ÖSS uzun ve zor bir maraton. Artık hazırlıklar ilkokul seviyesinde başlıyor. 2006’nın ÖSS şampiyonlarına başarının sırrını sorduk. Eminiz ki onların hikayeleri birçok öğrenciye rehber olacaktır.
‘Hiç kimse, başarı merdivenlerini elleri ceplerinde tırmanmamıştır.’ Konfiçyüs’ün bu sözünü en iyi doğrulayan kişilerin başında şüphesiz, geçen yıl üniversite sınavında dereceye girmiş öğrenciler bulunur. ÖSS şampiyonlarının başarıdaki ortak noktası; sınava hazırlanmaya lise 1’den itibaren başlamaları ve yaz tatillerinde az da olsa düzenli çalışmaya özen göstermeleri olarak özetlenebilir. Sistemin değişmesi, sınava hazırlanmaya önceden başlayan öğrenciler için bir avantaj teşkil ediyor. Okulda gördüğü dersleri günü gününe çalışan öğrenciler ÖSS’ye hazırlanırken, bu konuları tekrar ederek pekiştiriyor.
Şu günlerde yüzbinlerce öğrenci seneye bir üniversite anfisinde oturabilmek ve geleceği adına iyi bir eğitime kavuşabilmek için hayaller kuruyor. Eğer hayallerinizi gerçeğin kendisiyle yüz yüze getirmezseniz o pembe hayallerin kara bir kâbusa dönüşmesini engelleyemezsiniz. O halde tecrübelere kulak vermeli, bu yollardan geçmiş insanları dikkatle dinlemeli. Ailem dergisi olarak öğrencilere çok sıcak tecrübeler sunmak için geçen yılın ÖSS’de dereceye girmiş öğrencilerini sizlerle bir kez daha buluşturmayı düşündük. Burak Eryiğit (Söz-2 puan türünde birinci), Mert İlker Hayıroğlu (Eşit ağırlık-2 puan türünde beşinci), Ahmet Celiloğlu (Söz-2 puan türünde dördüncü), Furkan Sakar (Söz-1 puan türünde üçüncü), Yusuf Akbulut (Söz-2 puan türünde beşinci) tecrübelerini sizler için anlattı.
1. Düzenli ve planlı çalışma başarıya ulaştırır
Furkan Sakar, lise 1’in başında çalışmaya başladığını ve okuldan eve geldiğinde her gün dört saat çalıştığını söylüyor. “Fırsat buldukça okulda test çözüyordum. Lise 1 ve 2’nci sınıfın yazında okulda gördüğüm konuları içeren kitapları bitirdim. Lise 3. sınıfta tempom yoğunlaştı.” diyen Sakar, şubat tatili gibi okulun olmadığı zamanları bir fırsat olarak değerlendirip, daha yoğun çalıştığını anlatıyor. Furkan bu arada okuldaki sınavlara da önem verdiğini ve ortaöğretim notunu da yüksek tutmaya çalıştığını anlatıyor. Okul sınavlarına çalıştıktan sonra o konularla ilgili test çözülmesi ise Furkan’ın tavsiyelerinden.
2. Hedef belirlemek motivasyonu artırıyor
Bu yoğun tempo içerisinde motivasyonlarını dengede tutmalarının tek bir formülü var: Kısa ve uzun vadeli hedeflere sahip olmaları. Mert İlker Hayıroğlu, bu durumu, “Motivasyonumu koruyabilmek için hep bir sonraki deneme sınavına yönelik çalışırdım. Hedef belirlerdim.” şeklinde özetliyor.
3. TV ve bilgisayar, ders çalışmayı engeller
Ders çalışmayı, televizyon ve bilgisayarla vakit geçirmeye tercih etmeleri, başarıya ulaştıran bir diğer faktör. Burak Eryiğit, televizyon izlemeye sekizinci sınıftayken sınır koyduğunu ve bu sınırı aşmamaya özen gösterdiğini vurguluyor.
4. Düzenli hayat ve uyku çok önemli
Sınava hazırlanırken düzenli bir yaşam sürdürmeye dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Ahmet Celiloğlu, uyku bozuklukları ve düzensizlikler, bilgisayar ve televizyon gibi ilgiyi dağıtacak unsurları başarısızlığın temel nedenleri olarak özetliyor. Sınava hazırlandığı dönemde 6-7 saatlik düzenli uyumaya dikkat ettiğini vurguluyor.
5. Özel taktikler her zaman işe yarar
Burak Eryiğit, “Sınava en iyi olduğum dersten başladım. Saatimi çıkartıp, masaya koydum. Hangi derse ne kadar vakit ayıracağımı sınavdan önce girdiğim denemelerde tespit etmiştim. Herhangi bir testte süreyi daha az kullanırsam, not alır, başka bir testte bu süreyi değerlendirirdim. Sorular beni oyalar ve süreyi fazla kullanırsam, yine not alır, diğer testte hızlanırdım. Adaylar alternatif üretebilmeli ve sınavda uygulayacakları taktikleri deneme sınavlarında belirlemelidir.” diye konuşuyor.
6. Bedeninizden çok zihninizi dinlendirin
Dinlenme vakitlerini verimli bir şekilde geçirmeleri, bu vakitlerde bedenlerinden çok zihinlerini dinlendirmeye dikkat etmeleri şampiyonların bir başka ortak noktası. Yusuf Akbulut, dinlenme vakitlerini nasıl geçirdiğini şu cümlelerle özetliyor: “Arkadaşlarla rahatlatıcı sohbetler yapardık.”
Burak Eryiğit, güncellenen bilgilerin hatırlanacağına dikkat çekiyor ve devam ediyor: “Dinlenirken yaptığımız sohbetlerde, edebiyat dersindeki eserleri ve yazarlarını birbirimize sorardık. Böylece hem ders eğlenceli hale gelirdi hem de tekrar ettiğimiz için unutmazdık.”
7. Başarının formülü yüzyıllardır aynı
Şampiyonlara ‘başarının formülü nedir?’ diye sorduğumuzda Burak Eryiğit, “Başarı konusunda hep aynı şeyler söylendi; çünkü başarının çalışmak dışında bir formülü yok.” şeklinde cevap veriyor.
Furkan Sakar, başarının formülünü düzenli ve disiplinli çalışma, dershaneye giderek bir uzmandan destek alma ve kötü alışkanlıkların terk edilmesi olarak özetliyor.
Mert İlker Hayıroğlu’na göre, başarılı olmada düzenli çalışmanın yanında dikkat ve diğer adaylarla rekabet önemli bir rol oynuyor.
Ahmet Celiloğlu ve Yusuf Akbulut, başarı konusunda aynı formülü vurguluyor: “Düzenli çalışma, ümitvar olma, iyi bir arkadaş ve aile ortamı, başarının olmazsa olmazları.”
8. Heyecan normal; ama aşırı kaygı yanlışı artırır
Yüksek derecede kaygı taşıyan adaylar, sınavda bildikleri sorularda bile yanlış yapabiliyorlar.
Kaygıyı doğal bir süreç olarak gören Burak Eryiğit, sözlerine şöyle devam ediyor: “Heyecan mutlaka olur. Önemli olan heyecanı ne kadar hızlı atabildiğinizdir. Deneme sınavlarına ÖSS’ye giriyormuş gibi girer ve yapmanız gerekenleri yaptığınıza inanırsanız, heyecanı üzerinizden daha çabuk atarsınız.”
Yusuf Akbulut; ilk 15 dakikada heyecanlandığını; ama daha sonra heyecanını yendiğini söylüyor.
Furkan Sakar’ın matematikteki bir soruyu bölme işlemini yapmayı unuttuğu için kaçırdığını anlatması; heyecanın tüm adaylar için doğal bir durum olduğunu, konuları bilen öğrencilerin heyecandan kaynaklanan hataları daha az yaptığını gösteriyor.
9. Denemeler, gerçek sınava hazırlar
Mert İlker Hayıroğlu: “Sınava girdiğimde içim rahattı. Çünkü elimden geleni yapmıştım. Bu nedenle kaygım orta düzeydeydi. Soruları çözerken her şıkka değer verirdim.”
Furkan Sakar: “Deneme sınavlarında farklı taktikler kullanarak, en doğru taktiği belirledim. Yapamadığım sorulara takılmayarak, boş bırakıyor, sonra dönüp bakıyordum. Sınavı alıştığım şekilde çözdüm. Farklı taktik denemedim.”
Yusuf Akbulut: “Deneme sınavlarını ÖSS’ye basamak olarak görüyor, sınav sonunda eksiklerimi tespit ederek, yeni taktikler geliştiriyordum.”
Ahmet Celiloğlu: “Sınavda amacım çözebildiğim en fazla soruyu çözmekti. Bu nedenle yıl içinde deneme sınavlarından erken çıkmayarak, tüm vaktimi değerlendirirdim.
Sözel ve sayısal derslere farklı tekniklerle çalıştığını vurgulayan Burak Eryiğit, sözel derslerde belli aralıklarla konu tekrarı yapmaya özen gösterdiğini, sayısal derslerde ise daha çok soru çözmeye yöneldiğini belirtiyor. Ahmet Celiloğlu, sözel dersleri tarihsel bağlamı içinde öğrenmenin unutmayı azalttığını vurguluyor.
10. Başarı için fedakârlık şart
Furkan Sakar, bilgisayara meraklı olduğunu; ancak sınava hazırlanırken yalnızca bilgisayar oyunlarını biriktirdiğini anlatıyor. Sınavdan sonra onlarla oynayacağını düşünerek teselli olduğunu söylüyor. Bu fedakârlığı onun, Boğaziçi Bilgisayar Mühendisliği’ne girmesini sağlamış.
11. Not tutmak, bilgilerin kalıcılığını artırıyor
Başarılı olmasında not tutmasının önemli bir rolü olduğunu söyleyen Furkan Sakar ve konu anlatımlarına özel bir önem vererek, çözümlü sorularada çalıştığını vurgulayan Yusuf Akbulut’un görüşleri birbirini destekler nitelikte.
Mert İlker Hayıroğlu’nun adaylara tavsiyeleri: “Ellerinden geleni yapsınlar. Sınava vicdanları rahat girsinler. Özellikle lise bir ve lise ikinci sınıftaki adaylar, dersleri ne kadar öğrenirsek kar diye düşünsünler.” şeklinde.
12. Ümitsizliğe düşmeyin, aradaki farkı kapatabilirsiniz
Yusuf Akbulut bu konuda, “Henüz vakit var. Çözdükleri sorular iyi nitelikte olursa, verimleri artar. Soru sayısının yanı sıra kaynakların niteliği önemli.” diyor. Ahmet Celiloğlu, adayların sınavlarda çözemedikleri sorulara geniş kapsamlı bakarak konuya çalıştıklarında başarılı olacakları kanaatinde. Burak Eryiğit, çalışmaya geç başlayan adayların temposunu yüksek tutarak aradaki farkı kapatabileceklerini ifade ediyor. Furkan Sakar, adaylara bundan sonra kalan süreyi çalışarak ve test çözerek geçirmelerini tavsiye ediyor. Adayların vakit ayıramadıkları hobilerine, sınavdan sonra vakit ayırabileceklerini vurguluyor.
13. Sınavı kazanmadan tercih yapamayacağınızı unutmayın
Şampiyonlar tercihlerini yıl içinde düşünerek vakit kaybetmediklerini, hedeflerini belirledikten sonra ellerinden geleni yapmak için gayret sarf ettiklerini söylüyorlar. Yusuf Akbulut, “Sınavdaki derecesinden çok her üniversiteyi ve her bölümü yazabilecek olmama sevindim.” diyor
--------------------------------------------------------------------------------
mehmetakifm04-28-2007, 09:29 PM
ÖSS şampiyonlarının sınava hazırlanırken yaşadıkları olaylar
BURAK ERYİĞİT:
Uykum geldiğinde rakiplerimi hatırlardım
Lise üçüncü sınıfın başında, bir deneme sınavında süreyi iyi kullanamadım. Geometride bir soruda takıldım, yapamadığım halde soruyu atlayamadım. Soruyu çözdüğümde sınavın bitimine beş dakika kalmıştı. Bu tecrübeyi bir uyarı olarak zihnime yazdım, bir daha takılmadım. Sınava hazırlanırken uykum geldiğinde ya da çalışmak istemediğimde, rakiplerimi hatırlar ve bu isteğimden vazgeçerdim.
(Söz-2 puan türünde birinci)
Bilkent Üniversitesi Hukuk Fak. (İngilizce)
***
FURKAN SAKAR:
ÖSYM bahanelere değil, puanlara bakıyor
Sınav sırasında, heyecanlanan bir aday bağırdı. O anda ÖSYM’nin bizim bahanelerimize değil, puanlarımıza bakacağını düşündüm. Sınava hazırlık sürecinde; bol bol deneme sınavı çözmemin başarımdaki etkisi de yadsınamaz. Bu nedenle periyodik sesler dışında dikkatim dağılmadı.
(Söz-1 puan türünde üçüncü)
Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği (İngilizce)
***
AHMET CELİLOĞLU
Düzenli çalışmam önemliydi
ODTÜ işletmeyi bırakarak, yeniden sınava girdim. Sınav sisteminin değişmesi, liseden itibaren düzenli çalışan adayların derece yapmasına imkân sağladı.
(Söz-2 puan türünde dördüncü)
Sabancı Ünv. Politik Sosyal Bilimler (İngilizce)
***
YUSUF AKBULUT:
Şakalaşırken ne olduğunu öğrendim
Sınava çalışmayı iki gün önce bıraktım. Arkadaşlarla şakalaşırken, bir arkadaş diğerine ‘pragmatik’ dedi. Kelimenin anlamını bilmiyordum. Kullanan arkadaşa sorduğumda ‘faydacı’ anlamına geldiğini söyledi. Sınavda felsefe testinde, bu kelimenin anlamına dair bir soru çıktı.
(Söz-2 puan türünde beşinci)
Boğaziçi Ünv. Siyasal Bilgiler ve Uluslararası İlişkiler (İngilizce)
***
MERT İLKER HAYIROĞLU:İrademi kullandım, bilgisayarı odamdan çıkardım
Lise son sınıftayken, odamdaki bilgisayarı söktüm. Odamda durduğu sürece, bilgisayarı kullanmak istiyordum. İrademi kullandım ve odamda çalışmamı engelleyecek hiçbir unsur bırakmadım.
(Eşit ağırlık-2 puan türünde beşinci)
Hacettepe TMert İlker Hayıroğlu’nun babası Hasan Ali Hayıroğlu; çocuklarının çalışma alışkanlığı kazanmasında, evdeki düzenin etkili olduğunu vurguluyor. Uyku, yemek ve sosyal faaliyetlerin evde belirli saatlerde gerçekleştirildiğinin altını çiziyor. Çocuklarının fikirlerine saygı göstererek, ortak paydalar bulduklarını ifade ediyor.
Ailelerin en büyük hatasının, çocuklarının sorunlarıyla ilgilenmeme olduğunu söylüyor. Sıkı kontrol ve hoşgörünün çocuk eğitiminde önemli olduğunu söylüyor.
Mert İlker Hayıroğlu’nun annesi Sibel Hanım ise; oğlunun eğitim hayatı boyunca öğretmenleriyle sürekli irtibat halinde bulunduğunu, arkadaş çevresine dikkat ettiğini ifade ediyor. Okuldan eve geldiğinde evde bulunmaya özen gösterdiğini söylüyor.
Hayıroğlu’nun anne ve babası; çocuklarının, kötü alışkanlıklara yönelmemesi için spora yönlendirdiklerini, mevcut enerjisini bu yolla değerlendirdiklerini söylüyor.
Furkan Sakar’ın annesi Pervin Hanım, oğlunun sınava hazırlandığı dönem boyunca misafirlikler ve gece gezmelerinden vazgeçtiklerini anlatıyor.
Baba Fikret Sakar; çocuklarından bağımsız, kendilerine ait bir hayat yaşamadıklarını, birçok konuda fedakârlıkta bulunduklarını dile getiriyor.ıp Fakültesi (İngilizce)
‘Hiç kimse, başarı merdivenlerini elleri ceplerinde tırmanmamıştır.’ Konfiçyüs’ün bu sözünü en iyi doğrulayan kişilerin başında şüphesiz, geçen yıl üniversite sınavında dereceye girmiş öğrenciler bulunur. ÖSS şampiyonlarının başarıdaki ortak noktası; sınava hazırlanmaya lise 1’den itibaren başlamaları ve yaz tatillerinde az da olsa düzenli çalışmaya özen göstermeleri olarak özetlenebilir. Sistemin değişmesi, sınava hazırlanmaya önceden başlayan öğrenciler için bir avantaj teşkil ediyor. Okulda gördüğü dersleri günü gününe çalışan öğrenciler ÖSS’ye hazırlanırken, bu konuları tekrar ederek pekiştiriyor.
Şu günlerde yüzbinlerce öğrenci seneye bir üniversite anfisinde oturabilmek ve geleceği adına iyi bir eğitime kavuşabilmek için hayaller kuruyor. Eğer hayallerinizi gerçeğin kendisiyle yüz yüze getirmezseniz o pembe hayallerin kara bir kâbusa dönüşmesini engelleyemezsiniz. O halde tecrübelere kulak vermeli, bu yollardan geçmiş insanları dikkatle dinlemeli. Ailem dergisi olarak öğrencilere çok sıcak tecrübeler sunmak için geçen yılın ÖSS’de dereceye girmiş öğrencilerini sizlerle bir kez daha buluşturmayı düşündük. Burak Eryiğit (Söz-2 puan türünde birinci), Mert İlker Hayıroğlu (Eşit ağırlık-2 puan türünde beşinci), Ahmet Celiloğlu (Söz-2 puan türünde dördüncü), Furkan Sakar (Söz-1 puan türünde üçüncü), Yusuf Akbulut (Söz-2 puan türünde beşinci) tecrübelerini sizler için anlattı.
1. Düzenli ve planlı çalışma başarıya ulaştırır
Furkan Sakar, lise 1’in başında çalışmaya başladığını ve okuldan eve geldiğinde her gün dört saat çalıştığını söylüyor. “Fırsat buldukça okulda test çözüyordum. Lise 1 ve 2’nci sınıfın yazında okulda gördüğüm konuları içeren kitapları bitirdim. Lise 3. sınıfta tempom yoğunlaştı.” diyen Sakar, şubat tatili gibi okulun olmadığı zamanları bir fırsat olarak değerlendirip, daha yoğun çalıştığını anlatıyor. Furkan bu arada okuldaki sınavlara da önem verdiğini ve ortaöğretim notunu da yüksek tutmaya çalıştığını anlatıyor. Okul sınavlarına çalıştıktan sonra o konularla ilgili test çözülmesi ise Furkan’ın tavsiyelerinden.
2. Hedef belirlemek motivasyonu artırıyor
Bu yoğun tempo içerisinde motivasyonlarını dengede tutmalarının tek bir formülü var: Kısa ve uzun vadeli hedeflere sahip olmaları. Mert İlker Hayıroğlu, bu durumu, “Motivasyonumu koruyabilmek için hep bir sonraki deneme sınavına yönelik çalışırdım. Hedef belirlerdim.” şeklinde özetliyor.
3. TV ve bilgisayar, ders çalışmayı engeller
Ders çalışmayı, televizyon ve bilgisayarla vakit geçirmeye tercih etmeleri, başarıya ulaştıran bir diğer faktör. Burak Eryiğit, televizyon izlemeye sekizinci sınıftayken sınır koyduğunu ve bu sınırı aşmamaya özen gösterdiğini vurguluyor.
4. Düzenli hayat ve uyku çok önemli
Sınava hazırlanırken düzenli bir yaşam sürdürmeye dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Ahmet Celiloğlu, uyku bozuklukları ve düzensizlikler, bilgisayar ve televizyon gibi ilgiyi dağıtacak unsurları başarısızlığın temel nedenleri olarak özetliyor. Sınava hazırlandığı dönemde 6-7 saatlik düzenli uyumaya dikkat ettiğini vurguluyor.
5. Özel taktikler her zaman işe yarar
Burak Eryiğit, “Sınava en iyi olduğum dersten başladım. Saatimi çıkartıp, masaya koydum. Hangi derse ne kadar vakit ayıracağımı sınavdan önce girdiğim denemelerde tespit etmiştim. Herhangi bir testte süreyi daha az kullanırsam, not alır, başka bir testte bu süreyi değerlendirirdim. Sorular beni oyalar ve süreyi fazla kullanırsam, yine not alır, diğer testte hızlanırdım. Adaylar alternatif üretebilmeli ve sınavda uygulayacakları taktikleri deneme sınavlarında belirlemelidir.” diye konuşuyor.
6. Bedeninizden çok zihninizi dinlendirin
Dinlenme vakitlerini verimli bir şekilde geçirmeleri, bu vakitlerde bedenlerinden çok zihinlerini dinlendirmeye dikkat etmeleri şampiyonların bir başka ortak noktası. Yusuf Akbulut, dinlenme vakitlerini nasıl geçirdiğini şu cümlelerle özetliyor: “Arkadaşlarla rahatlatıcı sohbetler yapardık.”
Burak Eryiğit, güncellenen bilgilerin hatırlanacağına dikkat çekiyor ve devam ediyor: “Dinlenirken yaptığımız sohbetlerde, edebiyat dersindeki eserleri ve yazarlarını birbirimize sorardık. Böylece hem ders eğlenceli hale gelirdi hem de tekrar ettiğimiz için unutmazdık.”
7. Başarının formülü yüzyıllardır aynı
Şampiyonlara ‘başarının formülü nedir?’ diye sorduğumuzda Burak Eryiğit, “Başarı konusunda hep aynı şeyler söylendi; çünkü başarının çalışmak dışında bir formülü yok.” şeklinde cevap veriyor.
Furkan Sakar, başarının formülünü düzenli ve disiplinli çalışma, dershaneye giderek bir uzmandan destek alma ve kötü alışkanlıkların terk edilmesi olarak özetliyor.
Mert İlker Hayıroğlu’na göre, başarılı olmada düzenli çalışmanın yanında dikkat ve diğer adaylarla rekabet önemli bir rol oynuyor.
Ahmet Celiloğlu ve Yusuf Akbulut, başarı konusunda aynı formülü vurguluyor: “Düzenli çalışma, ümitvar olma, iyi bir arkadaş ve aile ortamı, başarının olmazsa olmazları.”
8. Heyecan normal; ama aşırı kaygı yanlışı artırır
Yüksek derecede kaygı taşıyan adaylar, sınavda bildikleri sorularda bile yanlış yapabiliyorlar.
Kaygıyı doğal bir süreç olarak gören Burak Eryiğit, sözlerine şöyle devam ediyor: “Heyecan mutlaka olur. Önemli olan heyecanı ne kadar hızlı atabildiğinizdir. Deneme sınavlarına ÖSS’ye giriyormuş gibi girer ve yapmanız gerekenleri yaptığınıza inanırsanız, heyecanı üzerinizden daha çabuk atarsınız.”
Yusuf Akbulut; ilk 15 dakikada heyecanlandığını; ama daha sonra heyecanını yendiğini söylüyor.
Furkan Sakar’ın matematikteki bir soruyu bölme işlemini yapmayı unuttuğu için kaçırdığını anlatması; heyecanın tüm adaylar için doğal bir durum olduğunu, konuları bilen öğrencilerin heyecandan kaynaklanan hataları daha az yaptığını gösteriyor.
9. Denemeler, gerçek sınava hazırlar
Mert İlker Hayıroğlu: “Sınava girdiğimde içim rahattı. Çünkü elimden geleni yapmıştım. Bu nedenle kaygım orta düzeydeydi. Soruları çözerken her şıkka değer verirdim.”
Furkan Sakar: “Deneme sınavlarında farklı taktikler kullanarak, en doğru taktiği belirledim. Yapamadığım sorulara takılmayarak, boş bırakıyor, sonra dönüp bakıyordum. Sınavı alıştığım şekilde çözdüm. Farklı taktik denemedim.”
Yusuf Akbulut: “Deneme sınavlarını ÖSS’ye basamak olarak görüyor, sınav sonunda eksiklerimi tespit ederek, yeni taktikler geliştiriyordum.”
Ahmet Celiloğlu: “Sınavda amacım çözebildiğim en fazla soruyu çözmekti. Bu nedenle yıl içinde deneme sınavlarından erken çıkmayarak, tüm vaktimi değerlendirirdim.
Sözel ve sayısal derslere farklı tekniklerle çalıştığını vurgulayan Burak Eryiğit, sözel derslerde belli aralıklarla konu tekrarı yapmaya özen gösterdiğini, sayısal derslerde ise daha çok soru çözmeye yöneldiğini belirtiyor. Ahmet Celiloğlu, sözel dersleri tarihsel bağlamı içinde öğrenmenin unutmayı azalttığını vurguluyor.
10. Başarı için fedakârlık şart
Furkan Sakar, bilgisayara meraklı olduğunu; ancak sınava hazırlanırken yalnızca bilgisayar oyunlarını biriktirdiğini anlatıyor. Sınavdan sonra onlarla oynayacağını düşünerek teselli olduğunu söylüyor. Bu fedakârlığı onun, Boğaziçi Bilgisayar Mühendisliği’ne girmesini sağlamış.
11. Not tutmak, bilgilerin kalıcılığını artırıyor
Başarılı olmasında not tutmasının önemli bir rolü olduğunu söyleyen Furkan Sakar ve konu anlatımlarına özel bir önem vererek, çözümlü sorularada çalıştığını vurgulayan Yusuf Akbulut’un görüşleri birbirini destekler nitelikte.
Mert İlker Hayıroğlu’nun adaylara tavsiyeleri: “Ellerinden geleni yapsınlar. Sınava vicdanları rahat girsinler. Özellikle lise bir ve lise ikinci sınıftaki adaylar, dersleri ne kadar öğrenirsek kar diye düşünsünler.” şeklinde.
12. Ümitsizliğe düşmeyin, aradaki farkı kapatabilirsiniz
Yusuf Akbulut bu konuda, “Henüz vakit var. Çözdükleri sorular iyi nitelikte olursa, verimleri artar. Soru sayısının yanı sıra kaynakların niteliği önemli.” diyor. Ahmet Celiloğlu, adayların sınavlarda çözemedikleri sorulara geniş kapsamlı bakarak konuya çalıştıklarında başarılı olacakları kanaatinde. Burak Eryiğit, çalışmaya geç başlayan adayların temposunu yüksek tutarak aradaki farkı kapatabileceklerini ifade ediyor. Furkan Sakar, adaylara bundan sonra kalan süreyi çalışarak ve test çözerek geçirmelerini tavsiye ediyor. Adayların vakit ayıramadıkları hobilerine, sınavdan sonra vakit ayırabileceklerini vurguluyor.
13. Sınavı kazanmadan tercih yapamayacağınızı unutmayın
Şampiyonlar tercihlerini yıl içinde düşünerek vakit kaybetmediklerini, hedeflerini belirledikten sonra ellerinden geleni yapmak için gayret sarf ettiklerini söylüyorlar. Yusuf Akbulut, “Sınavdaki derecesinden çok her üniversiteyi ve her bölümü yazabilecek olmama sevindim.” diyor
--------------------------------------------------------------------------------
mehmetakifm04-28-2007, 09:29 PM
ÖSS şampiyonlarının sınava hazırlanırken yaşadıkları olaylar
BURAK ERYİĞİT:
Uykum geldiğinde rakiplerimi hatırlardım
Lise üçüncü sınıfın başında, bir deneme sınavında süreyi iyi kullanamadım. Geometride bir soruda takıldım, yapamadığım halde soruyu atlayamadım. Soruyu çözdüğümde sınavın bitimine beş dakika kalmıştı. Bu tecrübeyi bir uyarı olarak zihnime yazdım, bir daha takılmadım. Sınava hazırlanırken uykum geldiğinde ya da çalışmak istemediğimde, rakiplerimi hatırlar ve bu isteğimden vazgeçerdim.
(Söz-2 puan türünde birinci)
Bilkent Üniversitesi Hukuk Fak. (İngilizce)
***
FURKAN SAKAR:
ÖSYM bahanelere değil, puanlara bakıyor
Sınav sırasında, heyecanlanan bir aday bağırdı. O anda ÖSYM’nin bizim bahanelerimize değil, puanlarımıza bakacağını düşündüm. Sınava hazırlık sürecinde; bol bol deneme sınavı çözmemin başarımdaki etkisi de yadsınamaz. Bu nedenle periyodik sesler dışında dikkatim dağılmadı.
(Söz-1 puan türünde üçüncü)
Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği (İngilizce)
***
AHMET CELİLOĞLU
Düzenli çalışmam önemliydi
ODTÜ işletmeyi bırakarak, yeniden sınava girdim. Sınav sisteminin değişmesi, liseden itibaren düzenli çalışan adayların derece yapmasına imkân sağladı.
(Söz-2 puan türünde dördüncü)
Sabancı Ünv. Politik Sosyal Bilimler (İngilizce)
***
YUSUF AKBULUT:
Şakalaşırken ne olduğunu öğrendim
Sınava çalışmayı iki gün önce bıraktım. Arkadaşlarla şakalaşırken, bir arkadaş diğerine ‘pragmatik’ dedi. Kelimenin anlamını bilmiyordum. Kullanan arkadaşa sorduğumda ‘faydacı’ anlamına geldiğini söyledi. Sınavda felsefe testinde, bu kelimenin anlamına dair bir soru çıktı.
(Söz-2 puan türünde beşinci)
Boğaziçi Ünv. Siyasal Bilgiler ve Uluslararası İlişkiler (İngilizce)
***
MERT İLKER HAYIROĞLU:İrademi kullandım, bilgisayarı odamdan çıkardım
Lise son sınıftayken, odamdaki bilgisayarı söktüm. Odamda durduğu sürece, bilgisayarı kullanmak istiyordum. İrademi kullandım ve odamda çalışmamı engelleyecek hiçbir unsur bırakmadım.
(Eşit ağırlık-2 puan türünde beşinci)
Hacettepe TMert İlker Hayıroğlu’nun babası Hasan Ali Hayıroğlu; çocuklarının çalışma alışkanlığı kazanmasında, evdeki düzenin etkili olduğunu vurguluyor. Uyku, yemek ve sosyal faaliyetlerin evde belirli saatlerde gerçekleştirildiğinin altını çiziyor. Çocuklarının fikirlerine saygı göstererek, ortak paydalar bulduklarını ifade ediyor.
Ailelerin en büyük hatasının, çocuklarının sorunlarıyla ilgilenmeme olduğunu söylüyor. Sıkı kontrol ve hoşgörünün çocuk eğitiminde önemli olduğunu söylüyor.
Mert İlker Hayıroğlu’nun annesi Sibel Hanım ise; oğlunun eğitim hayatı boyunca öğretmenleriyle sürekli irtibat halinde bulunduğunu, arkadaş çevresine dikkat ettiğini ifade ediyor. Okuldan eve geldiğinde evde bulunmaya özen gösterdiğini söylüyor.
Hayıroğlu’nun anne ve babası; çocuklarının, kötü alışkanlıklara yönelmemesi için spora yönlendirdiklerini, mevcut enerjisini bu yolla değerlendirdiklerini söylüyor.
Furkan Sakar’ın annesi Pervin Hanım, oğlunun sınava hazırlandığı dönem boyunca misafirlikler ve gece gezmelerinden vazgeçtiklerini anlatıyor.
Baba Fikret Sakar; çocuklarından bağımsız, kendilerine ait bir hayat yaşamadıklarını, birçok konuda fedakârlıkta bulunduklarını dile getiriyor.ıp Fakültesi (İngilizce)