bile bu kadarını beklemiyordum. K'oooocaman bir sepet dolusu :P kırmızının binbir türlü renginde ojesi var. Pembeler,beyazlar,maviler dolu. Ben mavi renge bayıldım ve hemen tırnaklarıma sürdüm. Çok da yakıştı. Blogunda bu konu hakkında çok renkli yazılar mevcut. Ne yoksa siz hala ziyaret etmediniz mi? Buyrun şuradan TIK TIK
Sonra LaFea'm yemekler hazır olana dek 'iştahımın kapanması' için bana üzerine çikolara sosu dökülmüş çilek ikram etti. (Ağzının suları laptopa damlayan kıs efekti) Tabii bu benim daha çok acıkmamdan başka bir sonuca yol açmadı :D Habersiz ve plansız gelmemin sonucu olarak kendilerinin söyledikleri 'Acele bir şeyler hazırladıkları' ifadesiydi. Ancak ben kesinlikle öyle düşünmüyorum. Hepsi birbirinden leziz harika yiyecekler hazırlamışlardı. Kısır, kumpir, simit, tavuk göğsü süper hiper lezizdi. Buradan bir kez daha ellerinize emeğinize sağlık diyorum. Özellikle annene canımcım bir kez daha o kadar koşuşturma arasında bu kadar şey hazırlamakla uğraştığı için bir kez daha teşekkürler. Yemeğimiz sırasında LaFea'mın amcası çok hoş kısa bir ziyaret yaptı mutfağa. Şeker şeker çok samimi insanlar. LaFea'mın babasıyla tarihimize Atatürk'ün inkilaplarına, Trabzona, müzelere, Lenin'e birçok konuda çok harika bir sohbet yaptık. Kesinlikle göründüğü gibi tonton yaşlı bir amca değil. Biraz konuştuğunuzda bilgili ve bilgi veren, sıkmadan eskileri anlatan bir insan olduğunu rahatlıkla anlayabilirsiniz. Rahatlıkla konulara yorum yapabilir, muhalif olabilir konu hakkında uzun uzun konuşabilirsiniz.
LaFea'mla uzun uzun konuştuk, dedikodu yaptık. Evet Evet Rüzigar seni de konuştuk, kulaklarını çınlattık hatta seni telefonla bile aradık ama sana ulaşamadık. :( İntikamımız pis, kötü ve acı olcek haberin ola :D Veda vakti geldiğinde evdekilerle vedalaşıp semt pazarının çılgınlığına attık kendimizi. Gözlük baktık, toka baktık, bandana taktık harika eğlendik. Pazardan Profilo Alışveriş Merkezine kısa bir gezinti yaptık. Watson (ismini yanlış yazmışta olabilirim) mağazasına girip her bir köşesini karıştırıp hiçbişi almadan çıktık. Kişisel satış elemanı gibi LaFea'ma oje konu mankenliği bilem yaptım :) Gezdik, tozduk, güldük, eğlendik..(Not plansız programsız olunca buluşma fotoğrafsız oldu bu post. Lakin yakın dostlar Facebook ta günün neşeli anlarına dair bir kaç foto bulabilir ;) )
Yani sözün özü lafın kısa anlatımı 'İyi ki varsın DOST'. Hep böyle kal. Dürüst, kendin gibi, sözünü esirgemeden sakınmadan söyle, hep böyle sıcacık ol. Bu küçümen insanı hep hayatında tut emi. Seviliyorsun baby. Beni biliyorsun baby herşeyi her detayı yazmayı anlatmayı çok severim ama sanki birşeyleri unuttum. Ama sanırsam bu his bu güzel günü tarif edemememden kaynaklanıyor. Tarifsiz, anlatılmayacak, uzun yıllar sonra keyifle hatırlayacağımız daha nice günler dileğiyle.
BİR DOST. :)
Ash Cloud and Other Misc Worries
Did you guys see the news yesterday? Just when I thought I was in the clear...along comes the wind and the flights are delayed again. I thought I would be safe, since I am flying into Madrid, which is in the southern part of Europe. But yesterday, there were delays in Lisbon and Madrid airports. Crap!
picture (volcano.si.edu)
So, there are 9 days until my flight and I am a little worried. Not that I can do anything about it, so I am not THAT worried. The worst thing that can happen is that I am stuck in San Francisco...or Atlanta...or in Madrid if I get there but can't get on to Egypt.
The itinerary is slowly taking shape. So far:
May 18: Flight from San Francisco (through Atlanta -- ick) to Madrid, Spain
May 21: Flight from Madrid, Spain to Cairo, Egypt
May 31: Flight from Cairo, Egypt to Athens, Greece
And that's it so far!
Days left until takeoff: 9
Things left to do until then: 148
Days of work left: 1
Items I will buy at the last minute: 7
I am getting excited! The Euro is down, I have been brushing up on my Lonely Planet reading and there are about 400 countries I would be happy to visit. The Canadiens are doing well right now so the man is in a good mood and my birthday is in 4 days. All in all, many great weeks are in store!
Anybody have any tips? Packing? What countries to visit? What food to try? A good hostel?
picture (volcano.si.edu)
So, there are 9 days until my flight and I am a little worried. Not that I can do anything about it, so I am not THAT worried. The worst thing that can happen is that I am stuck in San Francisco...or Atlanta...or in Madrid if I get there but can't get on to Egypt.
The itinerary is slowly taking shape. So far:
May 18: Flight from San Francisco (through Atlanta -- ick) to Madrid, Spain
May 21: Flight from Madrid, Spain to Cairo, Egypt
May 31: Flight from Cairo, Egypt to Athens, Greece
And that's it so far!
Days left until takeoff: 9
Things left to do until then: 148
Days of work left: 1
Items I will buy at the last minute: 7
I am getting excited! The Euro is down, I have been brushing up on my Lonely Planet reading and there are about 400 countries I would be happy to visit. The Canadiens are doing well right now so the man is in a good mood and my birthday is in 4 days. All in all, many great weeks are in store!
Anybody have any tips? Packing? What countries to visit? What food to try? A good hostel?
KROM MİNERALİ NEDİR KROMUN YARARLARI NELERDİR
Günümüzde pek çok kişi vücutlarındaki krom eksikliği sebebi ile halsizlik, fazla kilo gibi sorunlar yaşamaktadır. Biyolojik olarak aktif olan krom önemli bir insülin kofaktörüdür.
İnsülin hormonu açlığın kontrol edilmesine, enerji üretiminin ayarlanmasına, vücuttaki yağın yakılmasına, kas oluşumu ve kolesterol kullanımına yardımcı olmaktadır.
Eğer hücrelere yeteri kadar kan şekeri girmezse yeterli enerji üretilememektedir. Kan şekeri enerji olarak yakılamazsa yağa dönüştürülerek yağ hücrelerinde depolanmaktadır.
Bunun dışında yeterli miktarda aminoasit hücrelere giremez ise, ne kadar egzersiz yapsanız da kaslar gelişemez. Pek çok hücreye dağıtılmak için karaciğerde üretilen kolesterol, hücre duvarlarından geçmezse kanda birikmektedir.
Kolesterol ve onları taşıyan lipopreteinler kanda ne kadar uzun taşınırsa yükseltgenme oranları o kadar yükselir ve yükseltgenmiş kolesterol ve taşıyıcı lipopreteinler arter duvarlarında birikip damar tıkanıklığına sebep olabilirler.
Yapılan araştırmalara göre diyetlere ilave edilen krom ile, arterlerdeki kolesterol birikintileri yok edilebilmektedir. Krom minerali, insüline görevinde yardımcı olmaktadır.
Etkin bir krom takviyesi genel krom eksikliğini düzeltmektedir. Krom takviyesinin, spor yapılarak meydana gelen kilo kaybı sırasında, kas oluşumuna yardım ettiği, kandaki kolesterol seviyesini düşürdüğü ve kan şekerini optimize ettiği tesbit edilmiştir.
Krom Eksikliği: Kilo kaybına, periferik sinir hastalığına ve şeker hastalığına benzer belirtilere yol açmaktadır. Konsantrasyon bozukluğu ve sinirlilik hali yaratır.
Huzursuzluk, yorgunluk, şekere karşı tolerans bozukluğu, damar sertliği riskinde artış, fazla kilo alımı görülebilmektedir.
Krom Fazlalığı: Fazla krom minerali almak krom zehirlenmesine sebep olacağından bilinçli ve ölçülü bir şekilde tüketilmesi gerekir. Bazı hallerde baş dönmesi ve ciltte döküntüler görülebilmektedir. Özellikle şeker hastalarının hekime danışmadan krom kapsülü ,krom hapı gibi krom desteği kullanmaları sakıncalıdır.
İçinde Krom Bulunan Besinler: Et, üzüm suyu, yer fıstığı, tavuk, yumurta, mısır, peynir, pirinç, buğday, mantar, süt ve süt ürünleri, ve patateste bol miktarda krom bulunur. Bunların dışında, civanperçemi, meyan kökü, ısırgan otu ve yulaf da krom minerali bakımından zengindir.
SEDA SAYAN ELMA KROMU ANLATIYOR
Elma Krom Nedir?
Kulağa nekadar hoş geliyor diimi :)
yalnız dikkatimi çektide anlatırken diyorki 'krom mineralleri .............' yav kaç tür krom mineralleri var acaba yoksa krom minerali tek mi? :)
Kafam karıştı biraz....
yalnız dikkatimi çektide anlatırken diyorki 'krom mineralleri .............' yav kaç tür krom mineralleri var acaba yoksa krom minerali tek mi? :)
Kafam karıştı biraz....
SAÇ EKİM YÖNTEMLERİ VE SAÇ EKİM VİDEOSU
Saç dökülmesi, insanoğlunun en eski ve en önemli güzellik sorunlarından biridir ve deri hastalıkları uzmanlarına başvuru nedenleri arasında önemli yer tutar. Tıbbi olarak saç dökülmesi, saç köklerini tam olarak yıkıma uğratarak; iz bırakan, yani saçın yeniden çıkma şansı olmayan dökülmeler ve iz bırakmayan dökülmeler olarak ikiye ayrılabilir. Halk arasında tanınan, iz bırakmayan dökülmelerdir. İz bırakanlar; yanıklar, kellik hastalığı ve daha az tanınan, çok sık görülmeyen bir grup deri hastalığıdır ve çoğu kez saçlı deri içerisinde bölgesel dökülme alanları şeklinde görülür. İz bırakmayan dökülmelerde ise; dökülme nedeni ortadan kaldırılabilirse saçların tekrar çıkma şansı yüksektir. Bunların arasında en iyi tanınanı, erkekler için neredeyse kader olarak kabul edilen doğal dökülmedir (fizyolojik veya androjenik dökülme). Bu dökülme tipinde kalıtımın önemli payı olmakla birlikte etkileyen diğer faktörler pek bilinmemektedir. En çok üzerinde durulan ve tartışılan konu, erkeklik Hormonlarının (androjen) etkileridir. Bir şekilde bilinmeyen bir mekanizmayla etkileri olabilecek gibi görünmekle birlikte, doğrudan bu Hormonun fazlalığına bağlı değildir. Erkeklik hormonlarının kel erkeklerde fazla olduğu varsayımı uzun süre gündemde kalmış ve en güçlü savunucuları da kel kafalı erkekler olmuşlardır. Bu kişilerde erkeklik hormonlarında fazlalık saptanamamış olmakla birlikte, kadınlık hormonları (östrojen) verildiğinde veya erkeklik hormonlarının etkisini azaltılıp, ilşevlerini engelleyen ilaçlar verildiğinde gerçekten saçlarda yeniden çıkmalar olabilmektedir; fakat bununla birlikte göğüs ve kalça büyümesi gibi bazı kadınsı özelliklerin oluşması da müessesenin hediyesi olarak gelen kaçınılmaz bir sonuçtur. Günümüzde ilaç araştırıcılarının en önemli araştırma konularından biri, promosyonlarından arındırılmış bir saç ilacıdır. Saçların yağlı ve kepekli olmasının da Saç Dökülmesiüzerinde etkili olduğu düşüncesi çok uzun zamandan beri vardır ve neredeyse her on yılda bir, etkiliyor - etiklemiyor şeklinde gündeme gelmektedir.
Son zamanlarda güneş ışınlarının da saç dökücü etkisinden söz edilir olmuştur. Psikolojik faktörlerin etkisi ise çok açık değildir. Erkek tipi dökülmede, seyrelme alnın iki yanı ve tepenin arka kısmından başlar ve yavaş yavaş ilerleyerek aradaki saçlar dökülmezler. Bu tip dökülmelerde kesin bir çözüm bulma olanağı yoktur. Dökülme ağız yoluyla alınan bazı ilaçlar ve dıştan uygulanan bazı ilaç veya kozmetiklerle yavaşlatılabilir.
Kadınların saç dökülmelerinde ise çok farklı bir durum vardır. Kadınlarda, cinsiyet özellikleri nedeniyle erkeklerdeki gibi doğal kabul edilen ve kaçınılmaz dökülmeler yoktur. Erkeklerdekine benzer bir dökülme söz konusu ise, muhakkak altında bir neden aramak gerekir. Kadınlarda sık karşılaştığımız sorunlardan birisi 'yalancı dökülmelerdir'. Bu hastalar, genellikle bize avuç avuç, topak topak, 'lavabo lavabo ve küvet küvet' saç dökülmesinden yakınarak gelirler. Bunlar arasında gerçek saç dökülmesi olanlar çok fazla değildir. Çünkü tanımlanan dökülmeler saç yıkama ve fırçalama sırasında olan dökülmelerdir, yani dökülme aşamasında olan saçların doğal dökülmesidir; yerlerine yenileri gelecektir. Daha önceki derslerimizde (özür dilerim! sohbetlerimizde) bu konudan söz etmiştirk. Bir tutam saç alınarak bunların incelenmesiyle (trikogram) gerçek saç dökülmesi olup olmadığına karar verilebilir. Bazen saçların aniden son faza geçmeleri görülebilir ki, bunlar çok özel hastalık durumları veya ilaç yan etkilerine bağlı olarak seyrek görülen olaylardır. Gerçek dökülmenin bir başka belirtisi de saçlarda seyrelme görülmesidir. Seyrelmenin genel veya belirli bir bölgede olması da yol göstericidir. Özellikle tepede, erkek tipi dökülmeye benzer seyrelme varsa, bu hormonal bir bozukluğun işareti olabilir ve bulgular bu yönde araştırılmalıdır. Beraberinde adet görme (menstrüasyon) bozuklukları, kıllanma artışı görülüyorsa bu hormonal bozukluk olasılığını arttıran bir durumdur. Bir başka önemli neden kansızlığın bazı şekilleri, özellikle Demir Eksikliğianemisidir. Doğum yaptıktan 3 - 4 Ay kadar sonra başlayan ve tam nedeni anlaşılaamış bir özel dökülme şekli daha vardır ve 6 ay kadar sonra düzelir. Uzun süren çok sıkı zayıflama rejimleri de saç dökülmelerine neden olabilir. Bu neden erkekler için de geçerlidir, fakat gerek erkeklerde doğal dökülme nedeniyle gözden kaçması, gerekse kadınların fazla diyetsever olmaları nedeniyle, kadınlardaki saç dökülme nedenleri arasında yer almaktadır. Kadınlarda saç dökülmesine neden olan üçüncü önemli etken ise psikolojik nedenlerdir. Özellikle dertli olmanın meziyet sayıldığı ülkemizde, dert ve sıkıntı bolluğu bu nedeni biraz daha ön plana çıkartmakta ve olayı daha romantik bir hale getirmektedir. Üstelik bu dökülen saçlar, eşlerin ve çocukların yoluna süpürge edilmiş saçlar olduğu için durum daha da vahimleşmektedir. Psikolojik neden aslında erkekler için de geçerli olması gereken bir nedendır; fakat erkeklik gururu böyle şeylere izin vermez. Erkekler güçlüdür, sağlamdır, ağlamaz, açık vermez, bağırlarına taş basarak sıkıntılara erkekçe göğüs gerer.
Hem kadınlarda hem erkeklerde geçerli olan bazı saç dökülme nedenleri de vardır, fakat bunlar daha seyrek görülürler ve neden ortadan kalkınca durum düzelir. Bu tip dökülmelerde, genellikle saçlı derinin her tarafında eşit oranda seyrelmeler görülür.
Başta Kanser ilaçları olmak üzere bazı ilaçlar ve kimyasal Maddeler, tifo gibi yüksek ateşli, ağır seyreden ve uzun süren hastalıklar, tiroid bezinin guatr gibi hastalıkları böyle dökülmelere neden olabilir. İz bırakmayan, parçalı dökülmelerin en önemlisi 'pelade-alopecia areata' adı verilen ve kesin nedeni belli olmayan hastalıktır. Halk arasında, mantarlara bağlı olan 'kellik' hastalığı ile karıştırılarak 'saçkıran' veya 'saçkesen' gibi adlarla anılmaktadır. Akşam saçlı yatılıp, sabah saçsız kalkma diye tanımlanabilecek bir şekilde ani dökülme olur. Başlangıç genellikle 1 - 2 cm. çapında kılsız, parlak bir alan şeklindedir, bazen yavaş bir yayılma da görülebilir. Genellikle tedavi edilmese bile 3 - 6 Ayda kendiliğinden iyileşir (sirke veya Sarımsak sürülmese de iyileşebilir).
Ender olarak, hızla ilerleyen ve tüm saçı, hatta kaş, kirpik ve vücut tüylerini de döken daha şiddetli türleri de görülebilir. En çok üzerinde durulan nedenler, psikolojik gerginlik ve sıkıntılardandır. Bununla karışabilecek bir hastalık da, saçlı derinin yüzeysel mantar hastalıklarıdır. Bunlarda da parçalı dökülmeler vardır, fakat üzerindeki kepekler ve kırık saçlar sayesinde ayırdedilir. Psikolojik nedenlere bağlı saç koparmalar, saçları sürekli gererek toplamalar da önceleri geçici, zamanla kalıcı dökülmelere neden olabilir.
Son zamanlarda güneş ışınlarının da saç dökücü etkisinden söz edilir olmuştur. Psikolojik faktörlerin etkisi ise çok açık değildir. Erkek tipi dökülmede, seyrelme alnın iki yanı ve tepenin arka kısmından başlar ve yavaş yavaş ilerleyerek aradaki saçlar dökülmezler. Bu tip dökülmelerde kesin bir çözüm bulma olanağı yoktur. Dökülme ağız yoluyla alınan bazı ilaçlar ve dıştan uygulanan bazı ilaç veya kozmetiklerle yavaşlatılabilir.
Kadınların saç dökülmelerinde ise çok farklı bir durum vardır. Kadınlarda, cinsiyet özellikleri nedeniyle erkeklerdeki gibi doğal kabul edilen ve kaçınılmaz dökülmeler yoktur. Erkeklerdekine benzer bir dökülme söz konusu ise, muhakkak altında bir neden aramak gerekir. Kadınlarda sık karşılaştığımız sorunlardan birisi 'yalancı dökülmelerdir'. Bu hastalar, genellikle bize avuç avuç, topak topak, 'lavabo lavabo ve küvet küvet' saç dökülmesinden yakınarak gelirler. Bunlar arasında gerçek saç dökülmesi olanlar çok fazla değildir. Çünkü tanımlanan dökülmeler saç yıkama ve fırçalama sırasında olan dökülmelerdir, yani dökülme aşamasında olan saçların doğal dökülmesidir; yerlerine yenileri gelecektir. Daha önceki derslerimizde (özür dilerim! sohbetlerimizde) bu konudan söz etmiştirk. Bir tutam saç alınarak bunların incelenmesiyle (trikogram) gerçek saç dökülmesi olup olmadığına karar verilebilir. Bazen saçların aniden son faza geçmeleri görülebilir ki, bunlar çok özel hastalık durumları veya ilaç yan etkilerine bağlı olarak seyrek görülen olaylardır. Gerçek dökülmenin bir başka belirtisi de saçlarda seyrelme görülmesidir. Seyrelmenin genel veya belirli bir bölgede olması da yol göstericidir. Özellikle tepede, erkek tipi dökülmeye benzer seyrelme varsa, bu hormonal bir bozukluğun işareti olabilir ve bulgular bu yönde araştırılmalıdır. Beraberinde adet görme (menstrüasyon) bozuklukları, kıllanma artışı görülüyorsa bu hormonal bozukluk olasılığını arttıran bir durumdur. Bir başka önemli neden kansızlığın bazı şekilleri, özellikle Demir Eksikliğianemisidir. Doğum yaptıktan 3 - 4 Ay kadar sonra başlayan ve tam nedeni anlaşılaamış bir özel dökülme şekli daha vardır ve 6 ay kadar sonra düzelir. Uzun süren çok sıkı zayıflama rejimleri de saç dökülmelerine neden olabilir. Bu neden erkekler için de geçerlidir, fakat gerek erkeklerde doğal dökülme nedeniyle gözden kaçması, gerekse kadınların fazla diyetsever olmaları nedeniyle, kadınlardaki saç dökülme nedenleri arasında yer almaktadır. Kadınlarda saç dökülmesine neden olan üçüncü önemli etken ise psikolojik nedenlerdir. Özellikle dertli olmanın meziyet sayıldığı ülkemizde, dert ve sıkıntı bolluğu bu nedeni biraz daha ön plana çıkartmakta ve olayı daha romantik bir hale getirmektedir. Üstelik bu dökülen saçlar, eşlerin ve çocukların yoluna süpürge edilmiş saçlar olduğu için durum daha da vahimleşmektedir. Psikolojik neden aslında erkekler için de geçerli olması gereken bir nedendır; fakat erkeklik gururu böyle şeylere izin vermez. Erkekler güçlüdür, sağlamdır, ağlamaz, açık vermez, bağırlarına taş basarak sıkıntılara erkekçe göğüs gerer.
Hem kadınlarda hem erkeklerde geçerli olan bazı saç dökülme nedenleri de vardır, fakat bunlar daha seyrek görülürler ve neden ortadan kalkınca durum düzelir. Bu tip dökülmelerde, genellikle saçlı derinin her tarafında eşit oranda seyrelmeler görülür.
Başta Kanser ilaçları olmak üzere bazı ilaçlar ve kimyasal Maddeler, tifo gibi yüksek ateşli, ağır seyreden ve uzun süren hastalıklar, tiroid bezinin guatr gibi hastalıkları böyle dökülmelere neden olabilir. İz bırakmayan, parçalı dökülmelerin en önemlisi 'pelade-alopecia areata' adı verilen ve kesin nedeni belli olmayan hastalıktır. Halk arasında, mantarlara bağlı olan 'kellik' hastalığı ile karıştırılarak 'saçkıran' veya 'saçkesen' gibi adlarla anılmaktadır. Akşam saçlı yatılıp, sabah saçsız kalkma diye tanımlanabilecek bir şekilde ani dökülme olur. Başlangıç genellikle 1 - 2 cm. çapında kılsız, parlak bir alan şeklindedir, bazen yavaş bir yayılma da görülebilir. Genellikle tedavi edilmese bile 3 - 6 Ayda kendiliğinden iyileşir (sirke veya Sarımsak sürülmese de iyileşebilir).
Ender olarak, hızla ilerleyen ve tüm saçı, hatta kaş, kirpik ve vücut tüylerini de döken daha şiddetli türleri de görülebilir. En çok üzerinde durulan nedenler, psikolojik gerginlik ve sıkıntılardandır. Bununla karışabilecek bir hastalık da, saçlı derinin yüzeysel mantar hastalıklarıdır. Bunlarda da parçalı dökülmeler vardır, fakat üzerindeki kepekler ve kırık saçlar sayesinde ayırdedilir. Psikolojik nedenlere bağlı saç koparmalar, saçları sürekli gererek toplamalar da önceleri geçici, zamanla kalıcı dökülmelere neden olabilir.