Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

ALANYA'NIN TARİHİ YERLERİ-LEATRES-LEATRİ (MAHMUTLAR HARABELERİ)-SYEDRA HARABELERİ-İOTAPE (AYTAP) LİMAN ŞEHRİ-ALARA HAN-ŞARAPSA KERVANSARAYI-ALARA KALE

ALANYA'NIN TARİHİ YERLERİ-LEATRES-LEATRİ (MAHMUTLAR HARABELERİ)-SYEDRA HARABELERİ-İOTAPE (AYTAP) LİMAN ŞEHRİ-ALARA HAN-ŞARAPSA KERVANSARAYI-ALARA KALESİ-KIZIL KULE-

ALANYA

TARİHİ YERLER

LEATRES-LEATRİ (MAHMUTLAR HARABELERİ)

İlçe merkezine 22 km. uzaklıkta Cebelireis Dağı'nın 900 metre yüksekliğinde doğu, batı ve güney yönleri büyük uçurumlarla çevrili bir tepe üzerine kurulmuştur. Bugün bu antik şehirle ilgili olarak Trayan ile İmparatoriçe Herennia Etruscill adlarına paralar basıldığı bilinmektedir. Burada çoğu harap olmuş vaziyette, kiliseler, hamamlar, sarnıçlar, çeşitli yerleşim merkezleri, küçük çapta stadyum, tiyatro, sütunlu caddeler ve tapınaklar mevcuttur. Stadyumun güney kısmında yer alan kilise merkezi, yan nefleri ve apsisiyle ayakta duran bir yapı olup içerisinde kırmızı ve açık mavi boyalarla fresk izleri mevcuttur. Bu yapıların büyük bir bölümünde sık sık rastlanan kartal bacağı ve öküz başı kabartmaları ile sayısız kitabeler insanı ister istemez tarihin derinliklerine götürmektedir. Mevcut kitabelerden edinilen bilgilere göre bu yöre, M.S. I.yüzyılla III. yüzyıl arasında en parlak devrini yaşamıştır. Bu yüzyıllar arasında şehrin sahip olduğu tapınaklardan Zeus-Megistos, Apollon ve Caesar (Sezar)'a ait olanları bilinenler arasındadır.

Leatres-Leatri

SYEDRA HARABELERİ

Syedra şehri bugünkü Kargıcak ve Seki köylerinin sınır teşkil ettiği bir tepede kurulmuştur. Alanya merkezine uzaklığı 20 km' dir. İlçe merkezinin doğusunda yer alır. Denizden 3 km. kadar uzaklıkta büyükçe bir tepe üstüne kurulan büyük şehir Syedra şehrinin merkezidir. Bu büyük şehir, M.S.138-161 yılları arasında Marcus Aurelius ve Antonius adlarına basılan paralardan ve gerekse bu yörede rastlanan kitabelerden bir Roma devri kalıntısı olduğu bilinmektedir.

Syedra

İOTAPE (AYTAP) LİMAN ŞEHRİ

Halk arasında Aytap olarak bilinen IOTAPE şehri Alanya'nın 30 km. doğusundadır. Kral Antichus'un karısı IOTAPE'nin anısına şehre bu adın verildiği bilinmektedir. İlerleyen yıllarda özellikle Roma İmparatoru Traianus (M.S. 98-117) zamanında kendi adına çeşitli paralar bastırmıştır. Şu anda ayakta kalabilen yapıtlara bakıldığında Roma devri görünümünü veren bu şehirde, daha önce yaşamış kavimlere ait hiçbir delil olmadığı için IOTAPE'ye Roma devri şehir kalıntısı diyebiliriz. Şehrin 50-100 m. ebatlarında tabii bir de limanı vardır.

Iotape

ALARA HAN

Antalya-Alanya karayolunda Alanya'ya 30 km. kala kuzeye dönülür ve 10 km. sonra Alara Han'a ulaşılır. Han 1231 yılında Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır. Son derece sağlam bir yapısı vardır. Kapı girişindeki yazıt ve iki aslan başı dikkati çeken özelliklerdir. Savunma önlemleri düşünülmüş olup bir kale niteliği vardır.

Alara Han

ŞARAPSA KERVANSARAYI

Antalya-Alanya karayolunda Alanya'ya 15 km. uzaklıktadır. Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında (1236-1245) yaptırılmıştır. Geniş bir alana inşa edilmiş olan hanın üstünü örten taş örtü halen sağlamlığını korumaktadır. Güneyi kapalıdır. Adeta bir kale görünümündedir. Oldukça gösterişli olan giriş kapısı kuzeydedir. Bitişiğinde bir mescit vardır.

Şarapsa Kervansarayı

ALARA KALESİ

Alara Han'ın 200 m. kadar kuzeyinde Alara Çayı'nın yatağı üzerinde dimdik yükselen bir dağda kurulu ilginç bir kaledir. İlk kez ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. 1231 Yılında Selçuklu'lar tarafından alınan kale onarılmış ve Osmanlı Devrinde bile uzun süre kullanılmıştır.

Alara Kalesi

KIZIL KULE

Sultan Alaüddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır. İsmini alt kısmında bulunan kızılımsı taşlardan ve üst kısımları teşkil eden tuğlalardan almıştır. Kulenin alt kısmında bulunan kesme taşların Dim Boğazı'nın doğusundan getirildiği bilinmektedir. Kızıl Kule'nin bulunduğu yer itibariyle doğu cephesi ile batı cephesi arasında iki metrelik bir yükseklik farkı vardır. Buna göre doğu cephesindeki yükseklik 35 m., batı cephesindeki yükseklik ise 33 m.'dir. Düzgün bir sekizgen şeklindeki kule beş katlıdır. Üzerindeki kitabeye göre 1226 yılında yapılmıştır. Sekizgen şeklindeki kulenin zemin katı müzenin bir devamı olarak Alanya yöresinde kullanılan etnografik eserlerin sergilendiği bir yerdir. Kışın, yağmurlu günlerde kule çevresine yağan yağmurların, küçük kanalların sarnıca bağlanması suretiyle yıllık su ihtiyaçlarının buradan sağlandığı bilinmektedir.

Kızıl Kule

AKSARAY İLİNİN COĞRAFİ KONUMU-EĞRİ MİNARE-KIZIL KİLİSE-IHLARA VADİSİ-ULU CAMİ-SULTANHANI

AKSARAY İLİNİN COĞRAFİ KONUMU-EĞRİ MİNARE-KIZIL KİLİSE-IHLARA VADİSİ-ULU CAMİ-SULTANHANI


İlçeler

Şehir Nüfusu

Köy Nüfusu

Merkez

101.187

99.151

Ağaçören

4.054

10.746

Eskil

19.256

6.509

Gülağaç

4.549

18.545

Güzelyurt

2.767

11.988

Ortaköy

30.411

29.000

Sarıyahşi

6.854

3.929

Aksaray İl Haritası

.............................................

AKSARAY iLiNiN COĞRAFi KONUMU

Aksaray,ülkemizin kalbi sayılacak bir noktadadır. Edirne, İstanbul, Ankara,Adana, İskenderun karayolu ile Samsun, Kayseri,Konya,Antalya karayolu üzerindedir. 33-35 derece doğu meridyenleri ile 38-39 derece kuzey paralelleri arasında yer alır. Yüzölçümü 7626 km²'dir.

Aksaray'ın 6 ilçesi :

1.Ağaçören
2.Eskil
3.Gülağaç
4.Güzelyurt
5.Ortaköy
6.Sarıyahşi


Ayrıca 191 köy ve kasabası bulunmaktadır.

YÜZEY ŞEKİLLERİ:

Aksaray,yüzey şekilleri itibariyle düzlüktür.Denizden 1000 metre yükseklikte yer alır.İlin güneydoğusunda Hasan dağı(3268 m);Kuzeyi,orta bölümünden ayıran noktada uzanan ve Hasan dağı ile birleşen Ekecik dağı(2137 m),bu yaylada yer alan yüksekliklerdir.Aksaray'ın orta kesimleri,kuzeyi,güneyi tamamen ovalıklarla kaplıdır.Güneyde Obruk platosunun uzantısı ve Aksaray ovası bulunur.En önemli akarsuyu Uluırmak'tır.7626 km² olan ilin 5713 km² 'si tarım arazisi,çayırlık,otlak ve meradır.

Aksaray'ın en önemli gölü Konya ve Ankara ile müşterek sınırlara sahip oldukları Tuz gölüdür.Tuz gölü ülkemizin en büyük ikinci gölüdür,yüzölçümü 1500 km² 'dir,yurdumuzun en önemli tuz yataklarından biridir.

BİTKİ ÖRTÜSÜ:

Aksaray,etrafı kuzeyde Kuzey Anadolu(Karadeniz),güneyde Güney Anadolu (Toros)dağları;doğusu yüksek Doğu Anadolu Platosu,batısında İç Batı Anadolu yüksek platosuyla çevrili olan Orta Anadolu Bölgesinin Tuz gölü havzasında yer alır. Deniz etkisinden tamamen mahrumdur. Dolayısıyla orman yetiştirme ortamına sahip değildir. Yağışın diğer yörelere nazaran daha fazla olduğu Hasan Dağı eteklerinde altta ve üstte meşe,ortada bir kuşak halinde dağ kavağı, Ekecik Dağında meşe ormanları görülür.

İlimizin bitki örtüsü Bozkır ikliminin tabii bitki örtüsü olan Bozkır bitkileridir.İklim; kışları sert,yazları kuraktır,yağışlar azdır. Havanın kuru olması ve kurutucu etkisi, az olan yağışın tesirini bir kat daha azaltır.

AKSARAY İLİNİN TARİHÇESİ

KISA TARİHÇE

M.Ö. 7000-6000 yıllarında Neolitik devirde Anadolu medeniyetinin ilk izlerini gördüğümüz Konya yakınlarındaki Çatalhöyükte Hasandağına dolayısıyla Aksaray’a ait vesikalara rastlanılmaktadır. Burada Hasandağının lav püskürttüğünü tasvir eden bir kazıntı resme rastlanmıştır. Neolitik dönemde Aksaray ve çevresi iskan görmüştür. Kalkolitiktik ve eski demir devirlerinde iskan olup olmadığı bilinmemekle birlikte çevre köylerde (Böget ve Koçaş) bu döneme ait seramiklere rastlanılmaktadır.

M.Ö. 3000-2000 yıllarında Anadolu Hitit kavmi yaşamıştır. Bu dönemde asurlu tacirler burada ticaret yapmışlardır. Aksaray’ın ilk ve orta tunç devirlerindeki durumunu Acemhöyük ören yerlerindeki yapılan arkeolojik kazılardan ve müze müdürlüğünün satın almış olduğu eski eserlerden öğrenmekteyiz. Bu dönemde asurlu tüccarlar Mezopotamya’ dan gelerek şehirlerin banliyölerinde ticaret merkezi kurmaya başlamışlardır. Asurlu tüccarlar yazıyı biliyorlardı. Pişirilmiş çamur üzerine yazılmış metinler, çamurun pekiştirilmesi suretiyle yapıştırılıyordu. Höyük, M.Ö. 2000 yılının ilk yarısına isabet etmektedir.

Koloni döneminin sonlarına doğru, M.Ö. 1700 yıllarında Kafkaslardan gelen, küçük şehir devletleri kuran ve Anadolu’da, Askeri bir devlet halinde bir kavmin varlığını görüyoruz. Hint-Avrupalı olan bu kavmin Anadolu’da siyasi iktidarı ele geçirerek kurduğu devlet, eski Hitit devletidir. Aksaray’da Hititlere ait eserler bulunmamakla beraber mağlup memleketler arasında Aksaray’ında adı geçmektedir.

Orta Anadolu’da M.Ö. 13 yy. sonlarına kadar devam eden Hitit egemenliği M.Ö. 12 yy- da batıdan (Trakya) gelen ve deniz kavimleri olarak bilinen kavimlerin en güçlüsüdür.

Yanardağ küllerinin sıkışmasından oluşan tüf tabakalarının çok kolay kazılabilme özelliği nedeniyle bölgemize çok sayıda yeraltı şehri ve dik yamaçlara kaya içinde yerleşme birimleri yapılmıştır. 7 yy. sonlarından itibaren Müslüman Arapların Anadolu üzerinden İstanbul’a yaptıkları sefer nedeni ile bölgeye sığınan Hıristiyanların sayısı çok artmış, Ihlara, Gelveri ve Göreme gibi yerleşim birimleri birimleri oluşmuştur.

Aksaray, 1142 tarihinde Selçuklular tarafından zapt edilmiş ve 1470 yıllarındaki Osmanlı hakimiyetine kadar İlhanlı, Danişmentli, Karamonoğulları egemenliğinde kalmıştır. 1470 yıllarında Aksaray’ı ele geçiren İshak Paşa tarafından, Fatih Sultan Mehmet’in emri ile halkın bir bölümü İstanbul’a nakledilmiştir.

SELÇUKLULAR DÖNEMİNDE AKSARAY

1142 yıllarında Selçuklu egemenliğine giren Aksaray’a ıı. Kılıçarslan zamanında saraylar, medreseler, zaviyeler, kervansaraylar yaptırılmış, Azerbaycan ve başka yerlerden Müslüman halk, gazi, mücahit, alim, ticaret erbabı getirilerek yerleştirilmiştir. Bu yıllarda Aksaray, bir Selçuklu askeri üssü durumundadır. Kılıçarslan’ın babası Sultan Mesud, Danişmentlere karşı Aksaray’ı bir askeri üs olarak kullanmış ve burada bazı tesisler yaptırmıştır. II. Kılıçarslan burada bir saray yaptırarak Arkhelais adını Aksaray’a çevirdi ve burası ikinci payitaht gibi idi. II. Kılıçarslan kendi adını taşıyan türbede ebedi uykusundadır. Aksaray, Selçuklu ve Karamanoğlu dönemlerinden kalan eserler yönünden oldukça zengindir.

OSMANLILAR DÖNEMİNDE AKSARAY

1470 yılında Aksaray ve Çevresi Vezir-i Azam İshak Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu tarafından fethedilmiş ve Osmanlı topraklarına katılmıştır.

İstanbul’un fethinden sonra boşalan şehrin iskanı için, Fatih’in emriyle binlerce müslüman türk ailesi İstanbul’a nakledilmiştir. Ve bu nedenle bir semte Aksaray adı verilmiştir.

Aksaray, Osmanlı sınırları içine alındıktan sonra Fatih adına yapılan ilk tahrirde Aksaray vilayeti olarak gösterilmiştir.

CUMHURİYET DÖNEMİNDE AKSARAY

Hicri1336-Miladi 1920 yılında Aksaray vilayet olmuştur. 1933 yılına kadar 13 yıl vilayetlik yaptıktan sonra vilayetliği lağvedilmiştir. 20/03/1933 tarihinde 2197 sayılı kanunun 3. maddesi ile Niğde’ye ilçe olarak bağlanmıştır. 1989 yılının 15 Haziran gününe kadar 56 yıl kaza olarak kalmış olan Aksaray, bu tarihte eski hakkı iade edilmek suretiyle tekrar vilayet olmuştur.

AKSARAY'IN TURiSTiK MEKANLARI

EĞRİ MİNARE

Kızıl tuğla ile yapılan ve çinilerle süslenen minare Selçuklu dönemine aittir.92 taş basamakla şirefeye çıkılır.Yapım tarihini gösterir kitabesi yoktur. Minarenin yanında bulunan cami sonradan yaptırılmıştır.Tahmini yapım tarihi 1221-1236'dır.

Eğri Minare

KIZIL KiLiSE

Güzelyurt'un 5 km kuzeydoğusundadır. Kırmızı kesme taşlardan yapıldığı için Kızıl kilise adını almıştır.Üç neflidir. Orta nefte 4 sütun üzerinde bir kubbe oturmaktadır.Freskler yer yer dökülmüştür. Bazı kısımlarında dini sahneler ve havarilerin portreleri yer almaktadır.Kilise 5-6 yy'a aittir.

Kızıl Kilise

IHLARA VADiSi


Aksaray'a 45 km mesafede olan Ihlara Vadisi İlimizin önemli turizm merkezlerindendir.14 km uzunluğunda olup,vadi içerisinde 105 kilise ve kayalara oyulmuş vaziyette onbinin üzerinde oturma mekanı bulunmaktadır. Büyük bölümü kaya düşmesi sonucu kapalı olan bu yerlerin gerek plan ve gerekse freks süslemeleri açısından Bizans sanatı içerisinde özel bir yeri bulunmaktadır. Bugün vadinin Ihlara bölümünde yer alan kiliselerden; Eğritaş, Pürenliseki, Ağaçaltı, Sümbüllü,Kokar ve Yılanlı kiliseler ziyarete açık bulunmaktadır. Fresklerinde büyük oranda arap etkisi görülen bu kiliselerde süslemelerin 9-11yy'lar arasında yapıldığı tahmin edilmektedir.

Vadinin Belisırma köyü bölümünde yer alan;Bahaddin Samanlığı,Ala,Direkli ve Kırkdamatlı (Aziz Georgias ) kiliseleri klasik Bizans üslubundadır.11-13.yy. olarak tarihlendirilmektedir. Frekslerde İncilden ve Hz.İsa'nın hayatıyla ilgili konular işlenmiştir.

Ayrıca Güzelyurt (Gelveri) ilçesi hudutları içerisinde Sivrihisar Köyünde bulunan Kızıl Kilise ve Selimiye köyündeki Selime Sultan Türbesi ile Yaprakhisar köyündeki Ziga kaplıcaları önemli ziyaret yerleridir.

ULU CAMi

Ulu Cami

Ulu Cami yığma bir tepe üzerine yapılmıştır.Yapım kitabesinde 1408-1409 yıllarında Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından yaptırıldığı yazmaktadır.Mimarı Firuz Beydir.Mimberi Abanoz ağacındandır ve yıkılan başka bir camiden nakledilmiştir.Caminin yanında bulunan minare 1925 yılında yapılmıştır.

SULTANHANI

Sultanhanı

Sultanhanı 1228-1229 yıllarında Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır.Selçuklu devrinin mimari taş işçiliği ve süsleme sanatları bakımından şaheser bir örnektir.Selçuklu döneminde hanlar hanbeyi tarafından yönetilirdi.Bey kervanların güvenliğini sağlamakla görevli idi.Her handa bir süvari birliği bulunurdu ve bu birlikler savaş anında orduya katılırdı.

ALACAHÖYÜK

Alacahöyük


Çorum' da bulunan Alacahöyük M.Ö. 3200 den başlayarak önemli bir yerleşim merkezi olmuştur.Bölge 4 kütür çağı (en alttan itibaren; Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig Çağları) ve 14 yapı katı ortaya çıkmıştır. 310m uzunluğunda 277m genişliğinde 20m yüksekliğinde büyük bir höyüktür. Alacahöyük ilk defa W.G Hamilton adlı bir gezgin tarafından dünyaya tanıtılmıştır.

Farklı kişilerce yapılan kazıların ardından Atatürk'ün isteğiyle TTK tarafından sistemli kazılar 1935'te Remzi Oğuz Arık ve Hamit Zübeyr Koşay başkanlığında başlatılmıştır. Bu kazıların sonuçlarında M.Ö 3200-2600 Kalkolitik dönemden kalma çanak, çömlek parçaları, mezarlar, kerpiç ve kamış duvarlı ev kalıntıları bulunmuştur. Bu dönemden kalma eserlerin çoğu Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmektedir.

Alacahöyük Mezarları:

Erken Bronz Çağı'ndan kalma 13 kral mezarı bulunmuştur. (bu mezarlar zengin armağanlarla doludur.) Resim1 Resim2) Alacahöyük'teki kral mezarlarında silah ve değerli eşyaları ile ölü gömme geleneği yalnızca krallara ve yönetici sınıftan insanlara uygulanmıştır. Bu da toplumsal bir farklılaşmanın başladığının işaretidir. Hititler'den önceleri böyle gelişmiş bir teknik ve kültürün izleri Alacahöyük Kral Mezarlarıda görülür. Mezarlar dikdörtgen çukurlar biçiminde, kaba taşlarla çevrili ve üstleri tahta ile örtülüdür. Mezarların bazıları tek gömülüdür, bazılarıda erkek ve kadın birlikte gömülüdür. Mezarlarda çıkan soyut simgeler, güneş kursları, demir nesneler, geyik ve boğa heykelcikleri oldukça gelişmiş bir kültürün ürünüdür. Çorum'un 50km doğusundaki Oymaağaç ve Merzifon yakınlarındaki göller mezarlarındaki buluntularda aynı kültürün izleri görülmektedir. Buradaki buluntulardan aynı gelenek ve göreneğin sadece Alacahöyük'e özgü olmadığı kuzeyde Pontus bölgesine kadar uzandığı sanılmaktadır.

testi


Alacahöyük'ün diğer bir özelliği de yan yana getirilmiş evlerin oluşturduğu planlı kent yerleşmelerinin olmasıdır. M.Ö. 2000-1200 Geç Bronz Çağı (Eski Hitit Krallığı) Dönemi'de kent mimarisinin geliştiği, sokak, kanalizasyon ve kaldırımların yapıldığı anlaşılmaktadır. Hititler'den kalma kale, ev temelleri, çift kapılı tapınak ve Sfenksli Kapı kalıntıları vardır.

En önemli yapı Tapınak-Saray kalıntılarıdır. Yapının 18-20m genişliğinde, 80m uzunluğunda büyük bir avlusu, ve odaları vardır. Sfenksli kapı, Hitit mimarisinin etkileyici bir örneğidir. Duvarlar kapı girişine kadar büyük taşlardan, üstü karpiçtendir.iki kule arasına yerleşmiş olan yapı odalar, avlu, ve kabartmalarla süslü kapı kasasından oluşmaktadır. Höyük'ün en üst katında Frigler döneminden kalma yapı kalıntıları, taş temelli ev kalıntıları ve kaldırım döşemeleri bulunmuştur. Bizans dönemine ait insan başı, haç ve yazıt mezarlar ortaya çıkmıştır.

AKREDİTİF ŞEKİLLERİ

Akreditif
Akreditif Nedir?
Akreditif (Akreditif uluslararası işlemlerde kısaca L/C - Letter of Credit olarak
adlandırılmaktadır); İhraç edilen malların bedellerinin ödenmesi konusunda belirli
şartların yerine getirilmesinden sonra ödemenin yapılacağına ilişkin bir çeşit
teminattır.
Akreditifin açılması
Akreditifli ödeme sisteminin temel dayanağı, ithalatçı ve ihracatçının arasındaki para
alışverişinde köprü görevi gören bankalardır. Bir bankanın yazılı olarak yükümlülüğe
girerek ödeme işleminde aracılık etmesi gerekmektedir. Bu da akreditifin açılması
anlamına gelmektedir.
Ödemenin yapılması için gerekli koşullar:
İthalatçı ve ihracatçı arasında yapılan satış sözleşmesinde yer alan koşullann hepsi
ödemenin yapılabilmesi için gerekli koşulları oluşturmaktadır. Bunlar çoğunlukla
ticarete konu mallann kalitesiyle ilgili teknik özellikleri, belli bir birim cinsinden miktarı,
birim fiyatı, teslim şekli, paket ağırlığı, nakliyesi, ödeme şekli gibi hususları
içermektedir. Bu hususların yerine getirildiğini doğrulayan fatura, kalite kontrol
belgesi, konşimento, menşe şahadetnamesi gibi belgelerin ihracatçı tarafından
bankaya sunulması gerekmektedir.
Akreditif hem ihracatçıyı, hem de ithalatçıyı koruyan bir işlemdir
İhracatçı: Malları akreditif şartlanna uygun olarak sevkettiğinde, mal bedelini tahsil
edeceğinden emin olacaktır.
İthalatçı: Sevkiyatın yapılmış olduğunu ve akreditif şartlarına uygun mal gönderildiğini
gösteren belgeleri ihracatçı bankaya sunmadan önce ödeme yapılmayacağından
emin olacaktır.
Akreditif, uluslararası ticarette çok geniş bir alanda bir ödeme ve garanti aracı olarak
kullanılmaktadır.
Örnek 1
Yeni kurulan ihracatçı bir firma Afrika'da satış yapmaktadır. Firma Afrikalı alıcının
kredi alabilirliliği ve iş hayatı hakkında son derece kısıtlı bilgiye sahip bulunmaktadır.
Ayrıca alıcının ülkesindeki ithalat düzenlemeleri hükümet tarafından her an
değişikliklere uğratılabilmektedir. Bu durumda satıcı firma ödemenin akreditifle
yapılması ve kredinin ülkemizdeki bir banka tarafından teyid edilmesi konusunda
ısrarlı olabilir. Böylece kendisini alıcının herhangi bir negatif davranışına ve politik
risklere karşı garanti altına almış olur. Öte yarıdan ithalatçı malların yüklenip
sevkiyatın yapılmakta olduğunu gösteren belgeleri satıcı sunmadan, ödemenin
yapılmayacağını bilmenin rahatlığı içinde olacaktır. Ancak mal kalitesinin yeterliliği
konusund·a, ithalatçının herhangi bir garantisi bulunmayacaktır. Çünkü bankalann
yükümlülüğü, ihracatçının verdiği belgelerin akreditif koşullarıyla uygun olup
olmadığını ödemeden önce saptamaktır, ilgili satış sözleşmesine uygun olup
olmadığını incelemek görevi değildir.
Örnek 2
Bir müteahhitlik firması Suudi Arabistan'da bir yol inşaatını üstlenmiş bulunmaktadır.
İşveren kuruluşla yapılan anlaşmanın bir koşulu müteahhit firmanın işveren lehine
teminat olarak stand-by (akreditif çeşitleri bölümünde kapsamlı olarak
açıklanmaktadır) bir akreditif açmasıdır. Bu, bir anlamda müteahhitlik firmasına nakit
darlığına düşülmeksizin teminat göstermede kolaylık sağlamaktadır. Eğer müteahhit
firma yol inşaatını anlaşmada belirlenen koşullar altında tamamlayamaz ise işveren,
firmanın taahhüdünü yerine getirmediğini tevsik eden belgeleri bankaya ibraz ederek
akreditif bedelini geri alır. Anlaşma koşullarına uygun olarak yol inşaatı tamamlanırsa
işveren kuruluşa herhangi bir ödemede bulunulmaz.
Bir satış sözleşmesi imzalandıktan sonraki belirsizlik ortamında taraflarca
doğabilecek sorular:
İhracatçı
• Mallann sevkiyatını yaptığım zaman, ithalatçının zamanında ödeme
yapabileceğinden emin olabilir miyim? Ödeme yapılmamasının riskini nasıl
minimize edebilirim?
• İhraç ettiğim mallan başka bir firmadan satın alıyorum, ithalatçının bunu öğrenip
asıl imalatçı firmayla temas kurarak beni aradan çıkarmasını nasıl önleyebilirim?
• Bankalar ticari alışverişlerde pratik uygulamalann düzenlenmesinde bize gerekli
dökümanları sağlıyarak nasıl yardımcı olabilirler?
İthalatçı
• İhracatçıyı yeterince tanımıyoruz. Malları zamanında teslim edebileceğinden emin
olabilir miyiz?
• Ödeme yapmadan önce mallann siparişimizle uyuşup uyuşmadığını nasıl kontrol
edebiliriz?
• İthal ettiğimiz malları tekrar satıncaya kadar ödemeyi ertelemeyi düşünüyoruz.
Acaba bankamız bu aradaki boşlukta krediyi kendisi sağlayabilir mi?
Bu sorulara cevap verebildiği için akreditifli ödeme ticarette tercih edilen bir ödeme
teklidir.
Akreditifli ödemenin dünya ticaretinde çok yaygın bir kullanıma sahip olmasının
nedenleri:
İhracatçı açısından
• Bir bankanın ödeme güvencesine sahiptir. (Teyidli akreditiflerde ek olarak ikinci
bir bankanın güvencesine kavutur)
• Alıcının ülkesindeki politik risk, güvenceden dolayı en alt düzeye inmiştir.
• Akreditif bağlantısı gösterilerek ihracat kredisi alınabilir.
• Yeni pazarlara girerek satışlarını artırabilir.
İthalatçı açısından
Herşeyden önce, alıcı akreditif koşullarını yerine getirmeyen satıcıya ödeme
yapılmayacağına ilişkin güvenceye sahiptir.
Bankalar alıcı adına akreditif koşullarının yerine getirilip getirilmediğini incelerler.
"En son yükleme tarihi"nin saptanabilmesi alıcıya (özellikle ihracatçıyı iyi tanımıyorsa)
malları zamanında elde edebilme olanağını sağlar.
Mallarını güvence olarak göstererek onları pazarlayıncaya kadar çeşitli kaynaklardan
borç bulabilir.
Eğer satıcı ile anlaşırsa, mal bedelinin belgelerin ibrazında değil de, belirli bir süre
sonra ödenmesi imkanı sağlanabilir. Bu ithalatçıya zaman kazandırarak daha düşük
maliyette kredi sağlama imkanı verebilir.
Akreditifli İşlemlerde Yeralan Bankalar
Akreditif itlemlerinde genellikle ilgili iki banka bulunur; Amir banka, muhabir banka.
Ancak bazı durumlarda ihracatçı, açılan kredinin kendisine yakın bulduğu üçüncü bir
banka tarafından veya muhabir banka tarafından garanti edilmesini ister ve bu banka
teyid eden banka olarak adlandırılır: Diğer taraftan, ihracatçıya akreditifin geldiğini
ihbar eden ve "ihbar bankası" olarak adlandırılan bir üçünü banka olabilmektedir
ancak bu, çoğunlukla muhabir banka olmaktadır.
Amir banka / Açan banka (Issuing / Opening bank)
• İthalatçının bankasıdır
• Akreditifi açar
• İhracatçı, akreditif vadesi içinde istenilen kotullan yerine getirirse ödeme
yapmakla yükümlüdür.
• Ödemeyi ihracatçıya dönüş hakkı (rücu hakkı) olmaksızın yapar.
• İthalatçının istemi üzerine henüz akreditif açılmadan ihracatçıya veya muhabirine
"ön bilgi" (preadvıce) verebilir.
• Kimi ülkelerde akreditifi doğruca ihracatçıya iletebilir.
İhbar bankası / Advising bank
• Akreditifin açıldığını ihracatçıya iletir.1
• Akreditifde, ihracatçıya karşı ödeme konusunda herhangi bir yükümlülüğü yoktur.
Bir anlamda postane görevini üstlenmiştir.
Teyid bankası / Confirming bank
• Amir banka dışındaki bir banka akreditife kendi yükümlülüğünü ekliyebilir. Bu
banka çoğunlukla ihbar bankası olmaktadır.
• Teyid, amir bankanın yükümlülüklerini yerine getireceğine ilişkin olarak bir diğer
bankanın kesin taahhüdünü ortaya'koymasıdır.
• Teyid eden bankanın birinci derecede sorumluluğu vardır.
• Akreditif koşullan yerine getirilmişse, teyid bankası;
1. İhracatçıya dönüş hakkı olmaksızın ödeme yapar
2. Poliçeleri kabul eder.
3. İhracatçıya dönüş olmaksızın poliçenin müzakere işlemini gerçekleştirir. (Devir
ve ciro = poliçenin satın alınması)
1 Ancak, akreditifi ihbar etmeye karar verdiğinde, ihbar ettiği akreditifin gerçek olup olmadığını kontrol etmeye
özen gösterir. Eğer akreditifi ihbar etmemeyi tercih ederse Amir Bankaya bu konuda gecikmeksizin bilgi verir.
• Sorumluluğu amir bankanın sorumluluğu kadar önemlidir. Akreditif koşullarına
karşı gelinirse, ihracatçı hem amir bankaya hem de teyid bankasına karşı tavır
koyabilir.
• Kendisini birinci derecede sorumlu bir konuma getiren bu hizmet karşılığında
komisyon alır.
Akreditif İşlemleri
1. Alıcı ile satıcı arasında ödemenin akreditifle yapılacağını belirten bir satış
sözleşmesi yapılır.
2. İthalatçı bankasına ihracatçı (lehdar) lehine akreditif açması için talimat verir.
3. Amir Banka genellikle, satıcının bulunduğu ülkedeki bir bankayla akreditifı ihbar
ya da teyid etmesi için anlaşır.
4. Muhabir ya da teyid eden banka akreditifın açıldığını ihracatçıya bildirir.
5. Satıcı akreditifin açıldığını öğrenir öğrenmez, eğer belirtilen zaman içinde gerekli
şartları sağlıyabilecekse, malları sevketme durumundadır.
6. Satıcı sevkiyatı yaptığını kanıtlayan belgeleri kredinin açıldığı bankaya gönderir.
7. Muhabir Banka gönderilen belgeleri kredi koşullarıyla karşılaştırdıktan sonra,
gönderilen belgeler kredi şartlarına uygunsa, kredide belirtilen şartlara göre
ödemede bulunur veya müzakerede bulunarak devreder ya da ciro eder.
8. Muhabir ya da teyid eden banka belgeleri amir bankaya gönderir. (Eğer muhabir
banka, amir bankadan farklıysa)
9. Amir banka gönderilen belgelerin, kredi şartlannı karşılayıp karşılamadığını
kontrol eder. Eğer gönderilen belgeleri yeterli bulursa;
A. Satıcı tarafından belgeler direkt olarak ona gönderilmişse ödemeyi satıcıya ya
da onun için kullanılabilir fon tutan muhabir bankaya yapar.
B. Teyid eden bankaya ya da satıcıya ödemede bulunan veya poliçesini kabul
eden muhabir bankaya geri ödemede bulunur.
10. Amir banka tarafından belgelerin akreditife uygunluğu tespit edildikten sonıra
akreditif miktarının ödenmesi için belgeler ithalatçıya sunulur.
11. Alıcı, nakliye belgelerini malların teslimatını yapacak olan taşıyıcıya gönderir.
Akreditifde Ödeme Tekilleri
Petin ödeme
1. Satıcı mal sevkiyatını kanıtlayan belgeleri muhabir bankaya ibraz eder.
2. Banka, belgelerin kredi şartlarını karşıladığını belirledikten sonra ödemeyi yapar.
3. Kredi meblağını satıcıya veren banka, eğer amir bankadan farklıysa, belgeleri
amir bankaya gönderir. Geri ödeme ise daha önce kararlaştırılan şekilde
gerçekleştirilir.
Poliçe kabulü ile ödeme
1. Satıcı, malların sevkiyatını yaptığını kanıtlayan belgelerle birlikte üstüne çekilmiş
bir poliçeyi bankaya gönderir
2. Banka, satıcının gönderdiği belgeleri kontrol edip uygun bulduktan sonra poliçeyi
kabul edip imzalar ve satıcıya geri verir.
3. Muhabir Banka belgeleri Amir Bankaya göndererek, satıcının poliçesini kabul
ettiğini ve vadenin bitim tarihinde geri ödemenin daha önce kabul edildiği şekilde
sağlanacağını bildirir.
Banka poliçeyi kabul ederek vade bitiminde poliçenin üzerindeki değeri ödeyeceğini
taahhüt eder. Bu noktadan sonra, satıcı isterse bankaca kabul edilen poliçesini kendi
bankasında ya da piyasada kırdırarak derhal nakde çevirir, isterse de parayı almak
için vade bitimini bekler.
Devir ve ciro edilen akreditifler (Negotiation type)
1. Satıcı, sevkiyatı yaptığını belgeleyen belgelerle birlikte alıcı veya kredide
belirlenen herhangi bir şahsın üstüne çekilmiş anında ödemeli ya da vadeli
poliçeyi bankaya gönderir.
2. Banka, belgelerin ·uygunluğunu kontrol ettikten sonra, poliçenin müzarekesine
geçerek poliçeyi devreder ya da ciro eder.
3. Muhabir Banka belgelerle birlikte poliçeyi amir bankaya gönderir. Geri ödeme
daha önce karara bağlanmış şekliyle gerçekleşir.
İhracatçılar kendilerine ödemenin yapılmasından amir bankanın parayı göndermesine
kadar geçen süre için "devir ve ciro" bankasına faiz ödemek durumundadırlar. Çünkü
"negotiating bank" bir anlamda ihracatçıya kredi kullandırmış olmaktadır. Bununla
birlikte sözkonusu faiz ya da genel adı ile "negotiation charges" ithalatçı tarafından da
ödenebilmektedir.
"Negotiation type" (Müzareke edilebilir) bir akreditifde devir ve ciro bankalan
genellikle poliçeyi iskonto ederek alırlar, ancak ihracatçılar da ödeme bankasının
parayı göndermesini beklemeden tahsil etmiş olurlar.
Devir ve ciro bankasının amir bankaya ve ihracatçıya dönüş hakkı (rücu etme)
bulunmaktadır.
Akreditif Çetitleri
Kabili rücu (Dönülebilir) akreditif
Bu tür akreditifler, ithalatçı ,ya da bankası tarafından ihracatçıya önceden haber
vermeksizin her zaman değiştirilebilir veya iptal edilebilirler. Malların transferi ve
belgelerin ihracatçı tarafından muhabir bankaya ibraz edilmesinden önce akreditifin
şartlan değiştirilebileceği ya da iptal edilebileceği. için ihracatçı açısından büyük risk
taşımaktadır. Óte yandan ithalatçı oldukça fazla esnekliğe sahiptir. Belgelerin
ihracatçı tarafından muhabir bankaya ibraz edilmesi durumunda akreditifin bankaca
ya da ithalatçı tarafından iptal edilmesi veya değiştirilmesi münıkün değildir. Sevk
belgeleri ihracatçı tarafından bankaya ibraz edildikten ve bankaca akreditif
koşullanna uygunluğu saptanarak ödemede bulunulduktan sonra, iptal ya da
değişiklik bildirimi yapılırsa bu ödeme geçerlidir ve amir banka bu ödemeyi muhabir
bankaya yapmak zorundadır.Eğer satış sözleşmesinde açılacak olan akreditifin gayri
kabili rücu olduğu açıkca belirtilmemişse akreditif "kabili rücu"türünde açılmış olur.
Gayrı kabili rücu (Dönülemez) akreditif
İhracatçının akreditifde yer alan şartlan tamamen yerine getirmesi halinde,akreditifi
açan banka tarafından,
• Görüldüğünde ödenmesi kaydını taşıyorsa, ödemenin yapılacağı
• Vadeli ödeme kaydını taşiyorsa, akreditifte belirtilen vadede ödemenin yapılacağı
• Akreditife göre poliçe kabul edilecekse, akreditifin vadesi dahilinde üzerine
çekilecek poliçelerin kabul edileceği şeklinde, ödeneceği konusunda taahhütleri
kapsayan akreditiflere "gayri kabili rücu" akreditif denmektedir. Bu tür akreditif
ancak taraflann kabulü olduğu takdirde değiştirilebilir veya iptal edilebilir.
İhracatçıya ödeme konusunda sağladığı güvence dolayısıyla bu tip akreditif
uluslararası ödeme şekilleri arasında en çok kullanılanıdır.
Teyidli akreditif
Akreditif açan banka ihracatçı tarafından yeterince tanınmıyorsa, ihracatçı kendisini
güven içinde hissetmek için çekeceği poliçenin ödeneceği konusunda kendi
ülkesindeki bir bankadan teminat vermesini ister. Bu şekilde, çekilen poliçe akreditifi
açan bankaca ödenmediği takdirde, ihracatçının ülkesindeki banka kendisinin
ödeyeceğini önceden taahhüt eder. Bu taahhüdü veren bankaya teyid eden banka
denir. Bankalar teyid için ayrıca komisyon aldıklanndan ek bir mali külfet getirirler ve
ithalatçılar genelde teyidli akreditiften kaçınırlar. Sadece gayrı kabili rücu akreditifler
teyidli olarak açılabilir.
Ticari İşlemlerde Kullanım Alanlarına Göre Akreditif Türleri
Rotatif akreditif
Rotatif akreditif şartları gereğince bir miktarı veya tamamı kullanıldıkça herhangi bir
belirli değişikliğe lüzum kalmaksızın eski miktar dahilinde yenilenen akreditiflerdir.
Yenilemenin amacı, ihracatçının akreditiften aynı şartlarla yararlanarak, ilk akreditif
şartlarına uygun olmak kaydıyla yeniden ihracat yapabilmesidir. Bu tür akreditif
genellikle aynı cins malı tek bir ihracatçıdan kısım kısım ithal eden ithalatçı tarafından
açılır. Rotatif akreditif zamana göre ve değere göre ilişkilendirilebilir. Zamanla ilişkili
olan rotatif akreditif ikiye aynlır:
Kümülatif rotatif akreditif: İlk dönemde kullanılmayan miktar, takip eden dönemlere
taşınır.
Kümülatif olmayan akreditif: Belli bir dönemde kullanılmayan miktar geçerliliğini yitirir
ve bir sonraki dönemlere aktarılmaz. Örneğin: 6 aylık periyodda her ay için 15 000 $
kredi sağlanmakta olsun. Her ay bir önceki ayda belli bir miktarm çekilip
çekilmediğine bakılmaksızın 15 000 $ lık miktar otomatik olarak yenilenir.
Değerle ilişkili olan rotatif akreditif, belirli geçerli dönem içinde kullanıldıktan sonra
aynı şekilde ve miktarda yenilenir.
Devredilebilir akreditif
Devredilebilir akreditifde, lehine bir akreditif açılan bir ihracatçı kendi ülkesindeki
üçüncü bir şahsa yani akreditifte adı geçenden başka ikinci ya da daha fazla
ihracatçıya akreditifi devredebilir. Devirde ilk akreditifdeki esas şartlar
değiştirilmemekte sadece miktar, mal fıyatı, akreditif vadesi ve son tarihi tarafların
kabulü ile değiştirilmektedir. Akreditifin ilk lehdarı, ikinci lehdarın faturalanndan eksik
olan kısımları kendi faturalanyla tamamlar ve akreditifin bu kısmını alabilir. Akreditif
amiri ile lehdarın ve devredilen üçüncü şahsın adları birbirine ve şartların da yeni
lehtara banka tarafından bildirilmesi gerekir. Akreditif devrolunca, birinci lehdar alıcı
durumuna gelmiş olur. Bu sebeple banka, birinci lehdarı alıcı olarak göstererek ikinci
lehdar için yeni bir akreditif açar.
Bu tür akreditifler sadece bir kez devredilebilirler. İkinci lehdar tekrar üçüncü bir
lehdara açılan akreditifi devredemez. Sadece gayrı kabili rücu akreditifler
devredilebilir.
Devredilebilir akreditifler aynı zamanda nakledilebilir akreditif hükmünü taşımaktadır.
İthal edilecek olan malın, ihracatçı tarafından doğrudan sağlanmasına imkan
olmayan durumlarda kullanılan ve başka bir ülkeye transferi mümkün olan akreditife
nakledilebilir akreditif denmektedir.
Bölünebilir akreditif
Devredilir akreditifler kısımlara bölünerek çeşitli ihracatçılara Bölünebılır Akredıtıf
devredilebilirler. İthalatçının dışardan satın almak istediği mallan tek bir firma
sağlayamıyorsa, bölünebilir akreditif açılarak çeşitli firmalarla ticaret yürütülebilir.
İthalatçı fırma yabancı ülkedeki bir tek fiıma veya temsilcisi lehine akreditifi açtırarak
zamandan ve masraftan tasarruf etmit olur.
Red Clause akreditif
Bu tür akreditifte akreditif talimatında belirtilen özel bir hükme dayanarak muhabir
banka, ihracatçı sevk belgelerini ibraz etmeden avans ödemesinde bulunur. Bu tür
akreditife "redclause" denme sebebi akreditif mektubunda talimatın kırmızı
mürekkeble yazılmasıdır. Akreditif talimatındaki bu hükme dayanılarak verilen avans
teminat aranmaksızın makbuz ya da benzeri belgeler karşılığında verilmektedir.
İhracatçıya verilen avans, malların sevkinde aracı bankaya verilen belgelerin
bedelinden kesilerek kapatılmaktadır. Eğer íhracatçı yüklemeyi yapmaz ve avansı
geri ödemezse muhabir banka amir bankadan faizi ile birlikte kendisine geri ödeme
yapılmasını ister. Aynı şekilde amir banka da ithalatçıdan talepde bulunacaktır.
Green Clause akreditif
Akreditifi açan banka lehine, akreditifin kullanıcısı tarafından bir teminat mektubu
verilmemişse, red clause akreditifleri açtıran firmalar büyük risklere girerler. Bu riskler
greerr clause akreditifler ile en aza indirilebilirler. Green clause akreditifde
ihracatçının mallan sevk etmesinden önce akreditiften tahsilat yapmasına olanak
tanınmaktadır. Ancak bu peşin ödemeler, mallann mülkiyetini bankaya devreden
ambar teslirrı makbuzları ile garanti altına alınmaktadır. Ambar teslim makbuzlan,
ambar firması tarafından düzenlenir ve depolanan malların değerini belirtir.
Red clause ve green clause akreditiflerin temel amacı, ithalatçı tarafından
ihracatçının finanse edilmesidir. İhracatçının ülkesindeki kredi faizlerinin, ithalatçının
ülkesindeki faizlere oranla yüksek olduğu durumlarda, bu tür akreditifler kanalıyla
düşük maliyetli fonlar ihracatçılara aktanlabilir.
Karşılıklı (Back to Back) akreditif
Karşılıklı akreditif ihracatçının lehine açılan akreditifin devredilebilir olmadıgı zaman
veya devredilse bile devir işleminin gerektirdiği ticari koşulları sağlamadığı zaman
kullanılır. İhracatçı ihraç ettiği mallan kendisi üretmiyorsa ve yurtdışındaki bir
üreticiden ödeme karşılığı satın almak durumundaysa karşılıklı kredi gündeme gelir.
Bu durumda ihracatçı yabancı üretici lehine bir akredifin açılması için bankasına
talimat verir. Bankasına teminat olarak da ithalatçının kendisi lehine açtığı akreditifi
gösterir. Ülkemizde reeksport veya transit ticaret yoluyla yapılan ihracatta ve mahsup
yoluyla yapılan transit ticarette karşılıklı akreditif kullanılmaktadır. Bu noktada bir
ithalat akreditifınin karşılığını bir ihracat akreditifi teşkil etmektedir. Reeksportta
ihracatçı, bir ülkeden almış olduğu bir malı diğer bir ülkeye satacaktır. Malı ithal
ederken akreditif açar aynı zamanda aynı malı satacağı ülkedeki ithalatçı tarafından
da kendisi için bir akreditif açılır. Bu durumda ihracatçının bankasında bir depo
hesabı oluşur. İhracat bedeli döviz yurda geldiğinde, ithal bedeli tahsil olduktan
sonra, kalan kısım ihracatçıya ödenir.
Stand-by akreditif
Bu tip akreditifler bir ödeme aracından çok bir garanti gösterme aracıdır. Taraflar
arasında yapılan sözleşmelerde (genellikle müteahhitlik sözleşmeleri), taraflardan
birisinin (müteahhit firma) yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumuna karşın,
diğer tarafın (işveren) garanti olarak bir teminat istemesi sonucu teminat gösterimi
için bankalarca müteahhit taraf adına açılan kredilerdir.
Akreditif İşlemlerinde Genel Kurallar
Alıcı
• Amir bankaya talimatlannı aşırı detaydan uzak bir açıklıkla vermeli ve talimatları
kesinlik taşımalıdır. Öyleki, banka ithalatçının ne istediğini tahmin etmek
durumunda kalmamalıdır.
• Açılan kredinin amacı alımın bedelini ödemektir. Kredi şartları ve istenen belgeler
satış kontratı ile uyum içinde olmalıdır.
• Sevkiyattan önce veya sevkiyat sırasındaki mallann her türlü incelenmesi
belgelendirilmelidir. Bu tür belgelerin çıkış mercileri önceden kredi anlaşmalarında
mutlaka belirtilmelidir.
• Akreditif satıcının sağlıyamayacağı belgeleri zorunlu kılmamalıdır ve satıcının
yerine getiremiyeceği koşullan öne sürmemelidir.
Satıcı
• Akreditifte belirtilen meblağın kullanımına kadar geçen sürede satıcı boş
durmamalı gerekli gördüğü değişiklikleri anında iletmelidir.
• Satıcı akreditifde belirlenen süreyi ve koşulları karşılıyabileceğinden emin
olmalıdır.
• İhracatçı akreditifte belirtilen belgeleri zamanındá şartlara uygun olarak ibraz
etmelidir. Belgeleri mümkün olduğu kadar çabuk şekilde akreditifin geçerlilik
süresi içinde bankaya ibraz etmelidir.
• Belgeleri bankaya ibrazında akreditifte belirtilen koşullara göre gerek zaman
gerekse belgelerin nitelikleri açısından uygunsuz bir durum ortaya çıkarsa,
bankanıin belgeleri kabul etmemekle yükümlü olduğunu ihracatçı unutmamalıdır.
Akreditif itlemlerinde uygulanan uluslararası kuralları nereden öğrenebilirsiniz?
Uluslararası Ticaret Odası, "Vesikalı Krediler Hakkındaki Yeknesak Teamüller ve
Uygulamalar" broşürünü gözden geçirerek 1993 yılında yeniden yayınlamıştır.
(Unıform Custom and Practise For Documentary Credits/U.C.P. No: 500). Bu yayın
uluslararası kabul görmektedir. Temelde yasal bir yaptırımı yoksa da, akreditifli
işlemlerde aşağı yukarı her ülke bu kuralları uygulamaktadır. Öyleki, ulusal hukuka
bırakılan anlaşmazlıklarda dahi, yargıçlar U.C.P'yi dikkate almaktadırlar.
Akreditif itlemlerinin maliyeti
Bütün vesaikli krediler, maliyet tesbiti açısından çeşitli dilimlere ayrılırlar; Akreditif
açılması, ihbarı, teyid edilmesi, düzeltilmesi, ödeme yapılması, poliçelerin kabulü, ciro
edilmesi gibi, bütün bu farklı dilimler için bankalann aldıkları komisyon değişmektedir.
Aynca bankalar komisyon bedelini belirlerken, tarafların ticari güvenirliliği ve
bulundukları ülkelerin finans piyasasındaki yeri gibi kriterleri değerlendirirler.
Akreditif Formu Örneği ve Formda Yeralan Bilgilere İlişkin
Açıklamalar
Akreditif mektubunda yer alan bilgilere ilişkin açıklamalar2
1. Amir Bankanın adı ve adresi. ( Amir Banka genellikle ithalatçının kendi bankası
olup, ithalatçının talimatı üzerine akreditifi açar.)
2. Akreditifle ilgili işlemleri içeren banka referans numarası
3. Akreditif vadesi
4. Akreditifi açtıran ithalatçının adı ve adres
5. İhracatçının (lehdar) adı ve adresi
6. Akreditifi ihbar eden bankanın adı ve adresi. Bu banka genellikle ihracatçının
kendi bankasıdır.
7. Akreditifin tutarı ve döviz cinsi
8. Akreditifte belirtilen ödeme tekli
9. İhracatçının tam sipariş tutarının altında sevkiyat (kısmi sevkiyat) yapmasına izin
verilip verilmediği
10. Mallann bir araçtan diğerine aktarma yapılmasına izin verilip verilmediği
11. Malların nakliye firmasına teslim edildiği yer ve bunun için verilen en son tarih
12. Malların gönderildiği yerin adı
13. Banka tarafindan ödeme yapılmadan önce ihracatçının bankasına sunması
gereken belgelerin türü ve miktarına ilişkin liste
14. Akreditif vadesi içinde, nakliyeye ilişkin belgelerin verildiği tarihten itibaren diğer
belirli belgelerin sunulması için verilen süre.
Akreditif İşlemlerinde Görülen Yaygın Sorunlar 3
3. Eğer akreditif vadesi içinde istenilen belgelerle birlikte sunulmaz ise geçerli
sayılmayacaktır.
5. Eğer İhracatçının (lehdar) ismi doğru olarak belirtilmezse akreditife itibar
edilmeyebilir.
7. Akreditifte belirtilen tutann diğer belgelerde belirtilen tutarla aynı olması
gerekmektedir.
9. Eğer akreditifte kısmi sevkiyata izin verilmiyor ise mallann tümünün gemiye
yüklenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde akreditif kabul edilmeyecektir.
10. Akreditifte aktarmaya izin verilmediği halde aktarma yapılmış ise, gecikmeler ve
ekstra maliyetler ihracatçıya yüklenecektir.
11.Eğer akreditifteki yükleme koşullanna uyulmaz ise akreditif geçerli sayılmayabilir.
13. Eğer belgeler akreditifte belirtilen gerçek format ve sayıya uygun değil ise
gecikmeler
ve ekstra maliyetler olabilmektedir.
15. Eğer belgeler belirtilen zaman içinde sunulmazsa akreditif geçersiz
sayılabilmektedir.
2 Akreditif örneğinde yer alan bölüm numaralarına göre açıklanmaktadır
3 Akreditif örneğinde yer alan bölüm numaralarına göre açıklanmaktadır.
Akreditif İşlemlerinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
1. İthalatçı ile ihracatçı arasında sözleşme yapıldığı zaman, ihracatçının tam olarak
ithalatçı tarafından ne tür belgeler istendiğini bilmesi gerekmektedir. Daha sonra
ihracatçı akreditif koşullannı yerine getirebilmek için akreditif vadesinin yeterli
olduğundan emin olmalıdır.
2. İhracatçı, ithalatçı ile olan tüm işlemlerinde adının ve adresinin doğru bir şekilde
yazıldığından emin olmalıdır. Akreditif ihracatçıya ihbar edilmediğinde ihracatçı
akreditifte ve sunacağı belgelerde isminin doğru olup olmadığını kontrol etmelidir.
3. Alıcının kısmi sevkiyatı kabul edip etmediği konusu ihracatçı tarafından anlaşılır
olmalıdır: Eğer kısmi sevkiyat kabul ediliyor ise teslim tarihinde bir problem çıksa
bile bu durum akreditifin geçerliliğini etkilemeyecektir.
4. İhracatçının sözleşme tamamlanmadan önce, malları nasıl yükleyeceğini bilmesi
gerekmektedir. Genellikle yüklemelerde aktarma işlemi yapılabilmektedir. Bazen
önceden geminin aktarma yapıp yapmayacağını bilmek mümkün
olmayabilmektedir. Bu gibi durumlar için akreditifin aktarma işlemine izin vermesi
faydalı görülmektedir.
5. Akreditifte malların gönderildiği nokta ve gönderme tarihi, ihracatçı ile ithalatçının
akreditif koşullan üzerinde anlaştıkları gibi olmalıdır.
6. İhracatçı, ithalatçının hangi belgeleri istediği konusunda emin olmalıdır. İstenilen
belgelere göre, mallan yüklemeye hazırlarken, ekstra maliyetler ve gecikmeler
olabilmektedir.
7. İhracatçı akreditif kendisine ihbar edildiği zaman tüm detaylan kontrol etmelidir.
Aynı zamanda istenilen belgelerin hazırlanabilmesi için yeterli zamanın olup
olmadığının ihracatçı tarafından kontrol edilmesi gerekmektedir.
Akreditifte İstenen Belgeler
Akreditifte istenen belgeler ülkelere, firmalara ve malın cinsine göre değişse de
genellikle aşağıdaki belgelerden oluşmaktadır.
Ticari fatura (Commercial invoice)
İhracatçı tarafından ithalatçıya verilmek üzere düzenlenen ve tasdik olunarak
üzerinde malın birim fiyatını, toplam fiyatını, miktannı, ağırlığını; özelliklerini, satıcının
adı ve adresini, alıcının adı ve adresini, borcun ödeme şeklini, satış şartları ile
yükleme ve boşaltma yerini gösteren belgedir. İhracatçının hazırlayacağı ticari fatura
ithalatçı ülkenin mevzuatına uygun olmalıdır.
Poliçe (The bill of exchange)
Poliçe, ihracatçı tarafından hazırlanan ve imzalanan bir belge olup, ithalatçının belirli
bir meblağı (ihracat tutarını) yine belirli bir süre sonunda ihracatçıya ödemesini
öngören bir belgedir. Poliçe, ihracatçıya ödemenin yapılacağına dair bir güvence
olutturmamakla birlikte akreditife ek olarak düzenlenen bir belgedir.
Mente tahadetnamesi (Certificate of origin)
İhracatçı ve onun temsilcisi tarafından hazırlanan ve bağh bulunduğu Ticaret Odası
tarafından tasdik edilen malın menşeini gösteren belgedir.
Kontimento (Bill of lading)
Konşimento, nakliye araçları yola çıkmadan önce ihracatçının vereceği yükleme
rotasına göre nakliyeci tarafından düzenlenen malların teslim alındığını ve
kararlaştırılan yere kadar taşınıp ithalatçıya teslim edileceğini gösteren belgedir.
Kalite kontrol belgesi (Certificate of inspection)
İthalatçılar genelde aldıklan malların belli standartlará uygun olduğundan emin olmak
için kalite kontrol belgesi isterler. İki taraf kalite kontrol işlemiyle kimin ilgileneceği ve
masraflan kimin karşılayacağı hususunda önceden anlaşmaya varmalıdır.
Sigorta poliçesi (Insurance certificate)
İthalatçıya gönderilen malların yolculuk sırasında kayba veya hasara uğrama
tehlikesine karşı sigorta edildiğini gösterir.
ATR-l, ATR-3 ve EURO1 Dolaşım belgeleri
ATR belgesi, Avrupa Birliğine üye ülkelere yapılan ihracatta istenmektedir. EFTA
ülkeleri ile Türkiye arasında yapılan Serbest Ticaret Anlaşması gereği, bu ülkelere
yapılan ihracatta EUROl Belgesi istenmektedir.
Sağlık sertifikası
Sözkonusu malın cinsine göre sağlık koşullarına uygun olup olmadığını gösteren
belgedir.
Çeki listesi
Bazı durumlarda, ithalatçı firma tarafından istenebilir. Çeki listesi, hangi taşıta ne
kadar mal yüklendiğini, birim paket veya çuvalın ağırlığını gösterir.

AKSARAY İLİNİN COĞRAFİ KONUMU


İlçeler

Şehir Nüfusu

Köy Nüfusu

Merkez

101.187

99.151

Ağaçören

4.054

10.746

Eskil

19.256

6.509

Gülağaç

4.549

18.545

Güzelyurt

2.767

11.988

Ortaköy

30.411

29.000

Sarıyahşi

6.854

3.929

Aksaray İl Haritası

.............................................

AKSARAY iLiNiN COĞRAFi KONUMU

Aksaray,ülkemizin kalbi sayılacak bir noktadadır. Edirne, İstanbul, Ankara,Adana, İskenderun karayolu ile Samsun, Kayseri,Konya,Antalya karayolu üzerindedir. 33-35 derece doğu meridyenleri ile 38-39 derece kuzey paralelleri arasında yer alır. Yüzölçümü 7626 km²'dir.

Aksaray'ın 6 ilçesi :

1.Ağaçören
2.Eskil
3.Gülağaç
4.Güzelyurt
5.Ortaköy
6.Sarıyahşi


Ayrıca 191 köy ve kasabası bulunmaktadır.

YÜZEY ŞEKİLLERİ:

Aksaray,yüzey şekilleri itibariyle düzlüktür.Denizden 1000 metre yükseklikte yer alır.İlin güneydoğusunda Hasan dağı(3268 m);Kuzeyi,orta bölümünden ayıran noktada uzanan ve Hasan dağı ile birleşen Ekecik dağı(2137 m),bu yaylada yer alan yüksekliklerdir.Aksaray'ın orta kesimleri,kuzeyi,güneyi tamamen ovalıklarla kaplıdır.Güneyde Obruk platosunun uzantısı ve Aksaray ovası bulunur.En önemli akarsuyu Uluırmak'tır.7626 km² olan ilin 5713 km² 'si tarım arazisi,çayırlık,otlak ve meradır.

Aksaray'ın en önemli gölü Konya ve Ankara ile müşterek sınırlara sahip oldukları Tuz gölüdür.Tuz gölü ülkemizin en büyük ikinci gölüdür,yüzölçümü 1500 km² 'dir,yurdumuzun en önemli tuz yataklarından biridir.

BİTKİ ÖRTÜSÜ:

Aksaray,etrafı kuzeyde Kuzey Anadolu(Karadeniz),güneyde Güney Anadolu (Toros)dağları;doğusu yüksek Doğu Anadolu Platosu,batısında İç Batı Anadolu yüksek platosuyla çevrili olan Orta Anadolu Bölgesinin Tuz gölü havzasında yer alır. Deniz etkisinden tamamen mahrumdur. Dolayısıyla orman yetiştirme ortamına sahip değildir. Yağışın diğer yörelere nazaran daha fazla olduğu Hasan Dağı eteklerinde altta ve üstte meşe,ortada bir kuşak halinde dağ kavağı, Ekecik Dağında meşe ormanları görülür.

İlimizin bitki örtüsü Bozkır ikliminin tabii bitki örtüsü olan Bozkır bitkileridir.İklim; kışları sert,yazları kuraktır,yağışlar azdır. Havanın kuru olması ve kurutucu etkisi, az olan yağışın tesirini bir kat daha azaltır.

AKSARAY İLİNİN TARİHÇESİ

KISA TARİHÇE

M.Ö. 7000-6000 yıllarında Neolitik devirde Anadolu medeniyetinin ilk izlerini gördüğümüz Konya yakınlarındaki Çatalhöyükte Hasandağına dolayısıyla Aksaray’a ait vesikalara rastlanılmaktadır. Burada Hasandağının lav püskürttüğünü tasvir eden bir kazıntı resme rastlanmıştır. Neolitik dönemde Aksaray ve çevresi iskan görmüştür. Kalkolitiktik ve eski demir devirlerinde iskan olup olmadığı bilinmemekle birlikte çevre köylerde (Böget ve Koçaş) bu döneme ait seramiklere rastlanılmaktadır.

M.Ö. 3000-2000 yıllarında Anadolu Hitit kavmi yaşamıştır. Bu dönemde asurlu tacirler burada ticaret yapmışlardır. Aksaray’ın ilk ve orta tunç devirlerindeki durumunu Acemhöyük ören yerlerindeki yapılan arkeolojik kazılardan ve müze müdürlüğünün satın almış olduğu eski eserlerden öğrenmekteyiz. Bu dönemde asurlu tüccarlar Mezopotamya’ dan gelerek şehirlerin banliyölerinde ticaret merkezi kurmaya başlamışlardır. Asurlu tüccarlar yazıyı biliyorlardı. Pişirilmiş çamur üzerine yazılmış metinler, çamurun pekiştirilmesi suretiyle yapıştırılıyordu. Höyük, M.Ö. 2000 yılının ilk yarısına isabet etmektedir.

Koloni döneminin sonlarına doğru, M.Ö. 1700 yıllarında Kafkaslardan gelen, küçük şehir devletleri kuran ve Anadolu’da, Askeri bir devlet halinde bir kavmin varlığını görüyoruz. Hint-Avrupalı olan bu kavmin Anadolu’da siyasi iktidarı ele geçirerek kurduğu devlet, eski Hitit devletidir. Aksaray’da Hititlere ait eserler bulunmamakla beraber mağlup memleketler arasında Aksaray’ında adı geçmektedir.

Orta Anadolu’da M.Ö. 13 yy. sonlarına kadar devam eden Hitit egemenliği M.Ö. 12 yy- da batıdan (Trakya) gelen ve deniz kavimleri olarak bilinen kavimlerin en güçlüsüdür.

Yanardağ küllerinin sıkışmasından oluşan tüf tabakalarının çok kolay kazılabilme özelliği nedeniyle bölgemize çok sayıda yeraltı şehri ve dik yamaçlara kaya içinde yerleşme birimleri yapılmıştır. 7 yy. sonlarından itibaren Müslüman Arapların Anadolu üzerinden İstanbul’a yaptıkları sefer nedeni ile bölgeye sığınan Hıristiyanların sayısı çok artmış, Ihlara, Gelveri ve Göreme gibi yerleşim birimleri birimleri oluşmuştur.

Aksaray, 1142 tarihinde Selçuklular tarafından zapt edilmiş ve 1470 yıllarındaki Osmanlı hakimiyetine kadar İlhanlı, Danişmentli, Karamonoğulları egemenliğinde kalmıştır. 1470 yıllarında Aksaray’ı ele geçiren İshak Paşa tarafından, Fatih Sultan Mehmet’in emri ile halkın bir bölümü İstanbul’a nakledilmiştir.

SELÇUKLULAR DÖNEMİNDE AKSARAY

1142 yıllarında Selçuklu egemenliğine giren Aksaray’a ıı. Kılıçarslan zamanında saraylar, medreseler, zaviyeler, kervansaraylar yaptırılmış, Azerbaycan ve başka yerlerden Müslüman halk, gazi, mücahit, alim, ticaret erbabı getirilerek yerleştirilmiştir. Bu yıllarda Aksaray, bir Selçuklu askeri üssü durumundadır. Kılıçarslan’ın babası Sultan Mesud, Danişmentlere karşı Aksaray’ı bir askeri üs olarak kullanmış ve burada bazı tesisler yaptırmıştır. II. Kılıçarslan burada bir saray yaptırarak Arkhelais adını Aksaray’a çevirdi ve burası ikinci payitaht gibi idi. II. Kılıçarslan kendi adını taşıyan türbede ebedi uykusundadır. Aksaray, Selçuklu ve Karamanoğlu dönemlerinden kalan eserler yönünden oldukça zengindir.

OSMANLILAR DÖNEMİNDE AKSARAY

1470 yılında Aksaray ve Çevresi Vezir-i Azam İshak Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu tarafından fethedilmiş ve Osmanlı topraklarına katılmıştır.

İstanbul’un fethinden sonra boşalan şehrin iskanı için, Fatih’in emriyle binlerce müslüman türk ailesi İstanbul’a nakledilmiştir. Ve bu nedenle bir semte Aksaray adı verilmiştir.

Aksaray, Osmanlı sınırları içine alındıktan sonra Fatih adına yapılan ilk tahrirde Aksaray vilayeti olarak gösterilmiştir.

CUMHURİYET DÖNEMİNDE AKSARAY

Hicri1336-Miladi 1920 yılında Aksaray vilayet olmuştur. 1933 yılına kadar 13 yıl vilayetlik yaptıktan sonra vilayetliği lağvedilmiştir. 20/03/1933 tarihinde 2197 sayılı kanunun 3. maddesi ile Niğde’ye ilçe olarak bağlanmıştır. 1989 yılının 15 Haziran gününe kadar 56 yıl kaza olarak kalmış olan Aksaray, bu tarihte eski hakkı iade edilmek suretiyle tekrar vilayet olmuştur.

AKSARAY'IN TURiSTiK MEKANLARI

EĞRİ MİNARE

Kızıl tuğla ile yapılan ve çinilerle süslenen minare Selçuklu dönemine aittir.92 taş basamakla şirefeye çıkılır.Yapım tarihini gösterir kitabesi yoktur. Minarenin yanında bulunan cami sonradan yaptırılmıştır.Tahmini yapım tarihi 1221-1236'dır.

Eğri Minare

KIZIL KiLiSE

Güzelyurt'un 5 km kuzeydoğusundadır. Kırmızı kesme taşlardan yapıldığı için Kızıl kilise adını almıştır.Üç neflidir. Orta nefte 4 sütun üzerinde bir kubbe oturmaktadır.Freskler yer yer dökülmüştür. Bazı kısımlarında dini sahneler ve havarilerin portreleri yer almaktadır.Kilise 5-6 yy'a aittir.

Kızıl Kilise

IHLARA VADiSi


Aksaray'a 45 km mesafede olan Ihlara Vadisi İlimizin önemli turizm merkezlerindendir.14 km uzunluğunda olup,vadi içerisinde 105 kilise ve kayalara oyulmuş vaziyette onbinin üzerinde oturma mekanı bulunmaktadır. Büyük bölümü kaya düşmesi sonucu kapalı olan bu yerlerin gerek plan ve gerekse freks süslemeleri açısından Bizans sanatı içerisinde özel bir yeri bulunmaktadır. Bugün vadinin Ihlara bölümünde yer alan kiliselerden; Eğritaş, Pürenliseki, Ağaçaltı, Sümbüllü,Kokar ve Yılanlı kiliseler ziyarete açık bulunmaktadır. Fresklerinde büyük oranda arap etkisi görülen bu kiliselerde süslemelerin 9-11yy'lar arasında yapıldığı tahmin edilmektedir.

Vadinin Belisırma köyü bölümünde yer alan;Bahaddin Samanlığı,Ala,Direkli ve Kırkdamatlı (Aziz Georgias ) kiliseleri klasik Bizans üslubundadır.11-13.yy. olarak tarihlendirilmektedir. Frekslerde İncilden ve Hz.İsa'nın hayatıyla ilgili konular işlenmiştir.

Ayrıca Güzelyurt (Gelveri) ilçesi hudutları içerisinde Sivrihisar Köyünde bulunan Kızıl Kilise ve Selimiye köyündeki Selime Sultan Türbesi ile Yaprakhisar köyündeki Ziga kaplıcaları önemli ziyaret yerleridir.

ULU CAMi

Ulu Cami

Ulu Cami yığma bir tepe üzerine yapılmıştır.Yapım kitabesinde 1408-1409 yıllarında Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından yaptırıldığı yazmaktadır.Mimarı Firuz Beydir.Mimberi Abanoz ağacındandır ve yıkılan başka bir camiden nakledilmiştir.Caminin yanında bulunan minare 1925 yılında yapılmıştır.

SULTANHANI

Sultanhanı

Sultanhanı 1228-1229 yıllarında Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır.Selçuklu devrinin mimari taş işçiliği ve süsleme sanatları bakımından şaheser bir örnektir.Selçuklu döneminde hanlar hanbeyi tarafından yönetilirdi.Bey kervanların güvenliğini sağlamakla görevli idi.Her handa bir süvari birliği bulunurdu ve bu birlikler savaş anında orduya katılırdı.

akıntılar

AKINTILAR

1.Dalga Akıntısı

2. Gel-git akıntısı

3.Yoğunluk (tuzluluk) ve seviye farkı akıntısı: Denizlerin boğazlarla birbirine

bağlandığı yerlerde görülür. Ör: Yurdumuzda, Karadeniz’den Akdeniz’e doğru üst akıntı ,

Akdeniz’den de Karadeniz’e doğru alt akıntı olması.

4.Okyanus Akıntıları: Muson rüzgarları ve sürekli rüzgarların etkisiyle okyanuslarda

meydana gelen hareketlerdir.

*Okyanus akıntılarının karşılaşma alanlarında balıkçılık çok gelişmiştir. Sebebi;

balıklar için önemli besin kaynağı olan planktonların çok fazla olmasıdır. Ayrıca sis

olayı da fazla olur.