Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Probiyotikler sağlığı korur ama ilaç değildir

Gastroenteroloji uzmanı Doç. Dr. Tarkan Karakan, probiyotiklerin, genel sağlığın korunması için tüketilebilecek ürünler olduğunu, ancak, bunların iyi dizayn edilmiş çalışmalar yapıldıkça ilaç olarak kullanılmasının mümkün olabileceğini söyledi.
Ankara- Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Karakan, probiyotiklerin tıp alanındaki kullanımının son 10 yılda artış gösterdiğine dikkati çekti.
Bunun çeşitli nedenleri olduğunu ifade eden Karakan, antibiyotiklere karşı oluşan direncin gün geçtikçe arttığını, enfeksiyon hastalıklarıyla uğraşan bilim dallarında bununla ilgili yeni bir arayış ortaya çıktığını belirtti.
Yapılan bir araştırma sonucunda, antibiyotik kullanan kadınlarda bağırsak florası dengesizliğinin aylarca düzelmediğinin ortaya çıktığını anlatan Karakan, ”Bu açıdan bakıldığında soğuk algınlığı gibi nedenlerle alınan ve genellikle bir kaç gün alınıp bırakılan antibiyotiklerin bile yan etkileri aylarca devam ediyor. Probiyotikler bu açıdan yararlı olabilir” diye konuştu.
Çağın hastalığı olarak gösterilen obezite ile bağırsak florası arasında da yakın bir ilişki gösterildiğini, alerjik, romatizmal ve nörolojik hastalıklarla bazı karaciğer hastalıklarının da zaman zaman konuyla ilişkilendirildiğini belirten Karakan, şunlara dikkati çekti:
”Ancak probiyotiklerle yapılan ve olumlu sonuç alınanlar kadar, azımsanmayacak kadar olumsuz sonuç alınan çalışmalar bulunduğunu da unutmamak gerekiyor. Probiyotikler henüz kılavuzlarda spesifik hastalıklar için önerilmiyor. Bu nedenle gerek hekimler, gerekse hastalar probiyotikleri hangi hastalıkta, ne zaman, ne kadar süreyle ve en önemlisi de hangi dozda kullanacağını bilmiyor. Güvenlik, hepimizin üzerinde durduğu bir konu. Bazı probiyotiklerin güvenilirlik verileri oldukça güçlü. Yıllardır çok sayıda hasta üzerinde kullanılmış. Fakat bazı probiyotikler hakkında yeterli veri yok.”
Türkiye’de geçen yıl piyasaya dahil olanlarla birlikte toplam 3 firmanın probiyotik ürünü bulunduğunu, bunların dışında marketlerde yoğurt ve süt ürünü olarak satılanlarla kefir olarak tüketilen probiyotikler de olduğunu kaydeden Karakan, oldukça heterojen, yaklaşık 20 bakteri ve mantar içeren değişken bir karışım olan kefir içeriğiyle ilgili bilimsel çalışma yapmanın zorluğunu dile getirdi.
Karakan, ”Probiyotiklerin ilaç mı, yoksa besin takviyesi mi olduğu” tartışmaları konusunda, ”Genel sağlığın korunması için tüketilebilecek ürünler olmakla birlikte, gelecekte iyi dizayn edilmiş çalışmalar yapıldıkça probiyotiklerin ilaç olarak kullanılması mümkün olabilir. Ancak bu ürünler için şu anda ‘ilaçtır’ demek biraz erken gibi gözüküyor” değerlendirmesinde bulundu.
A.A

DERRICK MONTGOMERY 02/03





















Valentine's Day Redux

My husband who is usually the sweetest and most thoughtful man, forgot Valentine's Day last year, and me, being the hopeless romantic that I am, had a hard time letting him live down that he forgot to get me a card.

Blame my ideas of Valentine's Day on my horoscope, I'm a dreamy Pisces, or the fact that I may be guilty of growing up on one too many romantic comedies.  Although I believe in cherishing those you love everyday, I don't mind an in your face holiday that gives you an excuse to celebrate love.

This year, our night started with a huge surprise.  I usually suggest we forego gifts in favor of taking our yearly international vacations...but my husband didn't listen this time.  He knew I had been eyeing purses with a cross body strap, but I wasn't expecting something this over the top.  Whenever you see this box, it can cause some excitement!

This welcome surprise was followed by a dinner at one of our new favorite restaurants, where we savored spinach and cheese empanadas and mouth watering pan seared dumplings...

And finished off with a delicious dessert hand delivered by our adorable niece and nephew (who are 19 months) ...aka my sister-in-law.


I hope everyone had a wonderful Valentine's Day celebrating with the one's you love whether it be friends, family, significant other, or with an indulgence for yourself!

Okul Kantinlerinde Satılanların %65'i Fast Food & Fast Food Zararları

Ulusal Beslenme Platformu Başkanı, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Perihan Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yıl kurulan Ulusal Beslenme Platformu hakkında bilgi verdi.
Ulusal Beslenme Platformunun yürütme kurulu üyeleriyle TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'i ziyaret ettiklerini kaydeden Arslan, ziyarette, okul kantinlerinin gündeme geldiğini bildirdi. Şahin'den okul kantinleri yönetmeliğinde değişiklik yapılmasını, kantinlerin ihale şartnamesinde nelerin satılabileceğinin yazılmasını istediklerini anlatan Arslan, TBMM Başkanlığı'na bir de rapor sunduklarını belirtti.
Okul kantinlerinin ihale şartnamesinde kantinde nelerin satılabileceğine dair hiçbir hüküm bulunmadığına dikkati çeken Perihan Arslan, ''Bu konuda bir rapor hazırladık ve TBMM Başkanlığına sunduk. Bu konuda devletimizden adım bekliyoruz'' diye konuştu.
Çocukların bir toplumun geleceği olduğunu vurgulayan Perihan Arslan, çocukların iyi beslenmesinin sağlıklı nesiller yetiştirmede önemli olduğunu kaydetti. Okul kantinlerinde yüzde 65 oranında fast-food diye tabir edilen yiyeceklerin satıldığını ifade eden Perihan Arslan, ''Yaptığımız çalışmada çocukların çok fazla fast-food türü yiyecek yediğini belirledik. Bu yiyecekler yağ ve karbonhidrat oranı fazla yiyecekler. Bunların enerjisi yüksek. Hamburger, kolalı içecekler, cipsler... Bunlar çocuklara verilmemeli. Bunların çocuklara satılmaması ihale şartnamesinde yer almalı'' dedi.

FAST FOOD BEYİNDEN VURUYOR !!!

Beslenme tarzı fast food olanlarda 'depresyon, alzheimer ve şizofreni' daha sık görülüyor.


Zihin Sağlığı Vakfı'nın araştırmasına göre, yararlı yağların, vitamin ve minerallerin eksik alınması ile fast food tarzı beslenme, 'depresyon, Alzheimer ve şizofreniye' neden oluyor.

İngiltere'de yapılan bir araştırma, son zamanlarda halkın beslenme tarzındaki değişikliklerin zihin sağlığı üzerinde olumsuz sonuçlara yol açtığını gösterdi. 'Sustain' adlı örgüt ile Zihin Sağlığı Vakfı'nca desteklenen araştırmanın sonuçlarına göre, fast food tarzı beslenme ile yararlı yağların, vitamin ve minerallerin eksikliği 'depresyon, Alzheimer ve şizofreni' ile doğrudan ilişkili.

Araştırmacılardan Courtney Van de Weyer, "Vücudu iyi beslemek, zihni de iyi beslemek anlamına geliyor" dedi. Araştırmaya göre, yemlerde kullanılan katkı maddeleri ve tarım ilaçları, hayvan organizmasında değişikliğe yol açıyor. Bu nedenle de insanlar, omega 6 adlı yağ asidini, omega 3'ten çok daha fazla tüketir hale geliyor. Bu dengesizliğe vitamin ve mineral eksikliği de eklenince, depresyon ve hafıza sorunları ortaya çıkıyor. Araştırma raporunda, beslenme tarzında aminoasitlere, özellikle de balık tüketimine daha fazla yer verilmesi gerektiği belirtiliyor. Beyne faydalı yiyecekler: Sebzeler (Lifli olanlar) Tohumlar ve fındık Meyve Buğday, kepek Organik yumurta Organik olarak yetiştirilen ya da vahşi olarak avlanan balıklar (Özellikle yağlı olanlar)



Beyne zararlı yiyecekler:
Kızartılmış fast food yiyecekler
Rafine edilmiş ve işlenmiş besinler
Alkol Şeker Çay ve Kahve
Besinlere konulan bazı ek maddeler
Tarım ilacı içeren besinler


FAST FOOD YİYECEKLERDE NEREDEYSE DENİZDEKİ KADAR TUZ VAR !!

İngiltere’de bir grup bilimadamı, fast food restaurantlarındaki menülerin aşırı miktarda tuz içerdiği uyarısında bulundu.
İSTANBUL – “Fast food yiyecekler neredeyse deniz suyu kadar tuzlu” diyen uzmanlar, aileleri özellikle çocuklarının sağlığı konusunda dikkatli olmaya çağırıyor.
İngiltere’de bir sağlık grubu oluşturan 22 bilimadamı, bazı büyük fast food zincirlerinin menüleri üzerinde yaptığı araştırmanın raporunu yayımladı. Rapora göre, fast food restoranlarındaki pek çok yiyecek çok yüksek miktarda tuz içeriyor.
Aralarında tüm dünyada binlerce şubesi bulunan 4 büyük fast food zincirinin de bulunduğu bu restoranlardaki menüler, bir insanın günlük ihtiyacından iki kat daha tuzlu. Hatta aile menülerinden yiyen çocuklar için bu oran 4 kata kadar çıkıyor.
Aşırı tuzun insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini hatırlatan uzmanlar, fast food restaurantlarını tuz miktarını bir an önce azaltmaya çağırdı.
Fazla tuzlu yiyecekler kalp hastalıkları, tansiyon ve felce yol açabiliyor, her yıl yüzbinlerce kişi bu yüzden yaşamını yitiriyor.

Sign Thai

A quick note: I added a new page - Travel Tips. It is a work in progress and I have a lot to add/edit, but if you need a general overview, feel free to take a look!!!  Also let me know if you have any questions or comments!

Another installment of signs. Sorry about the photo heavy posts, but I finally uploaded some pictures! 

Here are a few signs from Thailand and Cambodia that made me giggle.


No....baby sex?

If you are 15, go to this bar!

Supposed to say "Baht".

I want a piece of this!

Actually, this restaurant was pretty fast.

Apparently towels are used differently in Cambodia.

Happy Hour: Open until Close. I like it!

No...coughing, shouting, singing?

And my FAVORITE. No standing on the toilet (people actually do this!!), no wearing boots, and no showers for little girls!!!

ASLINDA ''O'' ALETLERİN HİÇBİRİNE İHTİYACINIZ YOK...KENDİ VÜCUT AĞIRLIĞINIZLA KASLANIN...NASIL MI ?

Kendi vücut ağırlığımızla yapılan kuvvet antrenmanları her türlü spora başlangıç için iyi bir kas ve iskelet alt yapısı oluşturur.

Özellikle fitness ve bodybuilding sporlarına başlayacak istekliler için ilk hazırlık safhasında iki bölüme ayrılan, 4 aya yakın süreyle yapılabilecek bu kuvvet antrenman programları kaslar arası koordinasyonun artmasını ve kas liflerinin kuvvetlenmesini sağlar.

Öncelikle kendi vücut ağırlığımızla yapabileceğimiz hareketleri tanıyalım:



Şınav: Bütün spor dallarında kondisyon yükseltici ve hazırlayıcı olarak kasların kaldırıcı ve itici gücünü yükseltmek maksadıyla uygulanır. Eller, omuz genişliği kadar açılarak yere dayanılıp bacaklar ayak uçları yere bakacak şekilde geriye uzatılır.Bunun amacı bütün vücut ağırlığını kollara vermektir .Bu pozisyonu aldıktan sonra nefes alınarak vücut yere doğru indirilir ve nefes vererek yukarıya itilir.Şınav çekerken dikkat edilecek en önemli husus, bacakların gergin ayakların bitişik olarak hareketin yapılmasıdır.Aynı anda birçok kas gurubunu çalıştırdığı için ısıtıcı ve hazırlayıcı bir hareket olarak fazlasıyla kullanılır.

Mekik: Yere sırt üstü uzanıldıktan sonra ellerimizi baş arkası veya gövde üzerinde birleştirip dizleri hafif kırarak harekete başlangıç durumuna gelinir.Nefes vererek bacaklara doğru mide kasları gerilerek kalkılır.Basit bir pozisyonda başladığımız bu harekete elleri enseye veya göğüs üzerinde birleştirerek devam edilirse hareket zorlaşır.Mekik de dikkat etmemiz gereken diğer bir husus mide kaslarının kontrolünü sağlayarak hareketin yavaş yapılması ve alt sırt bölgemizin hareket esnasında yere yapışık olmasıdır.

Barfiks: Eller omuz genişliğinden daha fazla açılarak bar çubuğundan tutulur.Vücut nefes verilerek yukarı çekilir, kontrollü bir şekilde nefes alındıktan sonra aşağıya doğru bırakılır. Bu hareketi yaparken dikkat edeceğimiz nokta vücudu sallamadan, bel vurmadan hareketleri kontrollü bir şekilde yapabilmektir.Barfiks çekmek boy uzamasına yardımcı olacağı gibi sırt bölgesini genişletir.
Paralel: Birbirine paralel iki barı olan özel bir alette uygulanır.Vücut ağırlığı kullanılarak iki bar arasında nefes alınarak bacaklar yere en yakın pozisyona getirilir ve kolların gücüyle dirsekler düzelinceye kadar yukarıya doğru harekete devam edilir.Bu hareketteki en önemli nokta vücudun dikliğinin muhafaza edilmesidir.Paralel hareketini göğüs için yapıyorsak iki bar arasındaki mesafe yaklaşık 80 cm kadar olmalı ve hareketin uygulanması esnasında gözler ile ayak burunları aynı doğrultuda olmalıdır

Vücut ağırlığıyla yapılan antrenmanlar vücudu fit bir görünüme sokar. Kendi vücut ağırlığımızla yapılan kuvvet antrenmanları eklemlerde kuvvetlenme, kas lifleri gerilme kapasitesinde artma ve çeviklik kazanmada önemli rol oynar.

PROGRAM 1


(Pazartesi –Salı-Perşembe-Cumartesi)

1.Hafta ___________________ 2.Hafta

4x15 Şınav_________________5x20 Şınav
4x20 Mekik_________________5x20 Mekik
3x4 Barfix_________________3x4 Barfix

3. ve 4. Hafta ___________ 5. ve 6. Hafta

5x20 Şınav_________________6x25 Şınav
5x20 Mekik_________________6x25 Mekik
3x4 Barfix_________________2x8 Barfix

7. ve 8. Hafta ____________9.Hafta

6x30 Şınav_________________6x30 Şınav
6x30 Mekik_________________6x30 Mekik
2x10 Barfix________________3x10 Barfix

Haftada 4 gün yapılan bu antrenman programında;

-Setler arası maksimum 1 dakikayı geçmemelidir.

-Seriler arasında dinlenmeden diğer harekete başlanmalıdır; yani şınav setleri arasında maksimum 1 dk. geçmeden setler bitirilmeli mekik hareketine geçerken hiç ara verilmemelidir.

Program 1 safhasında son hafta hedeflerine ulaşmadan Program 2 ye geçmeyin,Program 1 hedeflerine ulaşamadıysanız ulaşana kadar devam edin ve ulaştığınızda ise önünüze zorlu bir program daha çıkacak.

Bu çalışmalar kas dayanıklılığını arttıran çalışmalardır. Bu hareketlerde tekrar sayısı arttıkça ilerleyen günlerde kasların yorulması için geçen sürede artacak, kaslar dayanıklılık kazanacaktır.


PROGRAM 2

1. ve 2.Hafta_________________3. ve 4. Hafta

6x30 Şınav ___________________10x20 Şınav
6x35 Mekik ___________________10x25 Mekik
3x10 Barfix___________________4x10 Barfix
3x20 Paralel__________________10x15 Paralel

5.Hafta ______________________6.Hafta

15x20 Şınav___________________20x20 Şınav
15x25 Mekik___________________20x25 Mekik
4x12 Barfix___________________5x12 Barfix
15x15 Paralel_________________20x15 Paralel

4 aya yakın sürecek bu kuvvet antrenmanı son haftalara doğru zor gibi gözüksede uyku ve beslenmeye dikkat edilir ve programa harfiyen devam edilirse beklenen sonuç alınır.


Piramit Çalışması;

Program 1-2 ‘yi tamamladıktan sonra piramit adı verilen diğer bir çalışma sistemi uygulanabilir. Bu sistemde seri yapıldığı takdirde dayanıklılığın yanı sıra süratte devamlılığa da yardımcı olur. Piramit herhangi bir hareket çeşidiyle yapabilen bir çalışma sistemidir. Bu sistemde amaç hedef olarak seçilen sabit sayıya ulaşmaktır. Aynı / zıt kas grubunu çalıştıran ikili kombinasyon hareketlerinin yapılması dayanıklı kas oluşumuna yardımcı olur.

ŞINAV (I)


PARALEL

..........30
.......25 25
.....20.....20
...15.........15
.10............10

Hedefiniz 30 olsun.
Şınav veya paralel hareketiyle başlamak size bağlıdır.
10 şınavla başlayıp hiç ara vermeden
20 paralel arkasından, 20 şınavla … devam eden bir sete örnek.

BARFIKS (II)


ŞINAV

..........30
.......25 25
.....20.....20
...15.........15
.10............10

Hedefiniz 30 olsun

Barfiks veya şınav hareketiyle başlamak size bağlıdır.
10 barfiksle başlayıp hiç ara vermeden
15 şınavla arkasından 20 barfiksle … devam eden bir sete örnek.

Program 1-2 ve piramitteki tüm set ve hareketleri tam olarak yapabiliyorsanız gerçek sporcular dünyasına hoş geldiniz.

Spor Yapmak İçin En uygun Saat Kaç?

Günümüzde birçok kadın kendisini şişman hisseder ve kilo vermeye çalışır, kilo vermek için de birçok yönteme başvurur, örneğin spor yapmak gibi..Eğer spor yapma planınızda ısrar etmeyi sanki büyük güçlüklerle mücadele etmek gibi hissederseniz, spor takviminiz karışık demektir. Günlük sporunuz, kendi biyolojik saatinizi ihmal ettiğiniz için hiçbir fayda getirmez olur.

Yerli ve yabancı uzmanlar, insan vücudunun kendi ritmi olduğunu, günün belli saatlerinin ritmin tepe noktası, bazı saatlerinin ise dip noktası olduğunu, eğer insanın spor saatleri vücut ritmine uygun olursa, sporun daha kolay ve verimli olabileceğini savunuyor.

Bilim adamlarının yaptığı araştırmaların sonucu, en iyi spor saatinin akşam olduğuna ve akşam saatlerinde insan vücudundaki hormonların metabolizmasının hızlanmasına ve yağın yakılmasına daha çok yardım ettiğine işaret etti.

Ayrıca son araştırmalara göre, belli bir şekilde spor yöntemi günün belli saatinde en çok etkili olur. Eğer moralinizi düzeltmek isterseniz, uygun bir saati seçmelisiniz. Bütün bunlar insan vücudundaki biyolojik saate bağlıdır.

Şimdi temel soruna geldik. Eğer vücudunuzdaki ritmi değerlendirmek istiyorsanız, önce spor yapmanızın amacını bilmelisiniz. Sağlığınızı artırmak için mi, kilo vermek için mi, veya moralinizi düzelterek kendinize dinamizmi kazandırmak için mi, yoksa uyku kalitenizi yükseltmek için mi spor yapıyorsunuz?

Eğer daha fazla kalori tüketmek istiyorsanız en iyi spor saati sabah kahvaltısından öncedir; yani, kalktıktan sonraki ilk iş olarak spor yapmalısınız. Kahvaltıdan önce spor yapıldığında daha çok insan vücudundaki yağ yakılır; karın tok olduktan sonra ise daha çok dekstroz tüketilir. Yağı azaltmanın diğer uygun saati öğleden sonraki geç saatlerde ve akşam üstüdür, çünkü bu saatlerde insan vücudundaki hormonlar en yüksek seviyesindedir; eğer spor yapmanızdaki hedef stresi gidermekse, basit bir çok hareket yapabilirsiniz veya açık havada dolaşabilirsiniz; böylece kas gerginliği giderilir ve sizi rahatsız eden hormonlar atılabilir.
Gündüz yapılan spor, insanın akşam uykusuna yararlı olur. Standford Üniversitesinin bir araştırmasında, stresten dolayı uyku sıkıntısı çeken 43 kişi haftada 4 defa, her defasında 30-40 dakika bol oksijenli spor yaptıktan sonra, uykuya daha kolay geçti, uyku süresi 1 saat uzadı, uyku kalitesi de yükseldi.

Eğer spor yapmayı bir yük olarak görürseniz, o zaman spor planınızı vücudunuzun ritmine uydurmalısınız. Şimdi de saatlere göre spor çeşitleri tanıtacağım.

Sabah 6:00- 9:00 arasında koşmak, yürümek, okçuluk, deniz yolculuğu, sörf, kürek çekme ve futbol gibi en uygun spor çeşitleri yapılmalı. Bu saatlerde insanın vücut ısısı düşüktür, kas ve eklemleri esnek değildir. Bu nedenle sabıra ihtiyaç duyan spor çeşitleri tavsiye edilir. Eğer profesyonel bir sporcuysanız, bu saatler spor becerlerinin pratiğine uygundur.

Öğleden sonra 15:00 ile 18:00 arası. Tenis, voleybol, halter ve yağın yakılmasına yardımcı olan bol oksijenli sporlar tavsiye edilir. Bu dönemdeki 3 saat günün en iyi saatleridir. Bu saatlerde insan vücudunun ısısı yükselir, kasların gücü ve esnekliği en doğruğuna ulaşır. En rahat nefes alma saati 15:00´te, bu nedenle bu saatlerde spor yaparsanız, daha çok oksijen alırsınız, bol miktarda oksijen ise kalbin daha verimli çalışmasına yardımcı olur. Adrenalin artınca vücudunuz gittikçe güçlenir, acılara dayanma gücü da yükselir.
Saat 18:00 ile 20:00 arası. Bu saatlere uygun spor çeşitleri arasında yüzme, jimnastik, hızlı koşuş, Yoga, Bale ve oksijenli spor yapılmalı. Bu dönemde insanın vücut ısısı en yüksek derecesindedir, bu nedenle kasları da en esnek bu sırada olur; adrenalin salgısı da en yüksek düzeydedir; zor gelen spor da bu 2 saatte kolay olur. Böylece siz de spor çeşitlerine alışırsınız.

Günlük Ne Kadar Tuz Almalı?

Konya'da faaliyet gösteren bir özel hastanenin başhekimi Dr. Kutsi Öncü, sağlıklı yaşam konularındaki çalışmaları ve odasına, "sigarayı bıraktırma bölümü" yaptırması ve sigaradan kurtulmak isteyenlere bizzat sunduğu özel hizmetle tanınıyor. Sağlıklı yaşam için bazı püf noktaların olduğunu, artık bu bilgilerin tıp dünyasında kesinliğinin kanıtlandığını ifade eden Dr. Öncü, şunları kaydetti:

"ABD'de lokantalarda masaya tuz konulması yasaklandı. Ekmekten ve salçadan aldığımız tuz, organizma için gerekli olanı karşılıyor. Tuz, yani sodyum klorürün fazlası, kalp, böbrek için ciddi bir yük, damarlarda hasara neden olur. Ancak sürekli terleme gerektiren ağır işlerde çalışan kişilerde aşırı magnezyum ve sodyum kaybı olabilir. Bu kişiler, yemeklerde ekstra tuz kullanabilir.
Bunun dışında normal yaşam standartlarında bir kişinin ekstra tuz almasına gerek yok. Aşırı tuz, böbreklerde çok ciddi sorunları karşımıza çıkarabilir. Bu arada su son derece önemli, günlük 3 litre su içilmesi lazım." Yeterli su içilmemesi durumunda kısa sürede böbrek yetmezliği riskinin ortaya çıkabileceğine vurgu yapan Öncü, "Böbreklerde, 'nefronlar' dediğimiz ip yumağı şeklinde süzgeçler var. Kılcal damarlardan oluşan ve süzme işlemi yapan bu nefronların toplam uzunluğu 2 milyon kilometredir. Bu nefronlar birkaç dakikada 3 litre su süzülebiliyor. Bu nefronların rahat çalışması ve yaşamlarını sürdürebilmeleri tümüyle, günde 2.5-3 litre su içmemize bağlı. Yoksa nefronlarımızın uzunluğu azalır ve sağlığımızı kaybederiz" dedi.

Yiyeceklerin Tazeliğini Satın Alırken Anlamak Çok Kolay

Yediğimiz içtiğimiz gıdalar bizim fiziksel yapımıza tesir ettiği gibi, psikolojik yapımızı da etkiliyor. Bu nedenle sağlıklı yaşamak adına yiyeceklerimize dikkat etmek gerekiyor. Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet uzmanı Cemal Aytaç Ak, sağlıklı bir yaşam için her türlü gıda maddesi alırken son derece dikkatli olmak gerektiğini belirterek, sağlıksız, ya da bayat gıda maddelerini kolayca tanımanın yolları hakkında bilgi verdi.
18 Mart 2010; Herkes marketlerde ve pazarlarda filelerini doldurduğu gıda maddelerini günlük ve sağlıklı olmasına dikkat eder. Ama bazen oldukça sağlıklı görülen gıdalar göründüğü kadar sağlıklı olmaya biliyor. Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Cemal Aytaç Ak, etten balığa, meyveden sebzeye her türlü gıda maddesinin sağlıklı olup olmadığını kolayca anlamanın yolları hakkında bilgi verdi.
Meyve ve sebze alırken mevsim meyvelerinin tercih edilmesi gerektiğini belirten Cemal Aytaç Ak, kenarları düzgün, şekilleri standart ve birbirine benzeyen meyve sebzelerin yerine, bozuk şekilli, büyüklü küçüklü ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini söyledi.
Sebze ve meyvelerin hormonlu olup olmadığını anlamanın en basit yolunun ürünlerden alınan tat olduğunu belirten Cemal Aytaç Ak şu bilgileri verdi: “Besinlerin hormonlu olup olmadığını anlamak aslında oldukça kolaydır. Örneğin domatesin içi fazlaca boşsa, hormonlu olduğundan şüphelenebilirsiniz. Ayrıca hormonlu domatesler dik kesildiğinde ortasında beyaz ve sert bir tabaka görülür. Diğer yandan hormonlu biberler aşırı büyük ve etli bir görünüme sahiptir, çekirdekleri boş, etli kısımda domatesteki gibi beyaz ve sert bir doku hakimdir.
Hormonlu patlıcanın şekli bozuktur,yan yana yapışıktır ve etli kısmı sünger gibi koftur. Aynı şekilde hormonlu patatesler şekilsiz ve yumruları birbirine yapışıktır ve içinde kararmalar vardır. Hormonun en çok kullanıldığı diğer bir meyve ise çilektir. Hormonlu çilekler aşırı büyük, çift yapışık, içleri boş ve şekilleri birbirine benzer.”
Cemal Aytaç Ak ayrıca, hormonlu besinlerin uykusuzluk, yorgunluk, baş ağrısı, egzama, hafıza kaybı, konsantrasyon eksikliği, depresyon, bağışıklık sisteminde zayıflık, otoimnun hastalıklar, yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları ve kansere sebep olabileceğini de sözlerine ekledi. Ambalajlı gıdaların son kullanım tarihlerine dikkat edin.
Ambalajlı gıda mamullerinin sağlıklı olup olmadığını öğrenmenin en iyi yolu içeriğine ve son kullanma tarihine bakmak, açıkta satılıyorsa özelliklerine dikkat etmek. Özellikle ambalajlı etleri alırken etiket bilgilerinin incelenmesi gerektiğini dile getiren Cemal Aytaç Ak “Etin ismi, miktarı, üretici ve paketleyici firmanın adı, seri numarası, üretim, izin tarihi, ürünü koruma koşullarına dikkat edilmeli. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın izni ile üretildiğine dair ibaresi olan ve en önemlisi son kullanma tarihi olan ürünler tercih edilmeli. Ambalajı delinmiş etlerin kesinlikle alınmaması gerekir. Eğer açık et alınıyorsa rengi mutlaka kontrol edilmeli ve et mutlaka koklanmalı.
Bozuk et kokusu oldukça keskin olduğundan ürünün bozuk olup olmadığı anlaşılabilir” diye konuştu. Bayat balığı da anlamanın oldukça kolay olduğunu vurgulayan Cemal aytaç Ak, taze balığın solungaçlarının kırmızı, gözlerinin parlak ve pullarının yapışık olduğunu, bayat balığının etinin ise oldukça yumuşak olduğunu sözlerine ekledi.

Erkeklerde Estetik Hakkında Her Şey


Günümüzde iyice yaygınlaşmaya başlayan erkek estetiği konusundaki sorularımızı Amerikan Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Dr. Çağrı Sade'ye yönelttik...* Amerika’da yaşayan erkekler arasında, estetik yaptırma oranının iyice arttığı söyleniyor. Şu anda Türkiye’de erkekler arasında da böyle bir “estetik trendi” var mı?
Erkekler arasında estetik müdahale ve operasyonların artmasındaki başlıca neden, kanımca teknolojinin de yardımıyla uzun iyileşme süreçlerine gereksinimin azalması ve özellikle ameliyatsız yöntemlerdir.
* Estetik yaptıran kadın ve erkek sayısının birbirine yakın olduğu söylenebilir mi?
Günümüzde estetik cerrahlar artık azımsanmayacak sayıda erkeği ameliyat ya da ameliyatsız yöntemlerle gençleştirmeye çalışıyor. Yine de estetik yaptıran erkeklerin oranının kadınlarla kıyaslandığında çok daha az olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bana başvuran hastaların yaklaşık 4’te 1’i erkekler. Bundan 5 sene önce herhalde hastalarımın ancak %20’siydi. 10 sene önce ise hastalarımızın ancak %10 -15’i erkeklerdi.
* Özellikle hangi yaş kesimi ve hangi iş kolundan ya da sosyal statüden erkekler estetik yaptırıyor?
Sanatçılar, öğrenciler, öğretmenler, doktorlar, avukatlar, iş adamları vb. bütün meslek kollarından hastalarımız oluyor. Günümüzde erkekler de kadınlar gibi daha iyi görünmek, bakımlı olmak istiyorlar. Genç ve bakımlı görünmek, her yaş ve meslek grubundan erkek için önemli. Gerek özel, gerekse iş hayatlarında iyi görünmenin, bakımlı olmanın ve genç kalabilmenin sayısız avantajlarının farkındalar.
* Hangi iş kolundan ya da sosyal statüden erkekler, nerelerine estetik yaptırmak istiyor?
Bize başvuran genç yaştaki erkek hastaların çoğunluğu burun şeklinden şikayetçi. Yine jinekomasti denilen erkekte memelerin kadın tipinde büyümesi ile başvuran sayısı da oldukça fazla. Liposuction ve bazen de ilave yöntemlerle estetik ve bir o kadar da psikolojik olarak rahatsız edici bu durum kolaylıkla ortadan kaldırabilir. Orta yaş ve üstü erkek hastalarımızın bize en sık başvurma nedeni ise göz çevresinde kırışıklıklar, göz kapaklarında sarkma, kaş düşüklüğü.
Yapılacak cerrahi işlemler olabileceği gibi botox ve geçici süreli dolgu maddeleri bu problemleri halletmede yeterli olacaktır. Hastalarımıza özellikle göbek, bel ve gıdık bölgelerinde lokalize yağlanma için liposuction sıklıkla uyguladığımız diğer bir yöntemdir. Saç ekimi istemiyle bize başvuran hastaların sayısı da hiç az değildir. Uygun hastalara kabul görmüş yöntemler uygulanarak iyi sonuçlar alınmaktadır. Cinsel organının boyundan ve bazen de rahatsızlık duyup bizden yardım isteyen erkek hastalarımız da olabiliyor. Yüz gençleştirici lazerler, epilasyon işlemleri de yine erkek hastalarımın bize başvuru nedenleri arasındadır.
* Kadınlar için “bir kez estetik yaptıran, sürekli estetik yaptırıyor…” deniyor, erkeklerde de böyle bir durum var mı?
* Sizin, çok fazla sayıda estetik yaptıran erkek hastalarınız var mı? Örneğin, en fazla kaç kez estetik yaptıran var? Bu konuda, karşılaştığınız enteresan vakalar ve ilginç hikayeler var mı?
Kadınlar için bir kez estetik yaptıran sürekli estetik yaptırıyor biliniyor. Erkeklerde de böyle bir durum var mı? Bence hekim hastasının isteklerini iyi değerlendirmelidir. Eğer hastanın istekleri makul ve mantıklı ise hastaların aynı seansta veya ayrı ayrı rahatsız oldukları bölgelerinden ameliyat olmalarında bir sakınca olmadığını düşünüyorum. Ancak hekim hastasını çok iyi değerlendirmeli ve gerekiyorsa bir psikiyatrdan yardım almalıdır.
Beden dismorfik bozukluğu denilen mevcut bir kusurun abartılı olarak algılanması durumu atlanmamalıdır. Benim sorunuza cevabım vücudunun farklı yerlerinden 4-5 kez ameliyat ettiğim erkek ve kadın hastalarım oldu. Bir kez operasyon geçiren kişi yapılan müdahalenin gerçektende zor olmadığını algıladığında sonraki operasyonlara daha kolay karar verdigini düşünüyorum.