Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

Ten Exercises You Can Do At Home

Here are 10 exercises that you can do at home to keep your body active and nimble. The exercises focus on specific muscle groups that will help to tone your body more than the general house chores exercises such as cleaning, lifting or climbing up and down the stair. They are:
  1. Abs workout. Watch this great video for a 8-minute abs workout you can do at home. More information on abs workout can also be found at "Firm & Flatten Your Abs".

  2. Curl can be done by lying on your back, putting hands behind your head, and raising the upper body.

  3. Leg exercises can be achieved by standing while holding on to the back of a chair or lying down on your side and lifting each leg repeatedly for 15-20 times.

  4. Work-at-home people who sit for hours at the computer desk can perform this simple exercise to keep the circulation flowing in their legs. Simply press down on your toes in an up and down motion. Any activity that can be accomplished while sitting down will prevent muscular pain later.

  5. Stretching exercises. Stand with both hands against a wall and move your right leg back so that your foot is flat against the floor. Hold for a few seconds; then repeat with the left leg.

  6. Arm exercises. This is important to improve muscle tone. Use an exercise band and place both feet on one end and with each hand raise and lower the band; first with your palms up then down.

  7. Put on a CD and dance for about 20-30 minutes. This is a great cardiovascular workout.

  8. Use 5 or 10 lbs. weights to exercise your arms. You can even do this exercise sitting in a chair.

  9. Incorporate sit-ups, jumping rope and push-ups into that daily routine.

  10. Another great stretching exercise to perform is to lie on your back, bring up your right knee to your chest with your right hand and roll the knee to your left side so that it touches the floor. Keep it in place with your left hand.
NOTE: Always stretch before starting any exercise routine to prevent injury.

For more great tips on exercise at home, check out "home Turbulence Training".

Avustralya 'ya Savaş Açan İki Türk.

"Yıl 1912, İngılızler Hindistan"ı isgal eder, Hindistan kralı Osmanlı"dan yardım ister. Yıllardır savaş içinde olan Osmanlı bu yardımı karşılıksız bırakmamakla birlikte 350 kişilik bir askeri birliği gemiyle Hindistan"a gönderir. 350 kişilik birlikten 20 kadarı hastalıktan yolda şehit olur, kalan 330 Osmanlı askeri Hindistan"a çıkarlar ve İngilizlerle savaşmaya başlarlar. Mühimmat açısından kısıtlı olan Osmanlı askerleri birkaç günlük mücadeleden sonra teknolojik donanıma sahip İngiliz askerleri karşısında yenik düşerler ve 40 kadarı esir alınır diğerleri de savaşta şehit olurlar. Savaş bittikten sonra bu 40 Osmanlı esir askerini, İngilizler gemilerde çalıştırmaya başlarlar. Bir İngiliz gemisi Avustralya"ya geldiğinde, esir iki Osmanlı askeri gemiden bir yolunu bulup kaçarlar.

Bir süre sonra, adı Karadeniz diyarından Menteşoğlu Abdullah olan, baba mesleği dondurmacılığa baslar. Karahisar diyarından Tarakçıoğlu Mehmet de baba mesleği kasaplığa başlar. 1918"de Avustralya Çanakkale"ye asker çıkarır ve bizim iki Osmanlı askeri olayı duyarlar ve hemen buluşurlar, durum değerlendirmesi yaparlar. Biz Osmanlı askeriyiz ve Avustralya"da yaşıyoruz. Avustralya devleti Osmanlı"ya savaş açmış ve bizim ülkemizi işgale gitmiş, bundan dolayı biz de Avustralya devletine savaş açalım derler. Alırlar kağıdı kalemi ve yazarlar: Sayın Avustralya Başkanı Eksalans Hazretleri, Biz iki Osmanlı askeri, ülkenizde bulunuyoruz, duyduk ki devletimiz Osmanlı"ya Avustralya devleti olarak savaş açmış ve Çanakkale"ye asker göndermişsiniz. Bundan dolayı iki Osmanlı askeri olarak biz de Avustralya devletine savaş açmış bulunmaktayız.

Bu bir Osmanlı savaş fermanıdır. Ekselansların bilgilerine duyurulur.
Karahisar diyarından Tarakçıoğlu Mehmet
Karadeniz diyarından Menteşoğlu Abdullah

İki Osmanlı askeri, Sydney"in 250 km uzağında Karlıdağlar denilen bölgede önce virajlarda tren raylarını sökerek 3 tren devirirler ve üçüncü tren de askeri mühimmat bularak silahlanırlar. Aynı bölgede 8 karakol basarlar ve karakollardaki askerlerin tamamını vururlar. Ne olduğunu bir türlü çözemeyen Avustralya devletinin sonunda iki Osmanlı askerinin yazmış olduğu mektup akıllarına gelir ve mektubun atıldığı bölgeye 250 kadar asker gönderirler ve iki Osmanlı askeri araştırılmaya başlanır. Birkaç günlük araştırmadan sonra sıcak çatışma olur ve iki Osmanlı askeri bu Karlıdağlar"da şehit edilir. İki askerin şu an mezarı Sydney" e 250 km uzakta Karlıdağlar"da ve mezarlarında fotoğraf çekmek yasak.

Avustralyalılar iki Osmanlı askeriyle savaştık demek zorlarına gittiği için bu askerlerimize (Hindistan asıllı) diyorlar.

Oysa Hindistan"da ne Karahisar diyarı, ne de Karadeniz diyarı diye bir bölge var..."

(İnternet 'ten alıntıdır.)

Divânü Lügati't-Türk ' den

Divani Lugait Türk'ün ön sözü :

"Tanrının devlet güneşini Türk burçlarından doğurmuş olduğunu ve Türklerin ülkesi üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüş olduğunu gördüm. Tanrı onlara Türk adını verdi. Ve yer yüzüne hakim kıldı. Cihan imparatorları Türk ırkından çıktı. Dünya milletlerinin yuları Türklerin eline verildi. Türkler Tanrı tarafından bütün kavimlere üstün kılındı. Haktan ayrılmayan Türkler, Tanrı tarafından hak üzerine kuvvetlendirildi. Türkler ile Birlikte olan kavimler aziz oldu. Böyle kavimler Türkler tarafından her arzularına eriştirildi. Türkler, himayelerine aldıkları milletleri kötülerin şerrinden korudular. Cihan hakimi olan Türklere herkes muhtaçtır, onlara derdini dinletmek ve bu suretle her türlü arzuya nail olabilmek için Türkçe öğrenmek gerekir."


"Türk Sözlüğünün Divanı" anlamına gelen Kitâbü divân-i lûgat it-Türk (Divânü Lügati't-Türk) adlı kitap, Kaşgarlı Mahmut (1008 - 1105) tarafından yazılmıştır.

Ve Türk milliyetçiliğinin başlangıcı sayılıyor.

Kürşad Olayı (639)

Göktürk hanedanın 10. büyük hakanı olan Çuluk Kağan'ın küçük oğlu olan Kürşad 'ın
Çin sarayındaki esir Türk beyleri ve ileri gelenlerini kurtarmak için giriştiği baskındır.

Göktürk devleti bu çağda Çinin egemenliği altındaydı. Yüzbinlerce Türk Çinin esiri durumundaydı. Bu durumun önüne geçmek için 39 Türk soylusu bir araya gelerek Kürşad etrafında plan hazırladılar. Ancak hareket başarılı olursa Kürşad siyasetten çekilecek; hükümdar olmayacaktı. Hareketin tamamen milli nitelikte olduğundan kimsenin şüphe etmemesi gerekiyordu. Bu Kürşadın kendi fikriydi. Kağan olmama fikrini kendisi söylemişti. Bunun üzerine Kürşad' ın ağabeyinin oğlu kağanlık için seçildi.

Çin 50 milyon nüfusu ile dünyanın en kalabalık devletiydi. 18. Tang hanedanı Li Şih-min 40 yaşındaydı. 13 yıldan beri tahtta bulunuyordu.

Kürşad ve arkadaşlarının planı: Çin imparatoru esir edilerek Türk iline kaçırılacak, sonra Çin egemenliğindeki Türk toprakları ve Çin sarayındaki Türk soyluları ile değiştirilecekti.

Çin imparatoru kılık değiştirerek her gece başkent Çanganda dolaştığı Türkler tarafından haber alınmıştı. İmparatorun bir sokak baskınıyla esir edilmesi kolaydı. Ancak baskının kararlaştırıldığı gece fırtına ve sağnak yağmur patlak verdi, imparator saraydan çıkmadı. Kürşad geçikilirse harekatın duyulup esir Türklerin kılıçtan geçirilmesinden korktu. Buna bağlı olarak, 39 arkadaşı ile Çin sarayını bastı. İsyancı 40 Türk kahramanı pek çok Çinli askeri öldürdü. Ancak sayı olarak başa çıkamayacakları için geri çekilmeye başladılar. Sağ kalan Türklerin arkasından giden Çin ordusu, fırtına ve sağnak yağış nedeniyle taşan Vey ırmağı kıyısında karşılaştılar.Burada son kalanlarda Çin askerleriyle savaşarak öldüler.

Çin ve Türk tarafının yıllarca unutmadığı ve konuştuğu bu olay, Çin kaynaklarına Kürşad olayı olarak geçti. Bu olaydan sonra Türk steplerinde bağımsızlık şuuru güçlendi. Sürekli olarak sonu başarısızlıkla sonuçlanan isyanlar ve baskınlar yapıldı. Bu isyandan 42 yıl sonra Türkler Kutluk Devletini (2.Göktürk İmparatorluğu) kurarak bağımsızlıklarını tekrar kazandılar.

Kürşad ihtilali neticesinde başarısız olsada, genel olarak Türk tarihinde bilinen ilk bağımsızlık hareketidir. Kürşad ve 39 arkadaşının, ölümüne pahasına özgürlük için savaşması Türk Milliyetçiliği duygusunun sembollerinden olmuştur.

Vikipedi 'den Alıntıdır.

Cardio is a Waste of Time for Fat Loss

Cardio is a Waste of Time for Fat Loss
By: Craig Ballantyne.


While the mainstream fitness media still insists that aerobic exercise is a great way to lose weight, Turbulence Training users know that interval training is the better way to burn body fat.

Still not convinced?

A recent study published by the North American Association for the Study of Obesity, subjects aged 40 to 75 were instructed to do 60 minutes of aerobic exercise per day for 6 days per week for an entire year.

Given the amount of exercise, you'd expect weight losses of 20, 30 pounds, or more, right?

Well, the surprise findings showed the average fat loss for female subjects was only 4 pounds for the entire year, while men lost 6.6 pounds of fat over the year. That's over 300 hours of aerobic exercise just to lose a measly 6 pounds of blubber. Not time well spent, in my opinion.

So what's the better way? Stick with Turbulence Training, using interval training and strength training to get better bodysculpting results. With intervals, you'll achieve more fat burning results in less workout time.

The next time you are out exercising, perform a session of interval training. If you are walking or running outside, find an incline that can challenge you for 60 seconds, then walk down for 60-120 seconds, and repeat up to 6 times.

If you walk or run on a treadmill, adjust the incline or speed to safely increase the challenge for 60 seconds, then return to the normal pace for 60-120 seconds, and repeat up to 6 times.

You can also use a rowing machine, bicycle or stationary bike, or even an elliptical machine to do intervals.

But whatever you do, stay away from boring, ineffective cardio exercise workouts and stick with Turbulence Training for your fat burning program.

About the Author:
Craig Ballantyne is a Certified Strength & Conditioning Specialist and writes for Men's Health, Men's Fitness, Maximum Fitness, Muscle and Fitness Hers, and Oxygen magazines. His trademarked Turbulence Training fat loss workouts have been featured multiple times in Men’s Fitness and Maximum Fitness magazines, and have helped thousands of men and women around the world lose fat, gain muscle, and get lean in less than 45 minutes three times per week. For more information on the Turbulence Training workouts that will help you burn fat without long, slow cardio sessions or fancy equipment, visit Turbulence Training for Fat Loss.

ANEMİ HASTALIĞI

Anemi

(Kansızlık)


ANEMİYİ ÖNLEMEK İÇİN BESLENME İLE İLGİLİ ÖNLEMLER

Kısa Bir Hatırlatma

ANEMİ NEDİR?: Kansızlık olarak bildiğimiz rahatsızlık aslında vücuttaki kan miktarının az olması değil, kanımızdaki alyuvar adı verilen hücrelerin sayı ve kalite bakımından yetersiz oluşudur. Bu durum tıpta "anemi" olarak adlandırılır.

ANEMİNİN NEDENLERİ NELERDİR?: Aneminin çok çeşitli nedenleri vardır. Bu nedenler içinde en yaygın olanlarından biri de vücuda alınan demir miktarının yetersiz olmasıdır.

ANEMİDE NE GİBİ YAKINMALAR VARDIR?: Anemi ya da günlük konuşma dilindeki deyimle kansızlık bulunan bir hastanın, zayıflama, halsizlik, keyifsizlik, renk solukluğu, çarpıntı ve iştahsızlık gibi yakınmaları bulunabilmektedir.

Beslenme Önerileri

kansizbes1.jpg (6930 bytes)

İnek sütü, anemiyi önlemek için yeterli.düzeyde demir içermez. Bu nedenle, bebeğin 6 aylık olana kadar anne sütü ile beslenmesi, hastalık risklerinin azaltılması ve sağlıklı bir bebeklik dönemi geçirmesi için şarttır.

kansizbes2.jpg (7621 bytes)

Yeterli sütü olmayan annelerin, anemiyi önlemek için demir bakımından zengin gıdalarla takviye yapmaları gerekir.

kansizbes3.jpg (9690 bytes)

Demir bakımından zengin gıdalar şunlardır: Karaciğer, dana eti, balık, tavuk, sebzeler; ıspanak ve fasulye.

kansizbes4.jpg (7932 bytes)

C vitamini bakımından zengin portakal ve limon gibi turunçgiller de demir emilimine yardımcı olurlar ve böylece vücuda alınan demir miktarını artırıriar.

kansizbes5.jpg (8158 bytes)

Tuğla ya da toprak yiyen bir çocukta anemi kolayca gelişebilir. Bu nedenle böyle durumlarda gerekli önlemleri almak şarttır.

kansizbes6.jpg (7737 bytes)

Demir bakımından fiakir bir beslenme sonucunda meydana gelen anemi, sindirim sistemi hastalıkları, mikroplu hastalıklar ve zayıflama vb. gibi durumlara yol açabilir.

kansizbes7.jpg (7761 bytes)

Anemiye karşı mücadelede, demir bakımından zengin tedaviler uygulamak gerekir. Ayrıca periyodik olarak bir doktora görünmek de çok önemlidir, çünkü hastanın durumunu ve hastaya göre uygun tedaviyi ancak bir doktor belirleyebilir.

Anemi ciddi bir problemdir, fakat tedavisi kolaydır. Doğru ve iyi bir işbirliğiyle, bu hastalığın üstesinden gelinebilir.

ANALOG HABERLEŞME

Sinan Saygun

497071

ANALOG HABERLEŞME

ÖDEV 2

1-) Bir işaretin iletim oranı, o işaretin alıcı tarafından alındığı andaki enerjisinin, başlangıç enerjisine oranı ile bulunur. Sorudaki işaret bir güç işaretidir ve güç işaretlerinde enerji Fourier katsayılarının karelerinin toplamı ile verilir.

Pg = S |Cn|^2 (0 <>

Enerjisi böyle ifade edilebilen bir enerjinin %95'inin karşı tarafa ulaşması alçak geçirgen bir filtre gibi davranan bir iletim ortamı ile sağlanabilir. Bu ortam işareti fo gibi belli bir frekans değerine kadar geçirip geri kalan kısmını yutar, böylece işaretin enerjisi azalmış olur. Filtreden geçen işaretin enerjisi de:

Pç = S |Cn|^2 (0 <>

olarak yazılabilir. Burada filtreyi ayarlarken dikkat edilecek nokta fo parametresi (dolayısıyla k parametresi) öyle ayarlanmalıdır ki, Pç/Pg > 95/100 olarak kalsın. Böyle bir alçak geçiren filtrenin frekans spektrumu sinc fonksiyonu ile ifade edilebilir.

2-) Haberleşme sistemleri, herhangi bir biçimdeki bilginin, zaman ve uzay içinde kaynak adı verilen bir noktadan kullanıcı adı verilen diğer bir noktaya aktarılmasında rol oynayan aygıt ve etkenlerin tümüne verilen addır.

Tipik bir haberleşme sisteminde mesaj aktarımı sırasında geçirilen aşamalar şöyle sıralanabilir : Haber kaynağı - Giriş Dönüştürücü - Kodlama ve Modülasyon - Vericinin Kuvvetlendiricisi - İletim Ortamı - Alıcının Kuvvetlendiricisi - Demodülasyon, Kod Çözücü - Çıkış Dönüştürücüsü - Haber Değerlendiricisi.

Bütün bu aşamaları basit bir örnekte anlatalım. Haberleşme sistemimiz iki insan

arasında geçen konuşma olsun. Öncelikle konuşacak kişinin ileteceği bilgi o kişinin beyninin ilgili bölümünde hazırlanır (haber kaynağı) ve buradan elektriksel bir işarete dönüştürülerek nöronlar aracılığında gerekli kaslara yollanır. İlgili kaslar elektriksel işaretlere yanıt vererek göğüs kafesinin yarattığı basıncı (sesin genliğini etkiler), gırtlaktaki ses tellerinin gerilimini ve gırtlak ve yutaktaki ses boşluklarını (frekans ayarı) ayarlarlar. Kodlama, modülasyon ve kuvvetlendirme işlemleri basınç etkisiyle akciğerden çıkan havanın gırtlak ve yutaktan geçerken biçimlendirilmesine karşılık düşer. Bu aşamadan sonra ses iletim ortamına ulaşır ve ses dalgaları halinde sistemin alıcısına yani dinleyicinin kulak kepçesine ulaşır. Kulak kepçesi gelen ses dalgalarını uygun şekilde kulak zarına odaklayarak adeta bir kuvvetlendirici işlemi görür. Kulak zarı, örs, çekiç ve üzengi kemiklerinden oluşan düzenek titreşerek salyangoz ismi verilen kısımdaki sıvıda dalgalanmalar oluşturur (Bu sistemimizin demodülasyon ve kod çözme işlemine karşılık gelir.). Bu dalgalanmalar korti organı (çıkış dönüştürücüsü) denen bir organı uyarır ve burdan çıkan elektriksel işaretler sinir hücreleri tarafından beyne, yani haber değerlendiricisine, ulaşırlar.

3-) Modülasyon : İletilecek işaretin, taşıyıcı bir dalga -ki bu dalga genelde yüksek frekanslı sinüzoidal bir dalga ya da dikdörtgen darbe katarı biçimindedir- yardımı ile iletim işlemine modülasyon adı verilir.

Haberleşme sistemi üzerindeki yeri : Modülasyon bilginin iletiminde önemli bir yer tutar. Modülasyon yapılmasının başlıca sebepleri şöyle sıralanabilir:

I- Birden fazla işareti aynı anda, birbirlerine karıştırmadan aktarmak için II- Aktarılacak işareti iletişim ortamının özeliklerine göre ayarlamak için (örnek: yüksek geçiren filtre gibi davranan bir ortamda alçak frekanslı bir işaret modüle edilerek daha yüksek frekanslara çıkarılıp en az kayıpla aktarılabilir.)

III- Dalga boyuyla anten uzunluğuyla uyumlu hale getirme

Modülasyon tipleri :

I- Eğer işaretin genliği f(t) mesaj işaretinin lineer bir fonksiyonu olarak değiştirilirse bu olaya genlik modülasyonu (GM)denir.

II- Taşıyıcı dalganın ani frekansı, mesaj işaretinin lineer bir fonksiyonu olarak değişebilir. buna da frekans modülasyonu (FM) denir.

III- Taşıyıcının fazı, mesaj işaretinin lineer bir fonksiyonu olarak değiştirilirse bu da faz modülasyonudur (PM).

Amerikan Eyaletleri

Amerikan Eyaletleri

anadolu

Anadolu'nun Olusumu

Anadolunun olusumunu zaman içinde izlemek için jeolojik devirlerin ad ve sürelerini hatirlamakta fayda var.
4.Zaman -Kuaterner -Antropozoik -Insan Çagi
Holosen 0.01 myö-bugün
Pleistosen 2 myö -0.01myö (myö=milyon yil önce)

3.Zaman-Tersiyer -Neozoik -Yeni Canlilar Çagi
Pliyosen 5 myö -2 myö
Miyosen 24 myö -5 myö
Oligosen 34 myö -24 myö
Eosen 55 myö -34 myö
Paleosen 65 myö -55 myö

2.Zaman-Seconder-Mezozoik -Orta Canlilar çagi
Kretase 142 myö -65 myö
Jura 205 myö -142 myö
Triyas 251 myö -205 myö

1.Zaman-Primer -Paleozoik -Eski Canlilar Çagi
Perm 292 myö -251 myö
Karbonifer 354 myö -292 myö
Devoniyen 417 myö -354 myö
Silüriyen 440 myö -417 myö
Ordovisien 495 myö -440 myö
Kambriyen 545 myö -495 myö

Anadolunun olusumu kuzeyden güneye dogru gelisti.Bu olusumun evrelerini söyle siralayabiliriz.
A- 250 - 142 myö (2.zaman Triyas ve Jurada)
Anadolunun en yasli daglari olan Pontitler (Karadeniz Daglari) 300 myö sekillenmeye basladi veuzun süre denizel masifler olarak kaldi.2.Zamanda Anadolunun üzerinde yer aldigi Kimmeriyen karasi ,Gondwana'dan ayrildi.Biga yarimadasindan Bursa-Bilecik-Ankara-Erzincan arasinda olusan çöküntü Karakaya olusumunu meydana getirdi.200 myö Dogu Akdeniz olusmaya, Jura baslarinda Toritler (Toroslar) çevresi yükselmeye basladi.

B- 142 - 65 myö (2.Zaman Kretase)
Kuzey ve güneydeki dag siralarinin sikisip kivrilmasiyla Anadolunun iç kisimlari da sekillenmeye basladi.Bu dönemde sekillenen kireç taslarinda petrol yataklari bulunur.

C- 65 - 23 myö (3.Zaman Paleosen,Eosen,Oligosen)
Sularla kapli Dogu Anadolu yükselerek ortaya çikti.Tetis'in dogu bölümü "Sarmatik Iç Denizini" olusturdu. Karadeniz, Hazar Denizi ve Aral Gölü bu iç denizin kalintilaridir.Kuzey ve güney yönlü sikistirmalar Pontit ve Toritler arasinda Anatolit olarak ifade edilen daglarin yükselmesine neden oldu. 30 myö Oligosende daglar su yüzüne çikti,Toroslar sekillendi.Anadolunun yükselmesiyle denizler çekildi,sular çevre denizlere akti.Dönem biterken Trakya da su üstüne çikti,deniz oradan da çekildi.Ankara-Erzurum arasindaki 'kiziltaban çökelleri' 33-23 myö bu iler arasindaki tatli su baglantisinin kalintilari olarak gösterilir.

D- 23 - 2 myö (3.Zaman Miyosen,Pliyosen )
Adana-Maras yöresindeki deniz10 myö çekilmeye basladi.Ege siradaglari bu dönemde sekillendi.Alt Miyosen (20 myö) de Arabistan plakasi Avrasya plakasi ile birlesti.Sikisan Dogu Anadolu yükselip plato seklini aldi.Ayni çarpisma KAF 'i olusturdu.Ege bölgesinin kirik daglari ve grabenleri bu sikistirma sonucu ortaya çikti.Toroslar tamamen su yüzündedir artik. Yerkabugundaki kiriklar volkanik etkinlikleri tetikledi.Miyosen sonuna dogru (7.5 myö) yagislar azaldi,iklim kuraklasti.Marmara denizi, Bogazlar,Yesilirmak,Çoruh, ortaya çikti.Linyit yataklari bu dönemin kalintisidir.Anadolu fauna ve florasi ana hatlariyla ortaya çikti.

E - 2 myö (4.Zaman Pleistosen ve Holosen)
Pleistosen ortasinda Kibris Anadoludan ayrildi.Ege Denizinin yerindeki kara çöktü,deniz seviyesinin birkaç yüz metre altinda kaldi.Çöken karanin yüksekleri Ege adalarini meydana getirdi. Ege kiyilarimiz yaklasik 3000 yil önce bugünkü halini aldi.Çanakkale ve Istanbul bogazlari son sekline kavustu.Orta Anadolu gölleri ve Antalya travertenleri bu dönemin olusumlaridir.Dogu Anadoluda volkanik etkinlikler sona erdi.
Pleistosen basinda sogumaya baslayan dünya dört buzul dönemi ( GÜNZ ,MINDEL, RISS, WÜRM) yasadi.Holosende dünyada iklim ilimanlasti .Simdi bu dönemi yasamaya devam ediyoruz.

AMASYA VE ERZURUM KONGRESİ

AMASYA GENELGESİ (21-22 HAZİRAN 1919)

Mustafa Kemal, havza genelgesini yayınladıktan sonra İstanbul’a çağırılmış fakat buna uymamıştır. Bu durum, İstanbul hükümeti ve bir kısım basın tarafından Mustafa Kemal’in aleyhinde propaganda başlatmasına neden oldu. Genellikle; “Asi komutan, başına buyruk hareket ediyor. İttihat ve terakkici Mustafa Kemal, memleketi yeni maceralara sürüklüyor...” gibi propagandalara ağırlık vermişti. Açıkça, Mustafa Kemal ile Padişah Vahdettin ve Sadrazam Damat Ferit Paşa arasındaki, Türk milletini kurtuluşu konusunda görüş ayrılığı bir uçurum halini alıyordu.

Genelgenin yayınlanma amacı:

Türk kurtuluş hareketini kişisel bir hareket olmaktan çıkarıp, milletin birlik ve dayanışmasını sağlayan milli bir hareket haline getirmektir.

Amasya genelgesi, Mustafa Kemal’in dışında bazı komutanlar tarafında da imzalanarak yayınlandığı için; Havza genelgesinden farklıdır. Genelge çok imzalıdır. Mustafa Kemal’in dışında Rauf bey, Ali Fuat Paşa, Refet Bey de genelgeyi imzalamıştır. 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir, Erzurum kongresi hazırlıklarıyla ilgilendiği için, Amasya’ya gelememiş ve genelgeyi imzalayamamıştır.

Amasya Genelgesi, Mustafa Kemal’in Samsun ve Havza’dan askeri komutanlara, sivil yöneticilere gönderdiği bildiri ve genelgelerle halka açıkladığı görüşlerin bir program ve karar halinde açıklanmasıdır.

Mustafa Kemal ve sayılan komutanlar kendi aralarında; askeri ve milli teşkilatın hiçbir suretle terk ve başkasına bırakılmaması silah ve cephanelerin teslim edilmemesi, işgallerde ortak hareket edilmesi kararlarını da alırlar.

Mustafa Kemal’in , yaveri Cevad Abbas Bey’e yazdırdığı genelgenin esasları şunlardır:

1. Yurdun bütünlüğü ve bağımsızlığı tehlikededir.

2. İstanbul’daki hükümet, üzerine aldığı sorumluluğun gereklerini yerine getirmemektedir. Bu durum milletimizi yok olmuş gibi gösteriyor.

3. Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.

4. Milletin durumunu ve davranışlarını göz önünde tutmak ve haklarını dile getirip bütün dünyaya duyurmak için, her türlü etkiden ve denetimden kurulmuş bir kurulun varlığı gereklidir.

5. Anadolu’nun her yönünden en güvenli yeri olan Sivas’ta, milli bir kongrenin tez elden toplanması kararlaştırılmıştır. Milli bir kongre olan Sivas kongresine çağrı Amasya genelgesinde yapılmıştır. Milli irade milli egemenlik burada söz konusu edilmiştir.

6. Bunun için bütün illerin her sancağından, halkın güvenliğini kazanmış üç delegenin mümkün olan süratle hemen yola çıkarılması gerekmektedir.

7. Her hangi bir kötü durumla karşılaşılabileceği düşünülerek, bu iş bir sır gibi tutulmalı ve delegeler gereken yerlere kimliklerini gizleyerek gelmelidir.

8. Doğu illeri adına, 10 Temmuz’da Erzurum’da bir kongre toplanacaktır. O güne kadar, diğer delegeler de Sivas’a ulaşabilirse, Erzurum Kongresinin delegeleri de Sivas’ta yapılacak genel kongreye katılmak üzere yola çıkacaklardır.

Önemi:Bu genelgeyle; Kurtuluş Savaşı’mızın gerekçesi, yönetim ve metodu belirlenmiştir. “Türk Milletinin geleceğini, Türk Milletinin azim ve kararı belirleyecektir.”

AMASYA GENELGESİNİN ÖZELLİKLERİ:

¨ Amasya genelgesi, iç ve dış düşmanlara karşı bir isyan, bir ihtilal parolası niteliğindedir.

¨ Milli irade kavramı yerleştirilmeye çalışılmıştır.

¨ Milli egemenlik ve milli devlet kavramlarından ilk defa söz edilmiştir.

¨ Türk Kurtuluş Savaşı’nın gerekçesi, planı, programı ve metodu açıklanmıştır.

¨ İstanbul Hükümeti’nin, Türk Milletine karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirmediği ve bunun için de İstanbul Hükümeti ve İtilaf Devletlerine karşı, Türk milleti ayaklanmaya davet edilmiştir.

¨ Amasya Genelgesi, Türk İnkılap tarihinde, yeni bir Türk Devletinin korumasında katkısı olan çok önemli bir hukuki ve siyasi belge değeri taşır.

AMASYA GENELGESİNİN ETKİLERİ VE SONUÇLARI:

[ Genelge ile yurtta büyük bir sevinç başlamış ve Havza Genelgesi ile istenilen gösteri ve mitinglerin yapılması hız kazanmıştır.

[ Anadolu’nun her tarafında milli nitelikli Sivas Kongresi için delege seçimi başlamış ve seçilen delegeler, büyük gizlilik içinde Sivas’a hareket etmiştir. Bu durum; genelgeye Türk milletinin olumlu baktığının bir işaretidir.

[ İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal’i tutuklaması için 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa’ya özel ve gizli bir görev verecektir.

[ Mustafa Kemal görevden alındığını 26 Haziran 1919’da Sivas’a geldiğinde öğrenir. Bu karara karşı ilk tepkisi; “Ben padişah ve halife efendimizin buyruğu ile göreve atandım. Beni İçişleri Bakanı değil, ancak padişah efendimiz görevden alabilir.” olacaktır.

UYARI: Mustafa Kemal, kendi düşündüğü şekilde de görevden alınacağını biliyordu. Onun bu tepkisi, zaman kazanma arzusundan kaynaklanmaktadır.

ERZURUM KONGRESİ (23 TEMMUZ – 7 AĞUSTOS 1919)

Erzurum Kongresi bölgesel bir kongredir.

Kongreyi “doğu illeri Mudafaa-i Hukuk-u milliye” Cemiyeti’nin Erzurum şubesi toplayacaktır. Kongreye delege olabilmek için, Doğu Anadolu doğumlu, ya da Doğu Anadolu da görev yapıyor olmak gerekiyordu. Mustafa Kemal’in, bu şartlara uymadığı için, kongreye delege olarak katılması imkansızdı. Erzurumlu yöneticiler, Mustafa Kemal’in, katılmasını sağlamak için, iki delege delegelikten istifa eder.

ERZURUM VE SİVAS KONGRESİ’ NİN BENZERLİKLERİ

Erzurum Kongresi’nden 64, Sivas Kongresi’nde de 24 delege yer almıştır. Bu durum, her iki kongreye de az sayıda delege katıldığını ve ya bir başka deyişle, beklenen sayıda delege katılmadığını göstermektedir.

Kongreler öncesinde İtilaf Devletleri, Erzurum ve Sivas’ı işgal ederek, bu kongreleri engelleyeceklerini yaymışlardır. Ancak böyle bir harekette bulunmadılar.

Her iki kongre de Mustafa Kemal, kongre başkanlığına aday olmuş ve bu konu delegeler tarafından çok tartışılmıştır. Her iki kongrenin de başkanı Mustafa kemal olacaktır.

Her iki kongrede de çok tartışılan konulardan bir diğeri “Manda”konusudur. Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde tartışılan mandacılık, delegeler tarafından reddedilecektir.

Uyarı: “Manda ve himaye kabul edilemez” kararı, her iki kongre de alınmış olmakla beraber; bu konu Kuva-i Milliyeci’ler arasında, Sivas Kongresi’inden sonra bir daha gündeme gelmeyecektir. Bu bakımdan Mandacılık konusu, Sivas Kongresi’nde kesin olarak reddedilmiştir. Reddedilme nedeni, ulusal egemenliğe aykırı görülmesidir.

Her iki kongrede de; “Mebusan Meclisi’nin derhal toplanması sağlanacaktır.”kararı alınır.

Erzurum Kongresinde 9 kişiden oluşan Heyet-i Temsiliye kurulmuştur. Bu kurul Sivas Kongresinde genişleterek devam ettirilmiştir.

ERZURUM KONGRESİNDE ALINAN DİĞER KARARLAR

1. Yabancı işgali ve müdahalesiyle Osmanlı Hükümeti dağılacak olursa, millet hep birlikte savunma

yapacak ve direnecektir.

UYARI : Türk Kurtuluş Savaşı’nın başlatılması gereği, Amasya Genelgesi’nden sonra bir kere daha, kongre tarafından ortaya konulmaktadır.

2. Vatanın istiklalini korumaya merkezi hükümet muktedir olmadığı takdirde, maksadı temin için bir geçici hükümet kurulacaktır. Bu hükümet heyeti, milli kongre tarafından seçilecektir. Kongre toplantı halinde değilse, seçimi Heyet-i Temsiliye yapacaktır.

UYARI : Yeni bir hükümet kurulması düşüncesi ilk defa ortaya çıkmaktadır. Bu durum yeni ve milli bir devletin kurulması demektir

3. Kuva-i Milliye’yi amil (etken) ve İrade-i Milliye’yi (milli irade) hakim kılmak esastır.

UYARI : Kongre kararlarının temel fikridir. Amasya Genelgesi’nde yer alan; “Türk Milleti’nin geleceğini , Türk Milleti’nin azim ve kararı kurtaracaktır.” Görüşü, karar haline dönüşmüştür. Bu kararla;

1. Milli irade kavramı yerleştirilmeye çalışılmaktadır.

2. Saltanatın kaldırılacağı, milli (ulusal) devletin kurulacağı anlaşılmaktadır.

3. Halk yönetimi olan “Cumhuriyet”in kurulacağı anlaşılmaktadır.

4. Hıristiyan halka, siyasal hakimiyet ve toplum dengemizi bozacak imtiyazlar (ayrıcalıklar) verilemez.

UYARI : Tanzimat ve Islahat Fermanları’na bir tepkidir. Bu fermanlarla Hıristiyan halkın cizye ve Haraç gibi vergi yükümlülükleri kaldırılmıştı. Müslüman Türk toplumu vergi verir, askere giderdi. Böylece Hıristiyan halk önemli ayrıcalıklar kazanmıştı. İlk kez bu ayrıcalıklara tepki Erzurum Kongresi’nde gelir.

Misak-ı Milli’de yer alan “azınlıklara komşu ülkelerdeki Müslüman Türklere tanınan haklardan daha fazlası tanınamaz” kararından farklıdır.

KONGRENİN ÖNEMİ VE SONUÇLARI

Erzurum kongresi, Doğu Anadolu’nun kaderini görüşmek üzere toplandığı halde, memleketin bütününü ilgilendiren sorunlar hakkında kararlar alınarak; Milli Mücadele’nin esas programını hazırlamıştır.

UYARI : Milli Mücadele’nin temel amacı, kayıtsız şartız bağımsızlık, kayıtsız şartsız milli hakimiyet idi. Erzurum Kongresi bir meclis gibi çalışmıştır.

Kongrede vatan sınırları belirtilerek, vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı ilan edilmekle, emperyalistlere de Türklüğün ata yurdunun işgal edilmeyeceği anlatılmıştır. Temsil Heyeti’nin, gerektiğinde bir hükümet olarak görev yapacağı açıklanmakla, Milli devlet’in yürütme organı olma çabası ortaya çıkmaktadır.

Mustafa Kemal’e göre ; Erzurum Kongresi İstanbul Hükümeti ve işgal kuvvetleri tarafından iyi karşılanmamıştır. Kongrenin toplandığı sırada Damat Ferit Paşa; “Anadolu’da ayaklanma çıktı. Anayasaya aykırı olarak Meclis-i Mebusan adı altında toplantılar yapılıyor. Bu hareketin derhal engellenmesi gerekir.” Demişti. Bu konuşmanın yabancı basın mensuplarına yapılan basın toplantısında söylediği düşünülürse; ne anlama geldiği daha iyi anlaşılır. Mustafa Kemal ve Rauf Bey’in hemen yakalanarak İstanbul’a gönderilmesi İstanbul Hükümeti’nce istenir.

Not: Erzurum ve Sivas Kongrelerinde yer alan ortak kararlar, ayrıca yazılmamıştır.

UYARI : Halkın sevinç gösterilerinde bulunması, Milli mücadele Hareketi’nin gücünü Halktan aldığı ve halka mal olduğunu gösterir.

SİVAS KONGRESİ (4-7 EYLÜL 1919)

Kongrenin ilk gümlerinde Başkan Mustafa Kemal, kendilerinin İttihat ve Terakki’ci olmadıklarını açıklar. Böylece hem içerde hem dışarda Kuva-i Milliyeciler hakkın da yapılan aleyhte propagandaların olumsuz etkileri ortan kaldırılmış olur.

ALINAN KARARLAR

1. Kongre; Anadolu ve Rumeli’de kurulmuş olan bütün Müdafaa-i Hukuku Milliye Cemiyetlerini, “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı ile tek cemiyet haline getirildi. Milli güçler birleştirilmiş, Kurtuluş Savaşı’nın tek elden yönetilmesi sağlanmıştır.

2. Manda ve himaye kesin olarak reddedilmiştir.

UYARI: Manda yönetimi “ulusal bağımsızlığa” ters düştüğü için reddedilmiştir.

3. Temsilciler Kurulu, doğu Anadolu’nun bütününü temsil eder” kararı, Sivas Kongresi’nde, “Temsilciler Kurulu, yurdun bütününü temsil eder.” Şekliyle yeniden düzenlendi.

UYARI: Temsilciler Kurulu, T.B.M.M. açılıncaya kadar, Anadolu Hareketi’ni yürütme görevini üstlenen bir kurul olmuştur. Görevi, T.B.M.M.’nin açılmasıyla son bulmuştur.

4. Misak-ı Milli’nin esasları belirlendi.

5. Batı Anadolu Kuva-i Milliye Komutanlığı’na Ali Fuat Paşa getirildi.

UYARI: Ali Fuat Paşa’nın Kuva-i Milliye Komutanlığına atanması, Sivas Kongresi’nin bir hükümet gibi (Yürütme organı ) çalıştığını göstermektedir.

6. İrade-i Milliye gazetesinin çıkarılması kararlaştırıldı.

UYARI: Basın ve yayının önemi anlaşılmış; Bu gazete İstanbul basınının, aleyhte yaptığı yayınları etkisiz kılmak için çıkarılmıştır.

7. “Padişah tarafından dağıtılan Mebusan Meclisi’nin, derhal toplanması sağlanacaktır.” kararıyla:

UYARI: İstanbul Hükümeti’nin alacağı kararlarda halkı temsil edenleri etkili kılmak amacıyla bu karar, Erzurum Kongresi’nden sonra, Sivas Kongresi’nde de tekrarlanmıştır.

SİVAS KONGRESİ’NİN ÖNEMİ VE SONUÇLARI

H Padişahın izniyle değil, milletin arzusuyla toplanan bir kongredir.

H Sivas Kongresi’nde Erzurum Kongresi gibi, ihtilalci bir karakter taşımaktadır. Tutuklanma emri bulunan Mustafa Kemal’in, kongre başkanlığına getirilmesi bunun açık göstergesidir.

H Kongre Ali Fuat Paşa’yı, Batı Cepheleri Kuva-i Milliye Komutanlığına getirilmekle, yürütme yetkisini kullanmıştır.

H Mondros Mütarekesi’nin uygulanışına karşı çıkılmış ve yabancı işgallere karşı da direnileceği açıklanmıştır.

H Manda’nın reddedilmesi, “kayıtsız şartsız bağımsızlık” ilkesi açıkça benimsenmiştir.

H Mustafa Kemal her türlü engele rağmen, Kuva-i Milliye’nin önderi durumuna gelmiştir.

H Mustafa Kemal, Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’nin ve Temsilciler Kurulu’nun başkanı olarak; 11 Eylül 1919 tarihinden itibaren yönetimi, hukuken ve fiilen elinde bulundurduğundan, Milli Hükümet’in başkanı olarak kabul etmak gerekir.

SONUÇLARI:

1. Mustafa Kemal, Kuva-i Milliye’nin lideri olmuştur.

2. Padişah baskı ve şiddetle Mustafa Kemal’in yükselişini durdurmayacağını anlamış, varlığını devam ettirebilmek için O’na yaklaşmak gereğini duymuştur.

3. İstanbul’da hükümet değişikliğine neden olmuştur.

4. Mustafa kemal ile Padişah’ın arasının açılmasında en büyük etken, Sadrazam Damat Ferit Paşa Hükümeti idi. Padişah Mustafa Kemal’e yaklaşabilmek için, Damat Ferid’i görevden alarak, yerine vatansever Ali Rıza Paşa’ya hükümet kurdurmuştur.

UYARI: Benzer hükümet değişikliği, baş komutanlık Meydan Muharebesi’nden sonra da görülür. Anadolu Hareketi’nin başarısı ve düşmanı yurttan kovması üzerine, Padişah’ın Damat Ferid’i görevden alıp yerine vatansever Teyfik Paşa Hükümetini kurdurması, benzer durumdur. Her ikisinde de Padişah’ın beklentisi; Saltanatının devam ettirilmesini sağlamaktır.