Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Dağlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dağlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Güney Anadolu Dağları Nelerdir? Özellikleri Nelerdir?



Güney Anadolu Dağları :

Bunlara Toros dağları da denir. Alp kıvrım sisteminin güney kanadına dahildir. Üç kısımdan oluşur.

1) Batı ToroslarAntalya körfezinin her iki tarafına doğru iki kuşak halinde uzanır. Batıda Ak dağlar, ve Boz dağlar, doğuda Sultan, Dedegöl ve Geyik dağları.

2) Orta Toroslar:Antalya körfezinin doğusunda kıyıya paralel uzanır. Bolkar Dağları,Aladağlar, Tahtalı Dağları, Binboğa Dağları.İskenderun körfezinin hemen doğusunda Nur(Amanos) dağları uzanır.

Güneydoğu Anadolu Dağları:

Torosların uzantısı olduğundan bunlara Güneydoğu Toroslar denir. Bu kuşak üzerinde Malatya Dağları, Genç D., Bitlis D., Hakkari D. bulunur. En yüksek  noktayı Cila D.(Uludoruk) (4135).

Doğu Anadolu Dağları:

Bu bölgedeki dağların büyük bir kısmı Orta Torosların devamı olan sıradağlardır Bunlar: Tahtalı D, Mercan D, Karasu D., Aras Dağı’dırAllahu’ekber D.ise K.An. Dağlarının uzantısıdır. Ayrıca Şerafettin Dağı Bingöl D., Şakşak Dağı ve Kargapazarı D. bulunur.Ayrıca volkanik dağlar vardır: B. ve K. Ağrı, Tendürek, Süphan ve Nemrut   

 İç Anadolu Dağları:

Bölgede sıradağlar azdır. Sundiken ve Sultan Dağları sıradağlara örnektir. En dağlık kasım bölgeleri  doğu kısmıdır. Tecer, Çamlıbel, Hınzır ve Akdağlar buradadır. Ayrıca Ankara ve çevresinde İdris D. Elmadağ ve Ayas Dağı volkanik Dağları; Erciyes, Melendiz, Hasan D. Karadağ ve Karacadağ.

Batı Anadolu Dağları:

Horst şeklindeki dağlardır. Kuzeyden güneye doğru Madra D. Yunt D. Bozdağlar ve Aydın Dağlardır.Muğla yöresinde KB-G.D yönünde uzanan dağ sıralarından oluşan Menteşe Dağları yer alır. Kuzeyde Kaz dağları ve Biga Dağları bulunur. İç kesimlerde, Sandıklı, Eğrigöz ve Murat D. gibi yükseltiler bulunur Bursa’daki Uludağ eski bir volkanik kütlenin yüzeye çıkmasıyla oluşmuştur. Ülkemizin en önemli kış turizmi merkezlerindendir

Dağların Türkiye’deki Coğrafi Dağılışı



Kuzey Anadolu Dağları:

Bu dağlar Alp sisteminin Türkiye’deki kuzey kanadını oluşturur. K.An. Dağ., Karadeniz Bölgesinde iki sıra halinde uzanır. 

Kıyı yakınındaki sıra dağlar Küre, Canik, GiresunGümüşhane, Kalkanlı, Trabzon ve Rize dağlarıdır. Giresun, Rize dağlarına Doğu Karadeniz dağları da  denir. Doğu Karadeniz dağları dik yamaçlı yüksek dağlardır. Bu nedenle ulaşım iç kesimlerle Kalkanlı ve Kop geçitleriyle sağlanır.Bu sıra dağlar kuşağının gerişimde batıdan doğuya doğru ikinci kuşak vardır. Bunlar Köroğlu,Ilgaz,Deveci, Yıldız,Çimen,Kop, Mescid ve yalnız Çam dağları.

Kuzey Anadolu Dağları

Güney Anadolu Dağları :

Bunlara Toros dağları da denir. Alp kıvrım sisteminin güney kanadına dahildir. Üç kısımdan oluşur.

1) Batı ToroslarAntalya körfezinin her iki tarafına doğru iki kuşak halinde uzanır. Batıda Ak dağlar, ve Boz dağlar, doğuda Sultan, Dedegöl ve Geyik dağları.

2) Orta Toroslar:Antalya körfezinin doğusunda kıyıya paralel uzanır. Bolkar Dağları,Aladağlar, Tahtalı Dağları, Binboğa Dağları.İskenderun körfezinin hemen doğusunda Nur(Amanos) dağları uzanır.

Güneydoğu Anadolu Dağları:

Torosların uzantısı olduğundan bunlara Güneydoğu Toroslar denir. Bu kuşak üzerinde Malatya Dağları, Genç D., Bitlis D., Hakkari D. bulunur. En yüksek  noktayı Cila D.(Uludoruk) (4135).

Doğu Anadolu Dağları:

Bu bölgedeki dağların büyük bir kısmı Orta Torosların devamı olan sıradağlardır Bunlar: Tahtalı D, Mercan D, Karasu D., Aras Dağı’dırAllahu’ekber D.ise K.An. Dağlarının uzantısıdır. Ayrıca Şerafettin Dağı Bingöl D., Şakşak Dağı ve Kargapazarı D. bulunur.Ayrıca volkanik dağlar vardır: B. ve K. Ağrı, Tendürek, Süphan ve Nemrut   

 İç Anadolu Dağları:

Bölgede sıradağlar azdır. Sundiken ve Sultan Dağları sıradağlara örnektir. En dağlık kasım bölgeleri  doğu kısmıdır. Tecer, Çamlıbel, Hınzır ve Akdağlar buradadır. Ayrıca Ankara ve çevresinde İdris D. Elmadağ ve Ayas Dağı volkanik Dağları; Erciyes, Melendiz, Hasan D. Karadağ ve Karacadağ.

Batı Anadolu Dağları:

Horst şeklindeki dağlardır. Kuzeyden güneye doğru Madra D. Yunt D. Bozdağlar ve Aydın Dağlardır.Muğla yöresinde KB-G.D yönünde uzanan dağ sıralarından oluşan Menteşe Dağları yer alır. Kuzeyde Kaz dağları ve Biga Dağları bulunur. İç kesimlerde, Sandıklı, Eğrigöz ve Murat D. gibi yükseltiler bulunur Bursa’daki Uludağ eski bir volkanik kütlenin yüzeye çıkmasıyla oluşmuştur. Ülkemizin en önemli kış turizmi merkezlerindendir.

Dağların Doğal Ortam ve Ek. Faaliyetler üzerindeki Etkileri

Dağlar: İklim, toprak oluşumu, bitki örtüsünün dağılışı, yerleşme ve ekonomik faaliyetler üzerinde etkili olmaktadır.

Yükseklere çıkıldıkça, iklimin soğumasına bağlı olarak bitki örtüsü farklılıklar gösterir. Vadilerin iç kesimleri ile kuzeye ve güneye bakar yamaçları arasında farklı bitki toplulukları bulunmaktadır.

Yüksek ve engebeli olan dağlık sahalar genel olarak tarımın yapılmasını, yerleşmenin kurulmasını ve yol yapımını güçleştirir.Fazla yağış alan dağlık sahalar, önemli ölçüde akarsuların beslenmesini sağlar.

Dağlarda bulunan yerleşme şekilleri ve buralardaki insanların tarımsal faaliyetleri, ovalara göre farklıdır.

Batı Toros Dağları Nelerdir? Özellikleri Nelerdir?

 


  Batı Toroslar
Antalya körfezinin her iki tarafına doğru iki kuşak halinde uzanır. Batıda Ak dağlar, ve Boz dağlardoğuda Sultan, Dedegöl ve Geyik dağları.

Kuzey Anadolu Dağları Nelerdir? Özellikleri Nelerdir?



Kuzey Anadolu Dağları:

Bu dağlar Alp sisteminin Türkiye’deki kuzey kanadını oluşturur. K.An. Dağ., Karadeniz Bölgesinde iki sıra 

halinde uzanır. Kıyı yakınındaki sıra dağlar Küre, Canik, GiresunGümüşhane, Kalkanlı, Trabzon ve Rize dağlarıdır. Giresun, Rize dağlarına Doğu Karadeniz dağları da  denir. Doğu Karadeniz dağları dik yamaçlı yüksek dağlardır. Bu nedenle ulaşım iç kesimlerle Kalkanlı ve Kop geçitleriyle sağlanır.Bu sıra dağlar kuşağının gerişimde batıdan doğuya doğru ikinci kuşak vardır. Bunlar Köroğlu,Ilgaz,Deveci, Yıldız,Çimen,Kop, Mescid ve yalnız Çam dağları

Orta Toroslar Dağları Nelerdir? Özellikleri Nelerdir?



Orta Toroslar:
Antalya körfezinin doğusunda kıyıya paralel uzanır. Bolkar Dağları,Aladağlar, Tahtalı Dağları, Binboğa Dağları.
İskenderun körfezinin hemen doğusunda Nur(Amanos) dağları uzanır.

Güneydoğu Anadolu Dağları Nelerdir? Özellikleri Nelerdir?



Güneydoğu Anadolu Dağları:

Torosların uzantısı olduğundan bunlara Güneydoğu Toroslar denir. Bu kuşak üzerinde Malatya Dağları, Genç D.,

 Bitlis D., Hakkari D. bulunur. En yüksek  noktayı Cila D.(Uludoruk) (4135).

Türkiye'de DENİZ İÇİNDE YANARDAĞ OLASILIĞI’



DENİZ İÇİNDE YANARDAĞ OLASILIĞI’
Prof. Dr. Ahmet Ercan ise yaptıkları ölçümlerde deniz suyu sıcaklığının 55 ile 67 fahrenhayt arasında değiştiğini söyledi.

İlk günkü araştırmada ”Yanardağ düşüncesinin doğru olabileceği” yönünde bilgi sahibi olduklarını anlatan Ercan, ”Değişik sıcaklık değerleriyle karşılaşmış olmamız, yanardağ kuşkumuzu destekler nitelikte oldu. Ancak sonuca varıcı nitelikte bir şey söylemek için çok erken” dedi.

Aynı bölgede 2009 yılında deniz içinde kaynamalar görüldüğünü ifade eden Ercan, ”Deniz fokur fokur kaynamış ve fışkırmalar var. Denizin üstünde bir buğu oluşmuş, gaz kokusu gelmiş. Bütün bunlar yanardağ tezini destekliyor. Son depremde Sömbeki Belediye Başkanı, ‘Adada deniz yükselmesi oldu’ diyor. Demek ki bir iç püskürme oldu ve deniz ondan dolayı yükseldi” diye konuştu.

Ercan, 4.8’lik bir depremin deniz dibinde yapacağı yarığın boyunun 3 kilometreyi bulabileceğine dikkati çekerek, buradaki olayın sadece tektonizmadan ibaret değil, aynı zamanda yanardağ bileşiminden kaynaklandığı kanısını taşıdıklarını belirtti.

Bir iç püskürme ve yayılma olduysa bunun deniz yükselmesi yapacağına işaret eden Ercan, ”Bunlar çok önemli kanıtlar. Halkla konuştukça daha farklı kanıtlar da gelecektir. Jeofizik açısından da bunun kanıtlanması gerekiyor. Bilim daime kuşkuya dayanır. Dolayısıyla ölçümlerimiz devam edecek” dedi.

Türkiye’de ilk kez ”deniz içinde yanardağ olasılığı” araştırması yapıldığını vurgulayan Ercan, bunu bir afete dönüşmeden önemsemek gerektiğini dile getirdi.

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, bölgedeki ilk çalışmaların bir hafta süreceğini, daha sonra belirli dönemlerde tamamlayıcı nitelikte çalışmalar yapılacağını sözlerini ekledi.

Türkiye'de Yanardağ Olabilir mi?



YANARDAĞ BÖLGE İÇİN ALIŞILMAMIŞ DEĞİL’
Aktif olmayan yanardağların yeniden harekete geçebileceğine dikkati çeken Ecevitoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Yaklaşık 10 kilometrelik bir daire içinde ciddi bir yoğunlaşma var. Onun incelemesini yapıyoruz. Bu incelemede bir volkan bacasının silueti çıkıyor. Bunlar bizi şüpheye düşürüyor. Batı tarafına baktığımızda Gökova Körfezi’nin girişinde 3 Yunan adası var ve bunların yanardağ olduğu biliniyor. Bizde ise Isparta’nın güney batısında Gölcük Yanardağı var. Bu yanardağ zincirinde 12 ada var. Atina’dan başlıyor ve bir yay yaparak Isparta’ya kadar geliyor. Bundan dolayı yanardağ bölge için hiç de alışılmamış bir şey değil. Bozburun ve Sömbeki Adası arasında da bir yanardağın olması, yeniden harekete geçmesi veya yeni bir yanardağ oluşumu mümkün. ‘Bunun için acaba bir tedbir alabilir miyiz’ düşüncesiyle araştırma yapıyoruz. Ancak öncelikle yanardağ olduğundan emin olmamız gerekiyor.”

Yanardağlara ”öldü” gözüyle bakılmaması gerektiğini vurgulayan Ecevitoğlu, uyur haldeki yanardağlarda tekrar hareketlenme olabileceğini bildirdi. ”Türkiye’de aktif yanardağ yok” diye bu konularla ilgilenmemenin yanlış bir düşünce olduğuna değinen Ecevitoğlu, ”Her an olma riski var ve bunu görüyoruz. Yakınımızdaki Yunan adalarında bu risk var” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de Deniz İçinde İlk Kez Yanardağ Oluşabilir



Marmaris’te deniz içinde yanardağ araştırması yapan bilim insanlarından Prof. Dr. Berkan Ecevitoğlu, ”Bozburun ve Sömbeki Adası arasında bir 

yanardağın olması, yeniden harekete geçmesi veya yeni bir yanardağ oluşumu mümkün” dedi.


Marmaris’te son zamanlarda meydana gelen depremlerin ”büyük bir depremin habercisi mi olduğunu ya da bir yanardağdan mı kaynaklandığını” tespit etmek için harekete geçen bilim insanlarından oluşan ekip, araştırmalarını sürdürüyor.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü ve Maltepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yüksek Mühendis Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ve serbest Jeofizik Yüksek Mühendisi Hakan Beyaz ile deniz suyu sıcaklığıyla ilgili ölçümler yapan Prof. Dr. Berkan Ecevitoğlu, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, titreşim ölçen cihazı, volkan bacası olabileceğini tahmin ettikleri yere yakın kurduklarını söyledi.

Denizdeki sıcaklık değişimlerinin çok önemli olduğunu vurgulayan, Anadolu Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Araştırma Enstitüsü Doğal Afetler ve Yer Bilimleri Araştırma Birimi Koordinatörü Ecevitoğlu, ”İlk günkü çalışmada deniz suyu sıcaklığı ölçümlerinin bir kısmını gerçekleştirdik. Hakikaten su tabanına yayılan bir magma varsa, onun oluşturduğu etkileri görmeye çalışıyoruz. Ayrıca gaz çıkışını da tespit etmeye çalışıyoruz. Çünkü bu tip magma tabana yayıldığı zaman içinde sıkışmış olan gazı serbest bırakıyor. Onların oluşturduğu etkileri görmeyi ümit ediyoruz. Tabi bunların hepsi şu an için varsayım, kesinleşmiş bir şey yok” diye konuştu.

Deprem açısından bölgede ciddi bir hareketlilik olduğuna işaret eden Ecevitoğlu, sarsıntıların normal depremden farklı bir yayılım gösterdiğini anlattı.

‘YANARDAĞ BÖLGE İÇİN ALIŞILMAMIŞ DEĞİL’
Aktif olmayan yanardağların yeniden harekete geçebileceğine dikkati çeken Ecevitoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Yaklaşık 10 kilometrelik bir daire içinde ciddi bir yoğunlaşma var. Onun incelemesini yapıyoruz. Bu incelemede bir volkan bacasının silueti çıkıyor. Bunlar bizi şüpheye düşürüyor. Batı tarafına baktığımızda Gökova Körfezi’nin girişinde 3 Yunan adası var ve bunların yanardağ olduğu biliniyor. Bizde ise Isparta’nın güney batısında Gölcük Yanardağı var. Bu yanardağ zincirinde 12 ada var. Atina’dan başlıyor ve bir yay yaparak Isparta’ya kadar geliyor. Bundan dolayı yanardağ bölge için hiç de alışılmamış bir şey değil. Bozburun ve Sömbeki Adası arasında da bir yanardağın olması, yeniden harekete geçmesi veya yeni bir yanardağ oluşumu mümkün. ‘Bunun için acaba bir tedbir alabilir miyiz’ düşüncesiyle araştırma yapıyoruz. Ancak öncelikle yanardağ olduğundan emin olmamız gerekiyor.”

Yanardağlara ”öldü” gözüyle bakılmaması gerektiğini vurgulayan Ecevitoğlu, uyur haldeki yanardağlarda tekrar hareketlenme olabileceğini bildirdi. ”Türkiye’de aktif yanardağ yok” diye bu konularla ilgilenmemenin yanlış bir düşünce olduğuna değinen Ecevitoğlu, ”Her an olma riski var ve bunu görüyoruz. Yakınımızdaki Yunan adalarında bu risk var” ifadelerini kullandı.

‘DENİZ İÇİNDE YANARDAĞ OLASILIĞI’
Prof. Dr. Ahmet Ercan ise yaptıkları ölçümlerde deniz suyu sıcaklığının 55 ile 67 fahrenhayt arasında değiştiğini söyledi.

İlk günkü araştırmada ”Yanardağ düşüncesinin doğru olabileceği” yönünde bilgi sahibi olduklarını anlatan Ercan, ”Değişik sıcaklık değerleriyle karşılaşmış olmamız, yanardağ kuşkumuzu destekler nitelikte oldu. Ancak sonuca varıcı nitelikte bir şey söylemek için çok erken” dedi.

Aynı bölgede 2009 yılında deniz içinde kaynamalar görüldüğünü ifade eden Ercan, ”Deniz fokur fokur kaynamış ve fışkırmalar var. Denizin üstünde bir buğu oluşmuş, gaz kokusu gelmiş. Bütün bunlar yanardağ tezini destekliyor. Son depremde Sömbeki Belediye Başkanı, ‘Adada deniz yükselmesi oldu’ diyor. Demek ki bir iç püskürme oldu ve deniz ondan dolayı yükseldi” diye konuştu.

Ercan, 4.8’lik bir depremin deniz dibinde yapacağı yarığın boyunun 3 kilometreyi bulabileceğine dikkati çekerek, buradaki olayın sadece tektonizmadan ibaret değil, aynı zamanda yanardağ bileşiminden kaynaklandığı kanısını taşıdıklarını belirtti.

Bir iç püskürme ve yayılma olduysa bunun deniz yükselmesi yapacağına işaret eden Ercan, ”Bunlar çok önemli kanıtlar. Halkla konuştukça daha farklı kanıtlar da gelecektir. Jeofizik açısından da bunun kanıtlanması gerekiyor. Bilim daime kuşkuya dayanır. Dolayısıyla ölçümlerimiz devam edecek” dedi.

Türkiye’de ilk kez ”deniz içinde yanardağ olasılığı” araştırması yapıldığını vurgulayan Ercan, bunu bir afete dönüşmeden önemsemek gerektiğini dile getirdi.

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, bölgedeki ilk çalışmaların bir hafta süreceğini, daha sonra belirli dönemlerde tamamlayıcı nitelikte çalışmalar yapılacağını sözlerini ekledi.