TÜRKİYE’DE NÜFUS SAYIMLARI
Ülkemizde ilk nüfus sayımı 1927’de yapılmıştır. Daha sonra 1935 yılında yapılan nüfus sayımının ardından 1990 yılına kadar her beş yılda bir yapılmıştır.
Nüfus Sayım Yöntemleri
Ø De facto yönteminde nüfus, sayım anında bulunulan yere göre tespit edilirken,
Ø De jure yönteminde daimi ikametgah esas alınarak belirlenir.
Türkiye’de 2000 yılına kadar de facto yöntemi, 2007’de ise de jure yöntemi kullanılmıştır.
NÜFUS SAYIMINDA HEDEFLENEN AMAÇLAR
ü Nüfus miktarını ve artış hızını belirlemek,
ü Nüfusun yaş ve cinsiyet yapısını belirlemek
ü Nüfusun eğitim durumunu belirlemek,
ü Kent ve kır nüfusunu belirlemek,
ü Nüfusun mesleklere göre dağılımını öğrenmek
ü Aktif (çalışan) ve aktif olmayan (işsiz) nüfus oranını belirlemek
NÜFUS ARTIŞI
Bir yerdeki doğum oranları ile ölüm oranları arasındaki farka doğal nüfus artışı denir. Nüfus artışı % veya ‰ olarak ifade edilir.
Bir ülkenin gerçek nüfus artışında göçler de etkilidir.
Not: Doğal artıştan daha fazla nüfus artıyorsa dış göç almıştır.
NÜFUS ARTIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
1.Doğum Oranları
ü Şehirleşmenin artmasıyla,
ü Eğitim seviyesinin yükselmesiyle,
ü Kadınların iş hayatına daha fazla katılmasıyla,
ü Nüfus planlamalarıyla,
ü Yaşam standartlarının yükselmesiyle doğum oranları azalır.
Doğum oranları Batı bölgelerimizde az iken, Doğu bölgelerimizde fazladır.
2. Sağlık ve Beslenme Şartlarındaki Gelişmeler
ü Çocuk ölümlerinin giderek azalmakta
ü Ortalama ömrün uzamakta
3. Dış göçler
4. Doğal afetler
5. Savaşlar
HIZLI NÜFUS ARTIŞININ OLUMSUZ ETKİLERİ
Ø Tüketim artar. İhracat azalır veya ithalat artar.
Ø Demografik yatırımlar artar.
Ø Konut sıkıntısı olur. Gecekondulaşma artar.
Ø İşsizlik artar. Bunun sonucunda iç ve dış göçler artar.
Ø Kişi başına düşen milli gelir azalır.
Ø Kalkınma hızı yavaşlar.
Ø Tarım alanlarının amaç dışı kullanımı artar.
Ø Tarım alanları miras yoluyla küçük parçalara ayrılır.
Ø Çevre sorunları artar.
HIZLI NÜFUS ARTIŞININ OLUMLU ETKİLERİ
Ø Mal ve hizmetlere talep artar.
Ø Piyasa genişler ve yeni iş alanları ortaya çıkar.
Ø Ucuz iş gücünden dolayı üretim maliyeti azalır.
Ø İhracatta rekabet kolaylaşır.
Ø Üretim artar.
Ø Vergi gelirleri artar.
TÜRKİYE’DE NÜFUS ARTIŞI
1927 yılında 13 648 270 kişi olan nüfusumuz 2016 yılında 79 milyon 814 bin 871 kişi olmuştur.
Nüfus artış hızımızda en düşük değer binde 10,59 ile 1940-1945 yılları arasında olmuştur. Bunun başlıca sebebi II. Dünya Savaşı’na bağlı olarak 2 milyona yakın erkek nüfusun askere alınmasıdır.
Nüfus artış hızımızda en yüksek değer binde 28,5 ile 1955-1960 yılları arasında olmuştur. Bunun nedenleri
ü savaşlı yılların bitmesi,
ü beslenme ve sağlık şartlarının iyileşmesi,
ü sanayileşmeye bağlı olarak yaşam standardının yükselmesidir.
1985 sayım yılından sonraki dönemlerde nüfus artış hızımızda düşmeler olmuştur. Bu durum üzerinde;
ü Kadınların çalışma hayatına girmesi,
ü Aile planlaması uygulamalarının başarılı olması,
ü Eğitim seviyesinin yükselmesi etkilidir.
Nüfus artış hızımız zaman zaman dalgalanma gösterse de nüfusumuz sürekli olarak artmaktadır.
TÜRKİYE’DE NÜFUSUN DAĞILIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
A. Doğal Faktörler
1. İklim
Nüfusun dağılışını etkileyen iklim özellikleri sıcaklık ve yağıştır.
Yağışların fazla , kışların ılık geçtiği iklim bölgeleri sık nüfusludur. Bu sebeple nüfusumuzun büyük bir kısmı kıyı kesimlerde toplanmıştır.
Kıyı bölgelerin iklim şartları tarımsal faaliyetler için de elverişlidir.
Kıyı bölgelerde;
Ø Ürün çeşitliliğin fazla olması
Ø Tarım alanlarından daha fazla verim alınması
Ø Sanayi bitkileri ekiminin fazla olması nüfusun yoğun olmasına neden olmuştur.
2. Yer Şekilleri
Ülkemizde engebeli yerlerde;
Ø Tarım alanlarının kısıtlı olması
Ø Ulaşım ve sanayinin gelişmemesi,
Ø Yer şekillerinin yerleşmeyi sınırlandırması gibi sebeplerle nüfus seyrektir.
İklim şartları elverişli olsa bile dağlık kesimler seyrek nüfuslanmıştır. Menteşe yöresi, Taşeli ve Teke platoları,
Biga ve Gelibolu yarımadaları, Yıldız Dağları çevresi elverişli iklim şartlarına rağmen seyrek nüfusludur.
Düz ve az eğimli arazilerde,
Ø Tarım alanlarının geniş olması
Ø Ulaşım güçlüğü çekilmemesi .
Ø Yer şekillerinin yerleşmeye elverişli olması gibi sebeplerle nüfus fazladır. Bu genellemeye Tuz Gölü çevresi uymaz. Sebebi; elverişsiz iklim şartlarıdır.
Yükseltinin artması kış mevsiminin uzun sürmesine neden olur. Bu durum tarımsal faaliyetleri olumsuz etkiler. Bu sebeple yüksek yerler seyrek nüfusludur.
Kıyıya paralel uzanan dağlar, iç kesimlerin az yağış almasına ve iklimin karsallaşmasına yol açmıştır.
kıyı ile iç kesim arasındaki ulaşımı zorlaştırmıştır.
Bu gibi sebeplerle Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde nüfus kıyı kesimlerde toplanmıştır.
Bakıdan dolayı kırsal kesimde yerleşmeler dağların güney yamacında kurulmuştur.
3. Toprak Verimliliği
Geniş ve verimli toprakların yer aldığı alanlarda nüfus sıktır. Ülkemizde bu alanların çoğunluğu delta ovalarıdır. Çukurova, Silifke, Bafra, Çarşamba, Bakırçay, Gediz, Küçük ve Büyük Menderes ovaları başlıca delta ovalarımızdır.
4. Su Kaynakları
Akarsu çevreleri su imkanı ve verimli tarım alanlarından dolayı sık nüfusludur. Özellikle yağışın az olduğu iç bölgelerimizde yerleşmelerin bir çoğu akarsu boylarında toplanmıştır.
B. Beşeri ve Ekonomik Faktörler
1. Sanayi
Sanayinin gelişmiş olduğu yerler iş imkanından dolayı sık nüfusludur. Örnek: İstanbul , Bursa, İzmir, Adana gibi.
2. Tarım
Tarımsal faaliyetlerin gelişmiş olduğu yerler sık nüfusludur. Ör. Akhisar, Çukurova, Bafra ,Çarşamba gibi.
3. Ulaşım-Ticaret
Ulaşımın gelişmiş olduğu yerlerde ticaret ve sanayi geliştiği için nüfus fazladır.
İstanbul, İzmir, Ankara, Eskişehir, Adana, Mersin gibi merkezlerde sanayi ve ticari faaliyetlerin gelişmesinde işlek yollar üzerinde olması etkilidir.
4. Turizm
Turizmin gelişmiş olduğu yerlerde mevsimlik nüfus artışı görülür. Akdeniz ve Ege kıyılarında yaz döneminde,
Bursa-Uludağ, Bolu-Kartalkaya, Kayseri-Erciyes’ te ise kış döneminde nüfus artar.
5. Yer Altı Kaynakları
Yer altı kaynaklarının çıkarıldığı ve işlendiği yerler sık nüfusludur. Ör. Soma, Ereğli, Karabük, Seydişehir gibi.
TÜRKİYE NÜFUSUNUN YAPISI
1. Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılışı
Uluslararası ölçütlere göre;
Ø 0-14 yaş arasındakiler çocuk,
Ø 15-64 yaş arasındakiler çalışabilir nüfus ya da faal nüfus,
Ø 65 yaş ve üzeri ise yaşlı nüfus olarak sınıflandırılır.
NOT: Nüfusun belirli yaş gruplarına göre miktar ya da oran olarak gösterildiği grafiklere nüfus piramidi denir.
Bir ülkenin nüfus piramidine bakılarak,
Ø Toplam nüfusu (oran verilmiş ise miktar bulunamaz)
Ø Yaş ve cinsiyet yapısı
Ø Bağımlı ve aktif nüfus oranı
Ø Ülkenin gelişmişlik durumu belirlenebilir
Türkiye’de nüfusun yarısı 31,7 yaşından küçüktür (TÜİK 2017).
Ortanca yaş erkeklerde 31,1 iken, kadınlarda 32,4’tür.
Ortanca yaşın en yüksek olduğu il: Sinop (39,7)
Ortanca yaşın en düşük olduğu il: Ş.Urfa (19,6)
NOT: Ülkemizde doğum oranları azaldığı için çocuk nüfus oranı her geçen yıl azalmaktadır. Ortalama insan ömrü uzadığı için yaşlı nüfus ve ortanca yaş artmaktadır.
2. Nüfusun Cinsiyet Yapısı
Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda Türkiye büyük oranda erkek nüfusu kaybına uğramıştır. Bu sebeple ilk nüfus sayımı yıllarında kadın nüfusu erkek nüfusundan daha fazladır.
Göç alan yerlerde erkek nüfus oranı, göç veren yerlerde ise kadın nüfus oranı daha fazladır.
Kentlerde erkek, kırsal kesimlerde kadın nüfusu daha fazladır.
Büyük askeri birliklerin olduğu yerlerde erkek nüfus daha fazladır.
3. Çalışan Nüfusun Sektörel Dağılımı
15-64 yaş grubu nüfus çalışma çağındaki nüfus olarak kabul edilir. Bu nüfus dilimi içinde bir işle uğraşan nüfusa aktif (çalışan ) nüfus denir.
Aktif nüfusun faaliyet kollarına göre dağılımı ülkenin gelişmişliği hakkında bilgi verir. Bu konuda belirleyici olan faaliyet kolları tarım, sanayi ve hizmet sektörüdür.
Cumhuriyetin ilk yıllarında tarımda çalışan nüfusun oranı çok fazla iken , günümüze doğru tarım dışı sektörlerin gelişmesi ve tarımda makineleşmenin artmasıyla bu oran azalmıştır.
Aktif nüfusun günümüze doğru azalmasının sebepleri;
Ø Makineli tarımın yaygınlaşması
Ø Köyden kente olan göçler
Ø Çalışma çağındaki birçok gencin eğitim görmesi
Ø Erken emekli olanların bir kısmının çalışmaması
Ø Kadınların erkeklere göre çalışma hayatına daha az katılması
Ø Nüfusun bir kısmının çalışmak için yurt dışına göç etmesi
Ø İş olanaklarındaki artışın nüfus artışından az olması
4. Nüfusun Eğitim Durumu
Nüfusumuzun okur-yazarlık oranı Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri sürekli yükselmiştir. Ancak erkek nüfustaki okuryazar oranı kadın nüfustaki orandan daha yüksektir.
5. Nüfusun Kırsal-Kentsel Yapısı
Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze doğru kırsal nüfus oranı sürekli olarak azalmıştır. Bunun en önemli sebebi, köyden kente olan göçlerdir.
TÜRKİYE’NİN NÜFUS POLİTİKALARI
Cumhuriyetin ilk yıllarından 1963 yılına kadar nüfus artış hızını yükseltici, bu dönemden günümüze kadar ise nüfus artış hızını düşürücü politikalar uygulanmıştır.
1923 - 1963 Yılları Arasındaki Politikaların Dayanak Noktaları
· Fazla nüfusun bir ülke için siyasi ve askeri güç olarak görülmesi
· Tarımda makineleşmenin yetersiz olması,
· Türkiye’nin hızla kalkınmak zorunda olması,
· Tifüs ve sıtma gibi hastalıkların yaygın olması
· Türkiye’de ölüm oranının yüksek olması nedeniyle nüfustaki azalmanın doğumlardaki artışla önlenmeye çalışılması,
1960 Yılına Kadar İzlenen Politikalar
· Nüfus artırma politikası ile doğum evi kurmak, fakir vatandaşlara ücretsiz ilaç dağıtmak .
· Altı ya da daha fazla çocuklu annelerin para ya da madalya ile ödüllendirilmesi .
· Çok çocuklu ailelere vergi muafiyetinin getirilmesi veya hazineye ait topraklardan tarla bağışlanması
· Göçleri teşvik etmek amacıyla göçmenlere gümrük muafiyeti getirilmesi .
· Evlenme yaşının erkekler için 17, kadınlar için 15’e indirilmesi
· Gebeliği önleyici ilaç ve araçların satılmasının yasaklanması,
1960 Yılı Sonrasında Uygulanan Politikaların Dayanak Noktaları
ü 1950 sonrasında sağlık hizmetlerinin gelişmesiyle ölüm oranının azalmaya başlaması
ü Tarımda makineleşmenin gelişmesi
ü Orduda insan gücünden çok silah gücünün ön plana çıkması,
ü Hızlı nüfus artışının kalkınma hızını yavaşlatması,
1960 Yılı Sonrasında Uygulanan Politikalar
ü Gebeliği önleyici araçların ithalini ve satılmasını önleyen kanunların değiştirilmesi, isteyenlere bilgi verilmesi,
ü Aile planlamalarının teşvik edilmesi,
ü Evlenme yaşının yükseltilmesi,
Nüfus Yoğunlukları
1. Aritmetik (matematik) Nüfus Yoğunluğu
Türkiye’nin iz düşüm alanı 769.604 km²
Türkiye'nin nüfusu, 2017'de 80 milyon 810 bin 525 kişi olmuştur.Buna göre aritmetik nüfus yoğunluğu yaklaşık 105 kişidir.
Aritmetik Nüfus Yoğunluğu
En fazla olan il: İstanbul (2892 kişi)
En az olan il: Tunceli (11 kişi)
Nüfus yoğunluğu ülkelerin gelişmişliği hakkında bilgi vermez.
2. Tarımsal Nüfus Yoğunluğu
Tarımsal nüfus yoğunluğu
Ø Düzlük alanda ve verimsiz tarım alanlarında az
Ø Dağlık alanda ve verimli tarım alanlarında fazladır.
NOT: Türkiye genelinde tarımsal nüfus yoğunluğu azalmaktadır. Sebebi; tarım topraklarının kapladığı alanın fazla değişmemesi, buna karşılık tarımla uğraşan nüfusun azalmasıdır.
3. Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu
Türkiye’de tarım topraklarının kapladığı alan, 236.106 km²dir. Buna göre fizyolojik yoğunluk 338 kişidir.
Bir yerin matematik nüfus yoğunluğu ile fizyolojik nüfus yoğunluğu arasında fark fazla ise o yer dağlıktır.
0 Comments:
Yorum Gönder