Kan tutmak : Kan görmeye karşı hassas olmak demektir .
kan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
KENDİ KANINLA GENÇLEŞME YÖNTEMİ PRP YÖNTEMİ NEDİR
Yeni trend; kendi kanınla gençleşmek!
Kişinin kendi kanıyla gençleşmesine dayanan PRP yöntemi artık Türkiye'de de ilgi görüyor.
Kişinin kendi kanıyla gençleşmesine dayanan PRP yöntemi artık Türkiye'de de ilgi görüyor.
Dünyada vampir trendi olarak adlandırılan"PRP" yöntemi Hollywood yıldızları tarafından sıkça uygulanıyor.
Genç kalmak, daha parlak bir cilde kavuşmak isteyen Türkiye'de de birçok kişi bu işlem içinestetik cerrahi merkezlerinin kapısını çalıyor.
Son günlerde Vampir Trendi olarak gündeme gelen 'PRP' yönteminde hastanın kendi kanı ayrıştırılarak elde edilen trombositler sorunlu bölgelere enjekte ediliyor ve istenilmeyen kötügörüntü geride kalıyor.
'Platelet Rich Plazma', bilinen adıyla 'PRP' tedavisi'yle kırışıklıklarda, sivilce izlerinde, güneş lekelerinde ve saç dökülmesini durdurmada yüz güldüren sonuçlar alınıyor.
Genç kalmak, daha parlak bir cilde kavuşmak isteyen Türkiye'de de birçok kişi bu işlem içinestetik cerrahi merkezlerinin kapısını çalıyor.
Son günlerde Vampir Trendi olarak gündeme gelen 'PRP' yönteminde hastanın kendi kanı ayrıştırılarak elde edilen trombositler sorunlu bölgelere enjekte ediliyor ve istenilmeyen kötügörüntü geride kalıyor.
'Platelet Rich Plazma', bilinen adıyla 'PRP' tedavisi'yle kırışıklıklarda, sivilce izlerinde, güneş lekelerinde ve saç dökülmesini durdurmada yüz güldüren sonuçlar alınıyor.
Önce roman, sonra film kahramanı olan Drakula, ebedi gençlik için insanların kanından medet umuyordu. Genç kalmak için hayli zaman ve para harcayan zamane insanları da Drakula gibi kanda gençlik arıyor. Ama başkalarının değil, kendi kanlarından. Kısaca PRP denilen yöntemle, kol veya eldeki damardan alınan 8-15 cc’lik kan, laboratuvarda özel bir işlemden geçirildikten sonra cilde uygulanıyor. Kandan elde edilen trombositle cilt gençleşiyor. Nişantaşı Sculpture Kliniği Cilt Hastalıkları Uzmanı Dr. Betül Şengör, PRP’yi anlattı
BÜTÜN MESELE CİLDİ KANDIRMAK: Cilt gençleştirmede kullanılan ışıklar, lazer veya kimyasal peeling’lerle yapılan uyarma. Bu kontrollü uyarmanın amacı ciltte onarımı ve gençleşmeyi tetiklemek. Özetle, ciltte çok hafif hasar yaratır gibi yaparak cildi uyarıp, yara iyileşme mekanizmasını devreye sokmak aslında bir taktik. Çünkü hücreler uyarı sonrası harekete geçer. Yara iyileşmesini taklit eder ve hücre üretimi başlar. Kollajen ve elastik lif üretilir, dolaşım artar, dokunun uyarılan bölgesi temizlenir, arınır. Dolayısıyla rengi açılır, damarları iyileşir, cildin sağlığı eskisinden daha iyi olacak şekilde geri kazanılır. Yani gençleşir. Cilt uyarılmazsa yaşlanır. Mekanik veya kimyasal, iğneli veya iğnesiz cilde uygun olan doğru yöntemleri kullanarak cildi uyarmakla yılları geriye çevirmek yani anti-aging yapmak mümkün.
HÜCRESEL TEDAVİDE GELİNEN SON NOKTA: Trombositler kanımızda var olan hücreler. Sayıları ortalama 300 bin, ömürleriyse dört gün. Renksiz olan trombosit hücreleri kanın pıhtılaşma veya akışkanlığında rol oynuyor. Yara yerinin temizlenmesi görevlerini yerine getiriyor. Ayrıca trombositlerden salınan büyüme faktörleri, hücrelerin onarım mekanizmasını devreye sokarak yaraları hızla onarıyor. İyileşmeyi sağlıyor. Bunu da kök hücrelerin hasarlı bölgeye gitmesini ve çoğalmasını tetikleyerek yapar.
KAN SANTRİFÜJ EDİLİYOR: Bu yöntem için koldan veya uygun olan başka bir damardan (örneğin el yüzeyinden) kan alınıyor. Yüzde dolgu amaçlı uygulama yapılacaksa 15 cc kan alınıyor. Mezoterapi tekniğiyle verilecekse 8 cc kan alınması yeterli. Kanın toplantığı tüpler hücre ayırabilen özel bir madde içeriyor. Alınan kan hemen işleme tabii tutuluyor. Tüpler, kapalı ve steril olarak yine kapalı sistemde santrifüj cihazına yerleştiriliyor. Hücrelerin ve renksiz plazmanın ayrılması sağlanıyor. Ağzı geniş özel kanüllerle enjektöre tüplerden plazma aktarılıyor. Artık uygulama için hazır.
HEM GENÇLEŞTİRİYOR HEM DE ONARIYOR: Kişinin cildinin yaşı, hasar durumu ve hangi bölgesinde ne gibi sorunu varsa değerlendiriliyor. Elde edilen ürün, doktor tarafından çok ince uçlu bir enjektör aracılığıyla cilde uygulanıyor. Hücrelerden zengin olan bu sıvı ayrıca derinin hyaluronik asidin bulunduğu tabakasında azalmanın bulunduğu, kırışıklıkların yoğun olduğu yerlere, el- yüz, boyun, dekolte bölgesi ya da cildin bütünlüğünün bozulduğu herhangi bir bölgeye de enjekte edilebiliyor. Dolasıyla ciltte anti-aging amaçlı veya izlerin giderilmesinde, doku yenilenmesi istenen her yerde yapılabiliyor.
BÜTÜN MESELE CİLDİ KANDIRMAK: Cilt gençleştirmede kullanılan ışıklar, lazer veya kimyasal peeling’lerle yapılan uyarma. Bu kontrollü uyarmanın amacı ciltte onarımı ve gençleşmeyi tetiklemek. Özetle, ciltte çok hafif hasar yaratır gibi yaparak cildi uyarıp, yara iyileşme mekanizmasını devreye sokmak aslında bir taktik. Çünkü hücreler uyarı sonrası harekete geçer. Yara iyileşmesini taklit eder ve hücre üretimi başlar. Kollajen ve elastik lif üretilir, dolaşım artar, dokunun uyarılan bölgesi temizlenir, arınır. Dolayısıyla rengi açılır, damarları iyileşir, cildin sağlığı eskisinden daha iyi olacak şekilde geri kazanılır. Yani gençleşir. Cilt uyarılmazsa yaşlanır. Mekanik veya kimyasal, iğneli veya iğnesiz cilde uygun olan doğru yöntemleri kullanarak cildi uyarmakla yılları geriye çevirmek yani anti-aging yapmak mümkün.
HÜCRESEL TEDAVİDE GELİNEN SON NOKTA: Trombositler kanımızda var olan hücreler. Sayıları ortalama 300 bin, ömürleriyse dört gün. Renksiz olan trombosit hücreleri kanın pıhtılaşma veya akışkanlığında rol oynuyor. Yara yerinin temizlenmesi görevlerini yerine getiriyor. Ayrıca trombositlerden salınan büyüme faktörleri, hücrelerin onarım mekanizmasını devreye sokarak yaraları hızla onarıyor. İyileşmeyi sağlıyor. Bunu da kök hücrelerin hasarlı bölgeye gitmesini ve çoğalmasını tetikleyerek yapar.
KAN SANTRİFÜJ EDİLİYOR: Bu yöntem için koldan veya uygun olan başka bir damardan (örneğin el yüzeyinden) kan alınıyor. Yüzde dolgu amaçlı uygulama yapılacaksa 15 cc kan alınıyor. Mezoterapi tekniğiyle verilecekse 8 cc kan alınması yeterli. Kanın toplantığı tüpler hücre ayırabilen özel bir madde içeriyor. Alınan kan hemen işleme tabii tutuluyor. Tüpler, kapalı ve steril olarak yine kapalı sistemde santrifüj cihazına yerleştiriliyor. Hücrelerin ve renksiz plazmanın ayrılması sağlanıyor. Ağzı geniş özel kanüllerle enjektöre tüplerden plazma aktarılıyor. Artık uygulama için hazır.
HEM GENÇLEŞTİRİYOR HEM DE ONARIYOR: Kişinin cildinin yaşı, hasar durumu ve hangi bölgesinde ne gibi sorunu varsa değerlendiriliyor. Elde edilen ürün, doktor tarafından çok ince uçlu bir enjektör aracılığıyla cilde uygulanıyor. Hücrelerden zengin olan bu sıvı ayrıca derinin hyaluronik asidin bulunduğu tabakasında azalmanın bulunduğu, kırışıklıkların yoğun olduğu yerlere, el- yüz, boyun, dekolte bölgesi ya da cildin bütünlüğünün bozulduğu herhangi bir bölgeye de enjekte edilebiliyor. Dolasıyla ciltte anti-aging amaçlı veya izlerin giderilmesinde, doku yenilenmesi istenen her yerde yapılabiliyor.
SADECE KAN HASTALARINA YAPILAMIYOR
Zerk edildiği alanlarda uyarılma, iyileşme, hücre üretmeyi tetikliyor. Her mevsim yapılabilir. Herkesin kendi kanından üretildiği için alerjik değil. İhtiyaca göre tek seans veya 3-4 hafta arayla, 3-4 seans kadar uygulanabilir. Etkisi 8-12 ay. Yaş sınırlaması yok. Güneşten etkilenen ciltlerdeki homojen olmayan renk sorununa çözüm getirebilir. Ciltteki savunmayı arttırarak kuruluk, hasar ya da cilt egzamasıyla ilgili sorunlara da iyi gelebiliyor. Sadece kan hastalıkları olanlarda bu yöntemi kullanamıyoruz. Başka gençleşme yöntemleriyle birlikte de uygulanabiliyor. Hatta sonuçları çok daha iyi olabilir.
2-3 HAFTADA ETKİSİNİ GÖSTERİYOR
PRP tedavisinin sonuçları, kişinin yaşı, cildini güneşten koruma şekli, sigara içip içmemesi, stres, beslenme, uyku durumuyla ilişkili. Aslında bu faktörler bütün tedavilerde etkili. İnsan hücrelerden oluşan canlı bir mekanizma. Tetiklenen hücreler 2-3 hafta içinde ürettikleri kollajen, elastik liflerin gerginleştirici etkinliklerini cilde yansıtmaya başlar, ciltte nemlenme etkisiyse daha erken fark edilebilir.
İDRARDA KAN GÖRÜLMESİ KANLI İDRAR HEMATÜRİ NEDİR
İdrarda kan,idrar yolu iltihabı,idrar yolu enfeksiyonları:
Kanlı idrarın rengi içerdiği kan miktarına göre açık pembeden koyu kırmızı ya kadar değişir. Kanlı idrar bulanıktır; cam bir kap içinde bir süre hekletilirse üstte görece duru, altta ise kanlı çökelti nedeniyle daha koyu renkli ve hulanık iki bölüme ayrılır. İdrarda kan belirtisi boşaltım sisteminin herhangi bir yerinden kaynaklanabılır. Böbrek taşları, veremi, kötü huylu tümörleri ya da enfarktüsü, akut glomerülonefrit, idrar borusu taşları, idrar kesesi tüm örleri, veremi, taşları ya da basit bir idrar kesesi iltihabı ya da siyek (üretra) taşları ve iltihabı buna yol açabilir. İdrarda kan her zaman gözle görülmeyebilir. İdrarın rengini değiştirmeyecek kadar azsa ancak kimyasal deneylerle ya da idrar çökeltisinin mikroskopla incelenmesiyle saptanabilir.
İdrarda kan bulunmasmın en önemli nedenleri;
- Böbrek havuzu papillomu
- İdrar borusu tümörü
- İdrarkesesi divertikülü
- Prostat
- Yırtılma
- Darlık
- Papillom
- Taş
İdrarda kan çogu kez gözle görülebilen bir belirti olduğundan,idrarda kanamanın kaynaklandığı bölgeyi de saptamak olasıdır. Bunun için Guyon deneyi denen yönteme başvurulur. Hasta üç ayrı kadehe idrar yapar ve kadehlerdeki renk değişiklikleri değerlendirilir. Kanama siyekten (üretra) kaynaklanı yorsa idrarda kana bağlı renk değişimi ilk kadehte ortaya çıkar; buna ilk idrarda kan ya da ilk hematüri denir. Obür kadeh lerde ise berrak sarı, normal idrar rengi görülür. Kan idrar kesesinden kaynaklanıyorsa kırmızı renk son kadehte ortaya çıkar. Çünkü kan idrar kesesinin dibinde toplanmıştır ve işemenin sonunda kesenin kasıln'ıasıyla dışarı atılır. Buna son idrarda kan ya da son hematüri denir. Eğer kanama böbrek ya da idrar borusu bölgesinde ise kan idrara bütünüyle karışmış olarak gelir ve her üç kadeh de kırmızı renkte görülür; buna da bütün idrarda kan ya da tam hematüri denir.
İlk hematüri
(Ağırlıklı olarak ilk kadehte kan)
Siyek kökenli nedenler (taş, iltihap)
Son hematüri:
(Ağırlıklı olarak üçüncü kadehte kan)
o idrar kesesi kökenli nedenler (tümör, idrar kesesi
veremi, taş, iltihap)
Tam hematüri:
(Her üç kadehte kan)
o böbrek kökenli nedenler (taş. böbrek veremi, kötü huylu tümör, akut glomerülonefrit, böbrek enfarktü
o idrar borusu kökenli nedenler (taş)
Hemoglobinüri idrarda hemoglobin bulunmasıdır. Akut ve yaygın bır hemolizin (alyuvar parçalanması) ardından görülür. Normal koşullarda hemoglobin vücudun savunma mekanizmasını oluşturan retiküloendotelyal sistemde parçalanır. Eğer alyuvarlar damar içinde parçalanırsa önemli miktarda serbest hemoglobin plazmaya geçer. Ama böyle bir durumda bile iki mekanizmanın etkisiyle idrarda hemoglobin bulunmayabilir. Bu mekanizmalar hemoglobini bilirubine indirgeyen retikuioendotelyal sistem ve hemoglobini süzen böbreğin oluşturduğu eşiktir. Böbrek eşiği çok yüksektir ve kandaki serbest hemoglohin düzeyi 100 ml'de 150-200 mg'ye erişmeden idrara hemoglobin geçmesini engeller. Henıoglo binin idrara geçebilmesi için kandaki düzeyinin çok kısa sürede yüksek bir değere ulaşması gerekir. Bu durumda retiküloendotelyal sistemin yeterince hızla bilirubine dönüştüremediği hemoglobin böbrek eşiğini de aşarak idrarla atılır. Hemoglobinüride idrarın rengi morumsu kırmızıdan kızıl kahverengiye kadar değişebilir. Renk iki pignıente bağlıdır: Oksihemoglobin ve methemoglobin. Oksihemoglobinin rengi parlak kırmızı, methemoglobininki kahverengidir. Idrarın rengi de bu iki pigmentin göreli yoğunluğuna bağlı olarak değişir. Bazen hemoglobinüri hematüriyle, yani idrarda alyuvarlar bulunması yla karı ştırılır. Oysa hemoglobinürinin ayırt edici birçok özelliği vardır. Orneğin idrar bu/anık değil, berraktır. Ayrıca çökelti incelendiğinde idrarda hiç alyuvara rastlanmaz.
İdrarda Kan
Şikayet
İdrarınız kırmızımsı, pembe veya kahverengi ya da kırmızı şerit veya pıhtılar içeriyor. Yiyeceklerdeki (örneğin pancar) renk pigmentleri, uyuşturucu kullanımı ve porfirya idrarın kırmızıya dönmesine yol açmış olabilir. Endişelenecek bir durum yoktur.
Nedenleri
Mesane enfeksiyonu : Ani, acılı, sık ve miktarı az olan idrarınızda kan var; ateş, sırtın alt kısmında ağrı ve göbeğin alt bölgesinde ağrı var. Mesane enfeksiyonu veya sistit idrar yapamamanın nedeni olabilir ve antibiyotik tedavisi gerektirir.
Mesane taşı : İdrarınızda kan var. Sık sık idrara gidiyor, ama az yapabiliyorsunuz; üstelik sadece belli bir pozisyonda. Sırtınızın alt kısmında ve karnınızda ağrıyla birlikte düşük ateşiniz var.
Böbrek taşı : Sırtınızın ve karnınızın alt kısmında ve kasıklarınıza yapılan spazm oluyor ve sık idrara gidip az miktarda ve kanlı idrara çıkabiliyorsunuz.
Üretrit : Üretranızdan sarımtrak bir akıntı geliyor, karnınızın alt kısmı ağrıyor, sık sık idrara gidiyorsunuz, ama az miktarda kanlı idrar yapabiliyorsunuz. İdrar yaparken yanma oluyor ve eğer kadınsanız cinsel ilişki acı veriyor. Üretrit cinsel yolla bulaşan ya da kişisel temizliğe önem vermemekten kaynaklanan bakteriyel bir iltihaptır.
Gromerülonefrit : İdrarınızda kanla birlikte ayak bileklerinde, gözlerinizin etrafında şişlik, nefes darlığı ve yorgunluk var. Böbreğinizin kanı süzen yapılarında ani veya kronik bir iltihaplanma olmuş olabilir.
Tehlikesiz hematüri : Sadece idrarınız kanlı ve başka belirtiniz yok. İdrar viral enfeksiyonlardakinden daha kanlı görünse de, bu durum herhangi bir hastalıkla veya organ hasarıyla ilişkili değildir. Bazen çocuklukta meydana gelir ve zamanla geçer. Bazen bir aile ferdinde başlayan bu sorun sıkıntı yaratmadan ömür boyu sürebilir.
Hemolitik anemi : Yorgunluk ve güçsüzlük hissediyorsunuz, idrarınızda kan var, nefes darlığı çekiyorsunuz ve cildiniz sarardı. Hemolitik anemi kanın alyuvarlarındaki genetik bir anormallikten veya bazı ilaçlardan ya da alyuvarları yok eden bazı hastalıklarından kaynaklanır. Alyuvarlar yıkıma uğramıştır ve kemik iliği bunların yerine yenilerini yeteri kadar hızla üretememektedir. Genetik olarak bazı enzimleri eksik olanlar ile bazı ilaçları kullananlarda hemolitik anemi ortaya çıkabilir.
Kendiniz Ne Yapabilirsiniz?
İdrarınızda kan varsa, bu konuda uzman olan bir doktor gözetiminde tedavi olmanız gerekir.
Önleme Bol bol su (günde 6 – 8 bardak) için. Bu, özellikle egzersiz yaparken, ateşiniz olduğunda ve hava sıcaklığı arttığında çık önemlidir. Kafein ve alkolden uzak duru; mesaneyi tahriş edebilir. Enfeksiyonlardan sakınmak için cinsel ilişki esnasında lateks prezervatif kullanın. Küvette banyo yapmak yerine duş alın ve yumuşak sabun kullanın.
İdrarda kan bulunmasmın en önemli nedenleri;
- Böbrek havuzu papillomu
- İdrar borusu tümörü
- İdrarkesesi divertikülü
- Prostat
- Yırtılma
- Darlık
- Papillom
- Taş
İdrarda kan çogu kez gözle görülebilen bir belirti olduğundan,idrarda kanamanın kaynaklandığı bölgeyi de saptamak olasıdır. Bunun için Guyon deneyi denen yönteme başvurulur. Hasta üç ayrı kadehe idrar yapar ve kadehlerdeki renk değişiklikleri değerlendirilir. Kanama siyekten (üretra) kaynaklanı yorsa idrarda kana bağlı renk değişimi ilk kadehte ortaya çıkar; buna ilk idrarda kan ya da ilk hematüri denir. Obür kadeh lerde ise berrak sarı, normal idrar rengi görülür. Kan idrar kesesinden kaynaklanıyorsa kırmızı renk son kadehte ortaya çıkar. Çünkü kan idrar kesesinin dibinde toplanmıştır ve işemenin sonunda kesenin kasıln'ıasıyla dışarı atılır. Buna son idrarda kan ya da son hematüri denir. Eğer kanama böbrek ya da idrar borusu bölgesinde ise kan idrara bütünüyle karışmış olarak gelir ve her üç kadeh de kırmızı renkte görülür; buna da bütün idrarda kan ya da tam hematüri denir.
İlk hematüri
(Ağırlıklı olarak ilk kadehte kan)
Siyek kökenli nedenler (taş, iltihap)
Son hematüri:
(Ağırlıklı olarak üçüncü kadehte kan)
o idrar kesesi kökenli nedenler (tümör, idrar kesesi
veremi, taş, iltihap)
Tam hematüri:
(Her üç kadehte kan)
o böbrek kökenli nedenler (taş. böbrek veremi, kötü huylu tümör, akut glomerülonefrit, böbrek enfarktü
o idrar borusu kökenli nedenler (taş)
Hemoglobinüri idrarda hemoglobin bulunmasıdır. Akut ve yaygın bır hemolizin (alyuvar parçalanması) ardından görülür. Normal koşullarda hemoglobin vücudun savunma mekanizmasını oluşturan retiküloendotelyal sistemde parçalanır. Eğer alyuvarlar damar içinde parçalanırsa önemli miktarda serbest hemoglobin plazmaya geçer. Ama böyle bir durumda bile iki mekanizmanın etkisiyle idrarda hemoglobin bulunmayabilir. Bu mekanizmalar hemoglobini bilirubine indirgeyen retikuioendotelyal sistem ve hemoglobini süzen böbreğin oluşturduğu eşiktir. Böbrek eşiği çok yüksektir ve kandaki serbest hemoglohin düzeyi 100 ml'de 150-200 mg'ye erişmeden idrara hemoglobin geçmesini engeller. Henıoglo binin idrara geçebilmesi için kandaki düzeyinin çok kısa sürede yüksek bir değere ulaşması gerekir. Bu durumda retiküloendotelyal sistemin yeterince hızla bilirubine dönüştüremediği hemoglobin böbrek eşiğini de aşarak idrarla atılır. Hemoglobinüride idrarın rengi morumsu kırmızıdan kızıl kahverengiye kadar değişebilir. Renk iki pignıente bağlıdır: Oksihemoglobin ve methemoglobin. Oksihemoglobinin rengi parlak kırmızı, methemoglobininki kahverengidir. Idrarın rengi de bu iki pigmentin göreli yoğunluğuna bağlı olarak değişir. Bazen hemoglobinüri hematüriyle, yani idrarda alyuvarlar bulunması yla karı ştırılır. Oysa hemoglobinürinin ayırt edici birçok özelliği vardır. Orneğin idrar bu/anık değil, berraktır. Ayrıca çökelti incelendiğinde idrarda hiç alyuvara rastlanmaz.
İdrarda Kan
Şikayet
İdrarınız kırmızımsı, pembe veya kahverengi ya da kırmızı şerit veya pıhtılar içeriyor. Yiyeceklerdeki (örneğin pancar) renk pigmentleri, uyuşturucu kullanımı ve porfirya idrarın kırmızıya dönmesine yol açmış olabilir. Endişelenecek bir durum yoktur.
Nedenleri
Mesane enfeksiyonu : Ani, acılı, sık ve miktarı az olan idrarınızda kan var; ateş, sırtın alt kısmında ağrı ve göbeğin alt bölgesinde ağrı var. Mesane enfeksiyonu veya sistit idrar yapamamanın nedeni olabilir ve antibiyotik tedavisi gerektirir.
Mesane taşı : İdrarınızda kan var. Sık sık idrara gidiyor, ama az yapabiliyorsunuz; üstelik sadece belli bir pozisyonda. Sırtınızın alt kısmında ve karnınızda ağrıyla birlikte düşük ateşiniz var.
Böbrek taşı : Sırtınızın ve karnınızın alt kısmında ve kasıklarınıza yapılan spazm oluyor ve sık idrara gidip az miktarda ve kanlı idrara çıkabiliyorsunuz.
Üretrit : Üretranızdan sarımtrak bir akıntı geliyor, karnınızın alt kısmı ağrıyor, sık sık idrara gidiyorsunuz, ama az miktarda kanlı idrar yapabiliyorsunuz. İdrar yaparken yanma oluyor ve eğer kadınsanız cinsel ilişki acı veriyor. Üretrit cinsel yolla bulaşan ya da kişisel temizliğe önem vermemekten kaynaklanan bakteriyel bir iltihaptır.
Gromerülonefrit : İdrarınızda kanla birlikte ayak bileklerinde, gözlerinizin etrafında şişlik, nefes darlığı ve yorgunluk var. Böbreğinizin kanı süzen yapılarında ani veya kronik bir iltihaplanma olmuş olabilir.
Tehlikesiz hematüri : Sadece idrarınız kanlı ve başka belirtiniz yok. İdrar viral enfeksiyonlardakinden daha kanlı görünse de, bu durum herhangi bir hastalıkla veya organ hasarıyla ilişkili değildir. Bazen çocuklukta meydana gelir ve zamanla geçer. Bazen bir aile ferdinde başlayan bu sorun sıkıntı yaratmadan ömür boyu sürebilir.
Hemolitik anemi : Yorgunluk ve güçsüzlük hissediyorsunuz, idrarınızda kan var, nefes darlığı çekiyorsunuz ve cildiniz sarardı. Hemolitik anemi kanın alyuvarlarındaki genetik bir anormallikten veya bazı ilaçlardan ya da alyuvarları yok eden bazı hastalıklarından kaynaklanır. Alyuvarlar yıkıma uğramıştır ve kemik iliği bunların yerine yenilerini yeteri kadar hızla üretememektedir. Genetik olarak bazı enzimleri eksik olanlar ile bazı ilaçları kullananlarda hemolitik anemi ortaya çıkabilir.
Kendiniz Ne Yapabilirsiniz?
İdrarınızda kan varsa, bu konuda uzman olan bir doktor gözetiminde tedavi olmanız gerekir.
Önleme Bol bol su (günde 6 – 8 bardak) için. Bu, özellikle egzersiz yaparken, ateşiniz olduğunda ve hava sıcaklığı arttığında çık önemlidir. Kafein ve alkolden uzak duru; mesaneyi tahriş edebilir. Enfeksiyonlardan sakınmak için cinsel ilişki esnasında lateks prezervatif kullanın. Küvette banyo yapmak yerine duş alın ve yumuşak sabun kullanın.