Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Fotoğrafın izdüşümü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Fotoğrafın izdüşümü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İstanbul'un sokaklarında bir günün özeti: Düttürü dünya!






Eski bir inanca göre hiç kimse boş yere İstanbul'da dünyaya gelmez! Ve pek çok insan hayattayken dünya gözüyle de olsa bu kadim şehre ayak basmak ister, onu solumak, onunla hemhal olmak ister. Bu inanca göre bu şehirde doğan ya da bir şekilde bu şehrin suyundan içen herkesin illa ki bir vazifesi ve geçmişten gelen bazı görevleri vardır, zira burası efsunlu bir şehirdir. Bu inanç ne kadar

'Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden'












Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.İnanırdım saadetli yolculuklara.Adalar var zannederdim güneşli, mavi, dertsiz.Bütün hızımla koşardım dalgalara.O zaman beni görseydiniz.(...)Şimdi o akşam saatinde/ Dönüyorum görmüş, geçirmiş, atlatmış,/Denizlerin doymayan sahilinde...

(*) Özdemir Asaf 'Pay'




devamı
arşivden






'Esiyor tane tane yine beyaz bir rüzgâr.'












esiyor tane tane yine beyaz bir rüzgar.

söyleyin hangi kuşun kanatları yolundu?

yine hangi ağaçtan döküldü bu yapraklar?

yağan beyaz bir sükut, bir mahşerdir sanki kar!



bir hicret sevdasıdır ruhumu sardı yine.

ruhum gibi pervasız yoldaşlar da bulundu.

ruhum karıştı gitti bu kar tanelerine;

şimdi yağan kar değil, ruhumdur kar yerine.



Cahit Sıtkı Tarancı 










buz

Büyülü şehir KAPADOKYA' ya gitmenin tam mevsimi






Zirveleri karla kaplı volkanik bir üçgende yer alan
Kapadokya’nın masalsı vadileri kış aylarında olağanüstü güzellikte manzaralar
sunuyor. Kışın
lapa lapa kar yağarken, güneş ışıltılarıyla eşsiz bir çehreye bürünen
peri bacaları, eski uygarlıklardan izler taşıyan volkanik vadileri, gizemli
tünelleri ve oksijen yüklü taptaze havasıyla büyüleyici bir atmosfere bürünüyor.




Dev bir

Böyledir akşamları İstanbul'un !









Böyledir Akşamları İstanbul'un 



Böyledir akşamları İstanbul'un.
Bir efkâr basar içini çoğu zaman
Çaresizliğin, yalnızlığın aklına gelir
Hatıralar kayar gider avuçlarından...














İçinde mevsimler değişir, aynalar kırılır
Uzaklarda bir çocuk ağlar durmadan
Evler, apartmanlar üstüne yıkılır
Nereye baksan o eski deniz, o köhne liman





Ansızın bir vapur düdüğü yırtar geceyi

Martı halleri / Fotoğrafın fısıltısı












Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.İnanırdım saadetli yolculuklara.Adalar var zannederdim güneşli, mavi, dertsiz.Bütün hızımla koşardım dalgalara.O zaman beni görseydiniz.(...)Şimdi o akşam saatinde/ Dönüyorum görmüş, geçirmiş, atlatmış,/Denizlerin doymayan sahilinde...

(*) Özdemir Asaf 'Pay'







 Baka kalırım giden geminin ardından:Atamam kendimi denize, dünya güzel; Serde

Beyaz, ipek gibi yağdı kar...





'Beyaz, ipek gibi yağdı kar' 



"Beyaz, ipek gibi yağdı kar / Acılarla dolu bu dünyaya. İnsafsızlık / Vahşet / Halâ güçlü / Ve halâ iktidarda." ... " İnsanlar ölüyorlar. Gepgenç sımsıcak ölüyorlar. Sanki / Ölmüyorlarmış gibi. / Bir yandan sürüp gidiyor. / Hayat; Bir yanda tel örgüler / Parmaklıklar." (*) Ataol Behramoğlu




devamı: burada
@Arşivden

Başka bir senfonidir sonbahar







Mevsimler içinde kendini fazlasıyla hissettiren bir aydır
sonbahar. Nice sanat eserine ilham kaynağı olmuştur. Müzisyeni,  şairi, ressamı, fotoğraf sanatçısı mevsimin
yaymış olduğu ışığıyla, kokusuyla, dokusuyla beslenmiştir adeta. 'Bu hüznü siz de bilirsiniz / Anlat deseniz anlatamam / Enine boyuna yaşarım ancak'' demiş Turgut uyar.   

Sonbahar içimizde biriken hüznün
resmidir bir anlamda

Ey Özgürlük !






Kollarımı açtım, Özgürlüğe bir *ses yolladım !


Okulda defterime Sırama ağaçlara Yazarım adınıOkunmuş yapraklara Bembeyaz sayfalara Yazarım adını
tıklayınız



Yaldızlı imgelere Toplara tüfeklere Kralların tacına En güzel gecelere Günün ak ekmeğine Yazarım adını




Tarlalara ve ufka Kuşların kanadına Gölgede değirmene yazarım Uyanmış patikaya Serilip giden yola Hınca hınç meydanlara

Paylaşmak güzeldir







Çalar saatin sesi hâlâ kulaklarında zırr zırrr zırıldarken
ve sen çisil çisil yağan yağmura aldırmadan bir çırpıda hazırlanıp çıkmışken
dışarıya ve sabahın ayazı da çarpmışken yüzüne;

Bir randevuya geç kalmamak adına vaktinden önce gelmişsen
bir de!..
Bir kafede oturup beklemeyi ve beklerken de elindeki
dergilere göz gezdirmeyi veee!..

Fırından henüz çıkmış! dumanı üzerinde, bir porsiyon

'Beyaz, ipek gibi yağdı kar'






(...)



Beyaz, ipek gibi yağdı kar



Bir kız kelebek adımlarıyla / Geçip gitti karın üzerinden.
İnsanlar kendi şarkılarını / Kendi hayallerini taşıyorlar.
Çağdaş şarkılar gerekli onlara, hem hayatlarının
derinliklerinden söz eden / Gerçekleştirilmiş,
Gerçekleştirilmemiş duygularından.
Hem, kavgayı ateşleyen / Somut, anlaşılır
Akıllı şarkılar.










Beyaz, ipek gibi yağdı kar
Acılarla