Klasik iktisatçılara göre işsizlik geçicidir . Piyasa mekanizması kendiliğinden tam istihdam düzeyine ulaşır . Özellikle Alfred Marshall , John Stuart Mill ve de A. Cecil Pigou gibi iktisatçılar devlet müdahalesine karşıydılar . Halbuki 1930 ‘lu yıllardaki ekonomik bunalım durumun böyle olmadığını gösterdi .
Klasik iktisatçıların görüşleri Say kanununa dayanıyordu .” Her arz kendi talebini yaratır “ görüşü Say kanununun ifadesiydi . Üretim faktörleri sahiplerine ödenen parayla arz kendiliğinden sağlanıyordu . Peki bu para tasarrufa girse ne olurdu ? Klasik iktisatçılara göre ödenen her lira yatırıma dönüşerek sızıntılar önlenecektir . Bu bakımlardan yatırım = tasarruf demek mümkündür .
Klasik iktisatçılara göre piyasa mekanizması her şeyi halledecektir . 1930 ‘ lu yılların buhranı durumun böyle olmadığını göstermiştir . İşçiler arasındaki rekabet fiyatları düşürecek ve sonra da tam istihdam düzeyine geçilecektir .
Klasik iktisatçılara bir eleştiri de şöyledir : Tasarruf yapanlar ile yatırımcılar aynı kişiler değildir . Bazen bir köşeye para koymakla da tasarruf sonuçlanabilir . Ücretlerin düşmesi sonucu tam istihdamı sağlamak mümkün değildir .
Bir yatırım arz ve talep fonksiyonlarını çizseydik arz artan eğimli , talep azalan eğimli olurdu .
Klasik iktisatçılar pek çok konuda yanılıyorlardı .Tam istihdam düzeyine gelinceye kadar yatırımlarla harcamalar arasında bir oran kurulması gerekiyordu . Denge = Planlanan ve değişmesi uzun süreli olan durumdur .
Yapılan harcamaların GSMH ‘ ya yakın olması pek çok açıdan durumu değiştirebilir . Gelirin artması veya azalması denge noktasına varılması sonucunda ulaşılabilir . Denge durumuna gelindiğinde GSMH , yatırımlara yakın olacaktır .
Denge düzeyine ulaşmak bazen kolay olmayabilir . Yatırımlarla GSMH ‘ nın eşit olduğu noktaya denge GSMH düzeyi denilmektedir . GSMH , denge durumuna doğru bir geçiş yapabilmektedir .
0 Comments:
Yorum Gönder