Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Geronimo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Geronimo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Paris Kasabı 4


Doktor Marcel Petiot Nazilere karşı direnişin bir sembolü mü yoksa canavarca hislerle cinayet işleyen bir deli mi? Paris'te bir evde katledilmiş, cesetleri parçalanmış insan cesetleri ve kalıntıları bulunmuştur. Halkın korkması gereken sadece Naziler değildir. Bir seri katil de bu karışık durumu kendi işlerine perde etmektedir.

Sayı 4














Sayı 4

Geronimo

Geronimo


Vahşi batı hikayelerinin kahramanıdır kızılderililer. Onlar olmasa o hikayeler eksik kalır. Yerinden yudundan edilen, öldürülen kelle başı öldürülmeleri için para ödenen insanlardır kızılderililer.
Kuzey Amerika'daki kolonileşme Güney ve Orta Amerika'ya göre daha geç tamamlanmıştır. O yüzden de istilacı beyaz adamla kızılderililer arasındaki mücadele 1800lü yılların ortasına kadar devam etmiştir. Güney Amerika ve Orta Amerika'ya göre Kuzey neden daha geç kolonize edilmiştir? Buna temel olarak iki ana eksende cevap verilebilir.; Birincisi Orta ve Güney Amerika'ya gelen istilacılar hazır bir  devlet düzeni buldular. Güney'de İnkalar ve Orta Amerika'da Aztekler merkezi imparatorluk haline gelmişlerdi ve bir otorite kurmuşlardı. İspanyollar bu bölgeye geldiklerinde bu toplumlarda sosyal huzursuzluk zaten vardı. Devlet halkı köleleştirmiş ve sömürüyordu. Yazılanlara bakılırsa İspanyollara yerli halktan da ciddi yardım olmuş gibi görünüyor. Siz bakmayın, vahşi Amerikalılar doğudan gelecek sakallı ve ata binmiş insanları tanrıları olarak gördüler o yüzden de küçücük bir orduyla İspanyollar koca kıtayı ele geçirdiler masalına. Sosyal huzursuzluğun yanı sıra Eski Dünya'dan gelen bulaşıcı hastalıklar halkın çoğunu kırdı geçirdi. Yeni Dünya'da bu hastalıklara karşı bağışıklık oluşmamıştı, kalabalık bir toplum içinde yaşayan Güney ve Orta Amerika'nın halkı bulaşıcı hastalıklardan özellikle de çiçek hastalığından kırıldı. Kuzey'de daha küçük topluluklar halindeki kızılderililer de elbette bu hastalıklardan etkilendiler ama kalabalık şehirlerde yaşayan Orta ve Güney Amerikalılar kadar etkilenmediler. İkincisi bağımsız ve eşitlikçi bir toplum olan kuzey kızılderilileri merkezi bir otoriteye bağlı olmadıklarından Avrupalı istilacıların emek sömürülerine maruz kalmadılar ya da onların bu yöndeki taleplerine cevap verecek toplumsal bir örgütlenmeleri olmadığından onların emeğini sömürmek mümkün olmadı, en azından kolayca mümkün olmadı. Kuzeyde kızılderilileri parayla ya da eşya ile de çalıştırmak mümkün olmadı. Bu da kuzeyin kolonileşmesini geciktirdi ve kızlderililer nihayetinde kaybetmiş olsalar da uzun süre direnmeye de devam ettiler.
Bugün size sunduğum çizgiroman kızılderili direnişinin kahramanlarından Geronimo'nun  hikayesi. O da İskoçya'nın zoraki kahramanı Cesur Yürek gibi ailesinin katledilmesi sonrası eline silah alıyor ve mücadeleye başlıyor. Aslında bir savaşçı değil bir şaman Geronimo. Ama şartlar onu savaşçı yapmış. Geronimo esas adı da değil, pusuya düşürdükleri İspanyol-Meksikalı askerlerin sığındıkları azizin adını haykırarak kaçarlarken kızılderililer bu haykırışı ona ad olarak veriyorlar. Yani Geronimo adını bizim Boğan Han gibi alıyor. Ama öyküde bir Dede Korkut yok, zira aslında Dede Korku bizatihi Geronimo'nun kendisi. 
     Mücadeleyi kaybedip Geronimo’nun beyaz adamın sayısının fazlalığı karşısında şaşırması özellikle dikkat çekici. Geronimo onların sayısının bu kadar fazla olduğunu bilse, savaşı kazanamayacağını daha erken fark edeceğini kendi kendine itiraf ediyor. Yine klasik olacak ama, beyaz adam bu insanlara verdiği sözleri tutmamış ve onlar vatanlarına hasret kalarak ölmüşler. Aslında bu hikayede üç ironik nokta var: Birincisi Geronimo’ya ihanet eden savaşçı arkadaşı da Amerikan askerlerinin ihanetine uğramış ve onunla birlikte Florida’ya sürgün edilmiştir. Bu ihaneti gören Geronimo, kendi mücadelesine daha da bir hak verir ve kendisine ihanet eden arkadaşının kendisinden daha çok acı çektiğini düşünür. İkincisi bu halkın mücadelesini yine onları katledenlerin kaynaklarından öğreniyor olmamız. Onları katledenler bu halkın orjinalliğini kendilerine bir tarih yaratmak için kullanırken de sömürünün en büyüğünü yapıyorlar. üçüncü ironik nokta ise bizden. Bu soylu halkın adının bizim yeni yetme ergen tiplere isim olması. Başka bir isim bulun bizim apaçilere!
    Geronimo’nun ihanet eden arkadaşı yaşayan bir Apaçi, ölü bir Apaçi’den daha iyidir derken, Geronimo hür bir adamın esir bir adama göre daha iyi olduğunu savunur ve hürriyeti için ölümün daha iyi olduğunu dile getirir. Her canlı hayatı sever, ölmemek için hürriyetinden bile vaz geçer, koyunlar gibi. Çoban onu kurtlardan korur ama günün sonunda yine ölür, canını alan kurt değil çoban olur. Koyun olmaya razıysan seni güden de çok olur. Etinden ve sütünden de yararlanırlar ve değerin de olmaz.

    Geronimo haklıydı. Esir bir insan, insan değildir. İnsan düşünen ve hür olmak için yaratılmış bir canlıdır.
Neyse fazla uzatmadan hikayeye geçelim, üç sayılık güzel çizimler eşliğinde bu hüzünlü hikayeyi okuyalım.
Linkler