Bayram Cigerli Blog

Bigger İnfo Center and Archive
  • Herşey Dahil Sadece 350 Tl'ye Web Site Sahibi Ol

    Hızlı ve kolay bir şekilde sende web site sahibi olmak istiyorsan tek yapman gereken sitenin aşağısında bulunan iletişim formu üzerinden gerekli bilgileri girmen. Hepsi bu kadar.

  • Web Siteye Reklam Ver

    Sende web sitemize reklam vermek veya ilan vermek istiyorsan. Tek yapman gereken sitenin en altında bulunan yere iletişim bilgilerini girmen yeterli olacaktır. Ekip arkadaşlarımız siziznle iletişime gececektir.

  • Web Sitemizin Yazarı Editörü OL

    Sende kalemine güveniyorsan web sitemizde bir şeyler paylaşmak yazmak istiyorsan siteinin en aşağısında bulunan iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime gecebilirisni

akıntılar

AKINTILAR

1.Dalga Akıntısı

2. Gel-git akıntısı

3.Yoğunluk (tuzluluk) ve seviye farkı akıntısı: Denizlerin boğazlarla birbirine

bağlandığı yerlerde görülür. Ör: Yurdumuzda, Karadeniz’den Akdeniz’e doğru üst akıntı ,

Akdeniz’den de Karadeniz’e doğru alt akıntı olması.

4.Okyanus Akıntıları: Muson rüzgarları ve sürekli rüzgarların etkisiyle okyanuslarda

meydana gelen hareketlerdir.

*Okyanus akıntılarının karşılaşma alanlarında balıkçılık çok gelişmiştir. Sebebi;

balıklar için önemli besin kaynağı olan planktonların çok fazla olmasıdır. Ayrıca sis

olayı da fazla olur.

Akdeniz iklimi

Akdeniz iklimi

Akdeniz iklimi, yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçen iklim türüdür. Yağış rejimi düzensizdir. Doğal bitki örtüsü makidir. Maki yaz kuraklığına dayanabilen, kısa bodur ağaççıklardan meydana gelen bir bitki topluluğudur.

Türkiye'de Akdeniz iklimi esas karakterini Akdeniz Bölgesi'nde, Torosların denize bakan yamaçlarında 800-1000 metre yüksekliğe kadar olan alanlarda gösterir. Kıyı boyunca kuzeye gidildikçe karakterinde değişiklikler görülmekle birlikte, kıyılar ve içeriye doğru uzanan grabenler boyunca görülür. Marmara Bölgesi'nde ise Güney Marmara kıyıları ile Trakya'nın Marmara kıyılarında görülür.

Coğrafya ile ile ilgili bu makale bir taslaktır. Makalenin içeriğini geliştirerek Vikipedi'ye katkıda bulunabilirsiniz.

AKDENİZ İKLİMİ

Görüldüğü yerler: Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler ( Libya, Mısır ve Lübnan hariç. Buralarda görülmeme sebebi yer şekillerinin engebesiz olmasıdır.), Avustralya’nın güneybatısı, G. Afrika Cumhuriyetinde Kap bölgesi, Şili’nin orta kesimleri ve Kuzey Amerika’da Kaliforniya çevresinde etkilidir.

Özellikleri:

Yazlar sıcak ve kurak kışlar ılık ve yağışlıdır.

Yaz sıcaklığı güneş ışınlarının düşme açısına, kuraklık ise alçalıcı hava hareketlerine bağlıdır.

En sıcak ay ortalaması 28-30°C , en soğuk ay ortalaması 8-10 °C dir. Yıllık ortalama 18°C dir.

Kar yağışı ve don olayı çok ender görülür.

En fazla yağış kışın , en az yağış yazın düşer.

Kışın görülen yağışlar Cephesel kökenlidir. Cephesel yağışlar en fazla bu ikimde görülür.

Yıllık yağış miktarı yükseltiye göre değişir. Ortalama 600-1000 mm arasındadır.

Bitki örtüsü maki dediğimiz bodur bitki topluluğudur. Maki; mersin, defne, kocayemiş, zeytin, zakkum, keçiboynuzu vb bitkilerden oluşur.

Akdeniz iklimi yurdumuzda Akdeniz, Ege, G. Marmara ve G.D. Anadolu Bölgesinin batısında görülür. Ancak Akdeniz Bölgesinden uzaklaştıkça enlem, yükselti ve karasallığın etkisiyle bozulmaya uğrar.

akdeniz bölgesinde truzimin gelişme nedenleri

AKDENİZ BÖLGESİNDE TURİZMİN GELİŞME NEDENLERİ

Türkiye’nin en erken ısınan,en geç soğuyan bölgesi olması nedeniyle,Akdeniz’in özellikle sahil kesimi turizm açısından çok önemli.Akdeniz Bölgesi’nde yaz aylarında sıcaklık 35 derecenin altına hiç düşmez.Deniz suyu sıcaklığı Mayıs ve Eylül aylarında 26-28 derece arasındadır.

“Türk Rivierası” olarak adlandırılan Akdeniz kıyıları , Antalya’dan İskenderun’a kadar tarihi değerler ve doğa güzellikleri ile bezenmiş.

Antalya,İçel,Hatay,Adana,Kahramanmaraş,Burdur,Isparta,Akdeniz bölgesine bağlı illerdir.

Bölgeye gelen turistlerin tercih ettikleri yer daha çok batıda yer alan Antalya bolümüdür.

Mart ve Eylül arası dönemde ortalama sıcaklıklar oldukça yükselir.İklimin bu özelliği bölgedeki turizm hareketlerinin canlı ve yoğun olmasındaki faktörlerin başında yer almaktadır.Özellikle “Türk Rivierası” denilen Akdeniz’in Antalya kıyıları her mevsim turizme açık bulunmakta,yurt içinden ve yurt dışından yüz binlerce turistin gelmesine sebep olmaktadır.

Deniz turizmi bakımından kıyıların tabii güzelliğinin önemi büyüktür.Deniz turizmi bakımından diğer husus da deniz suyu sıcaklığının yüksek olmasıdır.Bölge tabii güzellikler ve ılıman iklimi yanında tarihi ve kültürüyle de dikkat çekmektedir.Komşusu Ege Bölgesi ile birlikte Anadolu’nun ilk uygarlıklarının ortaya çıkışına sahne olmuş ve değişik kültürlere beşiklik etmiştir. Bu bakımdan tarih ve arkeoloji zenginlğine sahiptir.

Akdeniz Bölgesinde sağlık bakımından büyük önem taşıyan sıcak su kaplıcaları ,şifalı sulariiçmeler ve mağaralar gibi tabii sağlık kaynakları ile dinlendirici çağlayanlar ve göller de bulunmaktadır.Toros dağlarının varlığı da bölgeye dağ ve av turizmi bakımından önem kazandırmaktadır.Bunlardan başka son yıllarda düzenlenen turistik fuar ve festivaller turizm bakımından önemli kültür olayları ortaya çıkmıştır.

Akdeniz bölgesi , turizm açısından (özellikle yaz turizmi –deniz turizmi)en çok iç ve dış turist çeken bölgedir.Eski çağlardan kalma antik kentleri ile önemlidir.Özellikle Antalya İli Akdeniz Bölgesi’nin turizm merkezidir.

TURİZM MEKANLARI

Bölgenin turizm açısında faydalı mekanları şunlardır;

ü Aspendos

ü Olympos

ü Side

ü Alanya

ü Kaş

ü Düden Şelalesi-Düden Başı

ü Demre (Myra)

ü Damla Taş Mağarası-Fosforlu Mağara

ü Cennet-Cehennem Mağaraları

ü Kız kalesi

ü Tarsus Şelalesi-Anamur

ü Manavgat Şelalesi

ü Göller ve İnsuyu Mağarası

ü Ölüdeniz

Bölgedeki önemli turizm mekanları olup ayrıca ülkemizde turizme açılan mağaralrın tümü bu bolgededir.Akdeniz Bölgesinin doğal güzeliklerini ve tarih kalıntılarını korumak amacıyla ulusal parklar düzenlenmiştir.

EKONOMİYE TURİZMİN KATKISI

Turizmin ekonomik bakımdan önemi 3 başlık altında incelenecektir.Bu başlıklar şunlardır:

ü Döviz kaynağı olarak turizmin önemi,

ü Gelir yaratma kaynağı olarak turizmin önemi,

ü Yatırım kaynağı olarak turizmin önemi.

1-DÖVİZ KAYNAĞI BAKIMINDAN TURİZMİN ÖNEMİ

Turizmin döviz kaynağı olarak değerlendirilmesi iki yaklaşımla ele alınabilir.Birincisi,turizm gelirlerinin ödemeler dengesine yaptığı olumlu etkinin hesaplanması;ikincisi ise,turizm gelirlerinin elde edilmesi amacıyla yapılan ithalatın olumsuz etkisinin belirlenerek net döviz gelirinin saptanmasıdır.

Gelişmekte olan ülkelerin çoğu,döviz sıkıntısı sebebiyle ekonomik kalkınmalarını finanse etme güçlükleriyle karşılaşmaktadırlar.Bu ülkeler,genellikle ihracatın gelişmesine ve ithalatın sınırlı tutulmasına büyük öncelik tanımaktadırlar.Bu açıdan bakıldığında turizm,ödemeler dengesindeki açığın kapatılmasına katkıda bulunmaktadır.

Konuya bu yönleriyle yaklaşıldığında;daha önce de belirtildiği gibi ,turizmin ödemeler dengesi üzerindeki etkilerinin döviz girişleri ve döviz çıkışları bakımından incelenmesi uygun düşmektedir.

a-Döviz Girişi Bakımından Turizmin Önemi

Bilindiği gibi bir ülkeye gelen turistlerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere doğrudan doğruya veya dolaylı olarak yaptıkları her türlü harcamalar, o ülkenin dış turizm gelirlerini oluşturmakta ve aynen ihracat olayında olduğu gibi döviz girişi sağlanmaktadır.Bir ihracat şekli olarak turizmin döviz girişi sağlaması fonksiyonu görünmeyen ihracat ve ek ihracat şeklinde nitelendirilmektedir.Bu ihracatın gerçekleşmesi ise alıcının(veya tüketicinin –yani turistin)ülkeye ithal edilmesi şeklinde gerçekleşmelidir.

b-Döviz Çıkışı Bakımından Turizmin Etkileri

Dış pasif turizme katılan ülke vatandaşlarının götürdükleri döviz ile turizm sektörünün varlığı ve sürekliği için zorunlu olan ithalata tahsis edilen döviz,tamamlayıcı turistik mal ve hizmet ithalatına yapılan harcamalar,ödemeler dengesini,turizm kaynaklı döviz çıkışları şeklinde etkilemektedir.

AKDENİZ BÖLGESİ COĞRAFİ KONUMU

AKDENİZ BÖLGESİ

COĞRAFİ KONUMU

Yurdumuzun güneyinde alan bakımından 4. büyük bölgemizdir.

YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ

Bölgenin büyük bir kısmı Toros Dağları ve yüksek platolarla kaplıdır. Genel olarak engebeli ve dağlıktır. Toroslar, III. Jeolojik zamanda oluşmuş Alp – Himalaya sistemine bağlı genç kıvrım dağlarıdır. Batı ve Orta Toroslar bölge içinde geniş yer tutar. Batı Toroslar Antalya Körfezi'nin her iki yanında da yer alır.

Toroslar'ın Antalya Körfezi'nin batısındaki bölümü ile Antalya Körfezi'nin doğusundaki bölümü Göller Yöresi'ne doğru birbirine yaklaşarak uzanır. Bey Dağları, Çiçekbaba ve Barla Dağları Antalya Körfezi'nin batısında, güneybatı - kuzeydoğu yönünde uzanırlar. Sultan Dedegöl ve Geyik Dağları Antalya Körfezi'nin doğusunda kuzeybatı - güneydoğu yönlü uzanır.

Anamur Burnu'nun kuzeyinden başlayan Orta Toroslar, güneybatı - kuzeydoğu yönlü uzanan üç kütleden oluşur. Bunlar, Bolkar Dağları, Aladağlar, Tahtalı Dağları ve Binboğa Dağları'dır. Akdeniz Bölgesi'nde Toroslar'dan başka Hatay - K. Maraş istikametinde uzanan dağların oluşturduğu bir dış sıra halinde Nur (Amanos) Dağları uzanır.

Dağların kıyıya paralel uzanması, dalga aşındırmasının fazla olmasına ve kıyılarda yalıyarların (falezlerin) çokluğuna neden olmuştur.

Akdeniz Bölgesi'nde yer yer plato alanları bulunur. Bunlardan biri Antalya Körfezi'nin batısındaki Teke Platosu, diğeri de Anamur Burnu'nun gerisindeki Taşeli Plâtosu'dur. Antalya Körfezi'nin batısındaki dağlarla ve platolarla kaplı karstik arazi "Teke Yöresi" olarak adlandırılır. Teke Yöresi ve Taseli Platosu bölgenin en tenha yerleridir.

Türkiye'de karstik yapının yaygın olduğu yerlerde yağışın fazla olmasına karşın yeraltına sızmanın çok olması, yerüstü sularının zayıf olmasına yol açar. Bu nedenle de bu yerlerde nüfus yoğunluğu azdır.

Dağlar kıyıdan itibaren yükseldiği ve kıyıya paralel olduğu için iç kısımlarla ulaşım ancak bazı geçitlerle sağlanabilmektedir.

Bölgedeki başlıca geçitler şunlardır: Göller Yöresi'ni Antalya'ya bağlayan Çubuk geçidi, İç Anadolu'yu Silifke'ye bağlayan Sertavul geçidi, Amik Ovası'nı İskenderun'a, hatta Suriye'ye bağlayan Belen geçidi ve Çukurova'yı İç Anadolu'ya bağlayan Gülek geçididir.

Bu bölgedeki ovalar çöküntü alanlarında alüvyonların yığılması ile oluşmuş birikim alanlarıdır. Bu birikim alanlarından en önemlileri Çukurova delta ovası ile Hatay çukurluğundaki Amik ovasıdır. Akdeniz Bölgesi'nin batısında da kıyıda Antalya ovası ile Göller yöresinin küçük çöküntü ovaları bulunmaktadır.

Akdeniz Bölgesi genel olarak engebeli ve dağlıktır. Bölgenin % 80'ini kıyıya paralel uzanan Toros Dağları ile yüksek platolar oluşturur. Bu durum, bölgede nüfus dağılışını, kara ulaşımını, bitki örtüsünü, turizm çeşitliliğini çok etkiler. Sanayi ürünleri çeşitliliği ise bu durumdan en az etkilenir.

AKARSU ve GÖLLER

Bölgedeki akarsular düzensiz rejime sahiptirler. Akarsu rejiminin düzensiz olmasında çeşitli faktörlerin etkisi vardır. Bunlar:

Bölgede etkili olan Akdeniz ikliminde yağışların çoğu kış aylarında görülür. Yaz ayları ise çok sıcak ve kurak geçer. Bunun sonucu olarak akarsular kışın kabarır, yazın ise kuruyacak seviyeye gelir.

Bölgede karstik yeryüzü şekillerinin geniş yer tuttuğu görülür. Bunun sonucu olarak, yağışlı mevsimlerde suyun bir kısmı yer altına sızarak akarsuların fazla kabarmasını önler. Yazın ise yeraltı suyunun akarsuya karışarak su seviyesinin alçalmasını az da olsa engellediği görülür.

Bölgenin en önemli akarsuları, Asi, Seyhan, Ceyhan, Göksu, Manavgat, Aksu ve Dalaman çayıdır.

Bölge göl bakımından zengindir. Batısında tektonik ve karstik etkenlerle oluşan göllerin yer aldığı Göller Yöresi bulunmaktadır. Beyşehir, Eğirdir, Burdur, Acıgöl, Suğla, Söğüt, Salda, Elmalı ve Kovada gölleri bulunur.

Eğirdir Gölü tatlı su gölüdür. Bunun nedeni fazla sularını yer altından Aksu'ya ve dolayısıyla Akdeniz'e boşaltmasıdır. Bu göllerden Suğla Gölü, zaman zaman kuruyacak derecede su kaybına uğrar.

Doğuda Hatay yöresindeki Amik Gölü de, Asi nehrinin taşkınlarının bataklık şeklinde olduğu bir göldür. Bu alan akarsuların getirdiği alüvyonlarla büyük ölçüde dolmuştur

İKLİM ve BİTKİ ÖRTÜSÜ

Bölgede karakteristik Akdeniz iklimi görülür. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır. Yıllık sıcaklık ortalaması 18°C'dir. Kıyıda yıllık yağış miktarının 1000 mm yi bulduğu yerler vardır. Akdeniz kıyıları kış mevsiminin en ılık geçtiği bölgemizdir. Buna yol açan nedenler, nemlilik miktarı, güneş ışınlarının düşme açısı ve Toros Dağları'nın doğrultusu ve yükseltisidir. Toroslar, kışın kuzeyden gelen soğuk hava kütlelerinin kıyıya inmesini önler.

Yağış maksimumu kış mevsimine rastlar.

Bölgedeki yaz kuraklığı ise, dinamik yüksek basınç alanlarının etkili olması, bölgenin alçalıcı hava hareketlerinin etkisine girmesinin sonucudur.

Kıyıdan itibaren yükseldikçe sıcaklık düşmekte, yağış miktarı artmaktadır.

Denize dönük yamaçların etekleri bol yağış alır. Batıda Antalya çevresi doğuda, Hatay, Dörtyol, Osmaniye, Kadirli, Bahçe çevresi 1000 mm civarında yağış alır. Oysa ovadaki Mersin ve Adana çevresi 600 - 700 mm yağış almaktadır.

Karasallaşmanın belirgin olduğu yerler, bölgenin batı kesiminde genişler. Göller yöresi ve Teke yöresi karasallığın en belirgin olduğu yerlerdir. Sıcaklık farkları artar, kışlar daha uzun sürer.

Akdeniz Bölgesi'nde 700 - 800 m'ye kadar maki bitki örtüsü hakimdir. Maki, zeytin, mersin, defne, sakız ağacı, zakkum, keçiboynuzu, vb. kuraklığa dayanıklı bodur bitkilerden oluşur.

Bölgedeki ormanlar, makiden sonra başlar, 2400 m'ye kadar devam eder. Daha sonra dağ çayırları yer alır. Orman alanları üzerindeki dağ çayırları yazın kuraklığın etkisi ile kururlar.

Akdeniz Bölgesi'nin iç kesimlerine doğru gidildikçe iklim karasallaşır. Özellikle Göller Yöresi'nde yıllık yağış miktarı ve kış sıcaklık değerleri düşmüştür.

TARIM ve HAYVANCILIK

Bölgede tarım alanları sınırlı olmasına rağmen kıyı şeridinde en önemli ekonomik etkinlik tarımdır. En önemli tarım alanları başta Çukurova olmak üzere Amik ve Antalya ovalarıdır.

İklim özellikleri tarımsal yaşamı şekillendirir. Tarım alanlarından bir yıl içinde birden çok ürün alma bakımından en elverişli koşullara sahip olan bölgemizdir.

Bölgede yetiştirilen başlıca tarım ürünleri şunlardır:

Buğday: Bölgenin hemen her tarafında yetiştirilir. Çukurova'da pamuk ekilmeyen alanlarda da ekilir.

Pirinç: Hatay'da Amik Ovası'nda, K. Maraş çevresinde ve Silifke civarında yetiştirilir.

Pamuk: Başta Çukurova olmak üzere diğer kıyı ovalarında yetiştirilir. Türkiye pamuk üretiminin yaklaşık % 33'ü bölgeden karşılanır.

Tütün: Burdur Göller Yöresi'nde ve Hatay çevresinde yetiştirilir.

Gül: Özellikle Isparta ve Burdur çevresinde tarımı yapılır.

Turunçgiller: Kıyı boyunca Finike, Antalya, Alanya, Anamur, Silifke, Mersin, ve Dörtyol'da yetiştirilir. Türkiye turunçgil üretiminin yaklaşık % 89'u bölgeden karşılanır.

Muz: Alanya ve Anamur çevresinde yetiştirilir. Türkiye'de yetiştirilen muzun tamamı bölgeden karşılanır.

Haşhaş ve şekerpancarı: Özellikle Göller Yöresi'nin ürünleridir.

Zeytin ve üzüm: Kıyı şeridinde hemen her yerde yetiştirilir. Ancak bölge halkı daha kârlı olan pamuk üretimine önem verdiği için zeytincilik ve bağcılık fazla gelişememiştir.

Bölge soya fasulyesi, yer fıstığı ve mısır üretiminde de Türkiye'de ilk sıradadır.

Seracılığın en yaygın olduğu bölge Akdeniz Bölgesi'dir. Bölgede kış sıcaklığının sıfır derecenin altına düşmemesi turfanda sebze ve meyveciliğin gelişmesine yol açmıştır. Mersin - Antalya kıyı şeridi turfanda sebzeciliğin en yaygın olduğu yerdir.

Akdeniz Bölgesi'nde hayvancılık fazla gelişmemiştir. Sığır, koyun ve keçi Toroslar'da yaylacılık sistemiyle yetiştirilir. Hayvanlardan en yaygın olanı kılkeçisidir. Çünkü bu hayvan Toroslar'ın sarp yamaçlarında yaşamını kolayca sürdürür.

YERALTI ZENGİNLİKLERİ

Krom : Fethiye ve Dalaman çayı çevresinde çıkarılır.

Barit : Mersin ve Adana çevresinde çıkarılır.

Boksit(alüminyum): Batı Toroslar'da Seydişehir çevresinde çıkarılır.

Kükürt : Keçiborlu (Isparta) çevresinde çıkarılır.

Demir : Adana (Feke ve Saimbeyli) çevresinde çıkarılır.

Asbest : Doğu Akdeniz'de Hatay çevresinde çıkarılır.

ENDÜSTRİ

Adana Bölümü'nde sanayi daha fazla gelişmiştir. Adana Bölümü'nde dokuma, tütün, gıda, kimya, tarım araçları, çimento, madeni eşya, cam ve tuğla fabrikaları vardır.

Mersin, önemli bir liman kentidir. Bu ilimizde, Ataş petrol rafinerisi bulunur.

Antalya'da ferro - krom tesisleri, yağ fabrikaları bulunur.

Isparta'da gülyağı fabrikaları, çimento fabrikası, tarım araçları yapım merkezleri ve halı fabrikası bulunur.

Burdur'da gül yağı fabrikası, şeker fabrikası, tarım araçları fabrikası, süt ve yem fabrikaları yer alır.

TURİZM

Bölge turizmden elde edilen gelirler bakımından 3. sıradadır.

Burdur'da İnsuyu mağarası, Alanya'da Damlataş mağarası, Tarsus'ta Yedi uyuyanlar mağarası, Antalya yakınlarında Karain mağarası, Düden, Manavgat Kurşunlu ve Tarsus şelaleri, Mersin'deki Cennet ve Cehennem obrukları ve Dilek kuyu mağarası bölgede yer alan ve turizm faaliyetlerine neden olan karstik şekillerdir.

Ayrıca yazın erken başlaması deniz turizminin de erken başlamasına ve gelişmesine neden olmuştur. Bütün Akdeniz kıyıları boyunca turistik tesisler kurulmuştur ve kurulmaktadır. Akdeniz Bölgesi'nde Olimpos - Beydağları Sahil,Güllük Dağı (Termessos), Kovada Gölü, Kızıldağ, Köprülü Kanyon ve Karatepe - Aslantaş milli parkları bulunur.

Antalya'da her yıl düzenlenen Altın Portakal Film Festivali ile Mersin Moda ve Tekstil Fuarı da önemli turizm etkinliklerindendir.

NÜFUS ve YERLEŞME

1997 nüfus sayımına göre, bölgede 8,1 milyon insan bulunmaktadır. Nüfus sayısı bakımından beşinci sırada yer alır. Nüfus yoğunluğu km2 ye 66 kişidir.Akdeniz Bölgesi'nde nüfusun %70'i Adana Bölümü'nde toplanmıştır.

Bu durumun başlıca nedenleri;

Zengin tarım alanı olan Çukurova'nın varlığı,

Çukurova'da tarım ürünleri işleyen sanayi kuruluşlarının fazlalığı,

Adana Bölümü'nün yollarla Doğu, Güneydoğu ve İç Anadolu'ya bağlanmasıdır.

Adana Bölümü'nde Adana, Mersin, İskenderun, Antakya, Kahraman Maraş, Tarsus, Kilis, Kozan, Kadirli, Osmaniye gibi büyük il ve ilçelerde sanayi, tarım ve ticaretin aktif olması nüfusun artmasına neden olmuştur.

Antalya Bölümü'nde ise nüfus, bölge nüfusunun %30 unu oluşturur.

Çünkü;

Antalya Ovası Çukurova kadar verimli değildir.

Kalkerli kayaların varlığıyla karstlaşma, tarım hayatını olumsuz yönde etkilemektedir.

Antalya Bölümü'nde ulaşım fazla gelişmemiştir. Burdur ve Isparta yöresi demir yoluyla Ege Bölgesi'ne bağlanmış ve İzmir'in ard bölgesi durumuna gelmiştir.

Antalya Bölümü'ne bağlı kıyı ovalarının, son yıllarda turizm faaliyetlerine bağlı olarak nüfusu artmaktadır.

Buna karşılık toplu yerleşme daha fazladır. Ancak suyun bol olduğu yörelerde dağınık yerleşmeye rastlanır. Bölgenin kıyı ovalarında turistik tesislerin yaygınlığından dolayı dağınık yerleşme hakimdir. Bölgede köy ve kasaba evlerinin yapı malzemesini daha çok kalker taşları oluşturur.

Akdeniz Bölgesi nüfus yoğunluğu açısından Türkiye ortalamasının altında bir durum gösterir. Bunun en önemli nedeni bölgenin %90'ını işgal eden Toroslar'dır.

Toroslar, Teke ve Taşeli Yöresi Türkiye'nin en seyrek nüfuslu yerlerindendir. Adana Bölümü'nde özel konumunun etkisiyle nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının üstündedir. Adana Bölümü'ndeki Çukurova pamuk tarımı nedeniyle, Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerinden mevsimlik göç alır.

Çukurova'da nüfus yaz mevsiminde artmaktadır. Bu artışta tarım işçilerine olan gereksinimin artması rol oynar.

BÖLÜMLERİ

Antalya Bölümü: Taşeli Platosu'nun batısında kalır. Antalya Bölümü endüstriyel gelişim bakımından Adana Bölümü'nden daha geridedir. Bunun nedeni Antalya Bölümü'nün dağlık olması ve tarım yapılan ovaların azalmasıdır.

Bozova, Elmalı, Acıpayam, Tefenni gibi karstik ovalara sahiptir.

Antalya Bölümü, Adana Bölümü'nü turizmde, seracılıkta ve yağış miktarında geçmiştir. Antalya Bölümü'nde yeryüzü şekillerinin etkisiyle tarım yapılan alanlar daha dardır. Dağları kıyıdan itibaren ani olarak dikleşir ve iç kısımlarla olan bağlantıyı zorlaştırır. Böylece bölgenin art bölgesi yok denecek kadar azdır. Bu da Antalya Bölümü'nde endüstriyel gelişimin, Adana Bölümü'nden daha geri olmasına neden olmuştur.

Turizm potansiyeli bakımından Antalya Bölümü, Adana Bölümü'nden çok önde gelir. Sanayi kuruluşlarının çokluğu yönüyle Adana Bölümü Antalya Bölümü'ne göre öndedir. Kıyı ovalarının genişliği yönüyle değerlendirildiğinde Adana Bölümü'nde yer alan Çukurova'nın Antalya Ovası'ndan çok geniş olduğunu görürüz. Tarımın ve sanayinin yoğun olarak yapıldığı Adana Bölümü'nde nüfus daha yoğundur. Antalya ve Adana Bölümü iklim şartları bakımından benzerlik gösterir. Her iki bölümde karakteristik Akdeniz iklim koşulları görülür.

İklim özellikleri her iki bölümde aynıdır.

Sulama suyu miktarı şartları itibariyle iki bölüm de aynı avantajlara sahiptir.

Tarım alanlarının kullanış biçimi her iki bölümde benzerdir.

AKDENİZ BÖLGESİ

AKDENİZ BÖLGESİ

Akdeniz bölgesi

Akdeniz Bölgesi

Akdeniz Bölgesi

akarsuların şekillenmesi