Yeong-ju için yalan söylemek tam bir sanattır. Genç kız, hiçbir vicdanî rahatsızlık duymadan, hatta konser biletleri satışa çıktığı ilk günden tükenen bir ses sanatçısının gururuyla yalan söylemekte; bu husustaki maharetini de kendisi gibi suçlulara ballandıra ballandıra anlatmakta, bir de üstüne işin püf noktaları hakkında onları bilgilendirmektedir. Çünkü Yeong-ju, son dolandırıcılık girişiminde enselenmiş, yargılanmış ve kodese gönderilmiştir...
Yeong-ju, taş duvarların kendisini uzun süre içeride tutamayacağını bilmektedir. Çünkü şartlı tahliye isteğini gözden geçirecek ve sözlü ifadesine de başvuracak kurul, kısa bir süre sonra toparlanacaktır. Yeong-ju, kurulun karşısında eşsiz bir performans sergiler. Kendini acındırır, kurul merhamet ettiğinde gurur yaparak demogojiye yatmadığına inandırır ve bunu uzatmayarak; kurul üyelerinin, beyaz bir güvercini azat etme hissinin güzelliğini, tazeliğini yaşamasına izin verir...
Şartlı tahliye ile tekrar özgürlüğüne kavuşan Yeong-ju 'yu dışarıda talihsizlikler dizisi beklemektedir. Dışarı çıktığı gibi, evlilik hazırlıkları yapan ablasını arayan Yeong-ju, ablası tarafından mesafeli karşılanır. Ablası, bir dolandırıcı olan kardeşinden utanmakta ve evleneceği adam ile ailesini, kardeşiyle tanıştırmaktan çekinmektedir. Yeong-ju, yaşadığı şoku umursamadan tekrar trene atlar ve uykuya dalar. Gözlerini açtığında, bacaklarının arasında bir sapık olduğunu fark ederek, ikinci şokunu yaşar...
Aslında, bacaklarının arasında gezinen genç, sapık falan değildir. Sadece, sevgilisine evlenme teklif etmeye hazırlanan sakar bir romantiktir. Annesinden kalan ve sevgilisine vermeyi planladığı yüzüğü düşürmüş, genç kızı uyandırmadan yüzüğünü almak istemiştir. Fakat Yeong-ju, bacaklarının arasında ne yaptığından emin olduğu Hee-cheol 'un kendisini savunmasına bile fırsat tanımadan adi sapıktan kan çıkarmayı başarmıştır...
Kanamayı durdurmak için lavabonun yolunu tutan saf Hee-cheol 'ün yüzüğü bir yankesici tarafından çalınacak, az önce boğuştukları ve şartlı tahliyeyle dışarı çıktığı için hırsızlıkla suçlanmak istemeyen Yeong-ju, trenden inerek yüzüğü yankesiciden çalacak fakat trenin istasyondan ayrılması, gidecek başka hiçbir yerinin olmaması ve trende kalan çantasına da Hee-cheol 'ün sahip çıktığını düşünmesi üzerine; genç adamın kendisini savunmaya çalışırken: "Yongkang'da herkes beni tanır." dediğini hatırlayacak ve soluğu, Yongkang 'da alacaktır...
Yongkang 'da Hee-cheol 'ü bulamayan Yeong-ju, durumu ailesine anlatmaya çalışacaktır. Fakat olayları yalın bir şekilde anlatmadaki başarısızlığı ile yalan atmadaki başarısı birleşince; kendisini Hee-cheol 'ün önce kirlettiği, sonra da bir kenara attığı eski sevgilisi olarak tanıtacak ve işler fena halde karışacaktır...